‘Türkiye plütonyum bombası yapacak’

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.09.2014 - 14:51, Güncelleme: 23.09.2014 - 14:51 4080+ kez okundu.
 

‘Türkiye plütonyum bombası yapacak’

DOĞU EROĞLU   Almanya Federal Savunma Bakanlığı Planlama Dairesi eski uzmanlarından Hans Rühle’nin, Almanya’daki Welt am Sonntag gazetesinde yayınlanan makalesinde Türkiye’nin nükleer silah programı yürütüyor olabileceği gerekçesiyle haber alma teşkilatı BND tarafından dinlendiği iddiası ortalığı karıştırdı. Rühle yazısında Türkiye’nin uzun menzilli füze ihaleleri açtığına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hırslı kişiliğine ve Türkiye ile Pakistan arasında 1980’lerde başlayan bir nükleer bilgi alışverişine dikkatleri çekerken, en vurucu iddia ise planlanan ticari nükleer santrallarla ilgiliydi.   İLK TARTIŞMA DEĞİL Ocak ayında TBMM tarafından onaylanan Türkiye ile Japonya Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasıyla birlikte başlayan nükleer silahlanma programı tartışmaları, Mart’ta Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen Üçüncü Dünya Nükleer Güvenlik Zirvesiyle birlikte sönümlenmişti. Japonya’yla yapılan anlaşmadaki bazı maddelerin Türkiye’nin silah yapımında kullanılan zenginleştirilmiş uranyuma erişim sağlaması tereddüt yaratmış ancak 25 Mart’taki zirvede Cumhurbaşkanı Gül, tüm zenginleştirilmiş uranyumun ABD’ye iade edileceğini ilan ederek tartışmaya nokta koymuştu. Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna ait İstanbul’daki Çekmece Nükleer Araştırma Merkezindeki 5 kilogram zenginleştirilmiş uranyumu 2012’de iade eden Türkiye, Mart’taki zirvede bundan sonra topraklarında aşırı zenginleştirilmiş uranyum bulundurmayacağı taahhüdünde bulundu. Ancak Rühle’nin uranyum yerine, ticari nükleer santrallardan elde edilecek plütonyumla nükleer silah yapılacağı iddiası tartışmaya yeni bir boyut getirdi.   ATIKLARDAN NÜKLEER SİLAH YAPIMI MÜMKÜN Rühle’nin Türkiye’nin nükleer silah programı yürütüyor olabileceğine ilişkin iddialarının temel dayanağı, Türkiye’ye kurulması planlanan iki nükleer santral için henüz atık depolama veya bertaraf ünitesi tasarlanmamış oluşu. Rühle’ye göre, Türkiye’de nükleer santral projeleri planlandığı halde, bu projeler için atık depolama tesisi öngörülmeyişi, santrallardaki enerji üretiminin yan ürünü olan kullanılmış uranyumun, nükleer silah yapımında kullanılabileceğinin bir işareti. Nükleer santrallarda enerji üretiminde kullanılan radyoaktif uranyum elementi, nükleer reaktörlerde nötron ışımasına maruz kaldıkça bozunuyor. Bozunmaya uğrayan uranyum 235 izotopu, nötron ışıması arttıkça plütonyum 238, 239, 240 ve 241 izotoplarına dönüşüyor. Ticari nükleer santrallarda uranyum doğrudan silah programlarında kullanıma uygun plütonyuma çevrilemese de, ek hazırlıklar yapıldığı takdirde nükleer reaktöre sahip ülkelerin plütonyum bombaları üretmesi mümkün.   ATIK DEPOLAMA TESİSİ PLANLANMADI Dünya genelinde Rusya Federasyonu destekli Rosatom’un anahtar teslim veya Yap-İşlet-Sahip Ol modeliyle üstlendiği projelerde, oluşacak radyoaktif katı ve sıvı atıkları nasıl bertaraf edeceği bilinmiyor. Rosatom’un, Mersin’in Gülnar ilçesi yakınlarına yapmayı planladığı Akkuyu Nükleer Santralı projesi kapsamında da herhangi bir atık depolama tesisi planlanmıyor. Nükleer santral projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporunda da atık depolanmasına ilişkin Türkiye’de alınacak herhangi bir önlemden bahsedilmiyor. Gayri resmi olarak şirket atıkların Rusya’ya götürülüp Rosatom’un Sibirya’daki tesislerinde bertaraf edileceğini belirtse de, bu konuda resmi bir taahhüt verilmiyor.
