Çanakkale Haber

Kalp Hastalıkları Kadınlarda En Sık Yaşam Kaybı Nedeni!

SAĞLIK 07.03.2024 - 11:20, Güncelleme: 07.03.2024 - 17:39 4329+ kez okundu.
 

Kalp Hastalıkları Kadınlarda En Sık Yaşam Kaybı Nedeni!

Kalp damar hastalıkları, Amerika Birleşik Devletleri ve birçok gelişmiş ülkede kadınlarda en sık görülen yaşam kaybı nedenlerinden biridir ve her dört

Kalp damar hastalıkları, Amerika Birleşik Devletleri ve birçok gelişmiş ülkede kadınlarda en sık görülen yaşam kaybı nedenlerinden biridir ve her dört kadından birinin hayatına mal olmaktadır. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayça Türer Cabbar, bu konuda yeterli bilinç düzeyinin oluşmadığını vurguladı. Amerikan Kalp Birliği (AHA) ve diğer kuruluşların kampanyalarına rağmen, yapılan anketler, kadınların sadece %54'ünün kalp damar hastalıklarının kadınlarda önde gelen ölüm nedeni olduğunu bildiğini gösteriyor. Dahası, ankete katılan kadınların sadece %13'ü kalp damar hastalıklarını kişisel bir risk olarak tanımlıyor. Risk Faktörleri Cinsiyetlere Göre Farklılık Gösteriyor Kardiyovasküler hastalıklar açısından cinsiyetler arasında farklılıklar olsa da risk faktörleri her iki cinsiyette de etkilidir. Doç. Dr. Cabbar, diyabet, obezite ve hipertansiyon gibi risk faktörlerini cinsiyetler açısından değerlendirdi: Diyabet: Özellikle 60 yaşından sonra kadınları erkeklerden daha fazla etkileyen diyabet, kadın hastalarda kalp damar hastalıkları riskini 3 ila 7 kat artırıyor. Diyabetli erkeklerde ise risk sadece 2 ila 3 kat artıyor. Hipertansiyon: 65 yaş üstü kadınlarda hipertansiyon oranı erkeklerden daha yüksek. 65-74 yaş arası kadınların %73'ünden fazlasına hipertansiyon tanısı alıyor. Kilo fazlalığı, ailede hipertansiyon geçmişi ve menopoz sonrası hipertansiyon riskini artırıyor. Hipertansiyonlu kadınlarda kalp damar hastalıkları ve kalp yetmezliği riski erkeklerden daha yüksek. Menopoz: Menopoz, kan yağlarını etkileyerek kalp hastalıkları riskini artırıyor. Menopoz öncesi kadınlarda LDL (kötü) kolesterol ve trigliseritler daha düşük, HDL (iyi) kolesterol ise daha yüksektir. Yaşlandıkça LDL kolesterol artar, HDL kolesterol azalır ve trigliseritler artar. Sigara Kullanımı: Sigara içmek, kadınlarda kalp krizi riskini 6 ila 9 kat artırıyor. Sigara içmek, anti-östrojen etkiye sahip olarak lipid seviyelerinde olumsuz değişiklikler meydana getiriyor. Sigarayı bırakmakla risk 1 yıl sonra yarı yarıya azalır ve nihayetinde sigara içmeyenlerin riskine geri döner. Obezite: Amerikalı kadınların %30'undan fazlası obez. Obezite ve vücut yağ dağılımı, kalp damar hastalıkları için bağımsız risk faktörleridir. Vücut kitle indeksiyle birlikte yaşam kaybı riski de artmaktadır. Menopoz Dönüm Noktasıdır: Menopoz sonrası kadınlarda östrojen seviyelerindeki düşüş, obezite, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi kalp damar hastalıkları risk faktörlerini artırır. Menopoz öncesi kadınlarda kalp damar hastalıklarından korunma nedeniyle HRT kullanımı öneriliyordu. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar, HRT ile kalp damar hastalıkları için artmış risk bulunduğunu göstermiştir. Hareketsizlik Risk Faktörlerini Artırır: Kadınlar yaşlandıkça erkeklere göre daha az aktif hale gelirler. Bu durum kilo alımına ve diyabet ve hipertansiyon gelişimine zemin hazırlar. Menopoz ile birlikte karın yağları da artar ve bu da kalp damar hastalıkları riskini artırır. Aktivite düzeyi ile kalp damar olaylarının görülme sıklığı arasında güçlü bir ters ilişki vardır. Geleneksel Risk Faktörleri Yetersiz: Kardiyolog Doç. Dr. Ayça Türer Cabbar, geleneksel risk faktörlerinin, kadınlarda kalp damar hastalıkları riskini olduğundan az gösterdiğini ve bu nedenle araştırmaların bir kadının riskini daha iyi tanımlayabilen yeni belirteçleri belirlemeye odaklandığını da sözlerine ekledi.  
Kalp damar hastalıkları, Amerika Birleşik Devletleri ve birçok gelişmiş ülkede kadınlarda en sık görülen yaşam kaybı nedenlerinden biridir ve her dört

