Av.Emine AYGÖREN
Köşe Yazarı
Av.Emine AYGÖREN
 

ASRIN KUVVACI KAHRAMANLARI

ASRIN KUVVACI KAHRAMANLARI (Attila İlhan ve Nihat Genç ) Ulusal eğitim ve politikalar konusunda ikisi ile de sohbet imkanı buldum ..Atilla İlhan 'ın babası Balya 'da Kaymakamlık yapmış ve o dönemler Balya eğlence yerlerinin olduğu nüfusu en büyük Fransız maden ocaklarının  bulunduğu Türkiye 'mizde Cumhuriyet döneminde elektriğin geldiği ilk İlçe ..Diğer adı ile o dönemler  Küçük  İstanbul denen ilçe .  Nihat Genç,  gelmiş geçmiş tanıdığım yazarların en cesuru, en korkusuzu, en karakterlisi en heyecanlısı  ..  Kendi karakterini yazılarına yansıtan, "Tek Başına Bir Ordu" gibi güçlü kaleminde tüm duygularıyla vatan sevgisini anlatan,;vatan hainlerine karşı hiç bir zaman taviz vermeden, her kim olursa olsun makamını ve mevkisini hiç düşünmeden eleştiren, hainlere eğilmeden bükülmeden şerefli bir mücadelenin ismi olmuştur. Nihat Genç'in kaleminden etkilenmemek mümkün değildir; onun yazılarını okuyanlar , O' nu dinleyenler, O' nu anlayan herkese Nihat Genç dokunabilmiş ve dokunabildiklerinde onurlu; kuvvacı mücadele kıvılcımını yakmıştır!..  O, sadece Karadenizin değil , Türk Milletinin ve Türk dünyasının tarihten gelen en güçlü sesidir. Edebiyatı oldukça güçlü anlatımı yüksek perdeden, yazılarında bile canlandırma yapabildiğimiz olayları anlatım şeklinde içtenliği tanımlamak her kişinin harcı değil. O, Türk milletini çok iyi anlayan, iyi analiz eden ve sömürgeciliğe karşı kesintisiz mücadele etmemizde bizlere öncü oldu.  Yorulmadan, yaşadığı hergünün mutlak kıymetini bilerek ve zamanı hiç boşa geçirmeyen erdemli, delikanlı adam Nihat Genç, Türk milletinin onuru, iftiharı, "İyi Ki Varsın!" dediklerimizden bir yazar, mert Gazeteci, Cumhuriyetimizin yılmaz bekçisi, yüce Türk Milletinin Özgür ve Bağımsız Ferdidir.  Bu vatan bu topraklar böyle güzel evlad yetiştirdiği için  gurur duymalıyız.  Nihat Genç, Vatan sevgisinin karşılıksız bir sevgi olduğunun aslında en büyük ibadet olduğunu yazılarında vurgulamıştır.  Atatürk'ün kalemi, Yüce Türk Milletinin evladı asil Nihat GENÇ, daima Türk milletinin kalbinde yaşayacak,  mücadelemizde bize güç katacak, başarılarımızda iftiharımız olacaktır! Nihat Genç 'in bizlere son söcü;  " Cumhuriyeti Yaşatın!" sözüne karşılık Ona yüce Atatürk'ün sözüyle sesleniyoruz  ;"Emanetine  Sahip Çıkacağımıza  Ant içeriz! " Kaygılanma Çocuk, bir gün herkes ölür, kimi toprağa, kimi yüreklere gömülür"; Seni Kalbimize  gömdük  tıpkı Atatúrkümüz gibi.. Nihat Genç Anadolu ruhunu hiç unutmadı özel yaşamı ile dostça , dostluğa önem veren duygu dolu vefalı bir kişilikti  Liones ve Rotaryen uşaklara değil Anadolu nun Cumhuriyet 'in değerini bilen yalnız , onurlu ve   kimsesiz çocuklarına, gençlerine  seslendi  Atilla İlhan 'ın ulusal eğitim eleştirilerine , ülkede menfaati ile öne çıkan Aydın sorumsuzluğuna da değinmek ve eğitimde laikliği savunan kesimde çifte standardı görmemiz gerekiyor  Atatürk ' ün Türk Kurtuluş devrimini Anadolu ' ya köylü toplumdan 15 yılda yarattığı devrimde  ilk defa Türk ün  ve Türk köylüsünün çocuklarının eğitimi  õne alınmış ve devrim yaratılmıştır .. Buna rağmen Atatürkçü geçinenlerde aşağıdaki çifte standardı siz de görüyor olmalısınız  Attila İlhan (Hangi Laiklik) yazılarında belirttigi gibi  Türkiye'de 'hasta' olan ne halktır, ne de ekonomi; hasta olan, aydın kesiminin bir bölümüdür.  Laikliğin tehlikeye düştüğünü söyleyen birkaçıyla tartışacak olduk, Laiklik anlayışları basit, sıradan ve sathi; Aslında farkında olmadan 'seçkinci alafrangalığı' savunuyorlar; Her zaman yaptıkları gibi 'orijinallikle' marjinallik'i karıştırıyorlar vs.  Bir ara kafam kızmış olmalı, dedim ki:  "-...şimdi bakın Ülke'mizde 'tarikat liseleri' açılması serbest olsa, filan yerde Nakşibendi Lisesi, filan yerde Kadiri Lisesi bulunsa, çocuklarınızı o liselere gönderir miydiniz?" Nasıl bir dehşete düştüklerini anlatmak gerekir mi???? Böyle bir ihtimalin tasavvuru bile tüyleri diken diken ediyordu;  Her şeyin sonu demekti bu laikliğin de, modern Türkiye'nin de, çağdaşlık hayallerinin de!.. O zaman korkunç bir şey yaptım,  'öyleyse' dedim,  'çocuklarınızı yabancıların tarikat okullarında okutabilmek için niye yırtınıyorsunuz?'.  Ortaya yıldırım düşmüş gibi oldu: Çoğu ya Amerikan, ya Fransız, ya İtalyan, ya da Alman  Liselerini bitirmişlerdi;  Çocuklarını da aynı 'liselerde' okutabilmek için, yapmayacakları fedakârlık yoktu:  İçlerinden  birisi bile  düşünmüyordu ki, yurdumuzdaki (gerçekte bütün dünyadaki)  'ecnebi' okullar, çeşitli Hıristiyan tarikatların misyonerlik  faaliyetleri içindedir;  Okulları açanlar ya da yönetenler, ya papazlardır, ya da rahibelerdir; O kadar böyledir ki bu, yakın zamanlara kadar çocuğu bu okullara göndermenin, Türkçedeki adı 'soeur'lere',  ya da 'frere'lere' vermek idi.  Türk aydınlarının bir kısmındaki, şimdi genele yayilan hastalığı görüyor musunuz?  Dominicain, Fransiscain, ya Jesuite papazlarının  okuluna gitmeyi, çocuğunu göndermeyi (bizatihi o okulu), Laikliğe hiç de aykırı bulmuyor. 'Çağdaşlığın', 'alafrangalığın' kaçınılmaz bir gereği sayıyor; İş, üstelik mensup olduğunu iddia ettiği dinin (İslam'ın)öğretimi oldu mu, dehşete düşüyor!... Çifte standart' değil mi şimdi bu?  Dahası kendi Ülke'si, tarihi ve geleceği aleyhine işleyen bir 'çifte standart'? " Geniş kültürü ve tarihi bilinci ile Attila İlhan ve Nihat Genç 'i saygıyla anıyoruz  Av.Emine Aygören H.
Ekleme Tarihi: 07 July 2025 - Monday

