Çanakkale Haber

N.Ebru SAKALLI
Köşe Yazarı
N.Ebru SAKALLI
 

AYRANIMIZ YOK .

Kainatta hiçbir şey kuralsız değildir. Aynı adımlar aynı sonuçları verir. Bugün ülkemizi ele alırsak israfın hangi boyutlara ulaştığını yaşayarak görüyoruz . Osmanlının son yıllarındaki gibi. Kaynakların akıllıca ve yeterli verimlilikte kullanılamadığına hepimiz yakından şahit oluyoruz. En zengin ülkelere baktığımızda en tutumlu yaşayanların olduğu tartışılamaz. Zengin ülkelerin halkıları da zengin olur.   Stockholm’de bir otel odasının banyosundaki ilginç not bize bunu kanıtlar. “Lütfen tıraştan sonra jiletinizi çöpe atmayın, yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jilet dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun.” Yani itibar, kayıtsız ve şuursuzca harcamaktan değil , bilinçli tüketim ve tutumlu olmaktan elde edilir.      Herkesin elinde son model telefon, altında son model araba var diye ekonominin uçtuğuna dair çığırtkanlık yapanlarla dolu etrafımız. Alış  veriş merkezleri tıklım tıklım dolu diyerek ülke ekonomisinin uçtuğunu sanan arkadaşlar, bir ülkenin ekonomisinin güçlü olduğu gösteriş budalalarının yaptığı harcamalara bakarak değerlendirilmez. BÜTÇENİN cari dengesinin fazla vermesine bakılır. Bütçe açığının olmamasına , kamunun ve özel sektörün borçlarının artmıyor azalıyor olmasına bakılır. Ülkede gelir dağılımı sorununun yaşanmamasına , işsizliğin  azalmasına bakarak değerlendirilir. Eğer bunlar varsa ülke ekonomik olarak güçlüdür.   Peki bunların hangisi bizde mevcut ...   Kendinizi , etrafınızdaki görgüsüz ve bilinçsiz tüketicilere bakarak ekonomi değerlendirmesi yapıp avutmayın . Ekonomik verileri göz ardı etmek ne kadar mantıklıdır.  Bilinçli tüketici olma yolunda halk olarak son sıralarda olduğumuz gerçeğini göz ardı edemeyiz. Ancak Ekonomik verilere ve istatistik bilimine bakarak uçup uçmadığımızı anlayabiliriz. Avrupa da bir asgari ücretle son model telefon alınabildiğini üstüne para arttırıldığını bilmiyorsun öğrenmek bile istemiyorsun. Halk olarak kültürel eksikliğimizi lüks yaşayarak kapatmayı seven bir milletiz. Ayranımız yoktur içmeye ama tahtırevanla gideriz hacet gidermeye yeter ki el alem bizi elimizdeki telefona, altımızdaki arabaya bakıp zengin sansın.  Hele son yıllarda gösteriş furyası ortalığı kasıp kavurdu. Yeni doğmuş bebeğe tek taş takıp sosyal medyada paylaştılar. Onlar gösteriş yapmaktan utanmadı ama ben yazmaktan utandım.   Son model telefonu kredi kartına ancak on taksite bölüp alabildi bu milletin çoğunluğu. Ülkenin ekonomisini on ay boyunca ödeyeceği taksit sayısına değil de , telefonun ne kadar lüks olduğuna bakarak ölçtü. Sırtımıza binen bu yük güçlü bir ekonomimiz olduğunu mu, yoksa gösteriş meraklısı olduğumuzu mu kanıtlar. Avrupalının 100 bine bir yılda sahip olabildiği arabaya  , biz ancak 3-4 yıl geri ödemeli o da kredi kullanarak 200-300 bine sahip olabildik. Aradaki fiyat farkını  kdv, ötv vergisi olarak hatta verginin de vergisini aldılar bizlerden. Yıllarca kıt kanaat ödediğin kredinin taksit sayısına değil de , satın aldığın arabanın markasına bakarak ekonomi analizi yapmak ne kadar akıllıca.  Avrupalı aynı marka araba için bankalara bir yıl çalıştı, biz üç-dört yıl çalıştık. Hâlbuki araba aynı araba . Bütün bunları sorgulamayı öğrenmediğin sürece ne desek boş sana . Bu ülke insanının kültürel boşluğunu ,kendini boğazına kadar borçlu duruma sokup, etrafına  gösteriş yaparak kapatmaya çalıştığını anlaman için insanların bankalara olan borçlarına, icra dosyalarına bakman yeterli aslında.  https://www.youtube.com/watch?v=8LOeFtYL4Uo   Sadece halka özgü değil bu durum. Bugün yaşadıklarımızı göz önüne aldığımızda birçok yönetici kademesindekilerde de aynı durumu görüyoruz. Kültürel eksikliklerini halkın vergileriyle edindikleri son model makam araçlarına binerek, ultra lüks binalara fahiş kiralar ödeyip oturarak kapatabileceğini hayal eden yöneticilerle dolu bu ülke.  Milletin kıt kaynaklarını bilinçsizce ve gösteriş için kullananların ülkeyi getirdikleri son durum içler acısı. İtibar, gösteriş için bilinçsizce tüketmekle elde edilmez. Kaynaklar sonsuz değildir elbet bir gün sonu gelir. Kefen paramıza kadar tükettik. Sıra  halktan yardım istemeye kadar geldi. Sosyal devlet halktan yardım istemez halka yardım eder.   İtibarı; bilgin , birikimin , donanımın liyakatinle kazandıysan asla kaybetmezsin ölene kadar sürer. Gösterişle kazandığın itibar elindeki son model evi, son model arabayı, son model telefonu  kaybedene kadar...  Sağlıcakla   N.Ebru Sakallı 
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2020 - Pazar
N.Ebru SAKALLI

AYRANIMIZ YOK .

