Çanakkale Haber

N.Ebru SAKALLI
Köşe Yazarı
N.Ebru SAKALLI
 

SİZ NEREYE AİTSİNİZ ?

      Herkeste  mutlaka bir aidiyet duygusu  vardır olmalıdır da. Bu toplumsal yaşamın ve sosyalleşmenin kaçınılmaz gereğidir .Kişinin bir aileye, bir şehre bir ülkeye ait olduğu gerçeğini kimse değiştiremez. Mesela Çanakkale'de yaşayanlar Çanakkale'ye ait olduklarını Çanakkaleliyim diyerek anlatırlar. Ülkeler için de aynı durum söz konusudur. Milli kimliğin ne işe yaradığını anlayamamış bazı kafalar tarafından, her ne kadar faşistlik olarak nitelendirilse de  Türklük de bir aidiyet duygusudur. Toplumları birbirine kenetleyen, güçlü ve sürekli olma duygusunu aşılayan, insanların yalnız olmadıklarını kendileri gibi hissedenlerle  birlikte aynı havayı soluduklarını, aynı yollarda yürüdüklerini, aynı acıları, aynı tarihi ve geleceği paylaştıklarını  hissettiren duygudur. Toplumu oluşturan bireyler birbirileriyle kurdukları bağlar  çercevesinde aidiyet duygularıyla kendilerini daha güçlü hissederler. Ayrıca insan sosyal bir varlık olduğundan biyolojik ve psikolojik sağlığı için bu duygu oldukça önemlidir... Bir ülkeyi oluşturan farklı alt kimliklere sahip insanlar mutlaka vardır. Bu insanlar aidiyet duygusuyla yaşadıkları ülkeye bağlanmazlarsa eğer, toplum erir, çürür ve belli bir zaman sonra yok olmaya mahkumdur. Aradaki bağlar ne kadar kuvvetli olursa ülke o kadar güçlü ve yenilmez olur. Bu gün ülkemizde yaşanan gerçeklere bakınca aidiyetlik konusunda ayrı tellerden görüşlerin ne kadar dillendirildiği, hastalıklı fikirler üretilerek nasıl karalandığı yatsınamaz. Bir orman düşünün bu ormanda yüzlerce çeşit ağaç vardır. Meşe de, kayın da, çam agacı da ormana aittir. Her ne kadar birbirilerinden farklı yapı ve özellikte olmuş olsalar da hepsi birden ormanı oluşturur... Aynı ülkelerde yaşayan farklı kimlikteki insanlar gibi. Biz lazıyla çerkeziyle Türküyle osuyla busuyla Türk halkıyız! Hepimizin üst kimliği Türklüktür. Aynı Orman gibi.... Malum olduğu üzere gündemizmizde Andımızın okullarda okutulup okutulmaması tartışması var. Bilmeyenler sanki içeriğinde uygunsuz, topluma aykırı, söylenmesi durumunda çocukların psikolojisinin bozulacağı gibi bir izlenim yaratılmak isteniyor... İçinde; Türküm, doğruyum, çalışkanım, İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!  Yazıyor; bunların hangisini söylemek yanlış olur veya rahatsız edebilir ki? Özünde vatan, millet, bayrak sevgisi olmayanlar anlayamaz bunun kıymetini  Türküm demek mi ağrına gidiyor? Aman sen sakın Türk olma, canın ne istiyorsa o ol; ama sakın Türk olma! Sen doğru ve çalışkan da olma. Bozar bunlar seni mazaallah! Senin ilken filan olmasın sen ot gibi yaşa çöp gibi öl. Küçüklerini koruma tecavüz et; şiddet uygula, büyüklerini filan da sayma. Götür ananı babanı huzur evine yatır; bayramlarda filan arayıp sorma. Yurdunu milletini de sevme istediğin gibi ihanet et bozar seni bunlar aman ha. Senin ülkün yükselmek ileri gitmek olmasın. Sen alçal geriye git. Ortaçağ karanlığına hatta mümkünse kaybol orda bir daha bu ülkeye safra olma. Gelelim "Ey büyük ATATÜRK"e. Herkes söyleyemez bunu; hele ki yıllar önce ATATÜRK ve silah arkadaşları tarafından hain dedeleri  denize döküldüyse. Çünkü kuyruk acıları halâ taptaze duruyordur. Atamız, açtığı yollar, gösterdiği hedefler, yaptığı devrimlerle dünya tarihine damga vurdu. Can çekişen, parçalanan bir ülkeden, 15 yıl gibi kısa zamanda yaptığı devrimlerle zıpkın gibi kendi kendine yeten bir ülke bir ülke çıkardı. Milletini esaretten kurtardı, insan gibi yaşamaları için ömrünü adadı; senin gibi andaval bunlardan ne anlar. Dünyanın dahi kabul ettiği adamın arkasından gitmek varken, özgür birey olamayan ve kendi aklını önemsemeyen her aşağılık kompleksli gibi, kendilerine bile faydası olmayan din tüccarlarının arkasından git. Varlığın Türk varlığına filan armağan da olmasın! Ne mutlu Türküm diyene diyebilmek için mangal gibi yürek lazım. Herkeste bulunmaz o yürek maalesef; bu senin talihsizliğin canım!        
Ekleme Tarihi: 24 Ekim 2018 - Çarşamba
N.Ebru SAKALLI

SİZ NEREYE AİTSİNİZ ?

