Çanakkale Haber

N.Ebru SAKALLI
Köşe Yazarı
N.Ebru SAKALLI
 

SİZ DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ

“Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır.” “    Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır.”                                                                  Mustafa Kemal Atatürk                              SİZ DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ Ülkedeki bütün vatanseverlerin , şu günlerde umutla beklediği tekrardan bir Mustafa Kemal’in gelip ülkemizi bu çıkmazdan kurtarması.. Çünkü o Türk milletinin ışığıydı, yolunu aydınlatan enerji kaynağıydı. Dışarıdaki ve içerdeki hainler bunun farkına vardılar. Bir şekilde bu ışığı söndürmeleri etkisiz hale getirmeleri gerekiyordu. Karanlıkta bırakılmalıydık. Amaçları bizi yok etmek bütün değerlerimizi silmekti. Yıllar öncesinden planlar yapılmaya başlandı. Türk halkı uyutulacak ve bütün milli ve manevi değerleri dejenere edilerek etkisiz hale getirilecek emperyalistlere köle yapılacaktı. Hainler bu planları uygularken bizler ne yaptık peki... Uyutulduk... Halk olarak o efsane insanı hak etmiş, değerini bilmiş, ilke ve inkılâplarına sahip çıkmış değildik ki, Tanrı bize acıyıp yeni bir Mustafa Kemal daha göndersin. Dünyanın hiçbir ülkesinde o ülkenin insanları, kendi kurucu liderine bizdeki gibi saldırmamış hakkında yalan yanlış, atıp tutmamışlardır. Tarihte bunun örneğine rastlayamazsınız. Bu saldırının sebebinin ne için olduğunun farkında olanlar, zaten oyunu çoktan çözenlerdir. Bizdeki maşaların ne kuyruk acısı varsa, ölümünün üzerinden 78 yıl gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen, hala acıları dinmedi dinmeyecek. Utanıp sıkılmadan korkusuzca atamıza ayyaş deme gafletine düştüler. Bunu diyenlerin sanki kendileri birer melektiler. Çamur at, izi kalsın taktiğini uygulayarak itibarını zedelemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Onun ayyaşken yaptığı hizmetlerin sadece yüzde birini, sizler ayık kafa ile yapabildiniz mi? Bu millet tepkisini göstermeli, atasına laf ettirtmemeliydi. Çünkü o bir Metehan, bir Cengiz han, bir Fatih, bir Kanuni’idi . Türk ırkının büyük atalarından biriydi. Şarap içen Fatih’e ecdadımızdır diyenler, rakı içen Atatürk ‘e ayyaş deme mantıksızlığını göstererek, rakıyı içki yerine koyup lanetlerken, şarabı günahsız ilan ettiklerinin farkında bile değillerdi. Bu kadar mantıksız düşünmek için özel yetenek mi gerekliydi acaba. Ayran içip ülkenin içine edeceğinize, rakı içip çağ atlatmış olabilseydiniz keşke. Tanrıdan korkmadan dinsiz dediler, bunlar sözde Müslümanlar ya. Bizler ne yaptık peki ,hak ettiğince savunabildik mi? Ağızlarının payını verebildik mi?. Herkesin dini, inancı, ibadeti sadece kendini ilgilendirir diyebildik mi? İnsanlar inanç ölçüleri ile değil ülkesine, milletine, topluma dokunan faydalarıyla insandır diyemedik. Çünkü kalplerde olanı sadece