Bir kadının egosu, bir erkeğin sustuğu yerden büyür bazen.
Toplumun çarpık dengelerinde, ilişkilere sinmiş görünmez ama keskin bıçaklar var. Kadın-erkek ilişkisi artık sadece sevgiyle, saygıyla değil; güç savaşı, kontrol, öç, hatta bazen "ezme ve ezilme" sarmalıyla tanımlanıyor.
Son yıllarda bazı kadınlar arasında yükselen bir tavır dikkat çekiyor:
“Artık güç bizde.”
Ama bu güç, özgürlüğün değil; intikamın, öfkenin, üstünlük kurma arzusunun üzerine kuruluysa, sağlıklı bir dengeye değil; hastalıklı bir tahakküme dönüşüyor.
Bazı kadınlar, geçmişteki kırgınlıklarını, yaralarını iyileştirmek yerine o acının içinden birer ego heykeli yontmayı seçiyor.
Ve sonra bir kutu metaforu kuruyorlar kafalarında.
O kutu, kadının elinde.
Kadın bu kutunun içinde erkeğin en temel ihtiyaçlarının, zaaflarının, duygularının saklı olduğuna inanıyor.
Ve o kutuya sahip olmanın verdiği "muhtaç edilme" duygusuyla, karşısındaki erkeği yönettiğini sanıyor.
Gücün, sevgiyle değil; bağımlılıkla kurulabileceğini zannediyor.
Oysa hiçbir ilişki, muhtaçlıkla sağlıklı kalamaz.
Ne kadın bir erkeğin tek nefesi olabilir…
Ne de erkek bir kadının eksik tamamlayıcısıdır.
Bu “kontrol arzusu” sadece kadına ait değil elbet. Ama son dönemde bazı kadınlar, erkeklerin geçmişteki buyurganlığının simetriğini oynuyor gibi:
Sözde modern, özgürlükçü, bağımsız…
Ama içinde büyüttüğü, gizli bir intikam senaryosu.
“Erkekleri yularla gezdiririm” düşüncesi, sadece karşı cinsi değersizleştirmiyor;
aynı zamanda kadının da kendi içindeki zarafeti, inceliği, sevgiye olan inancını öldürüyor.
Kadın olmak, güçlü olmak demektir elbet.
Ama güç; yıkmak değil, onarmakla ölçülür.
Kibir, geçici bir alkışın peşinden sürükler insanı.
Gurur, sevginin önüne geçince sadece yalnızlık üretir.
Ve evet, o kadın giderse belki Ankara yanmaz…
Ama içten içe o kadının içi yanar da fark etmez.
Çünkü birini kontrol etmenin hazzı, sevgiyi yaşamanın huzurunu hiçbir zaman vermez.
Gerçek güç; ihtiyaç duymadan sevebilmekte,
Yular değil, yoldaş olabilmekte…
Ve biri giderse ardından öfkeyle değil; olgunlukla susabilmekte saklıdır.