Troya Kazılarında 4 Bin 500 Yıllık Altın Broş ve Yeşim Taşı Ortaya Çıkarıldı

Eğitim 30.09.2025 - 18:52, Güncelleme: 30.09.2025 - 18:52 444 kez okundu.
 

Troya Kazılarında 4 Bin 500 Yıllık Altın Broş ve Yeşim Taşı Ortaya Çıkarıldı

Troya Antik Kenti’nde bulunan altın broş ve yeşim taşı, Tunç Çağı’nda uluslararası ticaretin izlerini gözler önüne serdi.

Troya Antik Kenti’nde 2025 yılı kazı sezonunda yapılan arkeolojik çalışmalar, tarihe ışık tutacak yeni buluntularla dikkat çekti. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi ve Troya Kazısı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Reyhan Körpe, yaklaşık 4 bin 500 yıl öncesine tarihlenen altın broş ve nadir bir yeşim taşı parçasının gün yüzüne çıkarıldığını açıkladı. Prof. Dr. Körpe, altın broşun yüksek işçilik kalitesine sahip olduğunu belirterek, bu eserin yerel zanaatkârların altın işleme becerisini ortaya koyduğunu ifade etti. Ayrıca söz konusu broşun, 160 yıldır Troya’da sürdürülen kazılarda Heinrich Schliemann’ın ünlü “Troya Hazineleri” dışında ortaya çıkarılan ilk önemli altın obje olma özelliğiyle bilimsel açıdan ayrı bir yere sahip olduğunu vurguladı. Kazılarda bulunan yeşim taşı ise Troya’nın yalnızca bölgesel değil, uluslararası bir ticaret ağına dahil olduğunun göstergesi olarak değerlendirildi. Körpe’ye göre bu taş, Çin veya Afganistan gibi uzak coğrafyalardan bölgeye getirilmiş olmalı. Bu bulgu, Troya’nın Tunç Çağı’nda doğu ve batı arasındaki kültürel ve ekonomik etkileşimde önemli bir merkez olduğunu kanıtlar nitelikte. Eserler, 6M Sarayı önündeki dolguda ortaya çıkarıldı. Aynı alanda kemik aletler de ele geçirilirken, bu objeler 19. yüzyılda Schliemann tarafından yurtdışına kaçırılan eserlerle tipolojik açıdan karşılaştırmalı bir değer taşıyor. Prof. Dr. Körpe, her kazı sezonunun Troya’nın çok katmanlı tarihine dair yeni ipuçları sunduğunu dile getirerek, buluntuların kendi coğrafyasında yani Troya Müzesi’nde sergilenmesinin kültürel miras açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Bu yeni keşifler, yalnızca Troya’nın tarihsel kronolojisine katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda antik kentin dünya arkeolojisindeki yerini de pekiştiriyor. Troya, bir kez daha Anadolu’nun kültürel zenginliğini ve insanlık tarihindeki eşsiz konumunu gözler önüne serdi.    
Troya Antik Kenti’nde bulunan altın broş ve yeşim taşı, Tunç Çağı’nda uluslararası ticaretin izlerini gözler önüne serdi.

Troya Antik Kenti’nde 2025 yılı kazı sezonunda yapılan arkeolojik çalışmalar, tarihe ışık tutacak yeni buluntularla dikkat çekti. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi ve Troya Kazısı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Reyhan Körpe, yaklaşık 4 bin 500 yıl öncesine tarihlenen altın broş ve nadir bir yeşim taşı parçasının gün yüzüne çıkarıldığını açıkladı.

Prof. Dr. Körpe, altın broşun yüksek işçilik kalitesine sahip olduğunu belirterek, bu eserin yerel zanaatkârların altın işleme becerisini ortaya koyduğunu ifade etti. Ayrıca söz konusu broşun, 160 yıldır Troya’da sürdürülen kazılarda Heinrich Schliemann’ın ünlü “ Troya Hazineleri” dışında ortaya çıkarılan ilk önemli altın obje olma özelliğiyle bilimsel açıdan ayrı bir yere sahip olduğunu vurguladı.

Kazılarda bulunan yeşim taşı ise Troya’nın yalnızca bölgesel değil, uluslararası bir ticaret ağına dahil olduğunun göstergesi olarak değerlendirildi. Körpe’ye göre bu taş, Çin veya Afganistan gibi uzak coğrafyalardan bölgeye getirilmiş olmalı. Bu bulgu, Troya’nın Tunç Çağı’nda doğu ve batı arasındaki kültürel ve ekonomik etkileşimde önemli bir merkez olduğunu kanıtlar nitelikte.

Eserler, 6M Sarayı önündeki dolguda ortaya çıkarıldı. Aynı alanda kemik aletler de ele geçirilirken, bu objeler 19. yüzyılda Schliemann tarafından yurtdışına kaçırılan eserlerle tipolojik açıdan karşılaştırmalı bir değer taşıyor. Prof. Dr. Körpe, her kazı sezonunun Troya’nın çok katmanlı tarihine dair yeni ipuçları sunduğunu dile getirerek, buluntuların kendi coğrafyasında yani Troya Müzesi’nde sergilenmesinin kültürel miras açısından büyük önem taşıdığını söyledi.

Bu yeni keşifler, yalnızca Troya’nın tarihsel kronolojisine katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda antik kentin dünya arkeolojisindeki yerini de pekiştiriyor. Troya, bir kez daha Anadolu’nun kültürel zenginliğini ve insanlık tarihindeki eşsiz konumunu gözler önüne serdi.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.