Otizmli Çocuğa Sahip Aileler Yalnız Bırakılmamalı: Sosyal Destek Hayati Önemde

Yaşam 25.07.2025 - 10:33, Güncelleme: 25.07.2025 - 18:58 3844 kez okundu.
 

Otizmli Çocuğa Sahip Aileler Yalnız Bırakılmamalı: Sosyal Destek Hayati Önemde

Otizmli çocukların aileleri hem duygusal hem sosyal olarak ciddi yük taşıyor.

  Otizmli bir çocuğa sahip olmak, aileler için sadece bir teşhis değil; aynı zamanda uzun ve zorlu bir yolculuğun da başlangıcı anlamına geliyor. Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, otizmli bireylerin ailelerinin yaşadığı zorluklar, duygusal yükler ve sosyal destek ihtiyacına dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Dr. Luş’a göre, otizm gibi gelişimsel bozukluğu olan bir çocuğun davranışlarını anlamak, yorumlamak ve buna uygun tepki verebilmek, aileler için büyük bir mücadele. Çocukların iletişim kuramaması, tehlikeleri ayırt edememesi ve tekrarlayan sıra dışı davranışları, aileleri sürekli tetikte olmaya zorluyor. Bu durum, zamanla hem fiziksel hem psikolojik bir yıpranma yaratabiliyor. Ailelerin bu süreçte suçluluk duygusu yaşadığını ve bazı durumlarda yoğun kaygı ile panik atak geçirebildiklerini belirten Luş, özellikle tanının ilk konulduğu dönemin aile için büyük bir kırılma noktası olduğunu ifade ediyor. Otizm hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan birçok aile, ilk etapta büyük bir şok yaşarken, zamanla durumu kabullenme sürecine giriyor. Ne yazık ki bazı aile fertlerinin duyarsız tutumları nedeniyle ebeveynler yalnız kalabiliyor. Öz bakım becerileri gelişmeyen çocuklara tam zamanlı bakım gerekmesi, birçok ebeveyni iş hayatından ve sosyal çevresinden uzaklaştırabiliyor. Bazı anne babalar bu süreçte depresyon gibi ciddi psikolojik sorunlarla da baş etmek zorunda kalabiliyor. Dr. Luş, ailelerin toplumdan dışlanma ve ötekileştirme korkusu yaşadıklarını da vurguluyor. Girdikleri ortamlarda çocuklarının davranışlarının yadırganması ya da farklı gözle bakılması, aileleri hem çaresiz hissettiriyor hem de öfkelendirebiliyor. En çok da çocuklarının diğer çocuklar gibi kabul edilmemesi aileleri derinden yaralıyor. Tüm bu zorlukların üstesinden gelinmesinde sosyal destek hayati bir rol oynuyor. Dr. Luş, “Otizmli bir çocuğa sahip olan ailelerin güçlenmesi için yerel yönetimlerin, gönüllü kuruluşların ve özel eğitim merkezlerinin desteği büyük önem taşıyor. Sosyal destek mekanizmalarının yaygınlaşması, bu ailelerin yalnız olmadığını hissetmelerini sağlar” diyerek sözlerini tamamlıyor.  
Otizmli çocukların aileleri hem duygusal hem sosyal olarak ciddi yük taşıyor.

 

Otizmli bir çocuğa sahip olmak, aileler için sadece bir teşhis değil; aynı zamanda uzun ve zorlu bir yolculuğun da başlangıcı anlamına geliyor. Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, otizmli bireylerin ailelerinin yaşadığı zorluklar, duygusal yükler ve sosyal destek ihtiyacına dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.

Dr. Luş’a göre, otizm gibi gelişimsel bozukluğu olan bir çocuğun davranışlarını anlamak, yorumlamak ve buna uygun tepki verebilmek, aileler için büyük bir mücadele. Çocukların iletişim kuramaması, tehlikeleri ayırt edememesi ve tekrarlayan sıra dışı davranışları, aileleri sürekli tetikte olmaya zorluyor. Bu durum, zamanla hem fiziksel hem psikolojik bir yıpranma yaratabiliyor.

Ailelerin bu süreçte suçluluk duygusu yaşadığını ve bazı durumlarda yoğun kaygı ile panik atak geçirebildiklerini belirten Luş, özellikle tanının ilk konulduğu dönemin aile için büyük bir kırılma noktası olduğunu ifade ediyor. Otizm hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan birçok aile, ilk etapta büyük bir şok yaşarken, zamanla durumu kabullenme sürecine giriyor.

Ne yazık ki bazı aile fertlerinin duyarsız tutumları nedeniyle ebeveynler yalnız kalabiliyor. Öz bakım becerileri gelişmeyen çocuklara tam zamanlı bakım gerekmesi, birçok ebeveyni iş hayatından ve sosyal çevresinden uzaklaştırabiliyor. Bazı anne babalar bu süreçte depresyon gibi ciddi psikolojik sorunlarla da baş etmek zorunda kalabiliyor.

Dr. Luş, ailelerin toplumdan dışlanma ve ötekileştirme korkusu yaşadıklarını da vurguluyor. Girdikleri ortamlarda çocuklarının davranışlarının yadırganması ya da farklı gözle bakılması, aileleri hem çaresiz hissettiriyor hem de öfkelendirebiliyor. En çok da çocuklarının diğer çocuklar gibi kabul edilmemesi aileleri derinden yaralıyor.

Tüm bu zorlukların üstesinden gelinmesinde sosyal destek hayati bir rol oynuyor. Dr. Luş, “Otizmli bir çocuğa sahip olan ailelerin güçlenmesi için yerel yönetimlerin, gönüllü kuruluşların ve özel eğitim merkezlerinin desteği büyük önem taşıyor. Sosyal destek mekanizmalarının yaygınlaşması, bu ailelerin yalnız olmadığını hissetmelerini sağlar” diyerek sözlerini tamamlıyor.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.