BÜYÜK ANADOLU PROJESİ (BAP)

ABD’nin BOP planı varsa, bizimde BAP planımız var. ABD’li siyasetçiler  Ortadoğu’yu adam etmek için Büyük Ortadoğu Projesi yapar da bizim siyasiler aşağı kalır mı? Elbette kalmaz. Neden aşağı kalmaz? Çünkü senelerdir ABD BOP’unun başarılı olması için yerli siyasetçiler az mı emek harcadı? Irak parçalanırken Türk siyasetçiler ABD’ye destek vermedi mi? Irak Kürtlerinin Kuzey Irak’ta devletçik kurmasına Türkiye yardım etmedi mi? Suriye parçalanırken Türkiye Irak’ta ne yaptıysa aynısını yapmadı mı? ABD, Irak ve Suriye’de  başarılar elde ettiyse bu başarısını Türk vatandaşı siyasilere ve onların yönettiği Türkiye’ye borçludur. Düşünsenize? Türkiye, hava sahasını, İncirlik üssünü, limanlarını, havaalanlarını kullandırmasa ABD  BOP’u hayata geçirebilir miydi? Demek oluyor ki ABD’nin BOP destecisi Türkiye. Ama ABD kalleşin önde gideni. BOP’unda Türkiye de yer vardı. Fakat Türkiye’de  kör topal da olsa batı tipi bir demokrasi vardı. Anlaşılan o ki BOP’un son halkasının “Türkiye” olduğunu bilen akıllı siyasetçilerimiz, ABD’nin BOP’unun Türkiye’de tehlikeli sonuçlar doğuracağını düşünmüş olacaklar ki oturmuşlar her halde BAP planını geliştirmişler. ABD ‘BOP’u başardıysa, AKP-MHP iktidarı da neden BAP’ı başarmasın ki? BAP demek BÜYÜK ANADOLU PROJESİ demektir. BAP’ı planlatan Türk vatandaşı siyasetçilerin, BOP’u planlayan  ABD’li siyasetçilerden aşağı kalır yanı mı var Allah aşkına? ABD yaparsa Türkiye’de yapar. Amerikalılar için BOP Ortadoğu’da ABD ulusal çıkarları korumak iken  acaba BAP Türkiye’de ne işe yarayacak? Türk vatandaşı siyasetçiler BAP’la ABD’ye kafa mı tutacak? Yoksa BAP’la Türkiye’yi BOP’a yani ABD’ye uygun hale mi getirecek? Biz Türklerin yüzyıllardır devletler kuran aklı artık her halde dumura uğramış olacak ki sanırım AKP-MHP-APO ve olasılıkla AKP eksenli devleti aklı el ele, kafa kafaya vererek, ABD’nin BOP planına rakip olmak veya ABD’ye yardımcı olmak üzere BAP planını geliştirmişler. Ama BAP planının BOP planına benzemediğini düşünüyorum. Çünkü BOP, ABD’nin kanlı planıdır. BAP ise; Türk ulusunu yavaş yavaş alıştırarak tereyağından kıl çeker gibi hayata geçirilmesi gereken bir plan olmalı. Bu plan çok büyük Türk milliyetçisi Devlet Bahçeli eliyle hayata geçirilmeye başladı. DEM’e el verdi. APO, DEM’i ikna etti. Devlet ve APO dağı ikna etti. DEM ikna edilince CHP yönetim kadroları mecburen DEM’lileri küstürmemek için devreye girdi. CHP esasında geçmişte Atatürk’ün partisi olsa da, son 15-20 yıldır  Kılıçdaroğlu’nun ve İmamoğlu- Özel’in elinde sırf daha fazla oy alabilmek adına etnik Kürtçü oyları kapabilmek için DEM’in gizli ortağı oldu. DEM perde arkasında Kılıçdaroğlu ve Özel-İmamoğlu kadrolarının siyasal bilinç kaynağıydı. Aslında Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başından uzaklaştırılması da bu BAP planı hayata geçrilmesi için miydi bilemedim? Çünkü Kılıçdaroğlu Türk Kamuoyunda birçok seçimi kaybetmiş yorgun ve profili düşük bir siyasetçi konumuna gelmişti. BU hali ile BAP’a hizmet edemezdi. Olasılıkla CHP’li Türk seçmeni Kılıçdaroğlu’nun ardından gitmezdi. İşte bu gerekçelerle Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu- Özel ikilisi mi sahneye sürüldü? Çünkü, DEM’li etnik Kürtçü istekleri “Kürt Meselesi”olarak