Kainatta hiçbir şey kuralsız değildir. Aynı adımlar aynı sonuçları verir. Bugün ülkemizi ele alırsak israfın hangi boyutlara ulaştığını yaşayarak görüyoruz . Osmanlının son yıllarındaki gibi. Kaynakların akıllıca ve yeterli verimlilikte kullanılamadığına hepimiz yakından şahit oluyoruz. En zengin ülkelere baktığımızda en tutumlu yaşayanların olduğu tartışılamaz. Zengin ülkelerin halkıları da zengin olur.  

Stockholm’de bir otel odasının banyosundaki ilginç not bize bunu kanıtlar. “Lütfen tıraştan sonra jiletinizi çöpe atmayın, yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jilet dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun.” Yani itibar, kayıtsız ve şuursuzca harcamaktan değil , bilinçli tüketim ve tutumlu olmaktan elde edilir.  

  

Herkesin elinde son model telefon, altında son model araba var diye ekonominin uçtuğuna dair çığırtkanlık yapanlarla dolu etrafımız. Alış  veriş merkezleri tıklım tıklım dolu diyerek ülke ekonomisinin uçtuğunu sanan arkadaşlar, bir ülkenin ekonomisinin güçlü olduğu gösteriş budalalarının yaptığı harcamalara bakarak değerlendirilmez. BÜTÇENİN cari dengesinin fazla vermesine bakılır. Bütçe açığının olmamasına , kamunun ve özel sektörün borçlarının artmıyor azalıyor olmasına bakılır. Ülkede gelir dağılımı sorununun yaşanmamasına , işsizliğin  azalmasına bakarak değerlendirilir. Eğer bunlar varsa ülke ekonomik olarak güçlüdür.  

Peki bunların hangisi bizde mevcut ...  

Kendinizi , etrafınızdaki görgüsüz ve bilinçsiz tüketicilere bakarak ekonomi değerlendirmesi yapıp avutmayın . Ekonomik verileri göz ardı etmek ne kadar mantıklıdır.  Bilinçli tüketici olma yolunda halk olarak son sıralarda olduğumuz gerçeğini göz ardı edemeyiz. Ancak Ekonomik verilere ve istatistik bilimine bakarak uçup uçmadığımızı anlayabiliriz. Avrupa da bir asgari ücretle son model telefon alınabildiğini üstüne para arttırıldığını bilmiyorsun öğrenmek bile istemiyorsun. Halk olarak kültürel eksikliğimizi lüks yaşayarak kapatmayı seven bir milletiz. Ayranımız yoktur içmeye ama tahtırevanla gideriz hacet gidermeye yeter ki el alem bizi elimizdeki telefona, altımızdaki arabaya bakıp zengin sansın.  Hele son yıllarda gösteriş furyası ortalığı kasıp kavurdu. Yeni doğmuş bebeğe tek taş takıp sosyal medyada paylaştılar. Onlar gösteriş yapmaktan utanmadı ama ben yazmaktan utandım.  

Son model telefonu kredi kartına ancak on taksite bölüp alabildi bu milletin çoğunluğu. Ülkenin ekonomisini on ay boyunca ödeyeceği taksit sayısına değil de , telefonun ne kadar lüks olduğuna bakarak ölçtü. Sırtımıza binen bu yük güçlü bir ekonomimiz olduğunu mu, yoksa gösteriş meraklısı olduğumuzu mu kanıtlar. Avrupalının 100 bine bir yılda sahip olabildiği arabaya  , biz ancak 3-4 yıl geri ödemeli o da kredi kullanarak 200-300 bine sahip olabildik. Aradaki fiyat farkını  kdv, ötv vergisi olarak hatta verginin de vergisini aldılar bizlerden. Yıllarca kıt kanaat ödediğin kredinin taksit sayısına değil de , satın aldığın arabanın markasına bakarak ekonomi analizi yapmak ne kadar akıllıca.  Avrupalı aynı marka araba için bankalara bir yıl çalıştı, biz üç-dört yıl çalıştık. Hâlbuki araba aynı araba . Bütün bunları sorgulamayı öğrenmediğin sürece ne desek boş sana . Bu ülke insanının kültürel boşluğunu ,kendini boğazına kadar borçlu duruma sokup, etrafına  gösteriş yaparak kapatmaya çalıştığını anlaman için insanların bankalara olan borçlarına, icra dosyalarına bakman yeterli aslında. 

https://www.youtube.com/watch?v=8LOeFtYL4Uo  

Sadece halka özgü değil bu durum. Bugün yaşadıklarımızı göz önüne aldığımızda birçok yönetici kademesindekilerde de aynı durumu görüyoruz. Kültürel eksikliklerini halkın vergileriyle edindikleri son model makam araçlarına binerek, ultra lüks binalara fahiş kiralar ödeyip oturarak kapatabileceğini hayal eden yöneticilerle dolu bu ülke.  Milletin kıt kaynaklarını bilinçsizce ve gösteriş için kullananların ülkeyi getirdikleri son durum içler acısı. İtibar, gösteriş için bilinçsizce tüketmekle elde edilmez. Kaynaklar sonsuz değildir elbet bir gün sonu gelir. Kefen paramıza kadar tükettik. Sıra  halktan yardım istemeye kadar geldi. Sosyal devlet halktan yardım istemez halka yardım eder.  

İtibarı; bilgin , birikimin , donanımın liyakatinle kazandıysan asla kaybetmezsin ölene kadar sürer. Gösterişle kazandığın itibar elindeki son model evi, son model arabayı, son model telefonu  kaybedene kadar... 

Sağlıcakla  

N.Ebru Sakallı 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

05
Mayıs
10
Mayıs
29
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.