ASRIN KUVVACI KAHRAMANLARI

ASRIN KUVVACI KAHRAMANLARI

(Attila İlhan ve Nihat Genç )

Ulusal eğitim ve politikalar konusunda ikisi ile de sohbet imkanı buldum ..Atilla İlhan 'ın babası Balya 'da Kaymakamlık yapmış ve o dönemler Balya eğlence yerlerinin olduğu nüfusu en büyük Fransız maden ocaklarının  bulunduğu Türkiye 'mizde Cumhuriyet döneminde elektriğin geldiği ilk İlçe ..Diğer adı ile o dönemler  Küçük  İstanbul denen ilçe . 

Nihat Genç,  gelmiş geçmiş tanıdığım yazarların en cesuru, en korkusuzu, en karakterlisi en heyecanlısı  ..

 Kendi karakterini yazılarına yansıtan, "Tek Başına Bir Ordu" gibi güçlü kaleminde tüm duygularıyla vatan sevgisini anlatan,;vatan hainlerine karşı hiç bir zaman taviz vermeden, her kim olursa olsun makamını ve mevkisini hiç düşünmeden eleştiren, hainlere eğilmeden bükülmeden şerefli bir mücadelenin ismi olmuştur.

Nihat Genç'in kaleminden etkilenmemek mümkün değildir; onun yazılarını okuyanlar , O' nu dinleyenler, O' nu anlayan herkese Nihat Genç dokunabilmiş ve dokunabildiklerinde onurlu; kuvvacı mücadele kıvılcımını yakmıştır!.. 

O, sadece Karadenizin değil , Türk Milletinin ve Türk dünyasının tarihten gelen en güçlü sesidir. Edebiyatı oldukça güçlü anlatımı yüksek perdeden, yazılarında bile canlandırma yapabildiğimiz olayları anlatım şeklinde içtenliği tanımlamak her kişinin harcı değil. O, Türk milletini çok iyi anlayan, iyi analiz eden ve sömürgeciliğe karşı kesintisiz mücadele etmemizde bizlere öncü oldu. 

Yorulmadan, yaşadığı hergünün mutlak kıymetini bilerek ve zamanı hiç boşa geçirmeyen erdemli, delikanlı adam Nihat Genç, Türk milletinin onuru, iftiharı, "İyi Ki Varsın!" dediklerimizden bir yazar, mert Gazeteci, Cumhuriyetimizin yılmaz bekçisi, yüce Türk Milletinin Özgür ve Bağımsız Ferdidir. 

