Çanakkale Haber

N.Ebru SAKALLI
Köşe Yazarı
N.Ebru SAKALLI
 

Yol yaptı, köprü yaptı; altından nasıl sular aktı soran var mı?

Ülkemdeki çocukların geleceğinden endişe duymak istemeyen bir anneyim. Ülkemde izlenen politikalara bakıp endişelenmemek elde değil. Çocuklarımızı orta çağ karanlığına sürükleyen bir eğitim sisteminden rahatsız olmayan ebeveynlerin varlığı beni endişelendiriyor. Hem de günümüzde gelişmiş dünya devletlerinin izledikleri eğitim sistemiyle bizimkinin tam zıt yönlü olması oldukça endişe verici. Uzay çağını yaşayan gelişmiş dünya devletlerinin çocuklarıyla, Ortaçağa hapsedilmek istenen bizim çocuklarımız karşılaştırıldığında, hangisinin daha akılcı ve sağlıklı olduğu konusunda akıl yürütmek her anne ve babanın üzerinde dikkatle durması gereken çok önemli, hayati bir konu. Mevcut yöneticilerin kendi çocuklarını çağdaş, bilimsel, teknolojik alanında eğitime ağırlık veren kolejlerde okutup, halkın çocuklarını hurafeci eğitim programlarını benimseyen okullara teşvik etmesi aklımda birçok şüpheli sorulara neden oluyor. Neden kendi çocuklarını bizlere layık gördükleri sistemde değil de, özel kolejlerin eğitim sistemine layık görüyorlar? Bakın yıllar önce ABD ile yapılan ikili anlaşma sonucu ABD’nin az gelişmiş ülkeler için öngördüğü ''DİNSEL EĞİTİM'' ya da ''EĞİTİMİN DİNSELLEŞTİRİLMESİ '' politikası bize zorla dayatılıyor. Kim öngörmüş ABD, kimin için bizim için. Peki, kendisi niye aynı politikayı uygulamamış? ABD bu güne kadar Türk milletinin hayrına ne düşünmüş ki, bunu bizim hayrımıza öngörsün. Asıl düşündürücü olan; o günden bu güne ülkeyi yönetenlerin buna itiraz etmeden harfiyen uygulamaları. Amaçları ne? Çocuklarımız üzerinde oynanan oyunlar ne? Sormayalım mı? Sağduyulu tüm ebeveynlerin de aynı şüpheleri duyması gerektiğini düşünüyorum. Soruyorum sizce haksız mıyım? Şüphe duyduğum, rahatsız olduğum sadece eğitim değil. Diğer alanlarda olduğu gibi; tarım politikaları da endişe verici. Sadece dışarıdan alınan GDO’lu tohumların ekilip biçilmesi, yerli ve sağlıklı tohumların üretimin yasaklanması gelecek nesillerimizin hastalıklı doğmasına sebep olacak. Bu kanıtlanmış bilimsel gerçeği görmezden mi gelelim. Neden diye sormayalım mı? Yazık değil mi çocuklarımıza. Bu tarım politikalarının uygulanmasına devam edildiği sürece insanlarımız gelecekte kısırlık, obezite, şeker hastalığı ve hatta kanser olacaklar. Bunların hepsi kanıtlanmış bilimsel gerçekler. Göz göre göre küresel çetelere kurban ediliyoruz. Birileri daha lüks yaşasın, daha çok para kazansın diye. Hadi kendi sağlığımızdan vazgeçtik; bebeklerimizin çocuklarımızın sağlığı tehlikeye atılıyor buna vicdanınız nasıl dayanıyor! Bir ülkeyi yönetenler! Eğer O ülkenin geleceğini oluşturacak nesillerin sağlığını düşünmeyen, tehlikeye atan politikalar izliyorsa, kusura bakmayın ama o yöneticilerin insanlığından ve bilinçaltlarında sakladıkları asıl gerçeğin ne olduğundan da şüphelenilmelidir. ''Günümüzde (soğuk savaş) bir toplumu uysallaştırmak, yönetmek, entelektüel kapasitesini azaltmak, az düşünen bireylerden oluşan hastalıklı bir toplum yaratmak için top ve tüfek gerekli değildir. Bunu beslenme ve eğitim politikalarını ele geçirerek barış içinde ve minnet duygularıyla başarabilirsiniz. Amerikan küresel çetelerin yaptığı budur'' ''Haksızlığı her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur''
Ekleme Tarihi: 15 Mart 2018 - Perşembe
N.Ebru SAKALLI

Yol yaptı, köprü yaptı; altından nasıl sular aktı soran var mı?

