38 POLİS SERBEST 11 POLİS TUTUKLANDI
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
29.07.2014 - 21:26, Güncelleme:
29.07.2014 - 21:26 2986+ kez okundu.
38 POLİS SERBEST 11 POLİS TUTUKLANDI
İstanbul merkezli operasyonda casusluk yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve 26 Temmuz 2014’de gözaltı süresinin bitmesinden 40 dakika sonra 02.10’da tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün de arasında bulunduğu 49 polisin hakkında nöbetçi hakimlik kararını verdi.
Sahur vakti gözaltına alınarak Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nin nezarethanesinde tutulan 49 polisten 30'u tüm suçlardan serbest bırakıldı. 8'i ise denetimli serbestlik verilerek tahliye edildi.
11 KİŞİ TUTUKLANDI 38 KİŞİ SERBEST
Gece yarısı açıklanan kararda, 49 polisten aralarında eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün, Erhan Körtek, Ensar Doğan, Aytekin Koçak, Ali Fuat Altuntaş, Abdulkadir Ağır, Yunusemre Uzunoğlu, Serdar Bayraktutan, Şahin Akdeniz, Muhammed Kaya ve Mehmet Örs'ün de bulunduğu 11 kişi 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından tutuklandı. Mahkeme, aralarında İstanbul Eski Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Ömer Köse ve Emniyet Amiri Gaffur Ataç'ın da olduğu 38 şüpheliyi serbest bırakırken bu kişilerden 8’i hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına karar verdi. İfadesi alınamayan 17 kişi serbest bırakıldı.
ÇAĞLAYAN ADLİYESİ'NDE SIKI YÖNETİM
Hakim İslam Çiçek'in akşam saat dokuz da kararın muhafaza altında tutulan polislerin yüzüne okunacağını belirtmesine rağmen saat 23.00 itibariyle halen polislerin mahkeme salonuna getirilmeye işlemi devam ediyor. Polislerin eksi 7. katta bulunan nezarethaneden 1. kattaki salona ikişer ikişer getiriliyor. Saat 18.00 sularında kararın açıklama saatinin açıklanması ile adliye koridorlarında yüzlerce polis yerini aldı. Sıkı yönetimi andıran adliye koridorlarında ve duruşma salonunda çok fazla polisin bulunmasından dolayı içerisinin son derece havasız olduğu belirtiliyor. Zaman zaman polis ile avukatlar arasında da tartışma yaşanıyor. Polisin gazetecilere karşı tutumu nedeniyle huzursuzluk sürüyor. Şartların bilerek zorlaştırılarak psikolojilerin yıpratılmak istenildiği belirtiliyor.
GAZETECİLERİN TELEFONLARI ALINDI
Hakim İslam Çiçek'in savunma almadan dosya üzerinden karar vermesini açıklamasının ardından Çağlayan adliyesinde adeta olağan üstü hal ilan edildi.
Öncelikle İstanbul'un farklı ilçelerinden binlerce polis adliye çevresini kuşattı. Toma,akrep gibi müdahale araçlarının sayısındaki artış dikkat çekti. Adliye içindeki yaklaşık 500 polis görevlendirildi. Bu polislerden yüz kadarı kararın açıklanacağı duruşma kapısına yerleştirilmiş. Adliye içinde katlar arası geçişe izin verilmiyor. Polislerin tutulduğu nezarethane 2 kat üstünde bulunan -5 katındaki mescide dahi inişler yasaklandı. Adliyeye cep telefonu da alınmıyor. Adliye binasına giriş yapan gazetecilerin telefonları polis tarafından alınıyor. İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu'nun bu yönde talimatının olduğu söyleniyor.
Aileler uyardı: Etrafta aksi hareketlerde bulunanlar bizden değildir
22 Temmuz'da sahur vaktinde göz altına alınan polislerin aileleri Çağlayan Adliyesinde ki bekleyişlerine devam ediyor. Saat 21:00 de kararın açıklanacağıbilgisi üzerine tutuklu aileleri bir açıklama yaptı.
