Çanakkale Haber

Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
Köşe Yazarı
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
 

DOKTORLARIN PARA HIRSI

Saat altı gibi kalktık.Babamda sınava girecek bir Teog ögrencisi heyecanı vardı. Gece boyunca doğru dürüst yatamadığını da fark etmiştim. Bir ara gece yarısı seslere uyandığımda eski yılların sorularına baktığını gördüm. Bugüne kadar babam beni sınavlara götürmüş her sınav öncesi, yol boyu heyecanımı yenmeme yardımcı olmuştu. Bazen “boşver sınavlar önemli değil” bazen de “ zamanında, günü gününe çalışsan böyle stres olmazdın” demişti. Ne sınavlar ne sınavlar. Oku oku bitmeyen yıllar boyunca yanımdaydı. Bu sabah refakat sırası bendeydi. Doktorluk altın bilezik, saygın meslek ve geçer akçeydi. 35 yıllık göğüs hastalıkları uzmanı “emekliye ayrılınca belki işyeri hekimliği yaparım “ düşüncesindeydi. Tıpkı şu an tüm pratisyen ve uzman emekli ve çalışan doktorların yaptığı ve yapmayı planladığı gibi. Bu sabah babamla Ege Üniversitesine doğru işyeri hekimliği sınavına geldiğimizde açıkça dile getirmesek de bu kalabalığın üzücü biçimde doktorların ve iş güvenliği uzmanlığı yapmayı planlayan kesimin iş ve ekmek derdi olduğunu seziyorduk. Gelecek kaygısı olduğunu görüyorduk. Sınav öncesi oturduğumuz “kafe kulis”te insanlara kulak misafiri oldum. Yanımızdaki genç “ ne yaptıysa kpss den istediği puanı alamadığını, özelde de sağlam torpillere ve referanslara rağmen başvurduğu işlerden olumsuz yanıt aldığını anlatıyordu. “Bu da son çare artık” diyordu. Teknik üniversite mezunu işsiz bir genç... Keşke dedim buradaki tüm iş güvenliği sınavına gelenleri yansıtmıyor olsa bu durum. Ama ülkemizdeki işsizlik rakamlarını anımsayınca bu kadar iyimser olamadım. Babamla 6 sene önce verdiğim sınavdan hatırladığım kadarıyla konulardan ve soru olasılıklarından bahsettik. Gene çok biliyordu. “Aferin günü gününe çalışmanın faydası bu” dedim. Gülüştük. Stresliydi biraz erken de olsa sınav alanına geçip oturmak istedi. Ona eşlik ettim. Üzerinde neredeyse elbiseleri ve kafasındaki bilgilerden başka bir şey kalmayacak şekilde her şeyini bana teslim edip içeri girdi. Daha erkendi ve etrafta turlamaya başladım.O sırada şöyle bir cümle duydum “Olm sen daha yeni yan dal uzmanı olmadın mı ataman olmadı mı ? Burada ne yapıyorsun?” Cevabı duymamak için hızla uzaklaştım. Sırtımdan bir el çevirdi beni. “Vay kardeşim hala aynısın hiç değişmemişsin, yani kellik bakımından” dedi pis pis sırıtarak. Gülüştük. Fakülte yıllarından bahsettik. Arkadaşım göz hastalıkları uzmanı olmuştu. Hayattan falan konuşurken sonra başka bir tanıdık denk geldi. Sonra başka biri. Derken cerrahi ve dahili branş uzmanlarından oluşan bir halka olmuştu. Herkes hayattan ve işinden şikayetçi ve kendisine gülüyordu. Durum öyle ki sanki bir üst uzmanlık sınavına gelinmiş. Herkeste “bir garantimiz olsun yarın ne olur belli olmaz” nidaları. Sonra herkes kendini garantiye almalarını sağlayacak bu sınava girdi. Babamı bekliyorum ve düşünüyorum. Artık 30 sene önceki gibi değil hiçbisey ne Türkiye’de ne dünyada. “Bir uzman doktor olursun bir mühendis olursun hayatın güvende olur iyi çalış “ dönemi bitmiş. Neredeyse okumakla doğru orantılı bir işsizlik var. Okudukça kendine yaptığın yatırımın getirisi yaptığın masrafı karşılamaz olunca artık daha çok maddi durumu iyi olan aile çocukları doktor mühendis olacak ya da başka üniversiteleri bitirecek. Acı değil mi ? Yok yok durum bu kadar acınası değil. Her şey bu gözü doymaz doktorların para hırsı..
Ekleme Tarihi: 16 Aralık 2017 - Cumartesi
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER

DOKTORLARIN PARA HIRSI

Saat altı gibi kalktık.Babamda sınava girecek bir Teog ögrencisi heyecanı vardı. Gece boyunca doğru dürüst yatamadığını da fark etmiştim. Bir ara gece yarısı seslere uyandığımda eski yılların sorularına baktığını gördüm.

