Doç. Dr. Erol,2025’in Aile Yılı Olması Aile Yapısını Güçlendirmek İçin Fırsat

Dünya 16.07.2025 - 14:07, Güncelleme: 16.07.2025 - 17:35 905 kez okundu.
 

Doç. Dr. Erol,2025’in Aile Yılı Olması Aile Yapısını Güçlendirmek İçin Fırsat

EÜ'den Doç. Dr. Pelin Önder Erol, aile sosyolojisi ve doğurganlık üzerine yaptığı çalışmalarla aile kurumunun güçlendirilmesi çağrısı yaptı.

Aile Yılı, Toplumun Temelini Güçlendirmek İçin Kritik Bir Dönüm Noktası Cumhurbaşkanlığı tarafından 2025 yılının “Aile Yılı” olarak ilan edilmesi, Türkiye’de aile yapısının korunması ve güçlendirilmesi adına önemli bir farkındalık süreci başlattı. Bu kapsamda Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Pelin Önder Erol, aile sosyolojisi, doğurganlık, yaşlanma ve kuşaklar arası ilişkiler üzerine yürüttüğü bilimsel çalışmalarla dikkat çekiyor. Doç. Dr. Erol, Türk toplumunun tarihsel olarak aileyi yalnızca biyolojik bir birliktelik değil, aynı zamanda kültürel değerlerin, geleneklerin ve toplumsal normların aktarımını sağlayan bir yapı olarak gördüğünü vurguladı. Ailenin güçlendirilmesinin bireylerin yaşam kalitesine katkı sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda toplumun sağlık, eğitim ve refah düzeyine de doğrudan etki ettiğini belirtti. Günümüzde hızlı sosyal değişimlerle karşı karşıya kalan bireyin en önemli destek kaynağının aile olduğunu ifade eden Erol, aile yapısının zayıflamasının toplumun çözülmesini hızlandıracağına dikkat çekti. Özellikle son yıllarda Türkiye’de doğurganlık oranlarındaki düşüşe dikkat çeken Erol, bunun ekonomik ve sosyal nedenlere dayandığını söyledi. Evli çiftlerin çocuk bakımına dair yükleri kaldıramadığında ya hiç çocuk yapmadıklarını ya da tek çocukla sınırlı kaldıklarını belirtti. Bu durumun doğurganlık oranlarında ciddi düşüşe neden olduğunu ve demografik dengenin bozulduğunu aktaran Erol, çözüm olarak devlet destekli, ücretsiz ve kaliteli çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını önerdi. “Çocuk, Türk ailesi için tamamlayıcı bir unsurdur ve bu 'meyvenin' sağlıklı şekilde yetişmesi için ailelere destek sağlanmalıdır,” dedi. Akademik kariyerinde aile sosyolojisine odaklanan Erol, toplumsal değişimlerin aile üzerindeki etkilerini analiz ettiği “İzmir’de Aile ve Doğurganlık” kitabıyla da konuyu derinlemesine ele alıyor. Kitap, İzmir örneği üzerinden aile yapısındaki dönüşümü ve bu dönüşümde sosyo-ekonomik faktörlerin nasıl rol oynadığını kapsamlı şekilde inceliyor. Doç. Dr. Pelin Önder Erol’a göre, aile sadece bireylerin bir araya geldiği bir yapı değil, aynı zamanda toplumun değerlerini ve kültürünü taşıyan temel bir kurumdur. 2025’in Aile Yılı ilan edilmesi, bu yapının yeniden güçlendirilmesi ve sosyolojik temellerine göre ele alınması için toplumsal bir fırsat sunmaktadır. Aile sosyolojisinin bu noktada oynadığı rol, toplumsal politikaların şekillenmesinde giderek daha merkezi bir hâle gelmektedir.  
EÜ'den Doç. Dr. Pelin Önder Erol, aile sosyolojisi ve doğurganlık üzerine yaptığı çalışmalarla aile kurumunun güçlendirilmesi çağrısı yaptı.

Aile Yılı, Toplumun Temelini Güçlendirmek İçin Kritik Bir Dönüm Noktası

Cumhurbaşkanlığı tarafından 2025 yılının “ Aile Yılı” olarak ilan edilmesi, Türkiye’de aile yapısının korunması ve güçlendirilmesi adına önemli bir farkındalık süreci başlattı. Bu kapsamda Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Pelin Önder Erol, aile sosyolojisi, doğurganlık, yaşlanma ve kuşaklar arası ilişkiler üzerine yürüttüğü bilimsel çalışmalarla dikkat çekiyor.

Doç. Dr. Erol, Türk toplumunun tarihsel olarak aileyi yalnızca biyolojik bir birliktelik değil, aynı zamanda kültürel değerlerin, geleneklerin ve toplumsal normların aktarımını sağlayan bir yapı olarak gördüğünü vurguladı. Ailenin güçlendirilmesinin bireylerin yaşam kalitesine katkı sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda toplumun sağlık, eğitim ve refah düzeyine de doğrudan etki ettiğini belirtti. Günümüzde hızlı sosyal değişimlerle karşı karşıya kalan bireyin en önemli destek kaynağının aile olduğunu ifade eden Erol, aile yapısının zayıflamasının toplumun çözülmesini hızlandıracağına dikkat çekti.

Özellikle son yıllarda Türkiye’de doğurganlık oranlarındaki düşüşe dikkat çeken Erol, bunun ekonomik ve sosyal nedenlere dayandığını söyledi. Evli çiftlerin çocuk bakımına dair yükleri kaldıramadığında ya hiç çocuk yapmadıklarını ya da tek çocukla sınırlı kaldıklarını belirtti. Bu durumun doğurganlık oranlarında ciddi düşüşe neden olduğunu ve demografik dengenin bozulduğunu aktaran Erol, çözüm olarak devlet destekli, ücretsiz ve kaliteli çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını önerdi. “Çocuk, Türk ailesi için tamamlayıcı bir unsurdur ve bu 'meyvenin' sağlıklı şekilde yetişmesi için ailelere destek sağlanmalıdır,” dedi.

Akademik kariyerinde aile sosyolojisine odaklanan Erol, toplumsal değişimlerin aile üzerindeki etkilerini analiz ettiği “İzmir’de Aile ve Doğurganlık” kitabıyla da konuyu derinlemesine ele alıyor. Kitap, İzmir örneği üzerinden aile yapısındaki dönüşümü ve bu dönüşümde sosyo-ekonomik faktörlerin nasıl rol oynadığını kapsamlı şekilde inceliyor.

Doç. Dr. Pelin Önder Erol’a göre, aile sadece bireylerin bir araya geldiği bir yapı değil, aynı zamanda toplumun değerlerini ve kültürünü taşıyan temel bir kurumdur. 2025’in Aile Yılı ilan edilmesi, bu yapının yeniden güçlendirilmesi ve sosyolojik temellerine göre ele alınması için toplumsal bir fırsat sunmaktadır. Aile sosyolojisinin bu noktada oynadığı rol, toplumsal politikaların şekillenmesinde giderek daha merkezi bir hâle gelmektedir.


 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.