Çanakkale Haber

Berrak Damla YAĞAN
Köşe Yazarı
Berrak Damla YAĞAN
 

Pandemi Günlüğü 2: Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve bitkilerin rolü üzerine

Selamlar ,   Uzun zamandır görüşememiştik, herkes niye devam etmiyorsun dediği için madem ilgi çekiyor devam edelim dedim J Geçen sefer yazdığım yazı nerdeyse yirmi bin defa okunmuş. Sizlere, yazdıklarıma ilgi gösterdiğiniz ve değer verdiğiniz için teşekkür ederim. Bu sebepten bu sefer daha çok okudum, araştırdım. Emin olmadığım yerde daha yetkin hocalarıma sordum. Umarım bu yazı da size yardımcı olur. Hepimiz pandeminin getirdiği tuhaf belirsizlik ortamıyla yaşamaya alıştık. Hem günlük hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz, hem de kendimize göre önlemler alıyoruz. Bu nokta da mevsim geçişi yaşadığımız şu günlerde bağışıklık sistemini dengede tutmakta fayda var diye düşünüyorum. Bu nokta da özellikle Covid 19 dan korunmak ile ilgili danıştığım uzmanların genel görüşleri; eğer düzgün çalışan bir bağışıklık sisteminiz var ise bunu korumak; bağışıklığınızla ilgili problemler yaşıyorsanız takviye almak yönünde. Burada dikkat edilmesi gerek kelime “Denge” çünkü bilinçsizce bağışıklık sistemini güçlendirmeye çalışmanın problemlere yol açabildiğini gösteren raporlar var. Şöyle ki; Bağışıklık sistemi, bireyi korurken aynı zamanda birey için oldukça tehlikeli olabilir ve bu yüzden vücut içinde çok sıkı denetlenir. Bağışıklık hücreleri içinde bulunan bir yabancı virüsü algıladıklarında bu hücrenin imha olması için gerekli adımları atar. Ancak koronavirüsün yeni olması nedeniyle bağışıklık sisteminin arşivinde onu kolaylıkla tanımasını sağlayacak bilgiler mevcut değildir. Bağışıklık sistemi olması gerekenden daha fazla hücre gönderir, kaynaklarını boşa harcar ve hasta olanların yanı sıra sağlam hücrelerin de öldürülmesine yol açarsa, bu da çevredeki akciğer dokusunun ölmesine yol açar. Bu durum geri dönüşü olmayacak kalıcı hasara yol açabilir. Çoğu vakada bağışıklık sistemi yavaş yavaş kontrolü tekrar kazanır. Enfekte hücreleri öldürür, yenilerini enfekte etmeye çalışan virüsleri yakalar ve imha eder. Ancak özellikle sigara kullanımı, geçmişte geçirilen bir hastalık, hali hazırda olan bir tıbbi sorun veya bir otoimmun sorunu olan bireylerde bu bağışıklık sistemi çok daha büyük zorluklarla karışılacaktır. Bu aşamadan itibaren akciğerlerin koruyucu astarı olan epitel hücrelerin büyük bir kısmının kaybolmuş olması, daha derinde bulunan ve nefes almaya yarayan küçük hava keselerinin normalde sorun yaratmayacak bakteriler tarafından enfekte olmaya açık bir hale gelmesine yol açar. Bu hastalarda zatürre görülmesine ve solunum zorluğu görülmesine yol açar. Bu sebepten “dengelemek” için bir takım kimyasallar ya da ne olduğunda emin olmadığınız gıda takviyeleri kullanmak yerine bitkilerden faydalanmanın daha doğru olduğuna inanıyorum. Bu haftalık birkaç bitki önerisinde bulunayım sonra devam ederiz. Zencefil, Adaçayı, Kuşburnu, Yeşil çay, Zerdeçal gibi bitkilerin bağışıklık sistemini güçlendirmek konusunda oldukça faydalı olduğunu zaten çoğumuz biliyoruz. Bu bitkilerin ve çaylarının kullanımı her yerde mevcut (Demlemek yerine sıcak su içerisinde 3-5 dakika bekleterek yapacağınız çaylar oldukça fayda sağlayacaktır.) Sarımsak, soğandan, biberden zaten bahsetmeme gerek yok. Tekrara girmeyelim Bu sebepten size gerek ülkemizde yeni yeni yaygınlaşan, gerekse çok bilinmeyen bitkilerden bahsetmek istiyorum. Belki tohumlarını bahçenizin bir köşesine ekersiniz J   Malta eriği (Yeni Dünya): Öncelikle bildiğimiz ama bu amaçla kullanılabileceği çok bilinmeyen bir bitkiyle başlamak istedim. Mevsimi mi şimdi dediğiniz duyar gibiyim. Öyle değil; bu aralar dünyada malta eriğinin çayı çok popüler ve lezzetli. Ülkemizde de satılıyor. Üstelik bağışıklık sistemi üzerinde de çok etkili olduğuna dair kanıtlar var. Diğer faydalarını özetleyecek olursak; · A Vitamini yönünden son derece zengin olan Malta eriği ayrıca yüksek bir C ve B vitamini içeriğine de sahiptir. Günlük mineral ihtiyacının önemli bir bölümünün karşılanmasını sağlayan bu meyvede yüksek miktarda Potasyum, Fosfor ve Kalsiyum bulunmaktadır. · Malta eriğini düzenli olarak tüketenlerde kan şekeri seviyelerinin düştüğü görülmüştür. Diyabetin önlenmesine