Çanakkale’de 11 Ağustos yangını sonrası küle dönen ve zarar gören evler ne durumda?

Dünya 03.12.2025 - 22:13, Güncelleme: 03.12.2025 - 22:30 284 kez okundu.
 

Çanakkale’de 11 Ağustos yangını sonrası küle dönen ve zarar gören evler ne durumda?

Evi yanmışlara kim bakar ki?

Geçen Ağustos ayında, özellikle Çınarlı Dardanos ve Güzelyalı bölgesinde oldukça fazla evin yanmasına da sebep olan orman yangını, hem doğaya ve hem de  evlere büyük zarar verdi. Daha yaz aylarında yemyeşil ağaçlarla kaplı olan bölgeler, yanıp kül olunca Ankara’nın bozkırlarına döndü. Orman idaresi, yanan ormanlık alada hızlıca kesimi gerçekleştirmeye devam ediyor. Çanakkale-İzmir kara yolunun Çınarlı Köyü kavşağından Karanlık Liman rampasına kadar olan çevre yolunun sağında ve solunda kalan ormanlık alanın yanmış ağaçları hızla kesildi. Yangından hasar gören evler, mülk sahiplerinin ekonomik durumlarına bağlı olarak yavaş yavaş tamirat ve tadilata girerken, maddi durumu iyi olmayan kimi ailelerde dışarıdan alabilecekleri yardımlara bel bağlamış durumda. İşte bu ailelerden biri de Selçuk Yalçın Bey ve ailesi. Bu ailenin evi, adeta iskambil kağıdından kart çeker gibi sıralı evlerin arasında yanan dört evden en büyük hasarı gören ve kül olan tek ev. Bitişiğindeki kardeşlerinin evi de azımsanamayacak hasar görmüş olsa da Yalçın ailesinin durumu en berbat olanı. Çanakkale Koleji yanında, hemen çevre yolunun kıyısındaki  yerleşim yerinde dört ev hasar görse de diğer üç evin durumu yapılan lokal tamiratlarla kullanılır hale getirilebildi. Selçuk Yalçın Beye durumunuz nasıl diye sorduğumuzda bir sorduk bin dinledik. Şimdi sözü emekli astsubay Selçuk Yalçın beye bırakalım mı?   Selçuk Yalçın; “11 Ağustos 2025 günü Çınarlı Dardanos Güzelyalı bölgesinde çıkan yangınında evim komple yandı kül oldu. Hiçbir şeyimiz kalmadı. ATV sabah haberlerinde canlı yayına gösterilen ev benim evimdi Ne yazık ki afet bölgesi de ilan edilen yere hiçbir kamu kurum ve kuruluşlarından kimse gelmedi. Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma Derneğinden 10.000 TL,  AFAD’tan da 42.000 TL olmak üzere 52.000 TL yardım aldık. Gelen o parayla da evin içinde ve dışında oluşan yandan arta kalan 10-12 traktör gelen enkazını attırabildim. Çevremizden, eş dosttan gelen ufak ayni ve maddi yardımları ile yaramızı sarmaya çalışıyoruz. Üzüntüm ve yaramız o kadar derin ki gelen yardımlar ancak yaramıza pansuman oluyor. Neticede emekli bir astsubayım aldığımız maaş belli. Gelirimiz giderimiz belli. Yüklendik kredi kartlarına. Kredi kartları limitlerini ödeyemez hale gelince de mecburen ayrıca bankalardan kredi çektim. Kaç aydır kredi kartlarının borçlarını ve kredi taksitlerini ödeme günleri yaklaşınca uykularım kaçmaya başladı Evimizi baya toparladık. Pencereler, kapılar ve yer döşemleri kaldı ama ben de tükendim. Evin inşaat işleri bittikten sonra kullanacağımız eşyaları nasıl yapacağımızı bilmiyoruz 90 günden fazladır jandarma misafirhanesinde kalıyorum. Yeme içme işini bazen dışarıda bazen oda da bir şeyle idare ediyorum. Bölgemiz her ne kadar afet bölgesi ilan edilse de, afet bölgesi ilan edilmesinin ne işe yaradığını açıkçası mağdur bir vatandaş olarak anlayamadık. Afet bölgesi ilan edildi ama ne gelen vardı ne de giden. Hiçbir kamu yetkilisi ilk birkaç gün hariç ne aradı ne de sordu. Ben ve benim gibi mağdur vatandaşların ne yazık ki kışın gelip kapıya dayandığı bu günlerde her türlü acil desteğe ihtiyacımız var.  Belki Çanakkale’nin sesi gazetesi sayesinde sesimizi duyurabiliriz. Bizim acilen her türlü desteğe ve yardıma  ihtiyacımız  var. Belki sizin kanalınızla bir nebze sesimi duyurabilir. Bu yangın öyle büyük felaket ki çok ciddi sağlık problemlerimi bile unutturdu. Allah kimsenin başına vermesin. Çaresizliğimizi sizde görüyorsunuz. Başka gidecek yerimiz evimiz de yok. Artık ne diyelim? Demeye söz kalmadı. Bize gösterdiğiniz ilgi ve alakanızdan dolayı Çanakkale’nin sesi gazetesine teşekkür ederim.” Gerçek durum şu. Yanan evlerin kapısının önünde geçen ne bir belediye yetkilisi olmuş, ne de devletin diğer yetkilileri gelip de durumunuz nedir demiş. Neden desinler ki? Vatandaşa gelip halini sorsa bin bir sorup bin ah işitecek. Böylesi bir vatandaş grubu ile kim görüşmek ister ki? Hem sonra malum belediyemizin ve hele de Belediye Başkanı Muharrem Erkek beyin çok daha mühim işleri var. Yanmış kül olmuş vatandaşın halini sorup da ne yapacak? Bin bir çeşit dertle memlekete yanarken, memleketin büyük dertlerine çare olmak varken  evi yanmışlara kim bakar ki?
Evi yanmışlara kim bakar ki?

