Çanakkale Haber

ÇOMÜ’de Görevlendirme Skandalı..

YEREL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.10.2015 - 17:23, Güncelleme: 07.10.2015 - 17:23 2674+ kez okundu.
 

ÇOMÜ’de Görevlendirme Skandalı..

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde hukuk skandalları bir türlü son bulmuyor. Yücel Acer, atanmasından bugüne kadar aynı kişilerle uğraşmaya devam ediyor. Mahkeme kararıyla Biga’ya görevlendirmelerini durduran öğretim üyelerine bir kez daha Biga görevlendirmesi yapıldı.   Hatırlanacağı üzere ÇOMÜ Rektörü Yücel Acer, Dekan Vekili olduğu Çanakkale İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden 4 öğretim üyesini (biri eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner), yine Dekan Vekili olduğu Biga’daki fakülteye haksız yere görevlendirmişti. Orada kendilerine ders dahi verilmeyen, sözde kariyer geliştirme işi verilen öğretim üyeleri İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma talebinde bulundular.   “HUKUK ARKADAN DOLANILIYOR”   Geçmişte Danıştay ve İdare Mahkemesi kararlarında örnekleri sıkça görülen bu hukuksuzluğa mahkeme ‘dur’ dedi ve Yücel Acer yönetiminin hukuksuz eylemini durdurdu. Buna rağmen Yücel Acer, mahkeme kararını uygulamakta yavaş davrandı ve öğretim üyelerini haftalarca Biga’ya gidip gelmek zorunda bıraktı.   En kötüsü ise mahkemenin yürütmeyi durdurmasına rağmen Yücel Acer bu kez de yasaları arkadan dolanarak bu öğretim üyelerine Biga’da ders yazdırttı. Oysa ki Biga’daki fakültenin öğretim üyeleri olmadığı için bu öğretim üyelerini ancak rektörün kendisi Biga’ya görevlendirebilir.    Rektörlüüğün yeniden bir görevlendirme yapması mahkeme kararlarıyla çelişeceği için Yücel Acer aynı zamanda dekan vekili olduğu Biga’daki fakültenin dekanı imzasıyla görevlendirme yapmaya kalktı. Böylece Türkiye tarihinde belki de bir ilk gerçekleştirilerek bir fakültenin dekanlığı bir diğer fakültenin öğretim üyelerini zorla kendi fakültesine getirtmeye kalktı. Hukukçular uygulamanın tamamen yasalara ve her türlü mevzuata aykırı olduğunu, Yücel Acer’in mobbing ve ayrımcılık niyetinin çok açık bir şekilde görüldüğünü belirtiyorlar.   DEKANLIK DA RAHATSIZ   Yaşananlardan Çanakkale merkezdeki İİBF Dekanlığı’nın da çok rahatsız olduğu belirtiliyor. Rahatsızlığın nedeni ise başta Dekan olmak üzere birçok memur ve yöneticinin suça ortak edilmeye çalışılması. Yücel Acer’in rektör imzasıyla yapmadığı işlem Biga’daki Dekan yardımcılarına ve Çanakkale merkezdeki Dekan’a imza attırılarak yapılmaya çalışılıyor. Hukukçulara göre bunun anlamı işlenen eylemin suç olduğunu bilerek sorumluluğu başkalarına atmak. Yücel Acer, geçmişte de tartışmalı bir çok eyleminde Rektör Yardımcılarını veya diğer yöneticileri imza attırarak sorumluluk almamıştı.   Mağdurların mahkemede yeniden dava açtığı belirtiliyor. Mağdurlara yaşananı açık bir hak ihlali olarak görüyorlar ve ayrıca Biga’ya ikinci görevlendirmenin ‘yasal olmayan emir’ olarak uygulanamayacağını belirtiyorlar.   BU MOBİNG DEĞİLSE MOBİNG NEDİR?   Yücel Acer, rektör atandıktan sonraki ilk gün eski rektör hakkında çok ağır ifadeler kullandı. Bir tek somut suçlaması olmayan Acer, muğlak cümlelerle iftiralarda bulunduğu görüldü. Eski rektör Laçiner’in bu ifadeleri yargıya taşımaya hazırlandığı, bunun için bazı avukatlarla çalıştığı ve kapsamlı bir dosyayı Ankara’da mahkemeye sunacağı öğrenildi.   “YÜCEL ACER’İ PEK ÇOK KİŞİ KINADI”   Yücel Acer, daha sonrasında eski rektörün fakültedeki odasına adamlarını göndererek birkaç yıldır kullandığı bilgisayarını zorla söktürdü. Yücel Acer’in bu davranışını tüm Türkiye kınadı. Soldan sağa bir çok aydın Yücel Acer’i bu eylemi nedeniyle kınadı.   Bu da yetmedi, Yücel Acer eski rektör Laçiner’e, ailesine ve arkadaşlarına Üniversite hastanesindne sağlık raporu verilmesini yasakladı. Şifahi talep tüm Hastane’ce biliniyor. Bu emirin de anayasal suç olduğu, hatta İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ndeki hakların bile ihlali olduğu söyleniyor. Eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’in bu konuda da kapsamlı bir dosya hazırlattığı ve konuyu yargıya taşımaya hazırlandığı öğrenildi.   Anayasal suçlar bununla da bitmedi, Yücel Acer’in talimatıyla Prof. Dr. Sedat Laçiner’in ve lojmandaki diğer arkadaşlarının evlerine bakan güvenlik kameralarının görüntüleri yasalara aykırı olarak ve bir gece yarısı operasyonuyla kopyalanarak Yücel Acer’in masasına konuldu. Yücel Acer bu görüntüleri kendisinin aldırdığını gazetelerde ilan etmekten çekinmedi. Konu Savcılığa, oradan da Yükseköğretim Denetleme Kurulu’na gitti. Eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’in, görüntüleri aldıran diğer memurlar ve işçiler açısından da yargıya taşıyacağı öğrenildi.   DOKTORLAR SİNDİRİLDİ Mİ?   Baskı konusunda hızını alamayan Yücel Acer, Prof. Dr. Sedat Laçiner’e sağlık raporu veren Tıp Fakültesi’ndeki öğretim üyelerini görevden aldırdı, konu ile ilişkili memureyi de görevinden uzaklaştırdı.   TAHA AKYOL BİLE YÜCEL ACER’İ AYIPLADI   Hızını alamayan Yücel Acer, göreve gelmesinin üzerinden bir ay bile geçmeden Prof. Dr. Sedat Laçiner ve 3 öğretim üyesini 90 km uzaktaki Biga İİBF’ye görevlendirdi. Ancak görevlendirme gerekçesinin bu öğretim üyelerinin uzmanlık alanları ile hiçbir ilgisi yoktu. Yücel Acer’in görevlendirme işlemi yine tüm Türkiye tarafından kınandı. Başta Hürriyet gazetesi köşe yazarı ve CNNTürk programcısı Taha Akyol olmak üzere birçok isim Yücel Acer’i ayıpladı. Taha Akyol, Yücel Acer’in yaptıklarının gelişmiş bir ülkede görülemeyeceğini söyledi.   YILLIK İZNİNİ BİLE KULLANDIRMADILAR   Eski rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner yıllık izninden 1 gününü kullanmak istedi. Ancak yine Yücel Acer’in talimatıyla 1 gün izin kullanmasına izin verilmedi, o gün kimseye izin verilmediği iddia edildi. Oysa ki aynı gün Laçiner’in bölümünde dahi yıllık izninden kullanan kişiler vardı. İlginç olan ise izin vermeme kâğıdını fakültenin Dekan Vekili görünen Yücel Acer değil, bir dekan yardımcısı imzaladı. Böylece Yücel Acer sorumluluktan kaçmak istedi. İmzayı atan dekan yardımcısı ise iznin bizzat rektör ve dekan vekili olan Yücel Acer tarafından verilmediğini herkese söyledi.   Biga’ya adeta sürgün edilen öğretim üyelerinin yasal hakları olan yollukları da taraflarına ödenmedi. Yazılı taleplerine çeşitli bahanelerle ve çok geç cevaplar verildi. Yücel Acer’in yollukların verilmemesini istediği iddia edildi.   ESKİ YÖNETİCİLERDEN HUKUK TOKADI   Eski rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner ile çalışmış olan tüm başarılı bürokratların görev yerleri değiştirildi, bazılarına onur kırıcı davranışlarda bulunuldu. İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Ziraat Fakültesi’ne usulsüz olarak sürüldü. Dava açtı, davayı kazanarak görevine geri döndü.   