yardımcı olmak için beslenme uzmanları sık sık, malta eriği çayı önermektedir. Malta eriği çayında bulunan eşsiz ve organik bileşenler, insilün ve glikoz seviyelerini düzenleyerek, şeker hastalığına karşı koruma sağlar. · Kan şekerinin yavaş yükselmesini ve düşmesini sağlayan yeni dünya meyvesi bu sayede de insanların uzun süre yok kalmasına yardımcı olur. Düşük kalorili ve uzun süre tokluk hissi uyandıran bu meyve sayesinde de kişiler oldukça uzun bir süre tokluk hissi yaşar. Aniden gelen açlık hissini ortadan kaldırmak için yararlanabilirsiniz. · Kan kolesterol düzeylerini düşürür. Pektin, kolesterol düzeylerini; vücuttan atılımıyla sonuçlanan safra asitlerini bağlayarak kolonda yeniden emilmeyi azaltarak da azaltır. · Balgam söktürücü etkisi vardır. Geleneksel Çin tıbbında malta eriği yaprakları kaynatılarak içiliyormuş bu yöntem geleneksel Çin tıbbında balgam ve mukustan kurtulmak için kullanılan yöntemler arasında yer almaktaydı. Aynı zamanda Japonya’da kaynatılarak içilen yaprakları, astıma ve diğer akciğer problemlerine karşı da fayda sağlaması amacı ile kullanılıyormuş. · Yenidünya yaprakları önemli anti-enflamatuar ve analjezik nitelikleri içerir ve kanser tedavisinde değerli bir maddedir. Ayrıca, Yenidünya yaprakları da HIV üzerinde hafif bir kısıtlayıcı etkiye sahip olduğuna inanılmaktadır. Yaprak, aynı zamanda anti-HIV etkilerini içeren 2-alfa-heksoksursolik asit içerir. · Binlerce yıldır Asya’da tüketilen bu meyvenin kanserle savaşmaya yardımcı olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Halen malta eriğinin bu özelliğiyle ilgili klinik çalışmalar sürdürülüyor. · Bağışıklık sistemini güçlendirir, İyi bir C vitamini kaynağı olan malta eriği bağışıklık sistemini güçlendirir. · Göz sağlığını korur. Malta eriği içerisinde yüksek miktarda A vitamini barındırmasından dolayı göz sağlığınızın korunmasına yardımcı olmaktadır. · Yenidünya, lif bakımından zengindir ve kilo vermek isteyenler için sağlıklı bir seçenektir. Lif bakımından zengin besinler, mideyi daha uzun süre tok olarak tutar ve düzensiz açlık keselerini azaltır. Meyan Kökü (Glycyrrhiza glabra) Meyan kökü Antik tıp tarihinin en geniş kullanımlı bitkisidir. Botanik ismi Glycyrrhiza glabra olmakla birlikte birçok ülke tıbbında likoris adı altında kullanılır. Bitkinin kökleri, meyan kökü olarak tanınmakta ve kullanılmaktadır. Meyan kökü geleneksel hekimlikte yüzyıllardır kullanılan bir bitkidir. Kök ve rizomlar iltihap giderici, antiviral, antialerjik ve antioksidan etkilere sahiptir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, meyan kökünden elde edilen glisirizinin SARS’ a karşı kullanılan ribavirin maddesinden çok daha etkili olduğunu göstermiştir. Meyan kökü üst solunum yolları ve bronşit için balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Sindirim sistemi problemlerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Gastrik ve mide ülserinde etkilidir. Ve asıl konumuz olan immün sistem üzerine etkili olmasının sebebi birçok proses üzerinde düzenleyici etki yaratmasıdır. Dip not olarak belirtmek isterim k, kalp ve tansiyon hastaları, doktorlarına danışmadan kullanmamalıdır. Tulasi (Kutsal Fesleğen) Latince ismi Ocimum sanctum olan güney asya kökenli ve hindistanda kutsal sayılan bu bitkinin kullanımı son yıllarda ülkemizde de görülmektedir. Yapılan çalışmalarda antioksidan, antibakteriyel etkileri kanıtlanmış olup immun sistem üzerinde güçlü destekleyici etkiler yarattığına dair birçok rapor bulunmaktadır. Ayrıca; · Kan basıncını ve kan şekeri seviyesini düşürür. · Tehlikeli sistemi rahatlatır krampları, spazmlar · Stres için sinir sistemi tonik olarak kullanılabilir. Kokusunun rahatlatıcı etkisi bulunduğu ifade edilmektedir. · Özellikle Solunum sistemi astımı, sinüs, grip hastalıklarda faydalıdır. · Bağışıklık sistemi romatizması, artrit üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Çok güzel kokan bu bitkiyi isteseniz baharat olarak, isterseniz de çayını tüketebilirsiniz. Ancak oldukça güçlü bir tadı olduğundan, kullandığımız miktarı az tutmanızı öneririm. Umarım Faydalı olabilmişimdir. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere… Sıhhat ve mutluluk dolu zamanlar dilerim…
Ekleme Tarihi: 29 Eylül 2020 - Salı
Berrak Damla YAĞAN

