Çanakkale Haber

Temel SAĞIROĞLU
Köşe Yazarı
Temel SAĞIROĞLU
 

BU İDDİA DOĞRU İSE TÜM TAŞLAR YERİNDEN OYNAR

Her gün yüzlerce ihbar ve iddia alıyorum. Bu durumdan şikâyetçi olduğumu falan düşünmeyin Sadece bu İhbar ve iddialara zamanında yanıt verememekten, bana güvenen bu insanlara yeterince zaman ayıramamaktan dolayı üzüntü duyuyorum. *** İşte o iddialardan çok ilgimi çekti. İddiada bulunan kişi 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gülün yakınında olan bir akrabası olduğunu ve eskiden Adalet ve Kalkınma Partisinin il teşkilatında görev yaptığını söylüyordu. Prensiplerim gereği bu tür ihbar veya iddiaları iyice araştırmadan okuyucularımla paylaşmıyorum. Ama bu seferki diğerlerinden çok farklıydı ve eğer doğru ise çok korkunçtu… *** Geçtiğimiz hafta sonunda Cumhurbaşkanı baş danışmanı İbrahim Kalın ve Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akarın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Güle yaptıkları baskın ziyaret gündeme bomba gibi düşmüştü. Elbette ki böyle bir ziyaretin Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dışında olmasının veya onayı alınmadan yapılmasının imkân ve ihtimali yoktu. Şüphesiz ki böyle bir görüşme yapıldı ve bir şeyler konuşuldu ama basına bilgi verilmedi. Ve hatta ört bas edilmeye çalışıldı. Peki neden? *** İddia bu soruya cevap verdiği için önemlidir ve sadece iddia olarak bile haber değeri bulunmaktadır. Bu yüzden de okuyucularımla paylaşılması gerekmektedir.. İddiaya göre ziyaretin amacı Sayın Abdullah Gülün Cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçmesi için yapılan bir ikna turu veya bir nezaket ziyareti değilmiş. En üst seviyeden verilen gözdağı ve açık açık yapılan bir tehditmiş. Şöyle ki; *** 15 Temmuz Darbe girişiminde derdest edilerek akıncı üssüne götürülen Hulusi Akar’ı ikna etmek isteyen Tümgenerallerden biri Genel Kurmay başkanını Fethullah Gülenle görüştürmek istemiş bu talep Hulusi Akar tarafından reddedilmişti. Bu olay iktidar tarafından yalanlanmamış ama bu teklifi yapan Tümgeneralin ismi de resmi olarak hiçbir zaman basına açıklanmamıştı. *** Darbeci Tümgeneralin Hulusi Akarla görüştürmek istediği kişi Fetullah Gülen değil, darbeden haberi olmayan ve darbecilerle hiçbir ilişkisi bulunmayan, bilgisi dışında darbecilerin operasyon sonrası kendisini Cumhurbaşkanı olarak görevlendirmeyi düşündüğü Sayın Abdullah Gül’müş. Bu konu sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin üst yönetim tarafından biliniyormuş ve Partinin zarar görmemesi için kimseye söylenmiyormuş. *** Cumhurbaşkanı Baş danışmanı İbrahim Kalın Abdullah Gülü arayarak görüşme talebini iletmiş. Baş Danışman ile görüşmeyi bekleyen Abdullah Gül için Hulusi Akar’ında İbrahim Kalınla birlikte gelmesi tam bir sürprizmiş. Üçlü tarafından Suriye operasyonu konuşulurken konu bir şekilde 15 Temmuz darbe girişimine getirilmiş ve bizzat Hulusi Akar tarafından bu olay Abdullah Gül’e anlatılmış. *** Anlatılanların özeti budur. Bir nevi aba altından sopa gösterilmiş. AKP yıkılırsa 15 Temmuz darbe girişimindeki tüm gerçekler ortaya çıkar sizde yıkılırsınız mesajı verilmiş. Doğru veya yanlış olmasından daha çok Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanının adının bu tür olaylarda geçmesi çok acı ve çok trajik bir durumdur. Bizzat kendisi tarafından bu makama yapılmış en büyük hakarettir. *** Rahmetli annem torunlarını " Seni paşa olasın kuzum" diyerek severdi. Ana'ma göre paşa olmak tüm unvanların en yükseği en yücesiydi. Çünkü öyle bilirdi. Öyle görmüştü. Mustafa Kemal Atatürk bir paşaydı. Parçalanmak üzere olan bir enkazdan bir devlet çıkardı. İsmet İnönü bir paşaydı. İnönü savaşlarının unutulmaz komutanıydı. Mareşal Fevzi Çakmak bir paşaydı. İstiklal savaşımızın efsane isimlerinden biriydi. Kazım Karabekir bir paşaydı. Doğu cephesinde kefenini üniformasının altına giymesiyle biliniyordu. Paşa demek saygı demekti. Paşa demek baba demekti. Paşa demek cesaret demekti. Paşa demek onur demekti. Paşa demek namus demekti. Paşa demek kurtarıcı demekti. Paşa demek VATAN demekti. Paşa demek dize gelip doğurduğu yavrusunu emanet edebileceği en güvenilir insan demekti. İyi ki bu günleri görmedin. Eğer görseydin kahrından ölür, acziyet içindeki çaresizliğimizle bizleri de de utancımızdan öldürürdün Anam. Paşalar maşa, maşalar cahilin postası oldu Anam. Şehitler Kelle, Kelleler baş efendi oldu Anam. Katiller Evliya, Evliyalar Yobaz oldu Anam. Reziller vezir, Vezirler rezil oldu Anam Hırsızlar Beyefendi, Beyefendiler mahkûm oldu Anam. Ülkeyi yönetenler pavyon lisanı ile konuşuyorlar Anam Artık Mehmetçikleri Köprülerde boğazlıyor sonrada bunu hep birlikte kutluyorlar Anam. Sahip Çıkan mı? Yok Anam Yok. Sahip çıkması gerekenler de sahip çıkılacak duruma düşmüş. Vatan toprağı çöle dönüşmüş. Çöle akbabalar üşüşmüş. Nur içinde yat ANAM Sevgilerimle
Ekleme Tarihi: 05 Mayıs 2018 - Cumartesi
Temel SAĞIROĞLU

