Çanakkale Haber

Emin VAROL
Köşe Yazarı
Emin VAROL
 

'Sen ne güzel çocuksun...'

Sen Ne Güzel Çocuksun Rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel. Merkez Sağ’ın iki önemli ismi… Nokta Dergisi’nin kapağına yapılan muameleyi görünce, bir kez daha bu iki ismi ve onlarla Gazeteci olarak yaşadıklarımı hatırladım… Turgut Özal zamanında, renkli televizyon, araç telefonu, çağrı cihazı günlerini yaşadık. Ancak cep telefon teknolojisi bu kadar gelişmemişti. Selfi falan da yoktu… Ancak selfi olsaydı ve kendisinin böyle bir fotoğrafı dergi kapağı yapılsaydı adım gibi Emin’im güler geçerdi… Neden mi? Turgut Özal da; Halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi bir “ilk”i yaşatmıştı. Özal, Cumhurbaşkanlığı makamında, emekli asker geleneğini kaldıran bir isimdi. Son asker Cumhurbaşkanı rahmetli Kenan Evren’di. Evren’le birlikte Türkiye’de Cumhurbaşkanlarının emekli askerden seçilme geleneği ortadan kalkmış ve sivil Cumhurbaşkanları dönemi başlamıştı. Ayrıca, şarkı söyleyen, Ankara havalarını oynayan, şort ve bermuda giyen, t-shirtle askeri kıta denetleyen, gazetecilerle birlikte şakalaşarak yüzen, tavla oynayan, sokakta mısır-dondurma yiyen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Siyasetçi dönemi de Özal’la birlikte başlamıştı.     İngiliz Koyu’nda, uzun bir yüzme sporundan dönerken, ani bir kararla üzerine bornozunu giyerek, Koyda demirli sahil güvenlik botuna çıktığını gözlerimle gördüm. Hatta askeri bota çıkarken şaşkınlık içindeki gemi komutanı ve askerler kendisini, gelenek olduğu için düdük çalarak karşılamışlardı. “Ağabeyisi” Süleyman Demirel de iktidara geldiğinde “hoşgörü” konusunda kendisini taklit etmeye başladı. Sürekli takım elbise ve kravatla dolaştığı için “pijamayla kimse görmemiştir” ünvanına sahip olan Süleyman Demirel, şarkı söylemeye, kravatsız gezmeye, yatlarda tatil yapmaya başlamıştı… Nur içinde yatsınlar. Her ikisi de rahmetli oldular. Ancak “hoşgörü” konusunda siyasette tarih yazdılar… Süleyman Demirel’in defnedildiği İslamköy’deki “ Süleyman Demirel Külliye”sinde bu hoşgörüyü vurgularcasına bir karikatür köşesi vardır. Bu karikatür köşesinin müzenin en sonuna konulması ile ziyaretçilerin müzeden gülümsemeyle ayrılması amaçlanmıştır… Turgut Özal’ın karikatür sevgisini ise bilmeyen yoktur. Ancak gazetecilikte “bilindiği gibi” sözlerine karşı olduğum için, bilmeyenlerin de olduğu düşüncesiyle bir kez daha yazmak istiyorum. Çankaya Köşkü’nün hemen karşısındaki Başbakanlık Konutu’nu rahmetli Özal, hem çalışma hem de konut olarak kullanmıştır. Konut’un özel kalem diyebileceğimiz giriş bölümünde kendisiyle ilgili karikatürler sergileniyordu. Ziyaretçilerin bekletildiği bu bölümde bu karikatürlere bakıp da gülümsememek mümkün değildi. Görüşmek için gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler, bu karikatürlere baktıktan sonra Özal’ın yanına gülümseyerek girerlerdi. Sohbetin ilk birkaç cümlesi de haliyle bu karikatürler olur ve gülüşmeler eşliğinde esas görüşmelere geçilirdi… İşte Başbakanlık Konutu’ndaki bu karikatürlerden birisi de bana aitti. Başbakan Turgut Özal ile birlikte GIRGIR Dergisi’ne kapak olmuştuk. Nasıl mı? Anlatayım 6 Kasım 1983 seçimlerinde iktidar olan ANAP’ın ilk Meclis grup toplantısı yapılacaktı. Ancak Meclis Grubu basına kapatılmıştı. Yani Özal’ın grup konuşması sırasında salona alınmayacaktık. Aynı günde, sigara zammı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Bu zammın gerekçesinin Başbakan Turgut Özal’a sorulması gerekiyordu. Başbakanlık Muhabirleri olarak genellikle sabahları ilk gördüğümüz yerde Özal’a sorularımızı yöneltirdik. Bu nedenle Özal’ı bu sabah ilk kez meclis grubuna gelirken görecektik ve içeriye alınmadığımız grup salonunun yüksek kapısı önünde Turgut Özal’ı beklemeye başladık. Yaklaşık 10 dakika sonra her zamanki gülümseyen yüz ifadesi ile salona geldi. Kendisine çok yakındım. Tam içeri gireceği sırada, “Sayın Başbakan, sigara zammının gerekçesi nedir?” diye sordum. Birkaç saniye içinde Başbakan Turgut Özal, geriye dönerek yanağımdan bir makas aldı ve gülerek “sen ne güzel çocuksun” dedikten sonra grup salonuna girdi ve kapıyı kapattı. Olduğum yerde kalmıştım. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir Başbakan, sigara zammı ile ilgili soruma yanağımdan makas alarak cevap vermişti.Geriye doğru baktığımda tüm meslektaşlarım gülsün mü, şaşırsın mı şeklindeki bir yüz ifadesi ile bana bakıyorlardı. Bu kısa şaşkınlıktan sonra bürolarına koşan gazeteci arkadaşların yazdırdıkları haberler, ertesi gün gazete manşetlerine, “ Özal, sigara zammını soran gazetecinin yanağından makas aldı” şeklinde yansımıştı. Tabii benim çalıştığım gazete de haberi atlamamıştı. Haberi, benim ve Özal’ın fotoğrafı ile süsleyerek, “Özal muhabirimizin yanağından makas aldı” diye vermişti. O tarihte GIRGIR Dergisi hafta sonlarında yayınlanırdı. Ve Türkiye’nin en çok satan karikatür dergisiydi. Gerçekten usta çizerlerin elinde muhteşem bir dergiydi. Derginin o haftaki kapak konusu da benim yanağım olmuştu. Yazıya eşlik eden karikatürün üzerinde Özal’ın şu sözüne yer verilmişti: “ Özal, ‘Yeni zamlar için neler söyleyeceksiniz? diye soran gazetecinin yanağından makas alıp, “sen ne güzel çocuksun!’dedi.” Altında ise boynunda fotoğraf makinalarıyla yanağını tutarak şaşkın şaşkın gezen ben çizilmiştim. Yanımdaki arkadaş ise poposunu-arkasını tutarak bana, “DUA ET, SENDEN SADECE MAKAS ALMIŞ…” diyordu. Karikatürde; Turgut Özal’ın kızgın bakışları altında yanımızdan geçenler ise çantalarıyla veya elleriyle arkalarını tutarak dolaşıyorlardı… Rahmetli Özal, Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar Başbakanlık Konutu’nda bu karikatür asılı kaldı.. İşte hoşgörü buydu…  
Ekleme Tarihi: 15 Eylül 2015 - Salı
Emin VAROL

