Çanakkale Haber

Murat CEVAHİR
Köşe Yazarı
Murat CEVAHİR
 

TÜRKİYE'DE TÜRK OLMAK

Bu yazımın amacı, Türkiye’de Türk olmanın bir avantaj mı, yoksa bir ciddi bir dezavantaj mı olduğu konusunda yapılan tartışmalara bir katkı sağlamak ve bu konudaki yanlış bir inancı yıkmaya çalışmaktır.   Tezim şudur :   Türkiye’de Türk kökenli olmak, özellikle son 50 yılda ekonomik, siyasal ve toplumsal yaşamın hiçbir alanında Türklere avantajlı bir konum sağlamamış, tersine Türk kökenliler için dezavantajlar yaratmış olup yaratmaya devam etmektedir. *** Yukarıdaki tespiti yapmam; asla ırkçılık ya da ayrımcılık yapmak, Türk kökenli olmayanların küçümsenmesi, aşağılanması ya da onlara farklı davranılması gerektiği biçiminde anlaşılmasın. Tersine, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kökeni ne olursa olsun her Türk vatandaşının aynı hak ve olanaklardan yararlanması gerektiğine inancım tamdır. Ne var ki, bu inancımız, bir gerçeğin altını çizmemize engel oluşturmasın. Ortada bir gerçek varsa, bunun altının çizilmesi ya da dile getirilmesinden de kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini düşünüyorum.   Türk Kökenli Olmanın Sonuçları   Türk kökenli olmak ya da olmamak, bir insan için doğuştan gelen bir özellik olduğundan dolayı kutsanacak ya da aşağılanacak bir durum değildir. Ne var ki, Türk kökenli olmak, Türkiye dışındaki ülkelerin çoğunda ikinci sınıf, hatta bazı ülkelerde üçüncü sınıf insan olarak görülmek anlamına gelmektedir. Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde, ABD ve Kanada gibi ülkelerde ya da gelişmiş ülkelerin çoğunda, Türk kökenli olmanın o ülkede yaşamayı zorlaştırdığı bilinmektedir. Bugün Almanya’da, Bulgaristan’da, Yunanistan’da ya da Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde Türk kökenlilerin yaşadıkları zorlukları anlatmaya kalksam, bir kitabın sınırlarını aşmak durumunda kalırız.   Dünyanın birçok ülkesinde Türk kökenli olmanın dışlanma ve negatif anlamda ayrımcılıklarla karşılaşmak anlamına geldiğini görmekle birlikte, az sayıda ülkede Türk olmanın saygıdeğer karşılanmak ve pozitif anlamda ayrımcılıkla karşılaşmak anlamına geldiğini de vurgulamadan geçmeyelim. Yaşadığım deneyimlerden de gördüğüm kadarıyla, Afganistan ve Pakistan gibi az sayıda ülkede, Türk olmanın pozitif anlamda ayrıcalıklarla karşılaşmak ve saygı duyulmak anlamına geldiğinin de altını çizeyim.   Türkiye’de Türk Olmak ???   Türkiye sınırları dışında çok sayıda ülkede Türk olmanın ikinci sınıf insan olarak görülmek, dezavantajlarla karşılaşmak ya da negatif anlamda ayrımcılıklarla karşılaşmanın kaynağı olmasına karşın, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk olmanın pozitif anlamda bir ayrıcalık taşımadığı gerçeğini de vurgulamak istiyorum. Bu, ne anlama geliyor? Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğmuş yeni bir ülkedir. Her ne kadar bir asrı bulmayan geçmişimize karşın, ülkenin tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ve hatta diğer Türk devletlerinin mirasının bulunduğunu görüyoruz. