Siyaset, bir milletin vicdanı, aklı ve yol haritasıdır. Eğer bu alan; şovmenlerin, demagogların, günü kurtarmak için sahneye çıkan sahte yüzlülerin oyun alanına dönüşürse, toplumun geleceği karanlığa mahkûm olur. İşte bu yüzden yazıyorum. Amacım; halkın gözünü boyayan, hiçbir emek vermeden, hiçbir çaba göstermeden sahneye çıkan sahtekârların gerçek yüzünü deşifre etmek, alın teriyle, birikimiyle var olan insanların hakkını savunmaktır.
Benim kalemim hiçbir kişisel çıkarın, hiçbir siyasinin, hiçbir kurumun gölgesinde olmadı. On beş yıldır yayın hayatına devam eden haber portalımı tek kuruş maddi destek almadan, yalnızca okuyucunun güveniyle ayakta tuttum. Ne belediyelerin kasasından, ne siyasi partilerin kasasından, ne de devlet kurumlarının bütçesinden bir kuruş talep ettim. Çünkü biliyorum ki bağımsız kalemin asıl gücü, bağımsızlığında saklıdır.
Bugüne kadar belden aşağı vurmadım, ama sahtekarların maskesini indirmekten de geri durmadım. Popülizmin ucuz cazibesine kapılmadım. Çünkü biliyorum ki popülizm, bir toplumu ayakta tutmaz; aksine onu içten içe çürütür. Hiçbir çaba göstermeden, sadece laf cambazlığıyla, halkın gözünü boyayarak bir yere gelmeye çalışanların bu ülkeye tek bir hayrı dokunamaz. Onların bıraktığı miras yalnızca kırgınlık, güvensizlik ve çöküş olur.
Ben yazdıklarımı kimse için yazmıyorum. Kendim için yazıyorum; emeğin, alın terinin, dürüstlüğün kıymetini bilenler için yazıyorum. Çünkü biliyorum ki toplum ancak hakikate tutunarak sağlıklı bir yapıya kavuşur. İki yüzlüler, maskeliler, çıkar tüccarları bir gün mutlaka kaybolur ama geriye onların verdikleri zarar kalır.
Bu yüzden susmayacağız. Bizim görevimiz, laf kalabalığıyla toplumu kandıranların karşısına dimdik çıkmak; hakikati söylemekten geri durmamaktır. Çünkü sessizlik, en büyük kötülüğe ortaklıktır.
Birilerini rahatsız ediyorsak kusura bakmasın. Biz hakikati savunuyoruz. Ve hakikat, her zaman en sert tokattan daha ağırdır.