Çanakkale Haber

Temel SAĞIROĞLU
Köşe Yazarı
Temel SAĞIROĞLU
 

İŞTE O PARTİNİN SEÇİM SLOGANI

Muktedir gücün 2019 seçim sloganı ne olacak diye merak içinde bekliyorduk. Bugüne kadar Adalet ve Kalkınma Partisi hiç bir seçim vaadini yerine getirmedi. ■ Ekonomik istikrar ve Komşularımızla "sıfır" sorun politikası sözü vererek iktidara geldiler. Sonradan farkına vardık ki bu vaatleri bizler yanlış anlamışız. Bugün itibarıyla sorun yaşamadığımız 0 (sıfır) komşumuz ve dibe vurmuş bir ekonomimiz var. ■ işsizlik oranı, çiftçi, memur, işçi, emekli demişlerdi. Gelinen noktada görüldü ki iktidar için düzeltilmesi gereken sorunlar yokmuş. Bertaraf edilmesi gereken sorunlar varmış. İşçiyi taşerona, işsizi cemaat veya mafyaya geri kalanını Allaha emanet ettiler. ■ Eğitim dediler. Eğitimi prensibi olmayan bir fahişeye benzettiler. İç çamaşırı gibi değişen müfredatımıza ’’Ali okulu’’ mezunlarının tek bir cümlesi ile yeni sistemler monte ettiler. Ali demişken bir anım geldi aklıma Daha Çocukken öğrenmiştik. Ali babanın bir çiftliği ve çiftliğinde yaşayan bir sürü büyük ve küçük baş hayvanı vardı. Sınıf öğretmenimiz cennet hanımın güzel sesiyle hep bir ağızdan söylemeye başlardık. -Ali babanın bir çiftliği var. Çiftliğinde inekleri var. Şarkının hayvanları taklit eden nakaratları ise, tüm sınıftan gür bir sesle karşılık bulurdu. MÖ MÖ diye bağırır Çiftliğinde Ali Babanın Çocuksu masumiyetimizin verdiği coşku ve neşe içinde şarkının bu bölümünü defalarca tekrar ederdik. Şarkı biterdi ama aklımız da hep şu soru kalırdı. - Ali babanın cins cins koyunları ve koca koca öküzleri var. Ama neden sadece Ali Baba nın ismi geçtiği zaman ses veriyorlar? Ah Ali Baba Ah Sen ne yedirin, ne içirdin bunlara. Ne koyun ne kuzu. Ne öküz ne inek. Ne beygir nede eşek. Sapla samanı iyice karıştırmışsın. Tavşanla kaplumbağayı yarıştırmış, kurdu ota, koyunu ise ete alıştırmışsın. Elbette ki konu bu değil. Kıssadan hisse olsun diye sadece bir anımı paylaşmak istedim. Asıl konumuz, muktedir gücün bunca yalanından sonra önümüzdeki seçimlerde kullanacağı slogan ne olacak? Tabii ki öncekilerden daha büyük bir yalan. İşte gelecek seçimlerin vaadi ve sloganı "Oyunuzu AK PARTİYE verin. Musul ve Kerkük bizim olsun" İşin acı olan tarafı ise Atatürk Cumhuriyetçileri dahi bu deli saçmasına bilmeyerek ve istemeyerek bir şekilde destek veriyorlar. Önemli bir kısım şunu söylüyor. - 1926 Ankara Anlaşması var azizim. Irak’ın toprak bütünlüğü bozulursa müdahale hakkımız doğar. Musul ve Kerkük bizim olur. Olmaz arkadaşım olmaz. Ne Musul nede Kerkük bu şartlarda senin olmaz. Önce anlaşmayı bir oku ve sonra düşün. Ankara Anlaşması, 5 Haziran 1926 tarihinde Türkiye ve Irak arasındaki siyasi sınırları belirlemek ve komşuluk ilişkilerini düzenlemek için İngiltere ve Türkiye arasında Ankara'da imzalanan bir anlaşmadır. Yani tarafları İngiltere, Irak ve Türkiye’dir. Bu anlaşmanın bahse konu olan beşinci maddesi, tarafların her birinin 1. maddede belirlenen sınır hattının kesin ve bozulmaz olduğunu kabul etmesini bunu değiştirmeyi amaçlayan her türlü teşebbüsten sakınmasını garanti ediyor. Türkiye ye müdahale etme hakkını ancak bu şekilde veriyor. - Taraflar Kim? - Irak, ve Türkiye - Muhataplar arasında Kürdistan veya gelecekte orada kurulacak olan bir bölgesel yönetim var mı? - Hayır -Referandumu kim yapıyor? -Irak Bölgesel Kürt Yönetimi - Irak bu referanduma izin veriyor mu? Toprak bütünlüğünü bozacak bu girişimi destekliyor veya sessiz kalıyor mu? - Hayır. Peki o zaman sen hangi hakla Musul ve Kerkük’e girip buralar artık benim toprağım diyeceksin? Müdahale edebilirsin. Çünkü anlaşma bu hakkı sana veriyor. Kuzey Irak a girersin. Suriye de olduğu gibi bizim yavrularımızı orada da toprağa gömersin. Tehlikeyi bertaraf ettikten sonra da paşa paşa sınırlarına dönersin. İşte anlaşmanın mevcut şartlardaki meali budur. Getirisi ise çok net. Din ticareti etkisini kaybetti. Politikalar A dan Z ye berbat durumda. Kendi içinde bölünmüş ve paramparça bir teşkilat. Başka çare kalmadı. Şimdi milli duygularla kanımızı emmek, siz hain emellerinize ulaşasınız diye evlatlarımızı bir yalana feda etmemizi istiyorsunuz. Hile ile kazandığınız koltuğa oturmanın tek yolu bu. Argo tabirle Yemezler. Sevgiyle kalın
Ekleme Tarihi: 24 Eylül 2017 - Pazar
Temel SAĞIROĞLU