"Aksi karar verilse dahi üzülmeyeceğiz. " mesajı veren aileler yaşanacak aksi bir provakosyona karşı şu sözlerle uyardı"Burada gelen herkes bizi desteklemek için geldi. Burada verilecek her kararagönlümüzü açtık. Biz çokmutluyuz.olumlu da gelse mutlu olacağız olumsuzda gelse çok mutlu olacağız. Her ikisinin sonucunda hayırlı olacaktır. Bu nedenle burada ne olursa olsun sonuçne olursa olsun bize yakışmayan hareketlerde bulunmayalım. Bulunanlarda bizden değildir. "
Basın açıklamasını gerçekleştiren Yurt Atayün' ün kızı Elif Atayün "Dün seçim meydanlarında kahraman ilan edilmelerine de, bugün hain ilan edilmelerine de kulak asmadık, asmıyoruz. " diye seslendi. "Kadir Gecesi rehin alınan ‘gözaltı (!) süresi dolmasına rağmen’ bayramı nezarethanede geçiren polis aileleriyiz" diyen Atayün, Sahur yapamadan gözaltına almak ile kalmadılar, bayramı nezarethanede geçirtmekle bırakmadılar, mescitte bayram namazı kılmalarına izin vermediler, bizlere rehin tutulan yakınlarımızla bayramlaşabilmeyi dahi çok gördüler. " dedi.
ASIL AMAÇ SELAM TEVHİD SORUŞTURMASINI KAPATMAK
Atayün, Suçlandıkları konularla ilgili, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Bu insanlar masumdur. Soruşturma tamamen siyasidir.Soruşturmanın adı artık ‘Kaç İsmail kaç, koş İsmail koştur. Amacı ise Selam Tevhid soruşturmasını kapatmaktır’ şeklinde beyanına atıfta bulunarak, soruşturmanın siyasi amaçlarla ve talimatlarla yapıldığına dair kamuoyunun şüphesinin olmadığını söyledi.
Yurtayün sözlerine şöyle devam etti: "Rehin tutulan yakınlarımızı bugün ‘casusluk’ , ‘hainlik’ ile linç eden gerek havuz medyası, gerekse siyasiler bir dönem yakınlarımızın kahramanlıklarından bahsetmişlerdir. Onların yürüttüğü soruşturmalara dair kitaplar yazarak para kazanmışlardır. Hatta yapılan soruşturmaları seçim meydanlarında rant elde etmek için kullanmaktan da kaçınmamışlardır. Dün seçim meydanlarında kahraman ilan edilen yakınlarımız bugün ise yaptıkları soruşturmalarla suçüstü yapınca casus , paralel ve vatan haini ilan edilmişlerdir. Dün seçim meydanlarında kahraman ilan edilmelerine de, bugün hain ilan edilmelerine de kulak asmadık, asmıyoruz. Çünkü onların tek amacı vardı; Ne kahraman ne de hain ilan edilmekti. Sadece görevlerini yapmaktı."
"Onlara milletin duası yeter" diyen Yurtayün, "Haram lokma yemediler, hırsız gördüler yakaladılar. Terörist gördüler tutuklandılar. Ayrıca ortada dolaşan iddaya göre içeride zorla rehin tutulan yakınlarımız için Tem şubeden istenen 49 kelepçeyi şerefle takarız fakat kendi çocuklarını ifadeye bile gönderemeyenlerin bu kelepçeleri aslında Turk milletinin vicdanına ve inançlarına taktıklarını bilmeleri gerekir" dedi.
ÇAĞLAYAN ADLİYESİNDE OHAL
Gözaltında bulunan polislerin tutulduğu 7'nci kattaki nezarethanelere giden her koridor, çevik kuvvet polislerince tutulmuş durumda. Koridorlara açılan kapılar da plastik kelepçelerle kapatıldı. Ayrıca Nöbetçi Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek'in ara kararında belirttiği ve kararın orada açıklanmasına hükmettiği birinci kattaki en büyük duruşma salonu da şimdiden güvenlik önlemleri ile donatıldı. Büyük duruşma salonuna giden arka koridor ve ön cephe yolu da gözaltındaki polisleri getiren görevli polisler ve çevik kuvvet polislerince koruma altına alındı. Görevli olmayan kişilerin bu bölüme geçmelerine izin verilmiyor.