Pandemi Günlüğü 2: Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve bitkilerin rolü üzerine

Selamlar ,

 

Uzun zamandır görüşememiştik, herkes niye devam etmiyorsun dediği için madem ilgi çekiyor devam edelim dedim J Geçen sefer yazdığım yazı nerdeyse yirmi bin defa okunmuş. Sizlere, yazdıklarıma ilgi gösterdiğiniz ve değer verdiğiniz için teşekkür ederim. Bu sebepten bu sefer daha çok okudum, araştırdım. Emin olmadığım yerde daha yetkin hocalarıma sordum. Umarım bu yazı da size yardımcı olur.

Hepimiz pandeminin getirdiği tuhaf belirsizlik ortamıyla yaşamaya alıştık. Hem günlük hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz, hem de kendimize göre önlemler alıyoruz. Bu nokta da mevsim geçişi yaşadığımız şu günlerde bağışıklık sistemini dengede tutmakta fayda var diye düşünüyorum. Bu nokta da özellikle Covid 19 dan korunmak ile ilgili danıştığım uzmanların genel görüşleri; eğer düzgün çalışan bir bağışıklık sisteminiz var ise bunu korumak; bağışıklığınızla ilgili problemler yaşıyorsanız takviye almak yönünde. Burada dikkat edilmesi gerek kelime “Denge” çünkü bilinçsizce bağışıklık sistemini güçlendirmeye çalışmanın problemlere yol açabildiğini gösteren raporlar var. Şöyle ki; Bağışıklık sistemi, bireyi korurken aynı zamanda birey için oldukça tehlikeli olabilir ve bu yüzden vücut içinde çok sıkı denetlenir. Bağışıklık hücreleri içinde bulunan bir yabancı virüsü algıladıklarında bu hücrenin imha olması için gerekli adımları atar. Ancak koronavirüsün yeni olması nedeniyle bağışıklık sisteminin arşivinde onu kolaylıkla tanımasını sağlayacak bilgiler mevcut değildir.

