Çanakkale Haber

Filiz Yıldız Arçukoğlu
Köşe Yazarı
Filiz Yıldız Arçukoğlu
 

Bu bölümde yine sanatın bir dalı olan edebiyattan şirden bahsedelim…

Bu bölümde yine sanatın bir dalı olan edebiyattan şirden bahsedelim…. Antik Yunan dönemi Şairi Sappho ‘dan…. Lesbos (bugünkü adı ile Midilli) M.Ö 630 –12 yılları arasında doğmuş…Zengin asil bir ailenin evladı.Kabına sığmayan, açık yürekli,içten,… Lirik şiirin ustası… Gündelik yaşamı şiire ilk konu eden… Erkek egemen sistemi eleştiren kadın…Kadın haklarının ilk savunucularından….Hal böyle olunca tabii ulaşılması zor…Hem akıllı , hem iradeli , hem sanatçı kişiliği bir de cesareti olunca… Tanrı çocuğu altın; ne kurt kemirebilir altını, ne güve; insan yüreğinden çok daha dayanıklı O dönemde doğduğu şehirde Kadın veya Erkek evlenecek yaşa gelinceye kadar ayrı eğitim alırlarmış…Kişinin aşkı yada arzusunu ilk olarak hem cinslerinin göstermesi oldukça yaygın iken; Sappho için diyorlar ki ,’’ Şiirlerini okurken onun erkek olduğu yanılgısına düşebilirsinin.’ Neden? Açıklıyorlar, tüm aşk şiirlerini kadınlara yazan bir Şair…Yine kurduğu bir şiir okulunda öğrencilerinin tümü kadındı… (Aphrodite’ye Yakarış) Geleceğin varsa, şimdi gel, kurtar beni kuşkudan, ne diliyorsa gönlüm yerine getir, sende katıl benimle savaşa. Lezbiyen , eşcinsel, aşk acısı çeken, erkeklere ilgi duymayan…Hep aynı zihniyet…Peki kim söylüyor?….Araştırmacılar…Kim bu araştırmacılar? Toplumun kabul ettiği erk… Ama sappho evlenmiş bir kızı da olmuş da deniliyor…. Hatta lezbiyen kelimesi sappho’ dan yol çıkılarak yaşadığı şehrin ismi ile anılmış da denilmekte… Sappho duyguyla yoğrulmuş gerçeğin şairi… keskin ve ilerici bir zekanın sahibi. 'isterim bir şeyler söylemeyi, utanç keser sesimi; arzuların güzele ve iyiye olsa idi şayet, pislikleri ifadeye dilin varmasa da gözlerin olacaktı çekinmeden gerçekleri söyleyecek.' diyebilen bir şair, yaşamla kavgası olmayan bir hava çizmektedir bence. 'kusursuzluk elde edilmez, biliyorum ben bunu; azı elde etmek içindir tüm çabamız' Derin bir sezgi ve içe bakışı olan şair; kendince şarkı söylerken bugüne uzanan bir nefesle söylemiştir şarkılarını. 'güzeldir, yanında kaldıkça güzel. Oysa, İyi olan aynıdır Yanında da Senden uzaklaşsa da' İşte benim en sevdiğim şiirlerinden biri; 'dalın, en tepedeki dalın ucundan sarkar elmanın en tatlısı; bıraktılar orada onu, koparmadılar; sanma ki unuttular; uzanamadı ki kimse taa oralara' Aşk ve Kadın… Bu ikisi de ayrı anlam ve birbirine yakışan bir bütünlük. Tüm kadınları aşka layık görmek. Seven- sevilen olma, arzulanma ve kadınların kendini ifade edebilmesi için cesaretlendirme koruması altına alma ihtimali olsa gerek…. Yada kadını sadece aşka – sevgiye yakıştırmak… Siz erkekler de bu yüzden kadınlara sevgi aşka üzerine şiirler yazıyorsunuz… Seven aşık olabilen insan bu değerlere de sahip çıkmaz mı? Bende aşık olabilen, arzulaya kadını kucaklamak isterim…Hadi ayrım yapmayalım , seven yüreği aşkla çarpan erkeği de kucaklayalım…Duygularını özgürce ifade etmeleri için , yaşamaları için ortamlar yaratalım.Hatta onlara aşk şiirleri yazalım, sevgi sözcükleri fısıldayalım….Sevmeyi bileni- yaşayanı yaşatalım…Çünkü her şeyin başı sevgi….Sevebilmeyi becerdiğimiz an savaşlar da son bulacaktır… Bizden yani Türk edebiyatımızda da bir Sappho