'Sen ne güzel çocuksun...'

Sen Ne Güzel Çocuksun

Rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel. Merkez Sağ’ın iki önemli ismi…

Nokta Dergisi’nin kapağına yapılan muameleyi görünce, bir kez daha bu iki ismi ve onlarla Gazeteci olarak yaşadıklarımı hatırladım…

Turgut Özal zamanında, renkli televizyon, araç telefonu, çağrı cihazı günlerini yaşadık. Ancak cep telefon teknolojisi bu kadar gelişmemişti. Selfi falan da yoktu…

Ancak selfi olsaydı ve kendisinin böyle bir fotoğrafı dergi kapağı yapılsaydı adım gibi Emin’im güler geçerdi…

Neden mi?

Turgut Özal da; Halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi bir “ilk”i yaşatmıştı.

Özal, Cumhurbaşkanlığı makamında, emekli asker geleneğini kaldıran bir isimdi. Son asker Cumhurbaşkanı rahmetli Kenan Evren’di. Evren’le birlikte Türkiye’de Cumhurbaşkanlarının emekli askerden seçilme geleneği ortadan kalkmış ve sivil Cumhurbaşkanları dönemi başlamıştı.

Ayrıca, şarkı söyleyen, Ankara havalarını oynayan, şort ve bermuda giyen, t-shirtle askeri kıta denetleyen, gazetecilerle birlikte şakalaşarak yüzen, tavla oynayan, sokakta mısır-dondurma yiyen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Siyasetçi dönemi de Özal’la birlikte başlamıştı.

 

 

İngiliz Koyu’nda, uzun bir yüzme sporundan dönerken, ani bir kararla üzerine bornozunu giyerek, Koyda demirli sahil güvenlik botuna çıktığını gözlerimle gördüm. Hatta askeri bota çıkarken şaşkınlık içindeki gemi komutanı ve askerler kendisini, gelenek olduğu için düdük çalarak karşılamışlardı.

“Ağabeyisi” Süleyman Demirel de iktidara geldiğinde “hoşgörü” konusunda kendisini taklit etmeye başladı.