İŞTE O PARTİNİN SEÇİM SLOGANI

Muktedir gücün 2019 seçim sloganı ne olacak diye merak içinde bekliyorduk. Bugüne kadar Adalet ve Kalkınma Partisi hiç bir seçim vaadini yerine getirmedi.

■ Ekonomik istikrar ve Komşularımızla "sıfır" sorun politikası sözü vererek iktidara geldiler. Sonradan farkına vardık ki bu vaatleri bizler yanlış anlamışız. Bugün itibarıyla sorun yaşamadığımız 0 (sıfır) komşumuz ve dibe vurmuş bir ekonomimiz var.

■ işsizlik oranı, çiftçi, memur, işçi, emekli demişlerdi. Gelinen noktada görüldü ki iktidar için düzeltilmesi gereken sorunlar yokmuş. Bertaraf edilmesi gereken sorunlar varmış. İşçiyi taşerona, işsizi cemaat veya mafyaya geri kalanını Allaha emanet ettiler.

■ Eğitim dediler. Eğitimi prensibi olmayan bir fahişeye benzettiler. İç çamaşırı gibi değişen müfredatımıza ’’Ali okulu’’ mezunlarının tek bir cümlesi ile yeni sistemler monte ettiler.

Ali demişken bir anım geldi aklıma Daha Çocukken öğrenmiştik. Ali babanın bir çiftliği ve çiftliğinde yaşayan bir sürü büyük ve küçük baş hayvanı vardı. Sınıf öğretmenimiz cennet hanımın güzel sesiyle hep bir ağızdan söylemeye başlardık. -Ali babanın bir çiftliği var. Çiftliğinde inekleri var. Şarkının hayvanları taklit eden nakaratları ise, tüm sınıftan gür bir sesle karşılık bulurdu.

MÖ MÖ diye bağırır Çiftliğinde Ali Babanın

Çocuksu masumiyetimizin verdiği coşku ve neşe içinde şarkının bu bölümünü defalarca tekrar ederdik.

