Çanakkale Haber

Puna GÜLEÇÖZ
Köşe Yazarı
Puna GÜLEÇÖZ
 

EĞER ÜLKENİ KURTARACAK BİR LİDER BEKLEMEKTEYSEN BEN SİZE BİRŞEY ÖĞRETEMEMİŞİM DEMEKTİR./MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.

  BAŞKANLIK SİSTEMİNİN TARİHSELLİĞİ, Başkanlık sistemi bir çok Amerikalı için büyük anayasa yapıcılarının (Washington, Jaferson, Madison ve Hamilton) kurguladıkları o topraklara özgü bir sistemdir. Buna rağmen başkanlık sisteminin kurucularının kafaları bir tabularasa değildir. Kurucular, temsiliyet gibi Avrupa’da oluşan politik düşüncelerden doğrudan etkilenmişlerdir. Ancak anayasada somutlaşan haliyle politik sistemin Avrupai düşünceleri, bambaşka bir bağlamda yeniden ürettiğini de kabul etmek gerekir. Başkanlık sistemi, parlamenter sistemde politik bağın, politik kararların oluşumu bakımından, diğer taraftan politik kurumlar ve kurallar açısından farklı bir politika anlayışını gerektirmektedir. Bu anlamda Amerikan Anayasası tarihsel kökleri Avrupa’da olmakla birlikte, özgün bir Amerikan ürünüdür.Duverger, aslında 1787’de Philadelphia’da toplanan kurucuların yeni bir yapıt yaratmak gibi bir amaçlarının olmadığını, aksine sempati duydukları ve denenmiş bir sistem olan İngiliz sistemini değiştirerek, benimsemek istediklerini belirtmektedir. Bu bağlamda Amerikan Anayasasını yapanların özgün bir rejimi bilinçli bir şekilde yaratmadıkları, ancak köklerinden uzak kalmanın getirdiği avantajları da iyi kullandıkları iddia edilebilir. Yani gelenekle bağımlı olmayan bir toplum, rasyonel olarak yeniden kurgulanmıştır. Batının bilinmeyen topraklarına göç edenler, sonucu kestirilemeyeni denemekten sakınmadan Avrupa’daki bağlamından bağımsız, yeni bir sistemi yaratmışlardır. ABD’de feodalitenin iktidarı parçalaması ve güçsüzleştirmesi hiç yaşanmadığından, gerçekte mutlak ve merkezi bir monarşiye de hiç gereksinim duyulmamıştır. ABD’nin federal yapısını koruyarak merkezin gücünü sınırlı kılması, İngilizlere karşı kazanılan bağımsızlık savaşında on üç ayrı koloninin ortak ancak bağımsızlığını koruyarak hareket etmeyi başarmasıyla ilgili olduğu düşünülebilir. Savaşı kazanan on üç ayrı devlet kendi iradeleriyle ‘İngilizlerden zorla kopardıkları özgürlüklerini’ merkezi bir gücün eline vermek istememişlerdir. Sistemin adını ise yayınladıkları seksenbeş makaleyle Hamilton, Madison ve Jay koymuştur: Federalizm. Bu makaleler 1788’de ‘The Federalist’ adı altında kitap olarak yayınlanmıştır. Hamilton ve Jay yazılarında imparatorluk kavramından uzak durarak, özgür ve burjuva bir devlet teorisi oluşturmaya çalışmışlardır. Madison ise, ‘Yaygınlaştırılmış Cumhuriyet’ kavramıyla aslında federal yapının teorisini oluşturmuştur. 