Tanrı bilir. Günahkârların ne zaman tövbe ettiğini ve Tanrı tarafından af edilip edilmediğini insanoğlu yani sizler bilemezsiniz diyemedik. İnsanlar, başkalarının inançları hakkında ahkâm kesme yetkisine sahip olamaz. Hâkim kimse, hüküm sadece ve sadece ona aittir deyip noktayı koyamadık. Yine utanmadan soysuzdur dediler bizim atamıza. Kendi soylarının ne olduğu sanki belliymiş gibi. Hal bu ki, Anne tarafı Yörük, baba tarafı Türkmen’di. Öz be öz Türk’ tü. İşte bu yüzden, bütün dünya ondan ürktü. Bir şekilde milletinin üstündeki etkisi, itibarsızlaştırılarak yok edilmeliydi. Türk demek Tanrının kılıcı demekti. Türkler bağımsızlıkları için ölmek ve öldürmekten asla korkmazlardı. Hainler içimizdeydi yalanlarla dolanlarla kandırılmış bir güruh türetildi. Bu büyük adamın ismini Tarihimizden silmek için adeta yarışa girildi. Onu itibarsız göstermek için yalan tarih bile yazıldı. Tanrıdan korkmaz, kuldan utanmazlara iftiralarından ötürü yeterince tepkimizi koyamadık. Atamızın mirasına sahip çıkamadık. Hakkında yapılan iftiraların, usulsüz yakıştırmaların, yaftaların neden yapıldığını düşünmeyi bir becerebilseydik millet olarak, bütün denklemi çözecektik aslında. Bütün ömrünü halkına ve halkının insan gibi yaşamasını istemeye adamış bir kahramandı o.Milletinin çağdaş, bağımsız, bilim ve teknolojide ilerlemiş, kimseye muhtaç olmadan, insan gibi medeni bir şekilde yaşamasını istemek ve bu yolda bütün engellerin üstesinden gelmek için bir ömür, bir hayat heba etmek ona nasip olmuştu. Tanrı ona vermişti bu mucize yeteneği ve görevi. O bizim ışığımızdı çünkü. Bizim onunla aydınlığa ulaşacağımızı anladılar. Bu gün onun gösterdiği, hedeflediği, bizlere öğretmeye çalıştığı yoldan çıkmasaydık nasıl bir ülke haline gelebileceğimizi hayal ettiniz mi hiç. Bizler Atamıza nankörlük yaptık, yaptığı fedakârlıkları görmezden geldik ve sonuç ortada. Boğazına kadar çıkmaza batmış, bataklığa gömülmüş, çıkmak için debelenen, debelendikçe dibe çekilen bir ülke haline getirildik. Bu adam milleti için her şeyi göze aldı, sen onu yaşatabilmek için mirasına bile sahip çıkamadın. Talan edilmesine tepkisiz kaldın. Şimdi kalkmış bir Mustafa Kemal daha diye yalvarıyorsun. Aslında en inanılmaz, akıl almaz olanı da ne biliyor musunuz?  Atatürk bizim de atamız, o sadece size ait değil, sizler kadar bizde onu seviyoruz, lakin bu iftiracı tayfasıyla aynı safta, kol kola, onların şak şakçılığını yapmaktan utanmıyoruz, sıkılmıyoruz diyen vatandaşlarımızın hangi mantıkla bunu söyleyebildikleri. Tanrıdan bir Mustafa Kemal daha istemek için önce yüzümüz olmalı yüzümüz. Etrafımızı çevirmiş çakallardan kurtarması için bir MUSTAFA KEMAL daha gönder Tanrım diye yalvarsak sizce gönderir mi? Biz bunu hak edecek duyarlılığı gösterip sahip çıkabildik mi ki ona göndersin... Sen daha çok beklersin…
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2016 - Çarşamba
N.Ebru SAKALLI

