''Yaz boyunca ülkemizi, en son da Çanakkale’mizi yutan yangınlar içimizi derinden acıttı. Yanan itfaiye araçları, hayatını kaybeden insanlarımız ve yaşamlarını ormanda sürdüren sayısız canlının yok oluşu hepimizin hafızasına kazındı.
Yoğun bir araştırma ve incelemenin ardından hazırladığım bu raporu sizlerle paylaşıyorum. Tek dileğim; bu acıların son bulması, devletimizin gerekli adımları vakit kaybetmeden atması ve bir daha aynı felaketleri yaşamamamızdır.''
Orman Yangınlarına Karşı Bilimsel ve Stratejik Önlemler Raporu
Giriş
Orman yangınlarıyla etkin mücadele, yalnızca yangın çıktıktan sonra yapılan söndürme faaliyetlerine değil, yangının hiç başlamamasını sağlayacak bilimsel ve stratejik önlemlere dayanmalıdır. Günümüzde iklim değişikliği, artan kuraklık ve yükselen sıcaklıklar orman ekosistemlerini her zamankinden daha kırılgan hale getirmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin yangınla mücadelesinde paradigma değişimine gidilmesi şarttır. Aşağıda, bu kapsamda uygulanması gereken beş temel önlem literatür desteği ve uluslararası örneklerle sunulmaktadır.
1. Yakıt Yükü Haritalaması ve Örtü Temizliği
Tanım ve Amaç:
Yakıt yükü, orman ekosistemlerinde yanıcı materyalin (kuru yapraklar, çalı, dal, ölü örtü tabakası) yoğunluğunu ve dağınımını ifade eder. Bu materyaller yangının başlama ihtimalini artırmakla kalmaz, aynı zamanda hızla yayılmasını sağlar.
Yöntemler:
LIDAR (Light Detection and Ranging): Yüksek çözünürlüklü lazer tarama teknolojisi ile üç boyutlu orman yapısı modellenerek alt örtüdeki yakıt yükü haritalanabilir.
Hiperspektral Uydu Görüntüleri: Özellikle kuru biyokütle miktarının tespiti için kullanılır.
İHA (Drone) Tabanlı Gözlem: Gerçek zamanlı görüntüleme ve ısıl haritalama ile bölgesel risk analizi yapılır.
Uygulama:
Haritalama sonucunda riskli bölgelerde önleyici örtü temizliği yapılmalıdır. Bu işlem kontrollü yakma (prescribed burning) ya da mekanik temizleme yoluyla gerçekleştirilir. ABD’de USDA (United States Department of Agriculture) bu uygulamayı yıllık periyotlarla planlamaktadır.
2. Kimyasal Önleyicilerle Alan Koruma
Tanım ve Amaç:
Yangın başlamadan önce riskli bölgelere yangın geciktirici kimyasal maddeler uygulanarak bitki örtüsünün tutuşabilirliği düşürülür. Bu yöntem yangının yayılmasını ciddi oranda geciktirir veya engeller.
Kullanılan Kimyasallar:
Phos-Chek: Amonyum polifosfat içeren, yanmayı geciktirici maddedir.
Jeller ve Köpükler: Bitki yüzeyini kaplayarak oksijenle temasını keser.
Biyo-polimerler: Doğaya zarar vermeyen, uzun süre etkili, biyolojik çözünürlüğü olan yeni nesil malzemeler (Kanada ve Avustralya uygulamaları).
Uygulama:
Kimyasal maddeler uçak, helikopter ve drone’larla hedef bölgelere püskürtülür. Yangın sezonu başlamadan önce uygulanır ve etkisi haftalarca sürer. Türkiye’de ise bu uygulamalar yetersizdir ya da hiç yapılmamaktadır.
3. Meteorolojik Veriye Dayalı Önlem Günü Uygulamaları
Tanım ve Amaç:
Yangın riski hava sıcaklığı, nem oranı, rüzgâr yönü ve basınç değişiklikleriyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle yangın potansiyeli olan günler önceden belirlenmeli ve bu günlere özgü tedbirler alınmalıdır.
Veri Kaynakları:
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM): Saatlik bazda sıcaklık, nem, rüzgâr ve basınç verileri sağlar.
