“Değerli Üyemiz, Tüzüğümüze aykırı biçimde yapılan usulsüz ve geçersiz delege seçimi sonucunda, 19.10.2025 tarihinde yapılacak merkez ilçe kongresine yol arkadaşlarımız ile katılmama kararı aldık. Biz, hata yapan bizden olsa dahi hataya itiraz edeceğimize vatandaşımıza karşı söz verdik. Demokrasiye olan inancımız gereği, anti-demokratik bir süreci meşrulaştırmayacağız. Bu davaya gönül vermiş, bizi arayan, destek olan tüm yol arkadaşlarımıza duyuruyoruz: Biz, başkalarının aksine kendi koltuklarımız için değil, Çanakkale için mücadele ediyoruz. Zafer; ajandasının başına Çanakkale yazanlarla gerçekleşecek. Demokrasi ancak ve ancak inananlar ve dik duruş gösterenler ile varolacak.”
Kâğıt üzerinde şık duran bu sözde demokrasi mesajının ardında ise, Çanakkale emekçilerinin çok iyi bildiği eski oyunlar yatıyor. Çünkü,
Teşkilatı kargaşaya sürükleyen, birlik yerine nifak tohumları eken anlayışın kim olduğunu herkes biliyor. Bugün demokrasiden ve dik duruştan bahsedenler; dün en kirli hesapların başrolündeydi. Yerel seçimler öncesi çevirdikleri dolapları İYİ Parti emekçileri unutmadı. Burak Kunt ve yol arkadaşı Şahbaz, geçmişte oynadıkları oyunları unutturmaya çalışarak bugün ‘usulsüzlüğe karşıyız’ diyorsa, bu ancak ibretlik bir tablo olur.”
Ego, Kibir ve Sınıflandırma Hastalığı
Bu isimlerin en belirgin özelliği; egolarının esiri olmaları, kibre kapılmaları ve insanları sınıflandırma hastalığıdır. Kendilerini üstün gören, teşkilatın emekçilerini ikinci plana iten bu anlayış, siyasetin ruhunu zehirledi. “Biz” ve “onlar” diye ayıran bu dil, parti içi dayanışmayı hedef aldı; ama sahada emek verenlerin omuz omuza duruşunu inadına güçlendirdi. Çünkü gerçek emekçiler, bu oyunların farkına vardıkça birbirine daha sıkı kenetlendi.
Koltuk Uğruna Her Şey
Çanakkale’ye hizmet adına diyerek kişisel çıkar peşinde koşanlar işte bunlardı. Koltuk için yapılan gizli pazarlıklar, çıkar hesabıyla değiştirilen yönler ve günü kurtarmaya dönük boş nutuklar bunun en açık göstergesidir. Parti içinde nifak tohumu ekenler, yerelde Çanakkale’nin adıyla oynadı; genelde ise koltuk uğruna her şeyi göze aldı. Bugün yol arkadaşlarını satanların, yarın bu şehrin kaderini satmayacağını kim garanti edebilir?
Demokrasi Maskesi
Sandıkta karşılık bulamayanların son sığınağı, sahte mağduriyet edebiyatıdır. Bugün “biz hata yapan bizden olsa da itiraz ederiz” diyenlerin geçmişteki sicili, bunun ne kadar samimiyetsiz bir söylem olduğunu ortaya koymaktadır. İYİ Parti emekçileri, bu maskeyi çoktan düşürdü. Demokrasi kılıfı altında koltuk ticareti yapanların oyunu artık görülüyor.
Son Söz
Çanakkale’nin kaderi, demokrasiyi yalnızca kendi menfaati için hatırlayanların eline bırakılmayacak kadar değerlidir. İYİ Parti’nin gerçek sahibi, emek veren neferleridir; koltuk sevdalıları değil. Maskeler düştü, gerçekler ortaya çıktı. Ve unutulmasın: Ego, kibir ve koltuk hırsı siyaseti yutar; geriye sadece yüzleşilmesi gereken acı gerçekler kalır.
“İYİ Parti’nin gerçek sahibi, koltuk peşinde koşanlar değil; emeğiyle dik duran neferlerdir.”