Öte yandan daha önce de kamera ve fotoğraf makinelerinin alınmasına izin verilmeyen adliye girişine, saat 19.30 itibariyle cep telefonları ile girmeler yasaklandı. Özel güvenlik görevlileri ile birlikte nöbet tutan Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler, talimatın İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu tarafından verildiğini ifade etti.
HAKİM İSLAM ÇİÇEK'TEN ŞOK KARAR
İstanbul merkezli operasyonda casusluk yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve 26 Temmuz 2014’de gözaltı süresinin bitmesinden 40 dakika sonra 02.10’da tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün de arasında bulunduğu 49 polisin hakkında nöbetçi hakimlikten şok bir karar çıkmıştı.
Yaklaşık 86 saattir devam eden sorgunun sonunda İstanbul 3’üncü Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek, 29 Temmuz 2014 itibari ile 49 şüpheliden 32’sinin savunmasının alındığını geri 17 şüphelinin kaldığını hatırlatarak, sorgunun kilitlendiğini ve dosya üzerinden karar vereceğini söylemişti.
OLAĞANÜSTÜ ÖNLEMLER
Sahur operasyonu ile gözaltına alınan ve 17'sinin sorgusu yapılmadan dosya üzerinden karar verilmesine hükmedilen 49 polisle ilgili saat karar açıklanması beklenirken adliyede olağanüstü önlemler dikkat çekti.
Gözaltında bulunan polislerin tutulduğu 7'nci kattaki nezarethanelere giden her koridor, çevik kuvvet polislerince tutulmuş durumda. Koridorlara açılan kapılar da plastik kelepçelerle kapatıldı. Ayrıca Nöbetçi Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek'in ara kararında belirttiği ve kararın orada açıklanmasına hükmettiği birinci kattaki en büyük duruşma salonu da şimdiden güvenlik önlemleri ile donatıldı. Büyük duruşma salonuna giden arka koridor ve ön cephe yolu da gözaltındaki polisleri getiren görevli polisler ve çevik kuvvet polislerince koruma altına alındı. Görevli olmayan kişilerin bu bölüme geçmelerine izin verilmiyor.
Öte yandan daha önce de kamera ve fotoğraf makinelerinin alınmasına izin verilmeyen adliye girişine, saat 19.30 itibariyle cep telefonları ile girmeler yasaklandı. Özel güvenlik görevlileri ile birlikte nöbet tutan Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler, talimatın İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu tarafından verildiğini ifade etti.
POLİSLERİN AVUKATINDAN SKANDAL KARARA İLK TEPKİ
Polislerin avukatlarından Ömer Turanlı, basın mensuplarına skandal kararla ilgili açıklama yaptı. CMK'ya göre suç, ayrı ayrı belirlenirken, sorguya sevk edilmesi gerekirken, toptancı ve baştan savmacı suç isnat ediliyor diyen Turanlı, "Soruyoruz casuslukla ilgili olarak devletin güvenliği hakkında hangi belge temin edilmiştir? Temin eden kimdir? Bu belge kime, hangi amaçla verilmiştir? ifadelerini kullandı.
Ömer Turanlı, "Soruşturmanın ne emniyet safhasında, ne de diğer tarafta, casuslukla ilgili bir kanıt ve belge tarafımıza gösterilmemiştir." diyerek "Sözde denilen Tevhid ve Selam Örgütü, tamamen gerçek bir örgüttür. Bu örgütle ilgili olarak bilgisi olan müvekkillerimizin ifadesi, bilerek, gerçekler ortaya çıkmasın diye alınmamıştır." şeklinde konuştu.