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türk kökenliler, ülke yönetiminde, sanatta, mimaride, ustalık gerektiren işlerde ve ticarette etkin roller üstlenememişlerdir. Türk kökenliler, genellikle Tımar Sistemi gereğince (has, zeamet ve tımar ayrımını hatırlayalım) toprak karşılığı devlete asker yetiştiren bir kesimdi. İmparatorluğun ticaret, sanat, ustalık gerektiren işler ve Saray yönetimi gibi alanlarda Türk ve Müslüman olmayanların çok daha etkin olduğunu biliyoruz. Osmanlı Devşirme sistemi ve ticaretin gayrı-Müslimlerin elinde olması, Tımarlı Sipahiler arasında gayrı Müslimlerin bulunmaması gibi nedenler, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli özelliklerinden birisiydi. Bu özellikler de Türk kökenlileri sistemde yönetim kademelerinden, ticaret ve zanaatkârlıktan dışlayan önemli nedenlerdir. İmparatorluğun asker gücü olan Türk kökenliler, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda gerek ticarette, gerekse de sanat ve zanaatkârlıkta başarılı olmamışlardır. Bu kaygı nedeniyle Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk tarafından İzmir İktisat Kongresi’nin toplandığını biliyoruz. Çok partili siyasal yapıya geçildiğinde de Türk kökenli olmanın gerek ticarette, gerek siyasette, gerekse de sanat ve edebiyat gibi alanlarda geçerli akçe olmadığı ya da etkin bir role sahip olamadığı bilinmektedir. Cumhuriyet Türkiye’sinde ticaret, siyaset ve zanaatkârlık alanlarında Türk olmayan, ancak Türk vatandaşı olan Rum, Yahudi, Ermeni gibi etnik kökenlere mensup olanların daha başarılı ve önde olduğu, yapılacak küçük bir araştırma sonucu rahatça ortaya çıkarılabilir.   Türkiye’de Türkler Niçin Başarılı Değildir ?   Türkiye’de Türk kökenlilerin ticarette, siyasette, devlet yönetiminde, uzmanlık gerektiren alanlarda, prestijli mesleklerde ve sanatta neden yeteri kadar başarılı olamadıkları, araştırılması gereken bir konudur. Bu konuda bazı nedenleri aşağıda sıralamak istiyorum. Türk kökenlilerin ticarette, siyasette, sanatta ve uzmanlık gerektiren alanlardaki yeteri kadar etkin ve başarılı olamamasının başlıca nedenleri şunlardır: Osmanlı İmparatorluğu geleneğinden kalan miras olarak Türk kökenlilerin ticaret, siyaset, sanat ve zanaatkârlık alanlarından dışlanmışlıkları; Ülkede kendilerini yabancı hisseden azınlık mensuplarının kendi aralarındaki dayanışması ve yardımlaşması; Yabancı devletlerin Türkiye’de ekonomi ve ticarette Türk kökenli olmayanlarla iş yapmaları ve ortaklıklar kurmaları; Yabancı devletlerin ve yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye’de kendilerine mensup etnik unsurların güçlenmesine yönelik çabaları ve çalışmaları; Türk Devletinin bu eşitsizlikleri ya da yetersizliği giderecek önlemler almaması. Yukarıdaki nedenlere, komplo teorilerine konu olacak başka maddeler de ekleyebiliriz. Ne var ki, yukarıdaki beş başlık bile, Türkiye’de Türk kökenli olmanın şanssızlığını ya da dezavantajlı durumunu ortaya koymaya yetecektir.   Sonuç : Gerçekler, Gizlenmemelidir   Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk vatandaşı olarak ekonomide ve ticarette büyük servetler edinmiş zenginlerin, sanat ve edebiyat alanlarında uluslararası üne kavuşmuş entelektüellerin, basın ve yayın alanında tanınmış birçok saygın kişinin, devlet yönetiminde üst düzey görevlerde bulunmuş çok sayıdaki devlet adamı ve siyasetçinin Türk kökenli olmamasının nedenini sorgulamamın yadırganmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda bir eksiklik olmalı ki, Türk kökenli olmak, Türkiye’de bir dezavantajlı durum ortaya çıkarmaktadır. Son sözüm ise şudur : İnsanlar, doğuştan eşit haklara sahip olmalı ve vatandaşlar arasında ayrım gözetilmemelidir, ancak gerçekler de asla gizlenmemelidir.   https://www.facebook.com/TurkMitolojisiTarihi/
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2017 - Cumartesi
Murat CEVAHİR

TÜRKİYE'DE TÜRK OLMAK

Bu yazımın amacı, Türkiye’de Türk olmanın bir avantaj mı, yoksa bir ciddi bir dezavantaj mı olduğu konusunda yapılan tartışmalara bir katkı sağlamak ve bu konudaki yanlış bir inancı yıkmaya çalışmaktır.
 
