Çanakkale Haber

Turgut ÖZKUL
Köşe Yazarı
Turgut ÖZKUL
 

ZALİME BAK GÖR KENDİNİ

Sonu zaferle biten mücadeleler bilekten daha çok yürekle yapılan mücadelelerdir. Bilekle yapılan mücadeleler yalan ve aldatmaca içerir. Yürek ortaya konularak yapılan mücadeleler ise samimiyet, fedakârlık ve sevgi içerir. Yalan ve aldatmacanın içinde iyilik değil kötülük, ihanet bulursunuz. İyilik; samimiyet, fedakârlık ve sevgi duyguları ile ortaya çıkar. İnsanları bir araya getiren toplumun huzurunu, refahını, bir arada yaşama arzusunu, kültürünü oluşturan duygu iyilik duygusudur. İyilik duygusunun zayıflayıp, kötülük duygusunun egemen olduğu toplumlarda ortaya çıkan yalanlar ve aldatmacalar toplumun riyakârlaşmasına, samimiyetten uzaklaşmasına, sevginin azalmasına, birlik ve beraberlik duygusunun yok olmasına; şahsi çıkar ve beklentilerin öne çıkmasına neden olur. Şahsi çıkar ve beklentilerin öne çıktığı toplumlarda merhamet duygusu azalarak zalimler ve onların zulümleri geçer akçe haline gelir. ‘’Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar” diyor Türk Milleti’nin son kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk. Bu sözden hareket ederek bir analiz yaptığımızda; Cahiliye döneminde putlaşmanın ve çürümenin dip yaptığı zalim Arap toplumundan İslâm Peygamberinin tavırları ile insanları nasıl etkilediğini ve o bataklıktan nasıl bir medeniyet ortaya çıkardığını, toplumu bileği ile değil yüreği ile çağının ilerisine taşıdığını görürüz. Ne yazık ki O’nun gidişinden sonra zaman içinde toplumun çözülerek iyilikten uzaklaştığını zalimlerin egemen olduğunu ve aynı toplumun içinden çıkan zalim yöneticilerinin ve yandaşlarının tavırları ile İslam Peygamberinin torunlarının Kerbelâ’da hunharca katledilişine şahit olursunuz. En acısı da bu katliamı yapanların da kendilerini İslam Peygamberinin yolundan gittiklerini iddia etmeleridir. Yalan ve aldatmacalardan ibaret o acı ve ihanet bugün hâlâ devam etmektedir. Yine Osmanlı’nın ilk tarih sahnesine çıkışında yöneticilerin Türk toplumunun yanında yüreklerini ortaya koyan bir tavır ile samimiyet, fedakârlık ve sevgi duygularını öne çıkararak küçücük çadırlarda yaşayan bir beylikten nasıl bir Dünya İmparatorluğu ortaya çıkardığını, daha sonra ise saraylarda yaşamanın getirdiği rahatlık, halktan ve hâktan uzaklaşmanın ihaneti sonucu nasıl ‘’hasta adam’’ konumuna düşerek çürüdüğüne, yıkıldığına şahit olduk. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sahnesinde Çanakkale savaşlarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önsözünü yazan Mustafa Kemal Atatürk’ün tavırları ile umut olarak tarih sahnesine çıkışı ve Türk Milleti ile bütünleşerek, yüreklerini ortaya koyarak yapmış olduğu milli mücadele kurtuluşumuz olmuştur. Dillere destan bu milli mücadele Türk’ün onurunu kurtarmış dünya devletleri arasında sevilmesek de saygı görmemize sebep olmuştur. Bugün hep birlikte yaşıyoruz ve görüyoruz ki Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Gençliğine Hitabesinde de belirttiği gibi içte ve dışta işbirliği içinde olan düşmanlar Türk Milleti’nin sahip olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmeye, sınırlarını şu yada bu Bop’tan proje ile değiştirmeye, hainleri vatansever, vatanseverleri hain göstermeye, kaos oluşturmaya, kendi düzenini kurmaya çalışmaktadır. Artık son evresine gelinmiştir. İş artık son bir hamleye bakmaktadır. İhanet çemberi epeyce genişlemiş, korku topluma egemen olmuştur. Onun için bu kadar saldırgan ve acelecidirler.  Toplama ya da bölmede rol oynayanların kim olduğunu, iyinin ve kötünün ne olduğunu, hayır ve şerrin nereden geldiğini, hangi duruşun senin yararına olacağını, kimin yanında saf tutacağını sen bileceksin. Bilemezsen eğer sana elbette ki bildirirler. Gücün yanında değil hâkkın yanında yer almak zorundasın. Yüreğinle karar vereceksin. Yalana ve aldatmacaya kanmayacaksın. Yaşayıp ve göreceksin.
Ekleme Tarihi: 29 Mart 2017 - Çarşamba
Turgut ÖZKUL