var…Mihri’miz…Divan Edebiyatımızın en güzel içten kadın şairi… Belâyi mahlasıyla şiirler yazan Kadı Hasan Amasyevi’nin kızı,. Asıl adı Mihrünnisa ya da Fahrünnisa'dır. Hiç evlenmedi. sade bir dille yazdığı kaside ve gazelleriyle tanınır. Diğer divan şairi kadınlardan aşkı çekinmeden kullanmasıyla ayrılır. Didi dilber hüsnümün hayranı ol didüm be-ser Didi her dem 'aşkumun giryanı ol didüm be-ser (Sevgili, "Güzelliğime hayran ol; aşkımla daima ağla" dedi. "Baş üstüne" dedim.) Didi hüsnüm gülsitanınun hezaran derd ile Rüz u şeb bülbül gibi nalanı ol didüm be-ser (Sevgili, "Güzelliğinin gül bahçesinin binlerce derdiyle gece gündüz ağlayan bülbülü ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.) Didi Ka 'be kuyumun itsen tavafın sıdk ile 'Id-i vaslımun heman kurbanı ol didüm be-ser (Sevgili, "Bulunduğum yeri Kabe gibi doğrulukla tavaf etsen, kavuşmanın bayramının hemen kurbanı ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.) Didi yüz sür asitanumda turup leyl ü nehar Sen de hıdmetkarımun der-banı ol didüm be-ser (Sevgili, "Eşiğimde durup gece gündüz yüz sür. Sen de hizmetçileririmin kapıcısı ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.) Didi ey Mihri sana canan gerekse can vir İmdi gel 'aşkum yolında tanı ol didüm be-ser (Sevgili, "Ey Mihri sana sevgili gerekse can ver. Şimdi gel aşkıının yolunda tanı ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.) Şair babasının himayesinde üstün bir kültürel çevrede yetişmiş aşk –sevgi sözcüklerini içten duyularını zamanın hem de İslam- geleneksel Osmanlı döneminde cüretkarca yazan Mihri’miz…Sevgisini hiç saklamamış…uzaktan yaşamış yada arzu ile yanarak el ele göz göze diz dize yaşamış… Kime ne? Olmaz olamaz ama o bizden…. Toplumsal doğrularımıza , dini gerçeklerimize ters…. Bizim Mihri’miz namuslu ( ? )Hatta Tasavvufi yaşamış…Sevmiş duygularını şiirlerine açıkça aktarmış ama yaşamamış…. Âşık Çelebi’den Latifi’ye, Evliya Çelebi’den Kınalızâde’ye birçok erkek, onun bu tabii özelliğini sanki aklamak güdüsüyle onunla ilgili çeşitli beyanlarda bulunmuşlardır (dünyaya kız geldi kız gitti, ismetine namahrem girmedi, kimse iki parça olmuş narından faydalanıp tat almadı vs.). Ama ikisi de kadındı. Yaşadıkları zaman farklı olsa da erk egemen yapıda içten, cüretkar, aşk dolu şiirleri kaleme almışlar.Erotik, arzu dolu sözcükler sıralamışlar. Arzudan yanan o anını duygularını kaleme almışlar…Hatta ilham olmuşlar… Sizler nereden bileceksiniz bizim yerimize yanmayı yada aldığımız zevki..Bunu yaşayan kadın bilir ve ifade edebilir…O da kültürlü, cüretkar , üretken, akıllı, cesur Kadınlar….Sappho ve Mihri’miz erkek egemen olan ve sanat alanında da kadını sorgulayan zamanda var olmuşlar yazıları şiirleri ile ilham vermişler…yaşayarak –yaşatarak… Aşkı bilenin elbette söyleyecek sözü de vardır…Bu kadınlara da sadece şiirleri ile günümüze kadar gelmiş başarılı şairlerdi demek o kadar zor mu ? Yine de ne tarih nede erk egemen varlık yazdıklarının ve şiir dünyasına bıraktığı eserlerinin önüne geçemiyor…Bunu kabul ediyoruz…etmeliyiz…..
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2018 - Salı
Filiz Yıldız Arçukoğlu

Bu bölümde yine sanatın bir dalı olan edebiyattan şirden bahsedelim…

Bu bölümde yine sanatın bir dalı olan edebiyattan şirden bahsedelim….