Bir kısım müvekkillerimizin hiçbir aşamada ifadeleri alınmamıştır diyen avukat Turanlı, "Bu soruşturmanın ne emniyet, ne savcılık, ne de adliye safhasında uydurulan 'paralel' ilgili soru sorulmamıştır. Artık bu yalana son verilmelidir. Müvekkillerimiz için paralel safsatasını kullanan basın hakkında tüm yasal haklar kullanılacaktır. Amaç, Selam Tevhid operasyonunun üzerini kapatmaktır." ifadelerini kullandı.
CELAL ÜLGEN'DEN MAHKEME KARARINA TEPKİ
Balyoz davası avukatlarından Celal Ülgen gözaltına alınan polislerle ilgili mahkemenin kararına tepki gösterdi. Ülgen yaşanan hukuk skandalını, “Böyle bir şey görülmüş duyulmuş bir şey değil” ifadeleriyle dile getirdi.
Sahur vakti gözaltına alınan ve 7 gündür hukuksuz bir şekilde adliye nezarethanesinde bekletilen polisler hakkında mahkeme skandal bir karar aldı.
İfadesi alınmayan polisler hakkında mahkeme, dinlenilmeyerek dosya üzerinden karar verilmesine, dosyanın kapsamlı oluşu gözetilerek kararın saat 21.00'da tüm şüpheli ve avukatlarının yüzlerine adliyenin en geniş salonunda okunmasına karar verdi.
Balyoz davası avukatlarından Celal Ülgen karara canlı yayında tepki gösterdi. Ülgen şunları söyledi;
“Mahmut Tanal arkadaşımla da görüşme imkânı buldum. Kulaklarıma inanamadım. Mahkeme yargıcının tutanağı şu şekilde, ‘İfadesi alınmayan şu kadar kişinin ifadesinin alınmamasına kararın evrak üzerinden verilmesine’ diyor. Böyle bir şey görülmüş ve duyulmuş bir şey değil.
Sistem bozuldu yerine yeni bir sistem getirilmek istendi. Ancak acemilikler üzerine acemilikler yapıldı. Daha önce özel yetkili mahkemeleri kaldırdılar şimdi özel yetkili yargıçlar koydular. Sulh Ceza Hakimlikleri’nde Özel Yetkili Mahkeme gibi görev yapmak istiyorlar. Eskiden özel yetkili mahkemelerden 50 kişi arasında dönüşme ve bölüşme vardı. Şimdi 5 kişi arasında dönüşme ve bölüşme var.
Bu yargıçların bir kısmı şaibe altındaysa onları daha çok batağa sürüklüyor. İki gündür bir mücadele içindeyim. Telefonlar açılıyor veya gördüklerinde yüzüme söylüyorlar. Bu gözaltı süresinin aşılmadığını gözaltı süresinin aşıldığı konusunda çıkarılan haberlerin yanlış olduğunu, bu kişilerin yol izinlerinin yol sürelerinin de hesaba katılması gerektiğini ve muhafaza altında olduklarını söylüyorlar.
Gözaltılarda muhafaza diye bir şey yoktur. Muhafaza önleme yakalamasıdır. Diyelim ki bir kişi Eskişehir’e konuşmaya gidiyor. Muhtemel tehlike oluşturacak kişiler muhafazaya alınır sabaha kadar tutulur. Sonra bırakılır, muhafaza böyledir. Suçla ilişkisi yok. Oysa siz suçla ilişkili olarak gözaltına almışsınız. Buna muhafaza diyemezsiniz.
Birisi suçlu olabilir. 79 kişinin içerisinde 10 kişi suçludur. Ben bunu savunmuyorum bunu söylemiyorum. Bunlara uygulanan usulün yanlışlığın dile getiriyorum. Bunu savunamayız. Bu ülkenin hukuk fakülteleri, Baroları bugün buna karşı çıkmazsa yarın başlarına gelince karşı çıkamazlar. Ben bunu başarmaya ç alışıyorum. Hakikaten söylüyorum. Aklım şaşıyor. Böyle bir durumla karşı karşıya gelmek mümkün değil hukukta.