benimsemiş Özgür Özel, BAP için biçilmiş kaftandı. İmamoğlu ise oldukça kıvrak, kâr zarar hesabı kuvvetli, uyanık bir İstanbul müteahhidi değil miydi? İmamoğlu için hedefe giden yolda her şey mübahtı ve İmamoğlu cumhurbaşkanı olmak istiyordu. Ama elinin altında büyük olanaklara sahip İstanbul Belediye Başkanlığını da bırakmak istemiyordu. CHP genel başkanı olmak yerine kendisini Cumhurbaşkanlığına taşıyacak Özgür Özer’éi CHP genel başkanı yapıverdi. Kurnaz İmamoğlu tıpkı Erdoğan gibi siyasal bir yol yürümek istiyordu. Doğal olarak da  AKP lideri Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına giden yoldaki izlerini takip etmeye başladı. Aslında İmamoğlu için hiçbir eğer önemli değildi. Nasıl olsa İmamoğlu için Atatürkçü oylar çantada keklikti. AKP’ye oy veren statik kitle neyse, İmamoğlu içinde her ne koşul da olursa olsun ille de oyunu CHP’ye verecek bir kitle, aynı türden kitleydi. Oportünist düşünceli  İmamoğlu belediye başkanı seçilebilmek için her zaman etnik Kürtçü oylara ihtiyaç duydu. Cumhurbaşkanlığı yarışında da bu oylara ihtiyacı vardı ve etnik Kürtçülere ödemesi gereken bir diyet borcu vardı. Bunun diyeti de AKP’nin hayalini kurduğu yeni Türkiye yolundaki yeni anayasada DEM’li etnik Kürtçü isteklere anayasal haklar ve ayrıcalıklar sağlayabilmekti. Bunu sağlamanın yolu da TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un ikinci Apolu açılım komisyonundan geçiyordu. Bu komisyon, AKP ve MHP’nin hayalini kurduğu, BOP’un da öngördüğü  yeni Türkiye’yi kurma yolundaki en önemli adım değil miydi? BAP fitili,  ikinci açılım süreci komisyonu ile fiilen ateşlenmiştir. AKP’li TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un kurduğu ikinci Apo açılım komisyonu, BAP’ı, BOP’u destekleyen siyasal  yapılardan oluşuverdi. Komisyon’un en önemli eksikliği, CHP’nin olmaması olabilirdi. Her ne kadar AKP, devleti de organize ederek BAP planını geliştirmiş olsa da, kendi tabanı ile ve APO’cu DEM tabanı ile BAP’ı başaramayacağını çok iyi biliyordu. Halkta oldukça karşılığı olan İYİ Parti ve Zafer Partisi karşında öyle veya böyle bir MHP vardı. Ama CHP’nin alternatifi yoktu. AKP için her şeyin bir çaresi vardı ve çare de çok kolayca bulundu.   AKP, DEM ve APO üzerinden İmamoğlu ve Özgür Özel’e rol biçti. İmamoğlu-Özel ikilisinin CHP’si;sol milliyetçileri/ulusalcıları, laikleri yani Atatürkçü Türkleri iknaya görevlendirildi. Özgür Özel ve İmamoğlu görünüşte Erdoğan karşıtlığı üzerinden mitingler düzenlese ikinci açılım komisyonlarına koşa koşa katılırken açılım komisyonlarına da etnik Kürtçü - DEM destekçilerini görevlendirdi. BAP planı olasılıkla BOP kadar onlarca yıl sürmez. Ancak BAP planı da sanırım öyle veya böyle on yıldan fazla süredir AKP’nin ön hazırlık sürecinden geçtiği de yadsınamaz. BAP veya BOP’un koç başı Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’dur. CHP, ikinci açılım komisyonuna katılarak, AKP ve MHP’nin hayalini kurduğu yeni Türkiye’yi hayata geçirecek yeni anayasanın ön sözünün de yazıldığı sondan bir önceki istasyondur. Özgür Özel’in elindeki CHP, Atatürk’ün CHP’si değildir ve sadece isim benzerliği vardır. Türk Milleti ve özellikle ben Atatürkçüyüm Kemalist’im diyenler  gerçekleri görmelidir. Düşünelim bakalım BAP bize neleri hazırlıyor?