BU İDDİA DOĞRU İSE TÜM TAŞLAR YERİNDEN OYNAR

Her gün yüzlerce ihbar ve iddia alıyorum.

Bu durumdan şikâyetçi olduğumu falan düşünmeyin

Sadece bu İhbar ve iddialara zamanında yanıt verememekten, bana güvenen bu insanlara yeterince zaman ayıramamaktan dolayı üzüntü duyuyorum.

***

İşte o iddialardan çok ilgimi çekti. İddiada bulunan kişi 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gülün yakınında olan bir akrabası olduğunu ve eskiden Adalet ve Kalkınma Partisinin il teşkilatında görev yaptığını söylüyordu. Prensiplerim gereği bu tür ihbar veya iddiaları iyice araştırmadan okuyucularımla paylaşmıyorum. Ama bu seferki diğerlerinden çok farklıydı ve eğer doğru ise çok korkunçtu…

***

Geçtiğimiz hafta sonunda Cumhurbaşkanı baş danışmanı İbrahim Kalın ve Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akarın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Güle yaptıkları baskın ziyaret gündeme bomba gibi düşmüştü. Elbette ki böyle bir ziyaretin Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dışında olmasının veya onayı alınmadan yapılmasının imkân ve ihtimali yoktu.

Şüphesiz ki böyle bir görüşme yapıldı ve bir şeyler konuşuldu ama basına bilgi verilmedi. Ve hatta ört bas edilmeye çalışıldı.

Peki neden?

***

İddia bu soruya cevap verdiği için önemlidir ve sadece iddia olarak bile haber değeri bulunmaktadır. Bu yüzden de okuyucularımla paylaşılması gerekmektedir..

İddiaya göre ziyaretin amacı Sayın Abdullah Gülün Cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçmesi için yapılan bir ikna turu veya bir nezaket ziyareti değilmiş.

En üst seviyeden verilen gözdağı ve açık açık yapılan bir tehditmiş.