Antik Yunan dönemi Şairi Sappho ‘dan….

Lesbos (bugünkü adı ile Midilli) M.Ö 630 –12 yılları arasında doğmuş…Zengin asil bir ailenin evladı.Kabına sığmayan, açık yürekli,içten,…

Lirik şiirin ustası…

Gündelik yaşamı şiire ilk konu eden…

Erkek egemen sistemi eleştiren kadın…Kadın haklarının ilk savunucularından….Hal böyle olunca tabii ulaşılması zor…Hem akıllı , hem iradeli , hem sanatçı kişiliği bir de cesareti olunca…

Tanrı çocuğu altın; ne kurt kemirebilir altını, ne güve; insan yüreğinden çok daha dayanıklı

O dönemde doğduğu şehirde Kadın veya Erkek evlenecek yaşa gelinceye kadar ayrı eğitim alırlarmış…Kişinin aşkı yada arzusunu ilk olarak hem cinslerinin göstermesi oldukça yaygın iken; Sappho için diyorlar ki ,’’ Şiirlerini okurken onun erkek olduğu yanılgısına düşebilirsinin.’ Neden?

Açıklıyorlar, tüm aşk şiirlerini kadınlara yazan bir Şair…Yine kurduğu bir şiir okulunda öğrencilerinin tümü kadındı…

(Aphrodite’ye Yakarış) Geleceğin varsa, şimdi gel, kurtar beni kuşkudan, ne diliyorsa gönlüm yerine getir, sende katıl benimle savaşa.

Lezbiyen , eşcinsel, aşk acısı çeken, erkeklere ilgi duymayan…Hep aynı zihniyet…Peki kim söylüyor?….Araştırmacılar…Kim bu araştırmacılar? Toplumun kabul ettiği erk…

Ama sappho evlenmiş bir kızı da olmuş da deniliyor….

Hatta lezbiyen kelimesi sappho’ dan yol çıkılarak yaşadığı şehrin ismi ile anılmış da denilmekte…

Sappho duyguyla yoğrulmuş gerçeğin şairi…

keskin ve ilerici bir zekanın sahibi.

'isterim bir şeyler söylemeyi, utanç keser sesimi; arzuların güzele ve iyiye olsa idi şayet, pislikleri ifadeye dilin varmasa da gözlerin olacaktı çekinmeden gerçekleri söyleyecek.'

diyebilen bir şair, yaşamla kavgası olmayan bir hava çizmektedir bence.

'kusursuzluk elde edilmez, biliyorum ben bunu; azı elde etmek içindir tüm çabamız'

Derin bir sezgi ve içe bakışı olan şair; kendince şarkı söylerken bugüne uzanan bir nefesle söylemiştir şarkılarını.

'güzeldir, yanında kaldıkça güzel. Oysa, İyi olan aynıdır Yanında da Senden uzaklaşsa da'

İşte benim en sevdiğim şiirlerinden biri;

'dalın, en tepedeki dalın ucundan sarkar elmanın en tatlısı; bıraktılar orada onu, koparmadılar; sanma ki unuttular; uzanamadı ki kimse taa oralara'

Aşk ve Kadın… Bu ikisi de ayrı anlam ve birbirine yakışan bir bütünlük.

Tüm kadınları aşka layık görmek. Seven- sevilen olma, arzulanma ve kadınların kendini ifade edebilmesi için cesaretlendirme koruması altına alma ihtimali olsa gerek….

Yada kadını sadece aşka – sevgiye yakıştırmak…

Siz erkekler de bu yüzden kadınlara sevgi aşka üzerine şiirler yazıyorsunuz…

Seven aşık olabilen insan bu değerlere de sahip çıkmaz mı?