Şarkı biterdi ama aklımız da hep şu soru kalırdı.

- Ali babanın cins cins koyunları ve koca koca öküzleri var. Ama neden sadece Ali Baba nın ismi geçtiği zaman ses veriyorlar? Ah Ali Baba Ah Sen ne yedirin, ne içirdin bunlara. Ne koyun ne kuzu. Ne öküz ne inek. Ne beygir nede eşek. Sapla samanı iyice karıştırmışsın. Tavşanla kaplumbağayı yarıştırmış, kurdu ota, koyunu ise ete alıştırmışsın. Elbette ki konu bu değil. Kıssadan hisse olsun diye sadece bir anımı paylaşmak istedim.

Asıl konumuz, muktedir gücün bunca yalanından sonra önümüzdeki seçimlerde kullanacağı slogan ne olacak?

Tabii ki öncekilerden daha büyük bir yalan. İşte gelecek seçimlerin vaadi ve sloganı

"Oyunuzu AK PARTİYE verin. Musul ve Kerkük bizim olsun"

İşin acı olan tarafı ise Atatürk Cumhuriyetçileri dahi bu deli saçmasına bilmeyerek ve istemeyerek bir şekilde destek veriyorlar. Önemli bir kısım şunu söylüyor.

- 1926 Ankara Anlaşması var azizim. Irak’ın toprak bütünlüğü bozulursa müdahale hakkımız doğar. Musul ve Kerkük bizim olur. Olmaz arkadaşım olmaz.

Ne Musul nede Kerkük bu şartlarda senin olmaz. Önce anlaşmayı bir oku ve sonra düşün.

Ankara Anlaşması, 5 Haziran 1926 tarihinde Türkiye ve Irak arasındaki siyasi sınırları belirlemek ve komşuluk ilişkilerini düzenlemek için İngiltere ve Türkiye arasında Ankara'da imzalanan bir anlaşmadır. Yani tarafları İngiltere, Irak ve Türkiye’dir. Bu anlaşmanın bahse konu olan beşinci maddesi, tarafların her birinin 1. maddede belirlenen sınır hattının kesin ve bozulmaz olduğunu kabul etmesini bunu değiştirmeyi amaçlayan her türlü teşebbüsten sakınmasını garanti ediyor. Türkiye ye müdahale etme hakkını ancak bu şekilde veriyor.

- Taraflar Kim?

- Irak, ve Türkiye

- Muhataplar arasında Kürdistan veya gelecekte orada kurulacak olan bir bölgesel yönetim var mı?

- Hayır

-Referandumu kim yapıyor?

-Irak Bölgesel Kürt Yönetimi

- Irak bu referanduma izin veriyor mu? Toprak bütünlüğünü bozacak bu girişimi destekliyor veya sessiz kalıyor mu?

- Hayır.

Peki o zaman sen hangi hakla Musul ve Kerkük’e girip buralar artık benim toprağım diyeceksin? Müdahale edebilirsin. Çünkü anlaşma bu hakkı sana veriyor. Kuzey Irak a girersin. Suriye de olduğu gibi bizim yavrularımızı orada da toprağa gömersin. Tehlikeyi bertaraf ettikten sonra da paşa paşa sınırlarına dönersin. İşte anlaşmanın mevcut şartlardaki meali budur. Getirisi ise çok net. Din ticareti etkisini kaybetti. Politikalar A dan Z ye berbat durumda. Kendi içinde bölünmüş ve paramparça bir teşkilat.

Başka çare kalmadı.

Şimdi milli duygularla kanımızı emmek, siz hain emellerinize ulaşasınız diye evlatlarımızı bir yalana feda etmemizi istiyorsunuz.

Hile ile kazandığınız koltuğa oturmanın tek yolu bu. Argo tabirle Yemezler. Sevgiyle kalın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

11
Mayıs
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.