Tezim şudur :
 
Türkiye’de Türk kökenli olmak, özellikle son 50 yılda ekonomik, siyasal ve toplumsal yaşamın hiçbir alanında Türklere avantajlı bir konum sağlamamış, tersine Türk kökenliler için dezavantajlar yaratmış olup yaratmaya devam etmektedir.
***
Yukarıdaki tespiti yapmam; asla ırkçılık ya da ayrımcılık yapmak, Türk kökenli olmayanların küçümsenmesi, aşağılanması ya da onlara farklı davranılması gerektiği biçiminde anlaşılmasın. Tersine, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kökeni ne olursa olsun her Türk vatandaşının aynı hak ve olanaklardan yararlanması gerektiğine inancım tamdır. Ne var ki, bu inancımız, bir gerçeğin altını çizmemize engel oluşturmasın. Ortada bir gerçek varsa, bunun altının çizilmesi ya da dile getirilmesinden de kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini düşünüyorum.
 
Türk Kökenli Olmanın Sonuçları
 
Türk kökenli olmak ya da olmamak, bir insan için doğuştan gelen bir özellik olduğundan dolayı kutsanacak ya da aşağılanacak bir durum değildir. Ne var ki, Türk kökenli olmak, Türkiye dışındaki ülkelerin çoğunda ikinci sınıf, hatta bazı ülkelerde üçüncü sınıf insan olarak görülmek anlamına gelmektedir.
Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde, ABD ve Kanada gibi ülkelerde ya da gelişmiş ülkelerin çoğunda, Türk kökenli olmanın o ülkede yaşamayı zorlaştırdığı bilinmektedir. Bugün Almanya’da, Bulgaristan’da, Yunanistan’da ya da Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde Türk kökenlilerin yaşadıkları zorlukları anlatmaya kalksam, bir kitabın sınırlarını aşmak durumunda kalırız.
 
Dünyanın birçok ülkesinde Türk kökenli olmanın dışlanma ve negatif anlamda ayrımcılıklarla karşılaşmak anlamına geldiğini görmekle birlikte, az sayıda ülkede Türk olmanın saygıdeğer karşılanmak ve pozitif anlamda ayrımcılıkla karşılaşmak anlamına geldiğini de vurgulamadan geçmeyelim. Yaşadığım deneyimlerden de gördüğüm kadarıyla, Afganistan ve Pakistan gibi az sayıda ülkede, Türk olmanın pozitif anlamda ayrıcalıklarla karşılaşmak ve saygı duyulmak anlamına geldiğinin de altını çizeyim.
 
Türkiye’de Türk Olmak ???
 