ZALİME BAK GÖR KENDİNİ

Sonu zaferle biten mücadeleler bilekten daha çok yürekle yapılan mücadelelerdir. Bilekle yapılan mücadeleler yalan ve aldatmaca içerir. Yürek ortaya konularak yapılan mücadeleler ise samimiyet, fedakârlık ve sevgi içerir. Yalan ve aldatmacanın içinde iyilik değil kötülük, ihanet bulursunuz. İyilik; samimiyet, fedakârlık ve sevgi duyguları ile ortaya çıkar. İnsanları bir araya getiren toplumun huzurunu, refahını, bir arada yaşama arzusunu, kültürünü oluşturan duygu iyilik duygusudur. İyilik duygusunun zayıflayıp, kötülük duygusunun egemen olduğu toplumlarda ortaya çıkan yalanlar ve aldatmacalar toplumun riyakârlaşmasına, samimiyetten uzaklaşmasına, sevginin azalmasına, birlik ve beraberlik duygusunun yok olmasına; şahsi çıkar ve beklentilerin öne çıkmasına neden olur. Şahsi çıkar ve beklentilerin öne çıktığı toplumlarda merhamet duygusu azalarak zalimler ve onların zulümleri geçer akçe haline gelir.
‘’Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar” diyor Türk Milleti’nin son kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk. Bu sözden hareket ederek bir analiz yaptığımızda; Cahiliye döneminde putlaşmanın ve çürümenin dip yaptığı zalim Arap toplumundan İslâm Peygamberinin tavırları ile insanları nasıl etkilediğini ve o bataklıktan nasıl bir medeniyet ortaya çıkardığını, toplumu bileği ile değil yüreği ile çağının ilerisine taşıdığını görürüz. Ne yazık ki O’nun gidişinden sonra zaman içinde toplumun çözülerek iyilikten uzaklaştığını zalimlerin egemen olduğunu ve aynı toplumun içinden çıkan zalim yöneticilerinin ve yandaşlarının tavırları ile İslam Peygamberinin torunlarının Kerbelâ’da hunharca katledilişine şahit olursunuz. En acısı da bu katliamı yapanların da kendilerini İslam Peygamberinin yolundan gittiklerini iddia etmeleridir. Yalan ve aldatmacalardan ibaret o acı ve ihanet bugün hâlâ devam etmektedir.
Yine Osmanlı’nın ilk tarih sahnesine çıkışında yöneticilerin Türk toplumunun yanında yüreklerini ortaya koyan bir tavır ile samimiyet, fedakârlık ve sevgi duygularını öne çıkararak küçücük çadırlarda yaşayan bir beylikten nasıl bir Dünya İmparatorluğu ortaya çıkardığını, daha sonra ise saraylarda yaşamanın getirdiği rahatlık, halktan ve hâktan uzaklaşmanın ihaneti sonucu nasıl ‘’hasta adam’’ konumuna düşerek çürüdüğüne, yıkıldığına şahit olduk.
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sahnesinde Çanakkale savaşlarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önsözünü yazan Mustafa Kemal Atatürk’ün tavırları ile umut olarak tarih sahnesine çıkışı ve Türk Milleti ile bütünleşerek, yüreklerini ortaya koyarak yapmış olduğu milli mücadele kurtuluşumuz olmuştur. Dillere destan bu milli mücadele Türk’ün onurunu kurtarmış dünya devletleri arasında sevilmesek de saygı görmemize sebep olmuştur.
Bugün hep birlikte yaşıyoruz ve görüyoruz ki Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Gençliğine Hitabesinde de belirttiği gibi içte ve dışta işbirliği içinde olan düşmanlar Türk Milleti’nin sahip olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmeye, sınırlarını şu yada bu Bop’tan proje ile değiştirmeye, hainleri vatansever, vatanseverleri hain göstermeye, kaos oluşturmaya, kendi düzenini kurmaya çalışmaktadır. Artık son evresine gelinmiştir. İş artık son bir hamleye bakmaktadır. İhanet çemberi epeyce genişlemiş, korku topluma egemen olmuştur. Onun için bu kadar saldırgan ve acelecidirler. 
Toplama ya da bölmede rol oynayanların kim olduğunu, iyinin ve kötünün ne olduğunu, hayır ve şerrin nereden geldiğini, hangi duruşun senin yararına olacağını, kimin yanında saf tutacağını sen bileceksin. Bilemezsen eğer sana elbette ki bildirirler. Gücün yanında değil hâkkın yanında yer almak zorundasın. Yüreğinle karar vereceksin. Yalana ve aldatmacaya kanmayacaksın. Yaşayıp ve göreceksin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.