Ülkemdeki çocukların geleceğinden endişe duymak istemeyen bir anneyim. Ülkemde izlenen politikalara bakıp endişelenmemek elde değil. Çocuklarımızı orta çağ karanlığına sürükleyen bir eğitim sisteminden rahatsız olmayan ebeveynlerin varlığı beni endişelendiriyor. Hem de günümüzde gelişmiş dünya devletlerinin izledikleri eğitim sistemiyle bizimkinin tam zıt yönlü olması oldukça endişe verici. Uzay çağını yaşayan gelişmiş dünya devletlerinin çocuklarıyla, Ortaçağa hapsedilmek istenen bizim çocuklarımız karşılaştırıldığında, hangisinin daha akılcı ve sağlıklı olduğu konusunda akıl yürütmek her anne ve babanın üzerinde dikkatle durması gereken çok önemli, hayati bir konu. Mevcut yöneticilerin kendi çocuklarını çağdaş, bilimsel, teknolojik alanında eğitime ağırlık veren kolejlerde okutup, halkın çocuklarını hurafeci eğitim programlarını benimseyen okullara teşvik etmesi aklımda birçok şüpheli sorulara neden oluyor. Neden kendi çocuklarını bizlere layık gördükleri sistemde değil de, özel kolejlerin eğitim sistemine layık görüyorlar? Bakın yıllar önce ABD ile yapılan ikili anlaşma sonucu ABD’nin az gelişmiş ülkeler için öngördüğü ''DİNSEL EĞİTİM'' ya da ''EĞİTİMİN DİNSELLEŞTİRİLMESİ '' politikası bize zorla dayatılıyor. Kim öngörmüş ABD, kimin için bizim için. Peki, kendisi niye aynı politikayı uygulamamış? ABD bu güne kadar Türk milletinin hayrına ne düşünmüş ki, bunu bizim hayrımıza öngörsün. Asıl düşündürücü olan; o günden bu güne ülkeyi yönetenlerin buna itiraz etmeden harfiyen uygulamaları. Amaçları ne? Çocuklarımız üzerinde oynanan oyunlar ne? Sormayalım mı? Sağduyulu tüm ebeveynlerin de aynı şüpheleri duyması gerektiğini düşünüyorum. Soruyorum sizce haksız mıyım?

Şüphe duyduğum, rahatsız olduğum sadece eğitim değil. Diğer alanlarda olduğu gibi; tarım politikaları da endişe verici. Sadece dışarıdan alınan GDO’lu tohumların ekilip biçilmesi, yerli ve sağlıklı tohumların üretimin yasaklanması gelecek nesillerimizin hastalıklı doğmasına sebep olacak. Bu kanıtlanmış bilimsel gerçeği görmezden mi gelelim. Neden diye sormayalım mı? Yazık değil mi çocuklarımıza. Bu tarım politikalarının uygulanmasına devam edildiği sürece insanlarımız gelecekte kısırlık, obezite, şeker hastalığı ve hatta kanser olacaklar. Bunların hepsi kanıtlanmış bilimsel gerçekler. Göz göre göre küresel çetelere kurban ediliyoruz. Birileri daha lüks yaşasın, daha çok para kazansın diye. Hadi kendi sağlığımızdan vazgeçtik; bebeklerimizin çocuklarımızın sağlığı tehlikeye atılıyor buna vicdanınız nasıl dayanıyor!

Bir ülkeyi yönetenler!

Eğer O ülkenin geleceğini oluşturacak nesillerin sağlığını düşünmeyen, tehlikeye atan politikalar izliyorsa, kusura bakmayın ama o yöneticilerin insanlığından ve bilinçaltlarında sakladıkları asıl gerçeğin ne olduğundan da şüphelenilmelidir.

''Günümüzde (soğuk savaş) bir toplumu uysallaştırmak, yönetmek, entelektüel kapasitesini azaltmak, az düşünen bireylerden oluşan hastalıklı bir toplum yaratmak için top ve tüfek gerekli değildir. Bunu beslenme ve eğitim politikalarını ele geçirerek barış içinde ve minnet duygularıyla başarabilirsiniz. Amerikan küresel çetelerin yaptığı budur''

''Haksızlığı her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur''

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

05
Mayıs
10
Mayıs
29
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.