Dünya yangınları suyla değil bilimle durduruyor. Geciktirici kimyasallar

Dünya 17.08.2025 - 17:25, Güncelleme: 17.08.2025 - 17:25 1589 kez okundu.
 

Dünya yangınları suyla değil bilimle durduruyor. Geciktirici kimyasallar

Dünya yangınları suyla değil bilimle durduruyor. Türkiye’nin de doğa dostu kimyasal çözümlerle ormanlarını koruması gerekiyor.

Her yaz aynı acı tabloyu yaşıyoruz: Ormanlarımız yanıyor, canlılar yok oluyor, köyler boşaltılıyor. Türkiye hâlâ yangını hortum, tanker, helikopter üçgenine sıkıştırırken, dünya çoktan yangını “su” ile değil “bilim” ile yönetmeye başladı. Artık mesele yalnızca yangını söndürmek değil, başlamadan önce durdurabilmek. Dünyadan Örnekler: Bilimle Yangınla Mücadele ABD, Kanada, Avustralya, İspanya gibi ülkeler, onlarca yıldır yangın geciktirici kimyasallar kullanıyor. En bilinen örneklerden Phos-Chek, amonyum fosfat bazlı yapısıyla bitki yüzeyini kaplıyor, oksijenle temasını kesiyor ve tutuşmayı geciktiriyor. Bu sayede alevlerin yayılması yavaşlıyor, kara ekipleri için zaman kazanılıyor. Stanford Üniversitesi’nin geliştirdiği jel tabanlı yeni nesil kimyasallar, selüloz polimerleri ve silika bazlı yapısıyla bitki yüzeyine güçlü şekilde yapışıyor. Rüzgâr ve yağmura dayanıklı kalıyor, haftalarca koruyucu bir kalkan görevi görüyor. Kaliforniya’daki testlerde bu jel ile kaplanan bölgelerin alev almadığı gözlendi. Çin ve Fransa’da dronlarla yapılan uygulamalar, insansız bölgelerde bile önleyici hatlar çekilmesine olanak tanıyor. Bu yöntem, klasik hava araçlarına göre çok daha düşük maliyetli ve hedef odaklı. Tarihsel Gelişim Yangın geciktirici maddeler sanıldığı kadar yeni değil. 1950’lerde sodyum kalsiyum borat karışımları, 1970’lerde bentonit kil bazlı solüsyonlar, MS 450’lerde ise odunu alev almaz hale getirmek için alum, tuz ve kil karışımları kullanılıyordu. Bugün kullanılan formüller çoğunlukla amonyum fosfat, amonyum sülfat ve boraks gibi bileşenlerden oluşuyor. Kimi kısa süreli, kimi haftalar boyu koruma sağlıyor. Çevresel Riskler ve Çözümler Kimyasal uygulamaların riskleri de var. ABD’de bazı retardantların kadmiyum ve krom gibi ağır metaller içerdiği, özellikle su ekosistemine zarar verebildiği tespit edildi. Bu nedenle birçok ülkede su kaynaklarına yakın bölgelerde kullanımları yasaklandı. Ancak son yıllarda biyolojik olarak çözünebilen, ekosistem dostu jel teknolojileri öne çıkıyor. Eğer bu araştırmalar desteklenirse doğa dostu kimyasal bariyerler kısa sürede standart hale gelebilir. Türkiye İçin Yol Haritası Türkiye hâlâ yangını sadece “suyla söndürme” anlayışıyla yönetiyor. Oysa dünya farklı bir noktada: Riskli alanlara önceden yangın geciktirici tabakalar uygulanıyor, Dronlar ve uçaklarla önleyici hatlar çekiliyor, Doğaya duyarlı jel kaplamalarla tutuşma riski azaltılıyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin başlattığı “Yangınlarla Mücadelede Doğaya Duyarlı Kimyasal Geliştirme” çağrısı bu açıdan tarihi bir adım niteliğinde. Eğer sahiplenilirse Türkiye ilk kez yangın öncesi hazırlıkta bilimsel çözümler geliştiren ülkeler arasında yer alabilir. Orman yangınları artık sadece bir afet değil. Bilimin, üniversitelerin ve devletin birlikte vereceği bir sınav. Dünya bu sınavı yeni nesil kimyasallarla geçmeye çalışıyor. Türkiye de vakit kaybetmeden benzer adımları atmak zorunda. Her yanan ağaç, yalnızca doğanın değil, gelecek nesillerin de kaybıdır. Yangını suyla değil, bilimle geciktirmenin zamanı çoktan geldi.      
Dünya yangınları suyla değil bilimle durduruyor. Türkiye’nin de doğa dostu kimyasal çözümlerle ormanlarını koruması gerekiyor.