18. yüzyılın sonunda ABD’ de iki farklı politik blok oluşmuştur. Bir tarafta Washington’un koruması altında Hamilton’un başını çektiği sözü edilen federalist hareket, diğer tarafta ise Jefferson’a yakınların oluşturduğu Cumhuriyetçiler ayrışmıştır. Gerçekte Amerikan politik hayatının Demokratlar ve Cumhuriyetçilerden oluşan iki kutbunun kökleri bu ayrışmaya kadar uzanmaktadır.Hal böyleyken insan düşünmeden edemiyor;Kafaları bu özentiden dolayı uyuşturucu almış bir bağımlı gibi davranan zombileştirilmiş bir toplum,geleneğini,onurunu,inancını liğme eden bir toplumdan benim toplumumdan bahsediyorum(azınlık hariç) Amerikan mandası ile (pardon çok özür diliyorum) Amerikan seneryosu ile sizce nereye varılabilir?Kafanızda nasıl bir gelişmişlik hayalleri yaşamaktasınız bilmiyorum ama, bende bu toplumun “ASLA HAYIR” tabakasında bulunacağımdan ve haksızlığa her zaman kafa atacağımdan dolayı bedeli ne olursa olsun içimdeki iyiliği ve insanlığı asla öldürmeyecek,barışçıl ve özgür kalacak ideolojisine sonuna kadar sahip çıkacak,Tek Bir Allah a itaat edip yalnız O nu hükümdar bilecek bir birey olarak!(bana katılabilirsiniz yahut katılmazsınız bu sizin sorununuz,hepsi kendi şahsi düşüncem ve erdemim olduğunu belirtmeliyim),Gen farkı sanırım bu noktada çoğunuzdan ayrılarak bana onur ve şerefi sağlamlaştırıp monte eden Rab bime hamd ederek özgür olduğumu belirtip nedenimi şu şekilde açıkça ifade ediyorum:” SÜREKLİ YALANLAR SÖYLEYİP,ALDIĞI KARARLARDA ASLA SAĞLAM DURAMAYAN,TOPLUMUNU BİRBİRİNDEN PARA ŞÖHRET VAADLERİYLE YAPAN VE YAPTIRAN(KISACA KANDIRAN) BÖL,PARÇALA, YÖNET..TAKTİĞİYLE(özellikle ingilizlerin başarıyla uyguladığı siyaset. hedef ülke seçilir. orada yaşayan insanların ufak farkları körüklenip siz kürtsünüz, lazsınız, çerkezsiniz,alevisiniz,sünnisiniz,şiisiniz,hanifisiniz fenerlisiniz, cimbomlusunuz vs..vs..diye bir bütün olarak yaşayan halkın içine fitne sokulur.gaza gelen bu halk da biz farklıyız ulen diye bağırmaya başlar.bu sırada hedefi ülkeyi bölmek olanlar ellerini oğuştururlar,bir bütünken hiç kimsenin gık diyemeyeceği koca ülke ufak ufak parçalara bölünüp birbirine düşer.ve o koca ülke görevlendirilen biriyle başkaları tarafından yönetilmeye hazır hale gelir.) DOYMAYAN DOYDURAMAYAN ASLA GÜVENMEDİĞİM İNSANLARA BENİM ADIMA YETKİ VERMİYOR VE YERYÜZÜNDE BANADA HER CANLI GİBİ GEÇİCİ BARINMA VE YAŞAM HAKKI VERİLMİŞ İSE,BUNU HİÇ KİMSEYE GASP ETME HAKKI VERMİYOR,HERŞEYE SONUNA KADAR HAYIR DİYORUM.BEDELİ AÇ KALMAK OLSA,BEDELİ ÖLÜM OLSA,BEDELİ ZORBALIĞA MARUZ KALMAK OLSA HAYIR.VATAN BENİM NAMUSUMDUR VE SONUNA KADAR BU ŞEREFİ KORUYUP TAŞIYACAĞIM.BU YÜK, ÇOĞUNA AĞIR GELECEKTİR.HİÇ BİR ZAMAN KOLAY YOLLARI TERCİH ETMEMİŞİMDİR.YARADANA ŞÜKRÜM DAİMDİR…VE ÖYLE SON BULACAKTIR./ESENLİKLER.
Ekleme Tarihi: 27 Ocak 2017 - Cuma
Puna GÜLEÇÖZ

EĞER ÜLKENİ KURTARACAK BİR LİDER BEKLEMEKTEYSEN BEN SİZE BİRŞEY ÖĞRETEMEMİŞİM DEMEKTİR./MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.