Şöyle ki;

***

15 Temmuz Darbe girişiminde derdest edilerek akıncı üssüne götürülen Hulusi Akar’ı ikna etmek isteyen Tümgenerallerden biri Genel Kurmay başkanını Fethullah Gülenle görüştürmek istemiş bu talep Hulusi Akar tarafından reddedilmişti. Bu olay iktidar tarafından yalanlanmamış ama bu teklifi yapan Tümgeneralin ismi de resmi olarak hiçbir zaman basına açıklanmamıştı.

***

Darbeci Tümgeneralin Hulusi Akarla görüştürmek istediği kişi Fetullah Gülen değil, darbeden haberi olmayan ve darbecilerle hiçbir ilişkisi bulunmayan, bilgisi dışında darbecilerin operasyon sonrası kendisini Cumhurbaşkanı olarak görevlendirmeyi düşündüğü Sayın Abdullah Gül’müş. Bu konu sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin üst yönetim tarafından biliniyormuş ve Partinin zarar görmemesi için kimseye söylenmiyormuş.

***

Cumhurbaşkanı Baş danışmanı İbrahim Kalın Abdullah Gülü arayarak görüşme talebini iletmiş. Baş Danışman ile görüşmeyi bekleyen Abdullah Gül için Hulusi Akar’ında İbrahim Kalınla birlikte gelmesi tam bir sürprizmiş. Üçlü tarafından Suriye operasyonu konuşulurken konu bir şekilde 15 Temmuz darbe girişimine getirilmiş ve bizzat Hulusi Akar tarafından bu olay Abdullah Gül’e anlatılmış.

***

Anlatılanların özeti budur. Bir nevi aba altından sopa gösterilmiş. AKP yıkılırsa 15 Temmuz darbe girişimindeki tüm gerçekler ortaya çıkar sizde yıkılırsınız mesajı verilmiş. Doğru veya yanlış olmasından daha çok Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanının adının bu tür olaylarda geçmesi çok acı ve çok trajik bir durumdur. Bizzat kendisi tarafından bu makama yapılmış en büyük hakarettir.

***

Rahmetli annem torunlarını " Seni paşa olasın kuzum" diyerek severdi. Ana'ma göre paşa olmak tüm unvanların en yükseği en yücesiydi. Çünkü öyle bilirdi. Öyle görmüştü. Mustafa Kemal Atatürk bir paşaydı. Parçalanmak üzere olan bir enkazdan bir devlet çıkardı.

İsmet İnönü bir paşaydı. İnönü savaşlarının unutulmaz komutanıydı.

Mareşal Fevzi Çakmak bir paşaydı. İstiklal savaşımızın efsane isimlerinden biriydi.

Kazım Karabekir bir paşaydı. Doğu cephesinde kefenini üniformasının altına giymesiyle biliniyordu.

Paşa demek saygı demekti. Paşa demek baba demekti. Paşa demek cesaret demekti. Paşa demek onur demekti. Paşa demek namus demekti. Paşa demek kurtarıcı demekti. Paşa demek VATAN demekti. Paşa demek dize gelip doğurduğu yavrusunu emanet edebileceği en güvenilir insan demekti.

İyi ki bu günleri görmedin. Eğer görseydin kahrından ölür, acziyet içindeki çaresizliğimizle bizleri de de utancımızdan öldürürdün Anam.

Paşalar maşa, maşalar cahilin postası oldu Anam.

Şehitler Kelle, Kelleler baş efendi oldu Anam.

Katiller Evliya, Evliyalar Yobaz oldu Anam.

Reziller vezir, Vezirler rezil oldu Anam

Hırsızlar Beyefendi, Beyefendiler mahkûm oldu Anam.

Ülkeyi yönetenler pavyon lisanı ile konuşuyorlar Anam

Artık Mehmetçikleri Köprülerde boğazlıyor sonrada bunu hep birlikte kutluyorlar Anam.

Sahip Çıkan mı?

Yok Anam Yok.

Sahip çıkması gerekenler de sahip çıkılacak duruma düşmüş. Vatan toprağı çöle dönüşmüş. Çöle akbabalar üşüşmüş.

Nur içinde yat ANAM

Sevgilerimle

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

11
Mayıs
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.