Kalp damar hastalıkları, Amerika Birleşik Devletleri ve birçok gelişmiş ülkede kadınlarda en sık görülen yaşam kaybı nedenlerinden biridir ve her dört kadından birinin hayatına mal olmaktadır. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayça Türer Cabbar, bu konuda yeterli bilinç düzeyinin oluşmadığını vurguladı.

Amerikan Kalp Birliği (AHA) ve diğer kuruluşların kampanyalarına rağmen, yapılan anketler, kadınların sadece %54'ünün kalp damar hastalıklarının kadınlarda önde gelen ölüm nedeni olduğunu bildiğini gösteriyor. Dahası, ankete katılan kadınların sadece %13'ü kalp damar hastalıklarını kişisel bir risk olarak tanımlıyor.

Risk Faktörleri Cinsiyetlere Göre Farklılık Gösteriyor

Kardiyovasküler hastalıklar açısından cinsiyetler arasında farklılıklar olsa da risk faktörleri her iki cinsiyette de etkilidir. Doç. Dr. Cabbar, diyabet, obezite ve hipertansiyon gibi risk faktörlerini cinsiyetler açısından değerlendirdi:

Diyabet: Özellikle 60 yaşından sonra kadınları erkeklerden daha fazla etkileyen diyabet, kadın hastalarda kalp damar hastalıkları riskini 3 ila 7 kat artırıyor. Diyabetli erkeklerde ise risk sadece 2 ila 3 kat artıyor.

Hipertansiyon: 65 yaş üstü kadınlarda hipertansiyon oranı erkeklerden daha yüksek. 65-74 yaş arası kadınların %73'ünden fazlasına hipertansiyon tanısı alıyor. Kilo fazlalığı, ailede hipertansiyon geçmişi ve menopoz sonrası hipertansiyon riskini artırıyor. Hipertansiyonlu kadınlarda kalp damar hastalıkları ve kalp yetmezliği riski erkeklerden daha yüksek.

Menopoz: Menopoz, kan yağlarını etkileyerek kalp hastalıkları riskini artırıyor. Menopoz öncesi kadınlarda LDL (kötü) kolesterol ve trigliseritler daha düşük, HDL (iyi) kolesterol ise daha yüksektir. Yaşlandıkça LDL kolesterol artar, HDL kolesterol azalır ve trigliseritler artar.

Sigara Kullanımı: Sigara içmek, kadınlarda kalp krizi riskini 6 ila 9 kat artırıyor. Sigara içmek, anti-östrojen etkiye sahip olarak lipid seviyelerinde olumsuz değişiklikler meydana getiriyor. Sigarayı bırakmakla risk 1 yıl sonra yarı yarıya azalır ve nihayetinde sigara içmeyenlerin riskine geri döner.

Obezite: Amerikalı kadınların %30'undan fazlası obez. Obezite ve vücut yağ dağılımı, kalp damar hastalıkları için bağımsız risk faktörleridir. Vücut kitle indeksiyle birlikte yaşam kaybı riski de artmaktadır.

Menopoz Dönüm Noktasıdır: Menopoz sonrası kadınlarda östrojen seviyelerindeki düşüş, obezite, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi kalp damar hastalıkları risk faktörlerini artırır. Menopoz öncesi kadınlarda kalp damar hastalıklarından korunma nedeniyle HRT kullanımı öneriliyordu. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar, HRT ile kalp damar hastalıkları için artmış risk bulunduğunu göstermiştir.

Hareketsizlik Risk Faktörlerini Artırır: Kadınlar yaşlandıkça erkeklere göre daha az aktif hale gelirler. Bu durum kilo alımına ve diyabet ve hipertansiyon gelişimine zemin hazırlar. Menopoz ile birlikte karın yağları da artar ve bu da kalp damar hastalıkları riskini artırır. Aktivite düzeyi ile kalp damar olaylarının görülme sıklığı arasında güçlü bir ters ilişki vardır.

Geleneksel Risk Faktörleri Yetersiz: Kardiyolog Doç. Dr. Ayça Türer Cabbar, geleneksel risk faktörlerinin, kadınlarda kalp damar hastalıkları riskini olduğundan az gösterdiğini ve bu nedenle araştırmaların bir kadının riskini daha iyi tanımlayabilen yeni belirteçleri belirlemeye odaklandığını da sözlerine ekledi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.