Değişik saatteki gözaltına alınanları nasıl aynı anda hâkim karşısına çıkarırsınız, toplu olarak hâkim karşısına getirmekle fiilen gözaltı süresini geçirdiğinizi siz söylemiş oluyorsunuz.
İstanbul merkezli operasyonda casusluk yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve 26 Temmuz 2014’de gözaltı süresinin bitmesinden 40 dakika sonra 02.10’da tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün de arasında bulunduğu 49 polisin hakkında nöbetçi hakimlik kararını verdi.
Sahur vakti gözaltına alınarak Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nin nezarethanesinde tutulan 49 polisten 30'u tüm suçlardan serbest bırakıldı. 8'i ise denetimli serbestlik verilerek tahliye edildi.
11 KİŞİ TUTUKLANDI 38 KİŞİ SERBEST
Gece yarısı açıklanan kararda, 49 polisten aralarında eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün, Erhan Körtek, Ensar Doğan, Aytekin Koçak, Ali Fuat Altuntaş, Abdulkadir Ağır, Yunusemre Uzunoğlu, Serdar Bayraktutan, Şahin Akdeniz, Muhammed Kaya ve Mehmet Örs'ün de bulunduğu 11 kişi 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından tutuklandı. Mahkeme, aralarında İstanbul Eski Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Ömer Köse ve Emniyet Amiri Gaffur Ataç'ın da olduğu 38 şüpheliyi serbest bırakırken bu kişilerden 8’i hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına karar verdi. İfadesi alınamayan 17 kişi serbest bırakıldı.
ÇAĞLAYAN ADLİYESİ'NDE SIKI YÖNETİM
Hakim İslam Çiçek'in akşam saat dokuz da kararın muhafaza altında tutulan polislerin yüzüne okunacağını belirtmesine rağmen saat 23.00 itibariyle halen polislerin mahkeme salonuna getirilmeye işlemi devam ediyor. Polislerin eksi 7. katta bulunan nezarethaneden 1. kattaki salona ikişer ikişer getiriliyor. Saat 18.00 sularında kararın açıklama saatinin açıklanması ile adliye koridorlarında yüzlerce polis yerini aldı. Sıkı yönetimi andıran adliye koridorlarında ve duruşma salonunda çok fazla polisin bulunmasından dolayı içerisinin son derece havasız olduğu belirtiliyor. Zaman zaman polis ile avukatlar arasında da tartışma yaşanıyor. Polisin gazetecilere karşı tutumu nedeniyle huzursuzluk sürüyor. Şartların bilerek zorlaştırılarak psikolojilerin yıpratılmak istenildiği belirtiliyor.
GAZETECİLERİN TELEFONLARI ALINDI
Hakim İslam Çiçek'in savunma almadan dosya üzerinden karar vermesini açıklamasının ardından Çağlayan adliyesinde adeta olağan üstü hal ilan edildi.
Öncelikle İstanbul'un farklı ilçelerinden binlerce polis adliye çevresini kuşattı. Toma,akrep gibi müdahale araçlarının sayısındaki artış dikkat çekti. Adliye içindeki yaklaşık 500 polis görevlendirildi. Bu polislerden yüz kadarı kararın açıklanacağı duruşma kapısına yerleştirilmiş. Adliye içinde katlar arası geçişe izin verilmiyor. Polislerin tutulduğu nezarethane 2 kat üstünde bulunan -5 katındaki mescide dahi inişler yasaklandı. Adliyeye cep telefonu da alınmıyor. Adliye binasına giriş yapan gazetecilerin telefonları polis tarafından alınıyor. İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu'nun bu yönde talimatının olduğu söyleniyor.
Aileler uyardı: Etrafta aksi hareketlerde bulunanlar bizden değildir
22 Temmuz'da sahur vaktinde göz altına alınan polislerin aileleri Çağlayan Adliyesinde ki bekleyişlerine devam ediyor. Saat 21:00 de kararın açıklanacağıbilgisi üzerine tutuklu aileleri bir açıklama yaptı.