Laçiner’in başarılı Genel Sekreteri Mustafa Yollu, yine usulsüz olarak Eğitim Fakültesi’ne sürüldü, o da dava açtı ve o da davayı kazanarak eski görevine geri döndü. Böylece Yücel Acer’in işlemlerinde ne kadar hukuksuz davrandığı bir kez daha doğrulanmış oldu.   ÇOMÜ Kütüphanesi’ni adeta uçuran Kütüphane Daire Başkanı İsmail İşleyen de Çan ilçesine sürülmüştü. İşleyen dava açtı ve o da Yücel Acer’in kararını hukukla alt ederek görevine geri döndü.   Yücel Acer, başarılı Personel Dairesi Başkanı Abdurrahman Elçi’yi de görevinden aldı ve kızağa çekti. O da dava açtı ve hukuk bir kez daha Yücel Acer yönetimini haksız-hukuksuz buldu.   Yetmedi, Yücel Acer idaresi, Genel Sekreter Yardımcısı ve başarılı genç yönetici Saygın Güngör’ü tüm mevzuata aykırı olarak Biga ilçesine görevlendirdi. Güngör Türkiye’de ilçedeki bir fakülteye görevlendirilmiş ilk Genel Sekreter Yardımcısı oldu. O da hukuka sığındı ve kazanarak görevine geri döndü.   DÜĞÜN GÜNÜ GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ   Buna benzer pek çok örnek yaşandı. Başarılı insanlar oradan oraya gönderildi. Görev yeri birkaç kez değiştirilenler oldu. Bunlardan bazıları dava açtı, kazandı veya sonuçlanmasını bekliyor. Bir kısmı ise gördükleri baskılar sonucunda haklarını bile aramaktan çekindiler. Düğün günü görev yeri değiştirilen ve bu nedenle okuluna ahh eden memurlar dahi oldu.   Yücel Acer, kurumun en başarılı birimlerinden ÇOMÜ Kreş’i de dağıttı, yöneticisini hiçbir ilgisi olmayan bir birime verdi.   Çanakkale İİBF’nin fakülte sekreteri Ziraat Fakültesi’ne, Ziraat Fakültesi’nin fakülte sekreteri ise Çanakkale İİBF’ye görevlendirildi. 20 metre mesafedeki iki fakültenin sekreterleri böylece değiş tokuş yapılmış oldu. Maksat ise, yine Laçiner döneminde gelmiş olan fakülte sekreterinin yerini değiştirmekti. O fakülte sekreteri de Yücel Acer yönetimini mahkemeye şikayet etti, sonucunu bekliyor.   Liste böyle uzayıp gidiyor. Burada listenemeyen pek çok baskı ve mobing iddiası da mevcut. Sadece 6 ay içinde Yücel Acer pek çok mobing iddiasına konu oldu. Örneğin Eğitim Fakültesi Dekanını görevinden istifa ettirebilmek için kendisine adamlar gönderildi, hatta bizzat kendisi hasta hasta makama çağrılarak istifa etmesi istendi. Bununla da kalınmadı, istifa etmeyen Dekan’dan bazı öğretim üyelerine baskı yapması istendi. Kendisine “biz bu adamı bitirmek istiyoruz, sen onu koruyor musun?” dendi.   Eğitim Fakültesi’nde bir profesör ortada hiçbir makul gerekçe yokken Fen Edebiyat Fakültesi’ne görevlendirildi. Bundan gaye ise Eğitim Fakültesi yönetiminde Dekan’ı yalnız bırakmak, kurullardan istedikleri kararları çıkartabilmekti.   Yine bir profesörün bilgisayarı odasından söküldü alındı. Aynı profesörün İlahiyat Fakültesi’nde kullandığı bilgisayar da o kullanıyor diye o odadan söküldü.   Bilgisayar sökmek veya elinden notebook almak bu yönetimin adetlerinden oldu. Bazı öğretim üyelerinin elinden bilgisayarlarını alan idare, Üniversite’de hiç kimseye bilgisayar temin etmedi.   Etik kurulları dağıtılmaya, bu kurulların üyeleri istifa ettirilmeye çalışıldı. Böylesine gayri etik bir davranışın etik kurullarında yaşanması ise tam bir ironiydi ve ancak ülkemizde yaşanabilecek örneklerdendi.   Bölüm başkanlarından, dekanlardan ve müdürlerden istifa etmeleri istendi. İstifa etmeyenler tehdit edildi, istifa etmezlerse farklı bir uygulama ile karşılaşacakları iddia edildi.   Zorla istifa ettirilen bir dekanın sağlık durumu bozuldu. İddialara göre o dekan şu sıralar hastanede tedavi görüyor.   