Kongre süreci bir demokrasi sınavıdır. Bu süreç, yalnızca kimin başkan olacağı meselesi değildir. Bu süreç, İYİ Parti Çanakkale teşkilatının emeğine sahip çıkma ya da şahsi hırslara teslim olma sürecidir.
Oyların Sahibi Teşkilattır
Yerel seçimlerde İYİ Parti’nin logosu, ismi ve programı sayesinde kazanılan oylarla Belediye Meclisi’ne giren 8 üyenin, tek bir kişinin kontrolünde tutulması kabul edilemez. “Ben seçtirdim” diyerek teşkilatı yok saymak, binlerce gönüllünün emeğini hiçe saymaktır. Bunun adı siyasette açıktır: nankörlük.
Kapı Kapı Dolaşanların Hakkı Var
Bu oylar, İYİ Parti’ye ve onun programına inanan, gece gündüz çalışan emekçiler tarafından verilmiştir. Halk, oyunu kişisel hırslara değil, İYİ Parti’nin kadrolarına, söylemlerine ve sahadaki alın terine emanet etmiştir.
Ve unutulmasın: Kapı kapı dolaşan Rıdvan Uz’un eşi ve kadınlar olmasaydı, ne bağış ne de kişisel reklam o sandıktan başarı çıkaramazdı.
Maddi Katkıların Perde Arkası
Sık sık dile getirilen “maddi katkılar” da gerçeğin yalnızca bir yüzüdür. Burak Kunt’un ortaya koyduğu katkılar, kendi cebinden değil; İYİ Parti Genel Merkezi’nin sağladığı ekonomik destek ve iddialara göre Kunt ile işbirliği içerisinde olan Merkez ilçe başkanının İYİ Partiye son Dakikada üye yaptığı Belediye Meclis Üyelerinden alınan bağış ve diğer bağışlarla oluşturulmuştur.
Rüzgâra Göre Yön Değiştirenler
Ancak tüm bu desteklerin üzerinde, sandığı kazandıran tek şey vardır: Teşkilatın gece gündüz sahadaki emeği.
Bugün “değişim” söylemleriyle öne çıkanların asıl derdi dava değil, kişisel menfaatlerdir. Rüzgâra göre yön değiştirenler, en güçlü kimse onun yanında saf tutarlar. Eğer emekçilere saygı duyulsaydı, teşkilat yok sayılmaz, hiç tanımadığınız isimler meclis üyesi yapılmazdı.
Partiyi Basamak Olarak Kullanmak
Asıl sorun burada düğümleniyor. Gözlemlenen tablo şunu gösteriyor: Burak Kunt ve çevresindeki meclis üyeleri, İYİ Parti’ye aidiyet duymak yerine kendi PR çalışmalarına ağırlık veriyormuş izlenimi yaratıyor. Bu yaklaşım, partinin yükünü taşımak yerine ona yük olmak anlamına geliyor.
Bir siyasi partiye aidiyet duymayan, o çatının değerlerini hissetmeyen kişilerin aynı çatı altında yol yürümeye devam etmesi, en hafif tabirle onurlu siyasetle bağdaşmaz. Eğer gerçekten tek dertleri kişisel tanıtım ve bireysel çıkar ise, yapılması gereken bellidir: İYİ Parti’nin sırtından inip istifa etmeleridir.
Kimse Teşkilatın Üstünde Değildir
İYİ Parti’nin en başarılı ili Çanakkale’dir. Hem genel seçimlerde hem de yerel seçimlerde elde edilen sonuçlar bu gerçeği somut olarak ortaya koymuştur. Bu başarı kişilerin değil, kadınların, gençlerin ve teşkilatın emeğinin eseridir.
Onurlu Siyasetin Gereği
Onurlu siyaset, şahsi hesapları değil; ortak geleceği, toplumsal faydayı öncelemektir. İYİ Parti, Türkiye’nin dört bir yanında fedakarca çalışan samimi insanların alın teriyle büyümektedir. Hiç kimsenin kendi siyasi kariyer basamağı değildir. Eğer bir siyasetçi, partiyi kendi çıkarlarına mahkum etmeye çalışıyorsa, en doğru ve onurlu adım bellidir: İstifa etmek.
İYİ Parti Çanakkale’de tarihi bir yol ayrımındadır. Ya teşkilatın emeğine sahip çıkacak ya da kişisel hırsların oyuncağı olacaktır.
Ve herkes bilsin:
İYİ Parti, kimsenin siyasi kariyer basamağı değildir. Bu oylar, İYİ Parti’nin programına inanan, gece gündüz çalışan emekçilerin oylarıdır. Aidiyet duymayanın yeri Bu parti değildir
“İYİ Parti’de kazanan hep emekçiler olacak; menfaatçiler değil.”