"Aksi karar verilse dahi üzülmeyeceğiz. " mesajı veren aileler yaşanacak aksi bir provakosyona karşı şu sözlerle uyardı"Burada gelen herkes bizi desteklemek için geldi. Burada verilecek her kararagönlümüzü açtık. Biz çokmutluyuz.olumlu da gelse mutlu olacağız olumsuzda gelse çok mutlu olacağız. Her ikisinin sonucunda hayırlı olacaktır. Bu nedenle burada ne olursa olsun sonuçne olursa olsun bize yakışmayan hareketlerde bulunmayalım. Bulunanlarda bizden değildir. "
Basın açıklamasını gerçekleştiren Yurt Atayün' ün kızı Elif Atayün "Dün seçim meydanlarında kahraman ilan edilmelerine de, bugün hain ilan edilmelerine de kulak asmadık, asmıyoruz. " diye seslendi. "Kadir Gecesi rehin alınan ‘gözaltı (!) süresi dolmasına rağmen’ bayramı nezarethanede geçiren polis aileleriyiz" diyen Atayün, Sahur yapamadan gözaltına almak ile kalmadılar, bayramı nezarethanede geçirtmekle bırakmadılar, mescitte bayram namazı kılmalarına izin vermediler, bizlere rehin tutulan yakınlarımızla bayramlaşabilmeyi dahi çok gördüler. " dedi.
ASIL AMAÇ SELAM TEVHİD SORUŞTURMASINI KAPATMAK
Atayün, Suçlandıkları konularla ilgili, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Bu insanlar masumdur. Soruşturma tamamen siyasidir.Soruşturmanın adı artık ‘Kaç İsmail kaç, koş İsmail koştur. Amacı ise Selam Tevhid soruşturmasını kapatmaktır’ şeklinde beyanına atıfta bulunarak, soruşturmanın siyasi amaçlarla ve talimatlarla yapıldığına dair kamuoyunun şüphesinin olmadığını söyledi.
Yurtayün sözlerine şöyle devam etti: "Rehin tutulan yakınlarımızı bugün ‘casusluk’ , ‘hainlik’ ile linç eden gerek havuz medyası, gerekse siyasiler bir dönem yakınlarımızın kahramanlıklarından bahsetmişlerdir. Onların yürüttüğü soruşturmalara dair kitaplar yazarak para kazanmışlardır. Hatta yapılan soruşturmaları seçim meydanlarında rant elde etmek için kullanmaktan da kaçınmamışlardır. Dün seçim meydanlarında kahraman ilan edilen yakınlarımız bugün ise yaptıkları soruşturmalarla suçüstü yapınca casus , paralel ve vatan haini ilan edilmişlerdir. Dün seçim meydanlarında kahraman ilan edilmelerine de, bugün hain ilan edilmelerine de kulak asmadık, asmıyoruz. Çünkü onların tek amacı vardı; Ne kahraman ne de hain ilan edilmekti. Sadece görevlerini yapmaktı."
"Onlara milletin duası yeter" diyen Yurtayün, "Haram lokma yemediler, hırsız gördüler yakaladılar. Terörist gördüler tutuklandılar. Ayrıca ortada dolaşan iddaya göre içeride zorla rehin tutulan yakınlarımız için Tem şubeden istenen 49 kelepçeyi şerefle takarız fakat kendi çocuklarını ifadeye bile gönderemeyenlerin bu kelepçeleri aslında Turk milletinin vicdanına ve inançlarına taktıklarını bilmeleri gerekir" dedi.
ÇAĞLAYAN ADLİYESİNDE OHAL
Gözaltında bulunan polislerin tutulduğu 7'nci kattaki nezarethanelere giden her koridor, çevik kuvvet polislerince tutulmuş durumda. Koridorlara açılan kapılar da plastik kelepçelerle kapatıldı. Ayrıca Nöbetçi Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek'in ara kararında belirttiği ve kararın orada açıklanmasına hükmettiği birinci kattaki en büyük duruşma salonu da şimdiden güvenlik önlemleri ile donatıldı. Büyük duruşma salonuna giden arka koridor ve ön cephe yolu da gözaltındaki polisleri getiren görevli polisler ve çevik kuvvet polislerince koruma altına alındı. Görevli olmayan kişilerin bu bölüme geçmelerine izin verilmiyor.