Sürekli takım elbise ve kravatla dolaştığı için “pijamayla kimse görmemiştir” ünvanına sahip olan Süleyman Demirel, şarkı söylemeye, kravatsız gezmeye, yatlarda tatil yapmaya başlamıştı…

Nur içinde yatsınlar. Her ikisi de rahmetli oldular. Ancak “hoşgörü” konusunda siyasette tarih yazdılar…

Süleyman Demirel’in defnedildiği İslamköy’deki “ Süleyman Demirel Külliye”sinde bu hoşgörüyü vurgularcasına bir karikatür köşesi vardır. Bu karikatür köşesinin müzenin en sonuna konulması ile ziyaretçilerin müzeden gülümsemeyle ayrılması amaçlanmıştır…

Turgut Özal’ın karikatür sevgisini ise bilmeyen yoktur. Ancak gazetecilikte “bilindiği gibi” sözlerine karşı olduğum için, bilmeyenlerin de olduğu düşüncesiyle bir kez daha yazmak istiyorum.

Çankaya Köşkü’nün hemen karşısındaki Başbakanlık Konutu’nu rahmetli Özal, hem çalışma hem de konut olarak kullanmıştır. Konut’un özel kalem diyebileceğimiz giriş bölümünde kendisiyle ilgili karikatürler sergileniyordu. Ziyaretçilerin bekletildiği bu bölümde bu karikatürlere bakıp da gülümsememek mümkün değildi.

Görüşmek için gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler, bu karikatürlere baktıktan sonra Özal’ın yanına gülümseyerek girerlerdi. Sohbetin ilk birkaç cümlesi de haliyle bu karikatürler olur ve gülüşmeler eşliğinde esas görüşmelere geçilirdi…

İşte Başbakanlık Konutu’ndaki bu karikatürlerden birisi de bana aitti. Başbakan Turgut Özal ile birlikte GIRGIR Dergisi’ne kapak olmuştuk.

Nasıl mı? Anlatayım

6 Kasım 1983 seçimlerinde iktidar olan ANAP’ın ilk Meclis grup toplantısı yapılacaktı.

Ancak Meclis Grubu basına kapatılmıştı. Yani Özal’ın grup konuşması sırasında salona alınmayacaktık. Aynı günde, sigara zammı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.

Bu zammın gerekçesinin Başbakan Turgut Özal’a sorulması gerekiyordu. Başbakanlık Muhabirleri olarak genellikle sabahları ilk gördüğümüz yerde Özal’a sorularımızı yöneltirdik.

Bu nedenle Özal’ı bu sabah ilk kez meclis grubuna gelirken görecektik ve içeriye alınmadığımız grup salonunun yüksek kapısı önünde Turgut Özal’ı beklemeye başladık.

Yaklaşık 10 dakika sonra her zamanki gülümseyen yüz ifadesi ile salona geldi. Kendisine çok yakındım. Tam içeri gireceği sırada, “Sayın Başbakan, sigara zammının gerekçesi nedir?” diye sordum.

Birkaç saniye içinde Başbakan Turgut Özal, geriye dönerek yanağımdan bir makas aldı ve gülerek “sen ne güzel çocuksun” dedikten sonra grup salonuna girdi ve kapıyı kapattı.

Olduğum yerde kalmıştım. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir Başbakan, sigara zammı ile ilgili soruma yanağımdan makas alarak cevap vermişti.Geriye doğru baktığımda tüm meslektaşlarım gülsün mü, şaşırsın mı şeklindeki bir yüz ifadesi ile bana bakıyorlardı.

Bu kısa şaşkınlıktan sonra bürolarına koşan gazeteci arkadaşların yazdırdıkları haberler, ertesi gün gazete manşetlerine, “ Özal, sigara zammını soran gazetecinin yanağından makas aldı” şeklinde yansımıştı.

Tabii benim çalıştığım gazete de haberi atlamamıştı. Haberi, benim ve Özal’ın fotoğrafı ile süsleyerek, “Özal muhabirimizin yanağından makas aldı” diye vermişti.

O tarihte GIRGIR Dergisi hafta sonlarında yayınlanırdı. Ve Türkiye’nin en çok satan karikatür dergisiydi. Gerçekten usta çizerlerin elinde muhteşem bir dergiydi.

Derginin o haftaki kapak konusu da benim yanağım olmuştu. Yazıya eşlik eden karikatürün üzerinde Özal’ın şu sözüne yer verilmişti:

“ Özal, ‘Yeni zamlar için neler söyleyeceksiniz? diye soran gazetecinin yanağından makas alıp, “sen ne güzel çocuksun!’dedi.”

Altında ise boynunda fotoğraf makinalarıyla yanağını tutarak şaşkın şaşkın gezen ben çizilmiştim. Yanımdaki arkadaş ise poposunu-arkasını tutarak bana, “DUA ET, SENDEN SADECE MAKAS ALMIŞ…” diyordu.

Karikatürde; Turgut Özal’ın kızgın bakışları altında yanımızdan geçenler ise çantalarıyla veya elleriyle arkalarını tutarak dolaşıyorlardı…

Rahmetli Özal, Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar Başbakanlık Konutu’nda bu karikatür asılı kaldı.. İşte hoşgörü buydu…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.