Türkiye sınırları dışında çok sayıda ülkede Türk olmanın ikinci sınıf insan olarak görülmek, dezavantajlarla karşılaşmak ya da negatif anlamda ayrımcılıklarla karşılaşmanın kaynağı olmasına karşın, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk olmanın pozitif anlamda bir ayrıcalık taşımadığı gerçeğini de vurgulamak istiyorum. Bu, ne anlama geliyor?
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğmuş yeni bir ülkedir. Her ne kadar bir asrı bulmayan geçmişimize karşın, ülkenin tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ve hatta diğer Türk devletlerinin mirasının bulunduğunu görüyoruz.
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türk kökenliler, ülke yönetiminde, sanatta, mimaride, ustalık gerektiren işlerde ve ticarette etkin roller üstlenememişlerdir. Türk kökenliler, genellikle Tımar Sistemi gereğince (has, zeamet ve tımar ayrımını hatırlayalım) toprak karşılığı devlete asker yetiştiren bir kesimdi. İmparatorluğun ticaret, sanat, ustalık gerektiren işler ve Saray yönetimi gibi alanlarda Türk ve Müslüman olmayanların çok daha etkin olduğunu biliyoruz. Osmanlı Devşirme sistemi ve ticaretin gayrı-Müslimlerin elinde olması, Tımarlı Sipahiler arasında gayrı Müslimlerin bulunmaması gibi nedenler, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli özelliklerinden birisiydi. Bu özellikler de Türk kökenlileri sistemde yönetim kademelerinden, ticaret ve zanaatkârlıktan dışlayan önemli nedenlerdir.
İmparatorluğun asker gücü olan Türk kökenliler, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda gerek ticarette, gerekse de sanat ve zanaatkârlıkta başarılı olmamışlardır. Bu kaygı nedeniyle Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk tarafından İzmir İktisat Kongresi’nin toplandığını biliyoruz.
Çok partili siyasal yapıya geçildiğinde de Türk kökenli olmanın gerek ticarette, gerek siyasette, gerekse de sanat ve edebiyat gibi alanlarda geçerli akçe olmadığı ya da etkin bir role sahip olamadığı bilinmektedir. Cumhuriyet Türkiye’sinde ticaret, siyaset ve zanaatkârlık alanlarında Türk olmayan, ancak Türk vatandaşı olan Rum, Yahudi, Ermeni gibi etnik kökenlere mensup olanların daha başarılı ve önde olduğu, yapılacak küçük bir araştırma sonucu rahatça ortaya çıkarılabilir.
 
Türkiye’de Türkler Niçin Başarılı Değildir ?
 
Türkiye’de Türk kökenlilerin ticarette, siyasette, devlet yönetiminde, uzmanlık gerektiren alanlarda, prestijli mesleklerde ve sanatta neden yeteri kadar başarılı olamadıkları, araştırılması gereken bir konudur. Bu konuda bazı nedenleri aşağıda sıralamak istiyorum.
Türk kökenlilerin ticarette, siyasette, sanatta ve uzmanlık gerektiren alanlardaki yeteri kadar etkin ve başarılı olamamasının başlıca nedenleri şunlardır:
Osmanlı İmparatorluğu geleneğinden kalan miras olarak Türk kökenlilerin ticaret, siyaset, sanat ve zanaatkârlık alanlarından dışlanmışlıkları;
Ülkede kendilerini yabancı hisseden azınlık mensuplarının kendi aralarındaki dayanışması ve yardımlaşması;
Yabancı devletlerin Türkiye’de ekonomi ve ticarette Türk kökenli olmayanlarla iş yapmaları ve ortaklıklar kurmaları;
Yabancı devletlerin ve yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye’de kendilerine mensup etnik unsurların güçlenmesine yönelik çabaları ve çalışmaları;
Türk Devletinin bu eşitsizlikleri ya da yetersizliği giderecek önlemler almaması.
Yukarıdaki nedenlere, komplo teorilerine konu olacak başka maddeler de ekleyebiliriz. Ne var ki, yukarıdaki beş başlık bile, Türkiye’de Türk kökenli olmanın şanssızlığını ya da dezavantajlı durumunu ortaya koymaya yetecektir.
 
Sonuç : Gerçekler, Gizlenmemelidir
 
Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk vatandaşı olarak ekonomide ve ticarette büyük servetler edinmiş zenginlerin, sanat ve edebiyat alanlarında uluslararası üne kavuşmuş entelektüellerin, basın ve yayın alanında tanınmış birçok saygın kişinin, devlet yönetiminde üst düzey görevlerde bulunmuş çok sayıdaki devlet adamı ve siyasetçinin Türk kökenli olmamasının nedenini sorgulamamın yadırganmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda bir eksiklik olmalı ki, Türk kökenli olmak, Türkiye’de bir dezavantajlı durum ortaya çıkarmaktadır.
Son sözüm ise şudur : İnsanlar, doğuştan eşit haklara sahip olmalı ve vatandaşlar arasında ayrım gözetilmemelidir, ancak gerçekler de asla gizlenmemelidir.
 
https://www.facebook.com/TurkMitolojisiTarihi/
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

04
Kasım
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.