SİZ DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ

“Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır.”
“    Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır.”
                                                                 Mustafa Kemal Atatürk
 
                           SİZ DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ
Ülkedeki bütün vatanseverlerin , şu günlerde umutla beklediği tekrardan bir Mustafa Kemal’in gelip ülkemizi bu çıkmazdan kurtarması.. Çünkü o Türk milletinin ışığıydı, yolunu aydınlatan enerji kaynağıydı. Dışarıdaki ve içerdeki hainler bunun farkına vardılar. Bir şekilde bu ışığı söndürmeleri etkisiz hale getirmeleri gerekiyordu. Karanlıkta bırakılmalıydık. Amaçları bizi yok etmek bütün değerlerimizi silmekti. Yıllar öncesinden planlar yapılmaya başlandı. Türk halkı uyutulacak ve bütün milli ve manevi değerleri dejenere edilerek etkisiz hale getirilecek emperyalistlere köle yapılacaktı. Hainler bu planları uygularken bizler ne yaptık peki... Uyutulduk... Halk olarak o efsane insanı hak etmiş, değerini bilmiş, ilke ve inkılâplarına sahip çıkmış değildik ki, Tanrı bize acıyıp yeni bir Mustafa Kemal daha göndersin. Dünyanın hiçbir ülkesinde o ülkenin insanları, kendi kurucu liderine bizdeki gibi saldırmamış hakkında yalan yanlış, atıp tutmamışlardır. Tarihte bunun örneğine rastlayamazsınız. Bu saldırının sebebinin ne için olduğunun farkında olanlar, zaten oyunu çoktan çözenlerdir. Bizdeki maşaların ne kuyruk acısı varsa, ölümünün üzerinden 78 yıl gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen, hala acıları dinmedi dinmeyecek.
Utanıp sıkılmadan korkusuzca atamıza ayyaş deme gafletine düştüler. Bunu diyenlerin sanki kendileri birer melektiler. Çamur at, izi kalsın taktiğini uygulayarak itibarını zedelemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Onun ayyaşken yaptığı hizmetlerin sadece yüzde birini, sizler ayık kafa ile yapabildiniz mi? Bu millet tepkisini göstermeli, atasına laf ettirtmemeliydi. Çünkü o bir Metehan, bir Cengiz han, bir Fatih, bir Kanuni’idi . Türk ırkının büyük atalarından biriydi. Şarap içen Fatih’e ecdadımızdır diyenler, rakı içen Atatürk ‘e ayyaş deme mantıksızlığını göstererek, rakıyı içki yerine koyup lanetlerken, şarabı günahsız ilan ettiklerinin farkında bile değillerdi. Bu kadar mantıksız düşünmek için özel yetenek mi gerekliydi acaba. Ayran içip ülkenin içine edeceğinize, rakı içip çağ atlatmış olabilseydiniz keşke.
Tanrıdan korkmadan dinsiz dediler, bunlar sözde Müslümanlar ya. Bizler ne yaptık peki ,hak ettiğince savunabildik mi? Ağızlarının payını verebildik mi?. Herkesin dini, inancı, ibadeti sadece kendini ilgilendirir diyebildik mi? İnsanlar inanç ölçüleri ile değil ülkesine, milletine, topluma dokunan faydalarıyla insandır diyemedik. Çünkü kalplerde olanı sadece Tanrı bilir. Günahkârların ne zaman tövbe ettiğini ve Tanrı tarafından af edilip edilmediğini insanoğlu yani sizler bilemezsiniz diyemedik. İnsanlar, başkalarının inançları hakkında ahkâm kesme yetkisine sahip olamaz. Hâkim kimse, hüküm sadece ve sadece ona aittir deyip noktayı koyamadık.
Yine utanmadan soysuzdur dediler bizim atamıza. Kendi soylarının ne olduğu sanki belliymiş gibi. Hal bu ki, Anne tarafı Yörük, baba tarafı Türkmen’di. Öz be öz Türk’ tü. İşte bu yüzden, bütün dünya ondan ürktü. Bir şekilde milletinin üstündeki etkisi, itibarsızlaştırılarak yok edilmeliydi. Türk demek Tanrının kılıcı demekti. Türkler bağımsızlıkları için ölmek ve öldürmekten asla korkmazlardı. Hainler içimizdeydi yalanlarla dolanlarla kandırılmış bir güruh türetildi. Bu büyük adamın ismini Tarihimizden silmek için adeta yarışa girildi. Onu itibarsız göstermek için yalan tarih bile yazıldı. Tanrıdan korkmaz, kuldan utanmazlara iftiralarından ötürü yeterince tepkimizi koyamadık. Atamızın mirasına sahip çıkamadık. Hakkında yapılan iftiraların, usulsüz yakıştırmaların, yaftaların neden yapıldığını düşünmeyi bir becerebilseydik millet olarak, bütün denklemi çözecektik aslında. Bütün ömrünü halkına ve halkının insan gibi yaşamasını istemeye adamış bir kahramandı o.Milletinin çağdaş, bağımsız, bilim ve teknolojide ilerlemiş, kimseye muhtaç olmadan, insan gibi medeni bir şekilde yaşamasını istemek ve bu yolda bütün engellerin üstesinden gelmek için bir ömür, bir hayat heba etmek ona nasip olmuştu. Tanrı ona vermişti bu mucize yeteneği ve görevi.
O bizim ışığımızdı çünkü. Bizim onunla aydınlığa ulaşacağımızı anladılar. Bu gün onun gösterdiği, hedeflediği, bizlere öğretmeye çalıştığı yoldan çıkmasaydık nasıl bir ülke haline gelebileceğimizi hayal ettiniz mi hiç. Bizler Atamıza nankörlük yaptık, yaptığı fedakârlıkları görmezden geldik ve sonuç ortada. Boğazına kadar çıkmaza batmış, bataklığa gömülmüş, çıkmak için debelenen, debelendikçe dibe çekilen bir ülke haline getirildik. Bu adam milleti için her şeyi göze aldı, sen onu yaşatabilmek için mirasına bile sahip çıkamadın. Talan edilmesine tepkisiz kaldın. Şimdi kalkmış bir Mustafa Kemal daha diye yalvarıyorsun.
Aslında en inanılmaz, akıl almaz olanı da ne biliyor musunuz?  Atatürk bizim de atamız, o sadece size ait değil, sizler kadar bizde onu seviyoruz, lakin bu iftiracı tayfasıyla aynı safta, kol kola, onların şak şakçılığını yapmaktan utanmıyoruz, sıkılmıyoruz diyen vatandaşlarımızın hangi mantıkla bunu söyleyebildikleri.
Tanrıdan bir Mustafa Kemal daha istemek için önce yüzümüz olmalı yüzümüz. Etrafımızı çevirmiş çakallardan kurtarması için bir MUSTAFA KEMAL daha gönder Tanrım diye yalvarsak sizce gönderir mi? Biz bunu hak edecek duyarlılığı gösterip sahip çıkabildik mi ki ona göndersin...
Sen daha çok beklersin…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

05
Mayıs
10
Mayıs
29
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.