Geçen Ağustos ayında, özellikle Çınarlı Dardanos ve Güzelyalı bölgesinde oldukça fazla evin yanmasına da sebep olan orman yangını, hem doğaya ve hem de  evlere büyük zarar verdi.

Daha yaz aylarında yemyeşil ağaçlarla kaplı olan bölgeler, yanıp kül olunca Ankara’nın bozkırlarına döndü. Orman idaresi, yanan ormanlık alada hızlıca kesimi gerçekleştirmeye devam ediyor. Çanakkale-İzmir kara yolunun Çınarlı Köyü kavşağından Karanlık Liman rampasına kadar olan çevre yolunun sağında ve solunda kalan ormanlık alanın yanmış ağaçları hızla kesildi.

Yangından hasar gören evler, mülk sahiplerinin ekonomik durumlarına bağlı olarak yavaş yavaş tamirat ve tadilata girerken, maddi durumu iyi olmayan kimi ailelerde dışarıdan alabilecekleri yardımlara bel bağlamış durumda. İşte bu ailelerden biri de Selçuk Yalçın Bey ve ailesi.

Bu ailenin evi, adeta iskambil kağıdından kart çeker gibi sıralı evlerin arasında yanan dört evden en büyük hasarı gören ve kül olan tek ev. Bitişiğindeki kardeşlerinin evi de azımsanamayacak hasar görmüş olsa da Yalçın ailesinin durumu en berbat olanı.

Çanakkale Koleji yanında, hemen çevre yolunun kıyısındaki  yerleşim yerinde dört ev hasar görse de diğer üç evin durumu yapılan lokal tamiratlarla kullanılır hale getirilebildi.

Selçuk Yalçın Beye durumunuz nasıl diye sorduğumuzda bir sorduk bin dinledik. Şimdi sözü emekli astsubay Selçuk Yalçın beye bırakalım mı?

 

Selçuk Yalçın;

“11 Ağustos 2025 günü Çınarlı Dardanos Güzelyalı bölgesinde çıkan yangınında evim komple yandı kül oldu. Hiçbir şeyimiz kalmadı.

ATV sabah haberlerinde canlı yayına gösterilen ev benim evimdi

Ne yazık ki afet bölgesi de ilan edilen yere hiçbir kamu kurum ve kuruluşlarından kimse gelmedi.

Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma Derneğinden 10.000 TL,  AFAD’tan da 42.000 TL olmak üzere 52.000 TL yardım aldık. Gelen o parayla da evin içinde ve dışında oluşan yandan arta kalan 10-12 traktör gelen enkazını attırabildim.

Çevremizden, eş dosttan gelen ufak ayni ve maddi yardımları ile yaramızı sarmaya çalışıyoruz.

Üzüntüm ve yaramız o kadar derin ki gelen yardımlar ancak yaramıza pansuman oluyor. Neticede emekli bir astsubayım aldığımız maaş belli. Gelirimiz giderimiz belli. Yüklendik kredi kartlarına. Kredi kartları limitlerini ödeyemez hale gelince de mecburen ayrıca bankalardan kredi çektim. Kaç aydır kredi kartlarının borçlarını ve kredi taksitlerini ödeme günleri yaklaşınca uykularım kaçmaya başladı

Evimizi baya toparladık. Pencereler, kapılar ve yer döşemleri kaldı ama ben de tükendim.

Evin inşaat işleri bittikten sonra kullanacağımız eşyaları nasıl yapacağımızı bilmiyoruz

90 günden fazladır jandarma misafirhanesinde kalıyorum. Yeme içme işini bazen dışarıda bazen oda da bir şeyle idare ediyorum.

Bölgemiz her ne kadar afet bölgesi ilan edilse de, afet bölgesi ilan edilmesinin ne işe yaradığını açıkçası mağdur bir vatandaş olarak anlayamadık. Afet bölgesi ilan edildi ama ne gelen vardı ne de giden. Hiçbir kamu yetkilisi ilk birkaç gün hariç ne aradı ne de sordu.

Ben ve benim gibi mağdur vatandaşların ne yazık ki kışın gelip kapıya dayandığı bu günlerde her türlü acil desteğe ihtiyacımız var.  Belki Çanakkale’nin sesi gazetesi sayesinde sesimizi duyurabiliriz.

Bizim acilen her türlü desteğe ve yardıma  ihtiyacımız  var. Belki sizin kanalınızla bir nebze sesimi duyurabilir. Bu yangın öyle büyük felaket ki çok ciddi sağlık problemlerimi bile unutturdu.

Allah kimsenin başına vermesin. Çaresizliğimizi sizde görüyorsunuz. Başka gidecek yerimiz evimiz de yok. Artık ne diyelim? Demeye söz kalmadı.

Bize gösterdiğiniz ilgi ve alakanızdan dolayı Çanakkale’nin sesi gazetesine teşekkür ederim.”

Gerçek durum şu. Yanan evlerin kapısının önünde geçen ne bir belediye yetkilisi olmuş, ne de devletin diğer yetkilileri gelip de durumunuz nedir demiş. Neden desinler ki? Vatandaşa gelip halini sorsa bin bir sorup bin ah işitecek. Böylesi bir vatandaş grubu ile kim görüşmek ister ki? Hem sonra malum belediyemizin ve hele de Belediye Başkanı Muharrem Erkek beyin çok daha mühim işleri var. Yanmış kül olmuş vatandaşın halini sorup da ne yapacak?

Bin bir çeşit dertle memlekete yanarken, memleketin büyük dertlerine çare olmak varken  evi yanmışlara kim bakar ki?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.