Bu vatan bu topraklar böyle güzel evlad yetiştirdiği için  gurur duymalıyız. 

Nihat Genç, Vatan sevgisinin karşılıksız bir sevgi olduğunun aslında en büyük ibadet olduğunu yazılarında vurgulamıştır. 

Atatürk'ün kalemi, Yüce Türk Milletinin evladı asil Nihat GENÇ, daima Türk milletinin kalbinde yaşayacak,  mücadelemizde bize güç katacak, başarılarımızda iftiharımız olacaktır!

Nihat Genç 'in bizlere son söcü;

 " Cumhuriyeti Yaşatın!" sözüne karşılık Ona yüce Atatürk'ün sözüyle sesleniyoruz

 ;"Emanetine  Sahip Çıkacağımıza  Ant içeriz!

" Kaygılanma Çocuk, bir gün herkes ölür, kimi toprağa, kimi yüreklere gömülür"; Seni Kalbimize  gömdük  tıpkı Atatúrkümüz gibi..

Nihat Genç Anadolu ruhunu hiç unutmadı özel yaşamı ile dostça , dostluğa önem veren duygu dolu vefalı bir kişilikti 

Liones ve Rotaryen uşaklara değil Anadolu nun Cumhuriyet 'in değerini bilen yalnız , onurlu ve   kimsesiz çocuklarına, gençlerine  seslendi 

Atilla İlhan 'ın ulusal eğitim eleştirilerine , ülkede menfaati ile öne çıkan Aydın sorumsuzluğuna da değinmek ve eğitimde laikliği savunan kesimde çifte standardı görmemiz gerekiyor 

Atatürk ' ün Türk Kurtuluş devrimini Anadolu ' ya köylü toplumdan 15 yılda yarattığı devrimde  ilk defa Türk ün  ve Türk köylüsünün çocuklarının eğitimi  õne alınmış ve devrim yaratılmıştır ..

Buna rağmen Atatürkçü geçinenlerde aşağıdaki çifte standardı siz de görüyor olmalısınız 

Attila İlhan (Hangi Laiklik) yazılarında belirttigi gibi 
Türkiye'de 'hasta' olan ne halktır, ne de ekonomi; hasta olan, aydın kesiminin bir bölümüdür. 

Laikliğin tehlikeye düştüğünü söyleyen birkaçıyla tartışacak olduk,
Laiklik anlayışları basit, sıradan ve sathi; Aslında farkında olmadan 'seçkinci alafrangalığı' savunuyorlar; Her zaman yaptıkları gibi 'orijinallikle' marjinallik'i karıştırıyorlar vs. 

Bir ara kafam kızmış olmalı, dedim ki: 
"-...şimdi bakın Ülke'mizde 'tarikat liseleri' açılması serbest olsa, filan yerde Nakşibendi Lisesi, filan yerde Kadiri Lisesi bulunsa, çocuklarınızı o liselere gönderir miydiniz?"

Nasıl bir dehşete düştüklerini anlatmak gerekir mi????

Böyle bir ihtimalin tasavvuru bile tüyleri diken diken ediyordu; 
Her şeyin sonu demekti bu laikliğin de, modern Türkiye'nin de, çağdaşlık hayallerinin de!..

O zaman korkunç bir şey yaptım, 
'öyleyse' dedim,
 'çocuklarınızı yabancıların tarikat okullarında okutabilmek için niye yırtınıyorsunuz?'. 

Ortaya yıldırım düşmüş gibi oldu: Çoğu ya Amerikan, ya Fransız, ya İtalyan, ya da Alman  Liselerini bitirmişlerdi;

 Çocuklarını da aynı 'liselerde' okutabilmek için, yapmayacakları fedakârlık yoktu: 
İçlerinden  birisi bile  düşünmüyordu ki, yurdumuzdaki (gerçekte bütün dünyadaki) 
'ecnebi' okullar, çeşitli Hıristiyan tarikatların misyonerlik  faaliyetleri içindedir; 
Okulları açanlar ya da yönetenler, ya papazlardır, ya da rahibelerdir;

O kadar böyledir ki bu, yakın zamanlara kadar çocuğu bu okullara göndermenin,
Türkçedeki adı 'soeur'lere', 
ya da 'frere'lere' vermek idi. 

Türk aydınlarının bir kısmındaki, şimdi genele yayilan hastalığı görüyor musunuz? 

Dominicain, Fransiscain, ya Jesuite papazlarının 
okuluna gitmeyi, çocuğunu göndermeyi (bizatihi o okulu), Laikliğe hiç de aykırı bulmuyor.

'Çağdaşlığın', 'alafrangalığın' kaçınılmaz bir gereği sayıyor;
İş, üstelik mensup olduğunu iddia ettiği dinin (İslam'ın)öğretimi oldu mu, dehşete düşüyor!...

Çifte standart' değil mi şimdi bu? 

Dahası kendi Ülke'si, tarihi ve geleceği aleyhine işleyen bir 'çifte standart'? "

Geniş kültürü ve tarihi bilinci ile Attila İlhan ve Nihat Genç 'i saygıyla anıyoruz 

Av.Emine Aygören H.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.