 

  1. BAŞKANLIK SİSTEMİNİN TARİHSELLİĞİ,

Başkanlık sistemi bir çok Amerikalı için büyük anayasa yapıcılarının (Washington, Jaferson, Madison ve Hamilton) kurguladıkları o topraklara özgü bir sistemdir. Buna rağmen başkanlık sisteminin kurucularının kafaları bir tabularasa değildir. Kurucular, temsiliyet gibi Avrupa’da oluşan politik düşüncelerden doğrudan etkilenmişlerdir. Ancak anayasada somutlaşan haliyle politik sistemin Avrupai düşünceleri, bambaşka bir bağlamda yeniden ürettiğini de kabul etmek gerekir. Başkanlık sistemi, parlamenter sistemde politik bağın, politik kararların oluşumu bakımından, diğer taraftan politik kurumlar ve kurallar açısından farklı bir politika anlayışını gerektirmektedir. Bu anlamda Amerikan Anayasası tarihsel kökleri Avrupa’da olmakla birlikte, özgün bir Amerikan ürünüdür.Duverger, aslında 1787’de Philadelphia’da toplanan kurucuların yeni bir yapıt yaratmak gibi bir amaçlarının olmadığını, aksine sempati duydukları ve denenmiş bir sistem olan İngiliz sistemini değiştirerek, benimsemek istediklerini belirtmektedir. Bu bağlamda Amerikan Anayasasını yapanların özgün bir rejimi bilinçli bir şekilde yaratmadıkları, ancak köklerinden uzak kalmanın getirdiği avantajları da iyi kullandıkları iddia edilebilir. Yani gelenekle bağımlı olmayan bir toplum, rasyonel olarak yeniden kurgulanmıştır. Batının bilinmeyen topraklarına göç edenler, sonucu kestirilemeyeni denemekten sakınmadan Avrupa’daki bağlamından bağımsız, yeni bir sistemi yaratmışlardır. ABD’de feodalitenin iktidarı parçalaması ve güçsüzleştirmesi hiç yaşanmadığından, gerçekte mutlak ve merkezi bir monarşiye de hiç gereksinim duyulmamıştır. ABD’nin federal yapısını koruyarak merkezin gücünü sınırlı kılması, İngilizlere karşı kazanılan bağımsızlık savaşında on üç ayrı koloninin ortak ancak bağımsızlığını koruyarak hareket etmeyi başarmasıyla ilgili olduğu düşünülebilir. Savaşı kazanan on üç ayrı devlet kendi iradeleriyle ‘İngilizlerden zorla kopardıkları özgürlüklerini’ merkezi bir gücün eline vermek istememişlerdir. Sistemin adını ise yayınladıkları seksenbeş makaleyle Hamilton, Madison ve Jay koymuştur: Federalizm. Bu makaleler 1788’de ‘The Federalist’ adı altında kitap olarak yayınlanmıştır. Hamilton ve Jay yazılarında imparatorluk kavramından uzak durarak, özgür ve burjuva bir devlet teorisi oluşturmaya çalışmışlardır. Madison ise, ‘Yaygınlaştırılmış Cumhuriyet’ kavramıyla aslında federal yapının teorisini oluşturmuştur. 