Kadınlar Sessiz Bir Krizle Karşı Karşıya: Görünmeyen Kısırlık Salgını

Yaşam 23.07.2025 - 10:22, Güncelleme: 23.07.2025 - 20:40 4058 kez okundu.
 

Kadınlar Sessiz Bir Krizle Karşı Karşıya: Görünmeyen Kısırlık Salgını

Modern yaşamın getirdiği stres, çevresel toksinler ve yaş faktörü kadın kısırlığını artırıyor. Beklemek değil, harekete geçmek gerekiyor.

Modern hayatın hızla değişen koşulları, yalnızca ruhsal sağlığı değil, kadınların üreme sağlığını da tehdit ediyor. Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Ak, kadın kısırlığındaki artışa dikkat çekerek, bu alandaki en büyük tehdidin zaman olduğunu vurguluyor. Günümüzde bebek sahibi olmak isteyen çiftlerde kısırlık sorunlarının yaklaşık %50’si kadın kaynaklı olurken, erkek etkenleri %30 oranında belirleniyor. Geriye kalan %20’lik kesimde ise sorun hem erkek hem kadından kaynaklanabiliyor. Korunmasız, düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl boyunca gebelik oluşmuyorsa bu durum infertilite olarak tanımlanıyor. Özellikle 35 yaş üzerindeki kadınlarda bu bekleme süresi 6 aya indiriliyor. Ancak her şeyden önce, kısırlık şüphesi olan bireylerde vakit kaybetmeden temel araştırmaların yapılması gerekiyor. Özellikle adet düzensizliği, endometriozis, pelvik enfeksiyonlar ya da daha önce geçirilmiş dış gebelik gibi durumlar sürecin ertelenmemesi gerektiğini işaret ediyor. Kadınlarda kısırlığın artışında; obezite, sigara kullanımı, stres, çevresel toksinler ve ilerleyen yaş başlıca risk faktörleri olarak öne çıkıyor. Özellikle 30 yaşından sonra doğurganlık hızla azalırken, 40 yaşından sonra gebelik şansı dramatik biçimde düşüyor. Kadın kısırlığının altında hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu, rahim anomalileri ya da otoimmün hastalıklar da yatabiliyor. Doç. Dr. Mehmet Ak, her kısırlık vakasının kişiye özel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini belirtiyor. Gerek cerrahi yöntemler gerekse tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleri, doğru hasta grubunda başarılı sonuçlar verebiliyor. Ancak tüm bunlardan önce sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri, ideal kiloda kalmak, düzenli egzersiz ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, doğurganlık üzerinde ciddi olumlu etkiler yaratıyor.  
Modern yaşamın getirdiği stres, çevresel toksinler ve yaş faktörü kadın kısırlığını artırıyor. Beklemek değil, harekete geçmek gerekiyor.

Modern hayatın hızla değişen koşulları, yalnızca ruhsal sağlığı değil, kadınların üreme sağlığını da tehdit ediyor. Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Ak, kadın kısırlığındaki artışa dikkat çekerek, bu alandaki en büyük tehdidin zaman olduğunu vurguluyor. Günümüzde bebek sahibi olmak isteyen çiftlerde kısırlık sorunlarının yaklaşık %50’si kadın kaynaklı olurken, erkek etkenleri %30 oranında belirleniyor. Geriye kalan %20’lik kesimde ise sorun hem erkek hem kadından kaynaklanabiliyor.

Korunmasız, düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl boyunca gebelik oluşmuyorsa bu durum infertilite olarak tanımlanıyor. Özellikle 35 yaş üzerindeki kadınlarda bu bekleme süresi 6 aya indiriliyor. Ancak her şeyden önce, kısırlık şüphesi olan bireylerde vakit kaybetmeden temel araştırmaların yapılması gerekiyor. Özellikle adet düzensizliği, endometriozis, pelvik enfeksiyonlar ya da daha önce geçirilmiş dış gebelik gibi durumlar sürecin ertelenmemesi gerektiğini işaret ediyor.

Kadınlarda kısırlığın artışında; obezite, sigara kullanımı, stres, çevresel toksinler ve ilerleyen yaş başlıca risk faktörleri olarak öne çıkıyor. Özellikle 30 yaşından sonra doğurganlık hızla azalırken, 40 yaşından sonra gebelik şansı dramatik biçimde düşüyor. Kadın kısırlığının altında hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu, rahim anomalileri ya da otoimmün hastalıklar da yatabiliyor.

Doç. Dr. Mehmet Ak, her kısırlık vakasının kişiye özel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini belirtiyor. Gerek cerrahi yöntemler gerekse tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleri, doğru hasta grubunda başarılı sonuçlar verebiliyor. Ancak tüm bunlardan önce sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri, ideal kiloda kalmak, düzenli egzersiz ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, doğurganlık üzerinde ciddi olumlu etkiler yaratıyor.


 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.