Öte yandan daha önce de kamera ve fotoğraf makinelerinin alınmasına izin verilmeyen adliye girişine, saat 19.30 itibariyle cep telefonları ile girmeler yasaklandı. Özel güvenlik görevlileri ile birlikte nöbet tutan Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler, talimatın İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu tarafından verildiğini ifade etti.
HAKİM İSLAM ÇİÇEK'TEN ŞOK KARAR
İstanbul merkezli operasyonda casusluk yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve 26 Temmuz 2014’de gözaltı süresinin bitmesinden 40 dakika sonra 02.10’da tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün de arasında bulunduğu 49 polisin hakkında nöbetçi hakimlikten şok bir karar çıkmıştı.
Yaklaşık 86 saattir devam eden sorgunun sonunda İstanbul 3’üncü Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek, 29 Temmuz 2014 itibari ile 49 şüpheliden 32’sinin savunmasının alındığını geri 17 şüphelinin kaldığını hatırlatarak, sorgunun kilitlendiğini ve dosya üzerinden karar vereceğini söylemişti.
OLAĞANÜSTÜ ÖNLEMLER
Sahur operasyonu ile gözaltına alınan ve 17'sinin sorgusu yapılmadan dosya üzerinden karar verilmesine hükmedilen 49 polisle ilgili saat karar açıklanması beklenirken adliyede olağanüstü önlemler dikkat çekti.
Gözaltında bulunan polislerin tutulduğu 7'nci kattaki nezarethanelere giden her koridor, çevik kuvvet polislerince tutulmuş durumda. Koridorlara açılan kapılar da plastik kelepçelerle kapatıldı. Ayrıca Nöbetçi Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek'in ara kararında belirttiği ve kararın orada açıklanmasına hükmettiği birinci kattaki en büyük duruşma salonu da şimdiden güvenlik önlemleri ile donatıldı. Büyük duruşma salonuna giden arka koridor ve ön cephe yolu da gözaltındaki polisleri getiren görevli polisler ve çevik kuvvet polislerince koruma altına alındı. Görevli olmayan kişilerin bu bölüme geçmelerine izin verilmiyor.
Öte yandan daha önce de kamera ve fotoğraf makinelerinin alınmasına izin verilmeyen adliye girişine, saat 19.30 itibariyle cep telefonları ile girmeler yasaklandı. Özel güvenlik görevlileri ile birlikte nöbet tutan Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler, talimatın İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu tarafından verildiğini ifade etti.
POLİSLERİN AVUKATINDAN SKANDAL KARARA İLK TEPKİ
Polislerin avukatlarından Ömer Turanlı, basın mensuplarına skandal kararla ilgili açıklama yaptı. CMK'ya göre suç, ayrı ayrı belirlenirken, sorguya sevk edilmesi gerekirken, toptancı ve baştan savmacı suç isnat ediliyor diyen Turanlı, "Soruyoruz casuslukla ilgili olarak devletin güvenliği hakkında hangi belge temin edilmiştir? Temin eden kimdir? Bu belge kime, hangi amaçla verilmiştir? ifadelerini kullandı.
Ömer Turanlı, "Soruşturmanın ne emniyet safhasında, ne de diğer tarafta, casuslukla ilgili bir kanıt ve belge tarafımıza gösterilmemiştir." diyerek "Sözde denilen Tevhid ve Selam Örgütü, tamamen gerçek bir örgüttür. Bu örgütle ilgili olarak bilgisi olan müvekkillerimizin ifadesi, bilerek, gerçekler ortaya çıkmasın diye alınmamıştır." şeklinde konuştu.
Bir kısım müvekkillerimizin hiçbir aşamada ifadeleri alınmamıştır diyen avukat Turanlı, "Bu soruşturmanın ne emniyet, ne savcılık, ne de adliye safhasında uydurulan 'paralel' ilgili soru sorulmamıştır. Artık bu yalana son verilmelidir. Müvekkillerimiz için paralel safsatasını kullanan basın hakkında tüm yasal haklar kullanılacaktır. Amaç, Selam Tevhid operasyonunun üzerini kapatmaktır." ifadelerini kullandı.