Bugüne kadar babam beni sınavlara götürmüş her sınav öncesi, yol boyu heyecanımı yenmeme yardımcı olmuştu. Bazen “boşver sınavlar önemli değil” bazen de “ zamanında, günü gününe çalışsan böyle stres olmazdın” demişti. Ne sınavlar ne sınavlar. Oku oku bitmeyen yıllar boyunca yanımdaydı. Bu sabah refakat sırası bendeydi.

Doktorluk altın bilezik, saygın meslek ve geçer akçeydi. 35 yıllık göğüs hastalıkları uzmanı “emekliye ayrılınca belki işyeri hekimliği yaparım “ düşüncesindeydi. Tıpkı şu an tüm pratisyen ve uzman emekli ve çalışan doktorların yaptığı ve yapmayı planladığı gibi.

Bu sabah babamla Ege Üniversitesine doğru işyeri hekimliği sınavına geldiğimizde açıkça dile getirmesek de bu kalabalığın üzücü biçimde doktorların ve iş güvenliği uzmanlığı yapmayı planlayan kesimin iş ve ekmek derdi olduğunu seziyorduk. Gelecek kaygısı olduğunu görüyorduk.

Sınav öncesi oturduğumuz “kafe kulis”te insanlara kulak misafiri oldum. Yanımızdaki genç “ ne yaptıysa kpss den istediği puanı alamadığını, özelde de sağlam torpillere ve referanslara rağmen başvurduğu işlerden olumsuz yanıt aldığını anlatıyordu. “Bu da son çare artık” diyordu. Teknik üniversite mezunu işsiz bir genç... Keşke dedim buradaki tüm iş güvenliği sınavına gelenleri yansıtmıyor olsa bu durum. Ama ülkemizdeki işsizlik rakamlarını anımsayınca bu kadar iyimser olamadım.

Babamla 6 sene önce verdiğim sınavdan hatırladığım kadarıyla konulardan ve soru olasılıklarından bahsettik. Gene çok biliyordu. “Aferin günü gününe çalışmanın faydası bu” dedim. Gülüştük.

Stresliydi biraz erken de olsa sınav alanına geçip oturmak istedi. Ona eşlik ettim. Üzerinde neredeyse elbiseleri ve kafasındaki bilgilerden başka bir şey kalmayacak şekilde her şeyini bana teslim edip içeri girdi.

Daha erkendi ve etrafta turlamaya başladım.O sırada şöyle bir cümle duydum “Olm sen daha yeni yan dal uzmanı olmadın mı ataman olmadı mı ? Burada ne yapıyorsun?” Cevabı duymamak için hızla uzaklaştım. Sırtımdan bir el çevirdi beni. “Vay kardeşim hala aynısın hiç değişmemişsin, yani kellik bakımından” dedi pis pis sırıtarak. Gülüştük. Fakülte yıllarından bahsettik. Arkadaşım göz hastalıkları uzmanı olmuştu. Hayattan falan konuşurken sonra başka bir tanıdık denk geldi. Sonra başka biri.

Derken cerrahi ve dahili branş uzmanlarından oluşan bir halka olmuştu. Herkes hayattan ve işinden şikayetçi ve kendisine gülüyordu. Durum öyle ki sanki bir üst uzmanlık sınavına gelinmiş. Herkeste “bir garantimiz olsun yarın ne olur belli olmaz” nidaları. Sonra herkes kendini garantiye almalarını sağlayacak bu sınava girdi.

Babamı bekliyorum ve düşünüyorum. Artık 30 sene önceki gibi değil hiçbisey ne Türkiye’de ne dünyada. “Bir uzman doktor olursun bir mühendis olursun hayatın güvende olur iyi çalış “ dönemi bitmiş. Neredeyse okumakla doğru orantılı bir işsizlik var. Okudukça kendine yaptığın yatırımın getirisi yaptığın masrafı karşılamaz olunca artık daha çok maddi durumu iyi olan aile çocukları doktor mühendis olacak ya da başka üniversiteleri bitirecek.

Acı değil mi ? Yok yok durum bu kadar acınası değil. Her şey bu gözü doymaz doktorların para hırsı..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.