 
 
 
Herkeste  mutlaka bir aidiyet duygusu  vardır olmalıdır da. Bu toplumsal yaşamın ve sosyalleşmenin kaçınılmaz gereğidir .Kişinin bir aileye, bir şehre bir ülkeye ait olduğu gerçeğini kimse değiştiremez. Mesela Çanakkale'de yaşayanlar Çanakkale'ye ait olduklarını Çanakkaleliyim diyerek anlatırlar. Ülkeler için de aynı durum söz konusudur. Milli kimliğin ne işe yaradığını anlayamamış bazı kafalar tarafından, her ne kadar faşistlik olarak nitelendirilse de  Türklük de bir aidiyet duygusudur.
Toplumları birbirine kenetleyen, güçlü ve sürekli olma duygusunu aşılayan, insanların yalnız olmadıklarını kendileri gibi hissedenlerle  birlikte aynı havayı soluduklarını, aynı yollarda yürüdüklerini, aynı acıları, aynı tarihi ve geleceği paylaştıklarını  hissettiren duygudur.
Toplumu oluşturan bireyler birbirileriyle kurdukları bağlar  çercevesinde aidiyet duygularıyla kendilerini daha güçlü hissederler. Ayrıca insan sosyal bir varlık olduğundan biyolojik ve psikolojik sağlığı için bu duygu oldukça önemlidir...
Bir ülkeyi oluşturan farklı alt kimliklere sahip insanlar mutlaka vardır. Bu insanlar aidiyet duygusuyla yaşadıkları ülkeye bağlanmazlarsa eğer, toplum erir, çürür ve belli bir zaman sonra yok olmaya mahkumdur. Aradaki bağlar ne kadar kuvvetli olursa ülke o kadar güçlü ve yenilmez olur. Bu gün ülkemizde yaşanan gerçeklere bakınca aidiyetlik konusunda ayrı tellerden görüşlerin ne kadar dillendirildiği, hastalıklı fikirler üretilerek nasıl karalandığı yatsınamaz.
Bir orman düşünün bu ormanda yüzlerce çeşit ağaç vardır. Meşe de, kayın da, çam agacı da ormana aittir. Her ne kadar birbirilerinden farklı yapı ve özellikte olmuş olsalar da hepsi birden ormanı oluşturur...
Aynı ülkelerde yaşayan farklı kimlikteki insanlar gibi. Biz lazıyla çerkeziyle Türküyle osuyla busuyla Türk halkıyız! Hepimizin üst kimliği Türklüktür.
Aynı Orman gibi....
Malum olduğu üzere gündemizmizde Andımızın okullarda okutulup okutulmaması tartışması var.
Bilmeyenler sanki içeriğinde uygunsuz, topluma aykırı, söylenmesi durumunda çocukların psikolojisinin bozulacağı gibi bir izlenim yaratılmak isteniyor...

İçinde; Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene! 
Yazıyor; bunların hangisini söylemek yanlış olur veya rahatsız edebilir ki?
Özünde vatan, millet, bayrak sevgisi olmayanlar anlayamaz bunun kıymetini 

Türküm demek mi ağrına gidiyor? Aman sen sakın Türk olma, canın ne istiyorsa o ol; ama sakın Türk olma!
Sen doğru ve çalışkan da olma. Bozar bunlar seni mazaallah!
Senin ilken filan olmasın sen ot gibi yaşa çöp gibi öl. Küçüklerini koruma tecavüz et; şiddet uygula, büyüklerini filan da sayma. Götür ananı babanı huzur evine yatır; bayramlarda filan arayıp sorma. Yurdunu milletini de sevme istediğin gibi ihanet et bozar seni bunlar aman ha.
Senin ülkün yükselmek ileri gitmek olmasın. Sen alçal geriye git. Ortaçağ karanlığına hatta mümkünse kaybol orda bir daha bu ülkeye safra olma.
Gelelim "Ey büyük ATATÜRK"e. Herkes söyleyemez bunu; hele ki yıllar önce ATATÜRK ve silah arkadaşları tarafından hain dedeleri  denize döküldüyse. Çünkü kuyruk acıları halâ taptaze duruyordur.
Atamız, açtığı yollar, gösterdiği hedefler, yaptığı devrimlerle dünya tarihine damga vurdu. Can çekişen, parçalanan bir ülkeden, 15 yıl gibi kısa zamanda yaptığı devrimlerle zıpkın gibi kendi kendine yeten bir ülke bir ülke çıkardı. Milletini esaretten kurtardı, insan gibi yaşamaları için ömrünü adadı; senin gibi andaval bunlardan ne anlar. Dünyanın dahi kabul ettiği adamın arkasından gitmek varken, özgür birey olamayan ve kendi aklını önemsemeyen her aşağılık kompleksli gibi, kendilerine bile faydası olmayan din tüccarlarının arkasından git.
Varlığın Türk varlığına filan armağan da olmasın!
Ne mutlu Türküm diyene diyebilmek için mangal gibi yürek lazım. Herkeste bulunmaz o yürek maalesef; bu senin talihsizliğin canım!
 
 
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

05
Mayıs
10
Mayıs
29
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.