Bağışıklık sistemi olması gerekenden daha fazla hücre gönderir, kaynaklarını boşa harcar ve hasta olanların yanı sıra sağlam hücrelerin de öldürülmesine yol açarsa, bu da çevredeki akciğer dokusunun ölmesine yol açar. Bu durum geri dönüşü olmayacak kalıcı hasara yol açabilir. Çoğu vakada bağışıklık sistemi yavaş yavaş kontrolü tekrar kazanır. Enfekte hücreleri öldürür, yenilerini enfekte etmeye çalışan virüsleri yakalar ve imha eder. Ancak özellikle sigara kullanımı, geçmişte geçirilen bir hastalık, hali hazırda olan bir tıbbi sorun veya bir otoimmun sorunu olan bireylerde bu bağışıklık sistemi çok daha büyük zorluklarla karışılacaktır.

Bu aşamadan itibaren akciğerlerin koruyucu astarı olan epitel hücrelerin büyük bir kısmının kaybolmuş olması, daha derinde bulunan ve nefes almaya yarayan küçük hava keselerinin normalde sorun yaratmayacak bakteriler tarafından enfekte olmaya açık bir hale gelmesine yol açar. Bu hastalarda zatürre görülmesine ve solunum zorluğu görülmesine yol açar.

Bu sebepten “dengelemek” için bir takım kimyasallar ya da ne olduğunda emin olmadığınız gıda takviyeleri kullanmak yerine bitkilerden faydalanmanın daha doğru olduğuna inanıyorum. Bu haftalık birkaç bitki önerisinde bulunayım sonra devam ederiz.

Zencefil, Adaçayı, Kuşburnu, Yeşil çay, Zerdeçal gibi bitkilerin bağışıklık sistemini güçlendirmek konusunda oldukça faydalı olduğunu zaten çoğumuz biliyoruz. Bu bitkilerin ve çaylarının kullanımı her yerde mevcut (Demlemek yerine sıcak su içerisinde 3-5 dakika bekleterek yapacağınız çaylar oldukça fayda sağlayacaktır.) Sarımsak, soğandan, biberden zaten bahsetmeme gerek yok. Tekrara girmeyelim Bu sebepten size gerek ülkemizde yeni yeni yaygınlaşan, gerekse çok bilinmeyen bitkilerden bahsetmek istiyorum. Belki tohumlarını bahçenizin bir köşesine ekersiniz J

 

Malta eriği (Yeni Dünya):

Öncelikle bildiğimiz ama bu amaçla kullanılabileceği çok bilinmeyen bir bitkiyle başlamak istedim. Mevsimi mi şimdi dediğiniz duyar gibiyim. Öyle değil; bu aralar dünyada malta eriğinin çayı çok popüler ve lezzetli. Ülkemizde de satılıyor. Üstelik bağışıklık sistemi üzerinde de çok etkili olduğuna dair kanıtlar var. Diğer faydalarını özetleyecek olursak;

· A Vitamini yönünden son derece zengin olan Malta eriği ayrıca yüksek bir C ve B vitamini içeriğine de sahiptir. Günlük mineral ihtiyacının önemli bir bölümünün karşılanmasını sağlayan bu meyvede yüksek miktarda Potasyum, Fosfor ve Kalsiyum bulunmaktadır.

· Malta eriğini düzenli olarak tüketenlerde kan şekeri seviyelerinin düştüğü görülmüştür. Diyabetin önlenmesine yardımcı olmak için beslenme uzmanları sık sık, malta eriği çayı önermektedir. Malta eriği çayında bulunan eşsiz ve organik bileşenler, insilün ve glikoz seviyelerini düzenleyerek, şeker hastalığına karşı koruma sağlar.

· Kan şekerinin yavaş yükselmesini ve düşmesini sağlayan yeni dünya meyvesi bu sayede de insanların uzun süre yok kalmasına yardımcı olur. Düşük kalorili ve uzun süre tokluk hissi uyandıran bu meyve sayesinde de kişiler oldukça uzun bir süre tokluk hissi yaşar. Aniden gelen açlık hissini ortadan kaldırmak için yararlanabilirsiniz.

· Kan kolesterol düzeylerini düşürür. Pektin, kolesterol düzeylerini; vücuttan atılımıyla sonuçlanan safra asitlerini bağlayarak kolonda yeniden emilmeyi azaltarak da azaltır.