Her yaz aynı acı tabloyu yaşıyoruz: Ormanlarımız yanıyor, canlılar yok oluyor, köyler boşaltılıyor. Türkiye hâlâ yangını hortum, tanker, helikopter üçgenine sıkıştırırken, dünya çoktan yangını “su” ile değil “bilim” ile yönetmeye başladı. Artık mesele yalnızca yangını söndürmek değil, başlamadan önce durdurabilmek.

Dünyadan Örnekler: Bilimle Yangınla Mücadele

ABD, Kanada, Avustralya, İspanya gibi ülkeler, onlarca yıldır yangın geciktirici kimyasallar kullanıyor. En bilinen örneklerden Phos-Chek, amonyum fosfat bazlı yapısıyla bitki yüzeyini kaplıyor, oksijenle temasını kesiyor ve tutuşmayı geciktiriyor. Bu sayede alevlerin yayılması yavaşlıyor, kara ekipleri için zaman kazanılıyor.

Stanford Üniversitesi’nin geliştirdiği jel tabanlı yeni nesil kimyasallar, selüloz polimerleri ve silika bazlı yapısıyla bitki yüzeyine güçlü şekilde yapışıyor. Rüzgâr ve yağmura dayanıklı kalıyor, haftalarca koruyucu bir kalkan görevi görüyor. Kaliforniya’daki testlerde bu jel ile kaplanan bölgelerin alev almadığı gözlendi.

Çin ve Fransa’da dronlarla yapılan uygulamalar, insansız bölgelerde bile önleyici hatlar çekilmesine olanak tanıyor. Bu yöntem, klasik hava araçlarına göre çok daha düşük maliyetli ve hedef odaklı.

Tarihsel Gelişim

Yangın geciktirici maddeler sanıldığı kadar yeni değil.

1950’lerde sodyum kalsiyum borat karışımları,

1970’lerde bentonit kil bazlı solüsyonlar,

MS 450’lerde ise odunu alev almaz hale getirmek için alum, tuz ve kil karışımları kullanılıyordu.

Bugün kullanılan formüller çoğunlukla amonyum fosfat, amonyum sülfat ve boraks gibi bileşenlerden oluşuyor. Kimi kısa süreli, kimi haftalar boyu koruma sağlıyor.

Çevresel Riskler ve Çözümler

Kimyasal uygulamaların riskleri de var. ABD’de bazı retardantların kadmiyum ve krom gibi ağır metaller içerdiği, özellikle su ekosistemine zarar verebildiği tespit edildi. Bu nedenle birçok ülkede su kaynaklarına yakın bölgelerde kullanımları yasaklandı.
Ancak son yıllarda biyolojik olarak çözünebilen, ekosistem dostu jel teknolojileri öne çıkıyor. Eğer bu araştırmalar desteklenirse doğa dostu kimyasal bariyerler kısa sürede standart hale gelebilir.

Türkiye İçin Yol Haritası

Türkiye hâlâ yangını sadece “suyla söndürme” anlayışıyla yönetiyor. Oysa dünya farklı bir noktada:

Riskli alanlara önceden yangın geciktirici tabakalar uygulanıyor,

Dronlar ve uçaklarla önleyici hatlar çekiliyor,

Doğaya duyarlı jel kaplamalarla tutuşma riski azaltılıyor.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin başlattığı “Yangınlarla Mücadelede Doğaya Duyarlı Kimyasal Geliştirme” çağrısı bu açıdan tarihi bir adım niteliğinde. Eğer sahiplenilirse Türkiye ilk kez yangın öncesi hazırlıkta bilimsel çözümler geliştiren ülkeler arasında yer alabilir.

Orman yangınları artık sadece bir afet değil. Bilimin, üniversitelerin ve devletin birlikte vereceği bir sınav. Dünya bu sınavı yeni nesil kimyasallarla geçmeye çalışıyor. Türkiye de vakit kaybetmeden benzer adımları atmak zorunda.

Her yanan ağaç, yalnızca doğanın değil, gelecek nesillerin de kaybıdır.
Yangını suyla değil, bilimle geciktirmenin zamanı çoktan geldi.

 

 


 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.