CELAL ÜLGEN'DEN MAHKEME KARARINA TEPKİ
Balyoz davası avukatlarından Celal Ülgen gözaltına alınan polislerle ilgili mahkemenin kararına tepki gösterdi. Ülgen yaşanan hukuk skandalını, “Böyle bir şey görülmüş duyulmuş bir şey değil” ifadeleriyle dile getirdi.
Sahur vakti gözaltına alınan ve 7 gündür hukuksuz bir şekilde adliye nezarethanesinde bekletilen polisler hakkında mahkeme skandal bir karar aldı.
İfadesi alınmayan polisler hakkında mahkeme, dinlenilmeyerek dosya üzerinden karar verilmesine, dosyanın kapsamlı oluşu gözetilerek kararın saat 21.00'da tüm şüpheli ve avukatlarının yüzlerine adliyenin en geniş salonunda okunmasına karar verdi.
Balyoz davası avukatlarından Celal Ülgen karara canlı yayında tepki gösterdi. Ülgen şunları söyledi;
“Mahmut Tanal arkadaşımla da görüşme imkânı buldum. Kulaklarıma inanamadım. Mahkeme yargıcının tutanağı şu şekilde, ‘İfadesi alınmayan şu kadar kişinin ifadesinin alınmamasına kararın evrak üzerinden verilmesine’ diyor. Böyle bir şey görülmüş ve duyulmuş bir şey değil.
Sistem bozuldu yerine yeni bir sistem getirilmek istendi. Ancak acemilikler üzerine acemilikler yapıldı. Daha önce özel yetkili mahkemeleri kaldırdılar şimdi özel yetkili yargıçlar koydular. Sulh Ceza Hakimlikleri’nde Özel Yetkili Mahkeme gibi görev yapmak istiyorlar. Eskiden özel yetkili mahkemelerden 50 kişi arasında dönüşme ve bölüşme vardı. Şimdi 5 kişi arasında dönüşme ve bölüşme var.
Bu yargıçların bir kısmı şaibe altındaysa onları daha çok batağa sürüklüyor. İki gündür bir mücadele içindeyim. Telefonlar açılıyor veya gördüklerinde yüzüme söylüyorlar. Bu gözaltı süresinin aşılmadığını gözaltı süresinin aşıldığı konusunda çıkarılan haberlerin yanlış olduğunu, bu kişilerin yol izinlerinin yol sürelerinin de hesaba katılması gerektiğini ve muhafaza altında olduklarını söylüyorlar.
Gözaltılarda muhafaza diye bir şey yoktur. Muhafaza önleme yakalamasıdır. Diyelim ki bir kişi Eskişehir’e konuşmaya gidiyor. Muhtemel tehlike oluşturacak kişiler muhafazaya alınır sabaha kadar tutulur. Sonra bırakılır, muhafaza böyledir. Suçla ilişkisi yok. Oysa siz suçla ilişkili olarak gözaltına almışsınız. Buna muhafaza diyemezsiniz.
Birisi suçlu olabilir. 79 kişinin içerisinde 10 kişi suçludur. Ben bunu savunmuyorum bunu söylemiyorum. Bunlara uygulanan usulün yanlışlığın dile getiriyorum. Bunu savunamayız. Bu ülkenin hukuk fakülteleri, Baroları bugün buna karşı çıkmazsa yarın başlarına gelince karşı çıkamazlar. Ben bunu başarmaya ç alışıyorum. Hakikaten söylüyorum. Aklım şaşıyor. Böyle bir durumla karşı karşıya gelmek mümkün değil hukukta.
Değişik saatteki gözaltına alınanları nasıl aynı anda hâkim karşısına çıkarırsınız, toplu olarak hâkim karşısına getirmekle fiilen gözaltı süresini geçirdiğinizi siz söylemiş oluyorsunuz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.