18. yüzyılın sonunda ABD’ de iki farklı politik blok oluşmuştur. Bir tarafta Washington’un koruması altında Hamilton’un başını çektiği sözü edilen federalist hareket, diğer tarafta ise Jefferson’a yakınların oluşturduğu Cumhuriyetçiler ayrışmıştır. Gerçekte Amerikan politik hayatının Demokratlar ve Cumhuriyetçilerden oluşan iki kutbunun kökleri bu ayrışmaya kadar uzanmaktadır.Hal böyleyken insan düşünmeden edemiyor;Kafaları bu özentiden dolayı uyuşturucu almış bir bağımlı gibi davranan zombileştirilmiş bir toplum,geleneğini,onurunu,inancını liğme eden bir toplumdan benim toplumumdan bahsediyorum(azınlık hariç) Amerikan mandası ile (pardon çok özür diliyorum) Amerikan seneryosu ile sizce nereye varılabilir?Kafanızda nasıl bir gelişmişlik hayalleri yaşamaktasınız bilmiyorum ama, bende bu toplumun “ASLA HAYIR” tabakasında bulunacağımdan ve haksızlığa her zaman kafa atacağımdan dolayı bedeli ne olursa olsun içimdeki iyiliği ve insanlığı asla öldürmeyecek,barışçıl ve özgür kalacak ideolojisine sonuna kadar sahip çıkacak,Tek Bir Allah a itaat edip yalnız O nu hükümdar bilecek bir birey olarak!(bana katılabilirsiniz yahut katılmazsınız bu sizin sorununuz,hepsi kendi şahsi düşüncem ve erdemim olduğunu belirtmeliyim),Gen farkı sanırım bu noktada çoğunuzdan ayrılarak bana onur ve şerefi sağlamlaştırıp monte eden Rab bime hamd ederek özgür olduğumu belirtip nedenimi şu şekilde açıkça ifade ediyorum:” SÜREKLİ YALANLAR SÖYLEYİP,ALDIĞI KARARLARDA ASLA SAĞLAM DURAMAYAN,TOPLUMUNU BİRBİRİNDEN PARA ŞÖHRET VAADLERİYLE YAPAN VE YAPTIRAN(KISACA KANDIRAN) BÖL,PARÇALA, YÖNET..TAKTİĞİYLE(özellikle ingilizlerin başarıyla uyguladığı siyaset.
hedef ülke seçilir. orada yaşayan insanların ufak farkları körüklenip siz kürtsünüz, lazsınız, çerkezsiniz,alevisiniz,sünnisiniz,şiisiniz,hanifisiniz fenerlisiniz, cimbomlusunuz vs..vs..diye bir bütün olarak yaşayan halkın içine fitne sokulur.gaza gelen bu halk da biz farklıyız ulen diye bağırmaya başlar.bu sırada hedefi ülkeyi bölmek olanlar ellerini oğuştururlar,bir bütünken hiç kimsenin gık diyemeyeceği koca ülke ufak ufak parçalara bölünüp birbirine düşer.ve o koca ülke görevlendirilen biriyle başkaları tarafından yönetilmeye hazır hale gelir.) DOYMAYAN DOYDURAMAYAN ASLA GÜVENMEDİĞİM İNSANLARA BENİM ADIMA YETKİ VERMİYOR VE YERYÜZÜNDE BANADA HER CANLI GİBİ GEÇİCİ BARINMA VE YAŞAM HAKKI VERİLMİŞ İSE,BUNU HİÇ KİMSEYE GASP ETME HAKKI VERMİYOR,HERŞEYE SONUNA KADAR HAYIR DİYORUM.BEDELİ AÇ KALMAK OLSA,BEDELİ ÖLÜM OLSA,BEDELİ ZORBALIĞA MARUZ KALMAK OLSA HAYIR.VATAN BENİM NAMUSUMDUR VE SONUNA KADAR BU ŞEREFİ KORUYUP TAŞIYACAĞIM.BU YÜK, ÇOĞUNA AĞIR GELECEKTİR.HİÇ BİR ZAMAN KOLAY YOLLARI TERCİH ETMEMİŞİMDİR.YARADANA ŞÜKRÜM DAİMDİR…VE ÖYLE SON BULACAKTIR./ESENLİKLER.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

07
Eylül
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.