· Balgam söktürücü etkisi vardır. Geleneksel Çin tıbbında malta eriği yaprakları kaynatılarak içiliyormuş bu yöntem geleneksel Çin tıbbında balgam ve mukustan kurtulmak için kullanılan yöntemler arasında yer almaktaydı. Aynı zamanda Japonya’da kaynatılarak içilen yaprakları, astıma ve diğer akciğer problemlerine karşı da fayda sağlaması amacı ile kullanılıyormuş.

· Yenidünya yaprakları önemli anti-enflamatuar ve analjezik nitelikleri içerir ve kanser tedavisinde değerli bir maddedir. Ayrıca, Yenidünya yaprakları da HIV üzerinde hafif bir kısıtlayıcı etkiye sahip olduğuna inanılmaktadır. Yaprak, aynı zamanda anti-HIV etkilerini içeren 2-alfa-heksoksursolik asit içerir.

· Binlerce yıldır Asya’da tüketilen bu meyvenin kanserle savaşmaya yardımcı olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Halen malta eriğinin bu özelliğiyle ilgili klinik çalışmalar sürdürülüyor.

· Bağışıklık sistemini güçlendirir, İyi bir C vitamini kaynağı olan malta eriği bağışıklık sistemini güçlendirir.

· Göz sağlığını korur. Malta eriği içerisinde yüksek miktarda A vitamini barındırmasından dolayı göz sağlığınızın korunmasına yardımcı olmaktadır.

· Yenidünya, lif bakımından zengindir ve kilo vermek isteyenler için sağlıklı bir seçenektir. Lif bakımından zengin besinler, mideyi daha uzun süre tok olarak tutar ve düzensiz açlık keselerini azaltır.

Meyan Kökü (Glycyrrhiza glabra)

Meyan kökü Antik tıp tarihinin en geniş kullanımlı bitkisidir. Botanik ismi Glycyrrhiza glabra olmakla birlikte birçok ülke tıbbında likoris adı altında kullanılır. Bitkinin kökleri, meyan kökü olarak tanınmakta ve kullanılmaktadır. Meyan kökü geleneksel hekimlikte yüzyıllardır kullanılan bir bitkidir. Kök ve rizomlar iltihap giderici, antiviral, antialerjik ve antioksidan etkilere sahiptir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, meyan kökünden elde edilen glisirizinin SARS’ a karşı kullanılan ribavirin maddesinden çok daha etkili olduğunu göstermiştir. Meyan kökü üst solunum yolları ve bronşit için balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Sindirim sistemi problemlerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Gastrik ve mide ülserinde etkilidir. Ve asıl konumuz olan immün sistem üzerine etkili olmasının sebebi birçok proses üzerinde düzenleyici etki yaratmasıdır. Dip not olarak belirtmek isterim k, kalp ve tansiyon hastaları, doktorlarına danışmadan kullanmamalıdır.

Tulasi (Kutsal Fesleğen)

Latince ismi Ocimum sanctum olan güney asya kökenli ve hindistanda kutsal sayılan bu bitkinin kullanımı son yıllarda ülkemizde de görülmektedir. Yapılan çalışmalarda antioksidan, antibakteriyel etkileri kanıtlanmış olup immun sistem üzerinde güçlü destekleyici etkiler yarattığına dair birçok rapor bulunmaktadır. Ayrıca;

· Kan basıncını ve kan şekeri seviyesini düşürür.

· Tehlikeli sistemi rahatlatır krampları, spazmlar

· Stres için sinir sistemi tonik olarak kullanılabilir. Kokusunun rahatlatıcı etkisi bulunduğu ifade edilmektedir.

· Özellikle Solunum sistemi astımı, sinüs, grip hastalıklarda faydalıdır.

· Bağışıklık sistemi romatizması, artrit üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.

Çok güzel kokan bu bitkiyi isteseniz baharat olarak, isterseniz de çayını tüketebilirsiniz. Ancak oldukça güçlü bir tadı olduğundan, kullandığımız miktarı az tutmanızı öneririm.

Umarım Faydalı olabilmişimdir. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere… Sıhhat ve mutluluk dolu zamanlar dilerim…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.