Yangın Riski Endeksleri: Canadian Fire Weather Index (FWI), Fine Fuel Moisture Code (FFMC), Initial Spread Index (ISI) gibi uluslararası indeksler Türkiye’ye adapte edilebilir.
Uygulama:
Yüksek riskli günlerde:
Ormanlara Havadan önleyici sulama yapılmalıdır.
Orman giriş çıkışları sınırlandırılmalıdır.
Enerji iletim hatlarında geçici kesintiler planlanmalı veya gözlem artırılmalıdır.
Kuru bölgelere uçak ve helikopterlerle kimyasal sortiler uygulanmalıdır.
Bu sistem İspanya, Portekiz ve Yunanistan’da günlük olarak uygulanmaktadır.
4. Yapay Zekâ ve Sensör Ağları ile Yangın İzleme
Tanım ve Amaç:
Sensör tabanlı ve yapay zekâ destekli sistemlerle yangın riskinin önceden tespiti, anında uyarı verilmesi ve müdahale ekiplerinin yönlendirilmesi sağlanır.
Sistemler ve Teknolojiler:
Termal Kamera ve Gaz Sensörleri: Yükselen sıcaklık ve CO₂/CO artışlarını tespit ederek erken uyarı verir.
Yapay Zekâ Destekli Yangın Modelleme: Rüzgâr algoritmaları, topografya, yakıt yükü ve sıcaklık verileriyle olası yangın senaryoları hesaplanır.
Veri Entegrasyonu: Orman Genel Müdürlüğü ve MGM verileri birleştirilerek gerçek zamanlı yangın risk haritası oluşturulabilir.
Küresel Uygulamalar:
İspanya’daki eForest, İsrail’deki FireWatch, ABD’deki FireNet sistemleri aktif olarak çalışmaktadır. Türkiye’de ise bu tür uygulamalar yalnızca pilot düzeydedir.
5. Enerji İletim Hatlarının Güvenliği ve Yalıtımı
Tanım ve Amaç:
Orman yangınlarının önemli nedenlerinden biri, enerji nakil hatlarından kaynaklanan kıvılcımlardır. Yüksek gerilim hatlarının rüzgâr, aşırı ısınma veya bakım eksikliği sebebiyle ark atması ya da tel kopması yangın başlatabilir.
Yöntemler ve Önlemler:
Ormanlık bölgelerde yalıtılmış özel kablolar kullanılmalıdır.
Hat bağlantı noktalarına kıvılcım önleyici parafudr sistemleri kurulmalıdır.
Yüksek riskli alanlarda hatların yer altına alınması değerlendirilmelidir.
Akıllı kesici sistemler ile riskli günlerde şebeke yükü azaltılmalı, gerekirse geçici kesintiler uygulanmalıdır.
Küresel Uygulamalar:
Kaliforniya’da, yangınların %10-15’i enerji hatlarından kaynaklanmıştır. Bu nedenle milyonlarca kilometrelik hatın yalıtımı ve yer altına alınması planlanmıştır.
Avustralya’da, yangın bölgelerinde yalnızca yalıtılmış kablolar kullanılmaktadır.
Türkiye’de ise enerji nakil hatlarının yangın riskiyle ilgili kapsamlı bir ulusal yönetim planı bulunmamaktadır.
Sonuç ve Stratejik Öneriler
Türkiye’nin yangınla mücadele anlayışı, yalnızca operasyonel söndürme faaliyetlerine odaklanmaktan çıkarılmalı; yangın başlamadan önce alınacak bilimsel ve teknolojik önlemler öncelik haline getirilmelidir.
Üniversitelerde “Ateş Yönetimi” ve “Yangın Mühendisliği” bölümleri açılmalı, uzman insan gücü yetiştirilmelidir.
Orman Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve enerji kurumları arasında sürekli veri entegrasyonu sağlanmalıdır.
Uluslararası deneyimler dikkate alınarak Türkiye’ye özgü bir “Yangın Öncesi Önleme Strateji Belgesi” hazırlanmalıdır.
Ancak bu şekilde ormanlarımızı, ekosistemimizi ve insan hayatını korumak mümkün olacaktır.