DOĞU EROĞLU   Almanya Federal Savunma Bakanlığı Planlama Dairesi eski uzmanlarından Hans Rühle’nin, Almanya’daki Welt am Sonntag gazetesinde yayınlanan makalesinde Türkiye’nin nükleer silah programı yürütüyor olabileceği gerekçesiyle haber alma teşkilatı BND tarafından dinlendiği iddiası ortalığı karıştırdı. Rühle yazısında Türkiye’nin uzun menzilli füze ihaleleri açtığına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hırslı kişiliğine ve Türkiye ile Pakistan arasında 1980’lerde başlayan bir nükleer bilgi alışverişine dikkatleri çekerken, en vurucu iddia ise planlanan ticari nükleer santrallarla ilgiliydi.   İLK TARTIŞMA DEĞİL Ocak ayında TBMM tarafından onaylanan Türkiye ile Japonya Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasıyla birlikte başlayan nükleer silahlanma programı tartışmaları, Mart’ta Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen Üçüncü Dünya Nükleer Güvenlik Zirvesiyle birlikte sönümlenmişti. Japonya’yla yapılan anlaşmadaki bazı maddelerin Türkiye’nin silah yapımında kullanılan zenginleştirilmiş uranyuma erişim sağlaması tereddüt yaratmış ancak 25 Mart’taki zirvede Cumhurbaşkanı Gül, tüm zenginleştirilmiş uranyumun ABD’ye iade edileceğini ilan ederek tartışmaya nokta koymuştu. Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna ait İstanbul’daki Çekmece Nükleer Araştırma Merkezindeki 5 kilogram zenginleştirilmiş uranyumu 2012’de iade eden Türkiye, Mart’taki zirvede bundan sonra topraklarında aşırı zenginleştirilmiş uranyum bulundurmayacağı taahhüdünde bulundu. Ancak Rühle’nin uranyum yerine, ticari nükleer santrallardan elde edilecek plütonyumla nükleer silah yapılacağı iddiası tartışmaya yeni bir boyut getirdi.   ATIKLARDAN NÜKLEER SİLAH YAPIMI MÜMKÜN Rühle’nin Türkiye’nin nükleer silah programı yürütüyor olabileceğine ilişkin iddialarının temel dayanağı, Türkiye’ye kurulması planlanan iki nükleer santral için henüz atık depolama veya bertaraf ünitesi tasarlanmamış oluşu. Rühle’ye göre, Türkiye’de nükleer santral projeleri planlandığı halde, bu projeler için atık depolama tesisi öngörülmeyişi, santrallardaki enerji üretiminin yan ürünü olan kullanılmış uranyumun, nükleer silah yapımında kullanılabileceğinin bir işareti. Nükleer santrallarda enerji üretiminde kullanılan radyoaktif uranyum elementi, nükleer reaktörlerde nötron ışımasına maruz kaldıkça bozunuyor. Bozunmaya uğrayan uranyum 235 izotopu, nötron ışıması arttıkça plütonyum 238, 239, 240 ve 241 izotoplarına dönüşüyor. Ticari nükleer santrallarda uranyum doğrudan silah programlarında kullanıma uygun plütonyuma çevrilemese de, ek hazırlıklar yapıldığı takdirde nükleer reaktöre sahip ülkelerin plütonyum bombaları üretmesi mümkün.   ATIK DEPOLAMA TESİSİ PLANLANMADI Dünya genelinde Rusya Federasyonu destekli Rosatom’un anahtar teslim veya Yap-İşlet-Sahip Ol modeliyle üstlendiği projelerde, oluşacak radyoaktif katı ve sıvı atıkları nasıl bertaraf edeceği bilinmiyor. Rosatom’un, Mersin’in Gülnar ilçesi yakınlarına yapmayı planladığı Akkuyu Nükleer Santralı projesi kapsamında da herhangi bir atık depolama tesisi planlanmıyor. Nükleer santral projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporunda da atık depolanmasına ilişkin Türkiye’de alınacak herhangi bir önlemden bahsedilmiyor. Gayri resmi olarak şirket atıkların Rusya’ya götürülüp Rosatom’un Sibirya’daki tesislerinde bertaraf edileceğini belirtse de, bu konuda resmi bir taahhüt verilmiyor.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.