Bende aşık olabilen, arzulaya kadını kucaklamak isterim…Hadi ayrım yapmayalım , seven yüreği aşkla çarpan erkeği de kucaklayalım…Duygularını özgürce ifade etmeleri için , yaşamaları için ortamlar yaratalım.Hatta onlara aşk şiirleri yazalım, sevgi sözcükleri

fısıldayalım….Sevmeyi bileni- yaşayanı yaşatalım…Çünkü her şeyin başı sevgi….Sevebilmeyi becerdiğimiz an savaşlar da son bulacaktır…

Bizden yani Türk edebiyatımızda da bir Sappho var…Mihri’miz…Divan Edebiyatımızın en güzel içten kadın şairi… Belâyi mahlasıyla şiirler yazan Kadı Hasan Amasyevi’nin kızı,. Asıl adı Mihrünnisa ya da Fahrünnisa'dır. Hiç evlenmedi. sade bir dille yazdığı kaside ve gazelleriyle tanınır. Diğer divan şairi kadınlardan aşkı çekinmeden kullanmasıyla ayrılır.

Didi dilber hüsnümün hayranı ol didüm be-ser Didi her dem 'aşkumun giryanı ol didüm be-ser

(Sevgili, "Güzelliğime hayran ol; aşkımla daima ağla" dedi. "Baş üstüne" dedim.)

Didi hüsnüm gülsitanınun hezaran derd ile Rüz u şeb bülbül gibi nalanı ol didüm be-ser

(Sevgili, "Güzelliğinin gül bahçesinin binlerce derdiyle gece gündüz ağlayan bülbülü ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.)

Didi Ka 'be kuyumun itsen tavafın sıdk ile 'Id-i vaslımun heman kurbanı ol didüm be-ser

(Sevgili, "Bulunduğum yeri Kabe gibi doğrulukla tavaf etsen, kavuşmanın bayramının hemen kurbanı ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.)

Didi yüz sür asitanumda turup leyl ü nehar Sen de hıdmetkarımun der-banı ol didüm be-ser

(Sevgili, "Eşiğimde durup gece gündüz yüz sür. Sen de hizmetçileririmin kapıcısı ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.)

Didi ey Mihri sana canan gerekse can vir İmdi gel 'aşkum yolında tanı ol didüm be-ser

(Sevgili, "Ey Mihri sana sevgili gerekse can ver. Şimdi gel aşkıının yolunda tanı ol" dedi. "Baş üstüne" dedim.)

Şair babasının himayesinde üstün bir kültürel çevrede yetişmiş aşk –sevgi sözcüklerini içten duyularını zamanın hem de İslam- geleneksel Osmanlı döneminde cüretkarca yazan Mihri’miz…Sevgisini hiç saklamamış…uzaktan yaşamış yada arzu ile yanarak el ele göz göze diz dize yaşamış…

Kime ne?

Olmaz olamaz ama o bizden…. Toplumsal doğrularımıza , dini gerçeklerimize ters….

Bizim Mihri’miz namuslu ( ? )Hatta Tasavvufi yaşamış…Sevmiş duygularını şiirlerine açıkça aktarmış ama yaşamamış…. Âşık Çelebi’den Latifi’ye, Evliya Çelebi’den Kınalızâde’ye birçok erkek, onun bu tabii özelliğini sanki aklamak güdüsüyle onunla ilgili çeşitli

beyanlarda bulunmuşlardır (dünyaya kız geldi kız gitti, ismetine namahrem girmedi, kimse iki parça olmuş narından faydalanıp tat almadı vs.).

Ama ikisi de kadındı. Yaşadıkları zaman farklı olsa da erk egemen yapıda içten, cüretkar, aşk dolu şiirleri kaleme almışlar.Erotik, arzu dolu sözcükler sıralamışlar. Arzudan yanan o anını duygularını kaleme almışlar…Hatta ilham olmuşlar…

Sizler nereden bileceksiniz bizim yerimize yanmayı yada aldığımız zevki..Bunu yaşayan kadın bilir ve ifade edebilir…O da kültürlü, cüretkar , üretken, akıllı, cesur Kadınlar….Sappho ve Mihri’miz erkek egemen olan ve sanat alanında da kadını sorgulayan zamanda var olmuşlar yazıları şiirleri ile ilham vermişler…yaşayarak –yaşatarak…

Aşkı bilenin elbette söyleyecek sözü de vardır…Bu kadınlara da sadece şiirleri ile günümüze kadar gelmiş başarılı şairlerdi demek o kadar zor mu ?

Yine de ne tarih nede erk egemen varlık yazdıklarının ve şiir dünyasına bıraktığı eserlerinin önüne geçemiyor…Bunu kabul ediyoruz…etmeliyiz…..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

27
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.