Baskılar zulüm noktasına gelince eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner ücretsiz izin istedi. Yasada bu izni kullanmak için hiçbir şart aranmazken Yücel Acer, Laçiner’e bu izni kullandırmak için yazılı, belgeli gerekçeler talep etti. Yine hukuka tamamen aykırı bu talep de hukuk ihlalleri tarihine geçecek cinstendi.   Yetmedi, eski rektöre “neden sağlık raporu aldın” diye soruşturma açıldı. Sağlık raporu soruşturması onca doktor Üniversite’de var iken bir İngilizce eğitmenine verildi.   BEBEĞİN HAMAĞINI BİLE KESTİRDİ İDDİASI   Hukuksuz yere daire başkanlarının ve genel sekreterin görevlerine son veren Yücel Acer rektörlüğü hukuksuz kararlarını dayanak yaparak bu insanları lojmanlardan çıkmaya zorladı. Mahkeme Yücel Acer yönetimini haksız, daire başkanlarını haklı buldu, ama nafile. İnsanlar huzursuz edildi, ailelerin tadı tuzu kaçtı. Bu aileleri lojmandan çıkarabilmek için lojmanlara gelen misafirlerin lojman bölgesine girişleri bile yasaklandı. İddialara göre bunun da talimatını Yücel Acer verdi. Acer’in eski yönetime olan kini ve öfkesi lojmanın önünde 2,5 yaşındaki bir bebeğin uyuması için kullanılan hamağı bile kestirmeye vardı. Rektör Yücel Acer’in karısı Aysun Acer, güvenlik görevlilerine sözlü talimat vererek bizzat bebeğin hamağını kestirtti. Özel güvenlik görevlileri tereddüt edince azarlanmaları da başka bir mobing örneğiydi.   Üniversitede memure olan Aysun Acer’in ÖSEM’de temizlikçilere olan baskısı ve bu baskıya dayanamayan diyetisyenin Eğitim Fakültesi’ne sürüldüğü iddiası da aydınlatılması gereken bir başka örnektir.   HASTANE ÇÖKTÜ!   Rektörlüğe geldiği ilk günden itibaren ÇOMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin hızla çöküşe uğramasının tek nedeni de personel uygulanan baskı ve yıldırma oldu. Kısa sürede Başhekim değiştirildi, başhekim yardımcıları azarlanarak ve kalpleri kırılarak kovuldular. Yerlerine gelen Başhekim de kısa sürede Yücel Acer’le tartışarak görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu dönemde Tıp Fakültesi’nde bir araştırma görevlisi sırf görüşlerini açıkladığı için soruşturmaya uğradı. Bir başka fakültede ise yönetime yakın olduğu söylenen bir araştırma görevlisi bölüm kurulunu bastı, eski dönemin profesörleri diye bilinen kişilere posta koydu. Böylece akademik hiyerarşinin yerle bir olduğunu, ifade özgürlüğünün bile kalmadığını herkes görmüş oldu.   Tıp Fakültesi’nde kaybolan motivasyon ve huzur Hastane’nin batışıyla sonuçlandı. Gelinen noktada Hastane ameliyat malzemesi bile alamayacak hale getirildi.   “EN AZ 3 YILLA YARGILANIRLAR”   Burada sayamadığımız pek çok iddia bulunuyor. Ancak mağdurların önemli bir kısmı yaşadıklarını belgelendirdiler ve kayıt altına aldırdılar. Bugün hukuku yerle bir edenlerin, kişisel hırs ve kinleri nedeniyle mevzuatı uygulamayanların mahkemede hesap vermeleri muhakkak görünüyor. Gözlemciler bu sürecin zaten başladığını, ancak önümüzdeki günlerde yargı sürecinin şiddetlenerek ilerleyeceğini belirtiyorlar.    Konuyla ilgili olarak mağdurlardan birinin avukatı ise şunları söyledi:   “Siyasilere dayanılarak Çanakkale’de hukukun çiğnendiğini görüyoruz. Ama hukuk unutmaz. Mahkemeye bugün yapılan başvurular en az 5 yıllık bir süreye sahip. Bu süre içerisinde pek çok kararın alınacağını görüyoruz. Bugün hoyratça imza atan bazı yetkililer de korkarım yarın suçlu konumuna düşecekler. Bu nedenle herkesi kanunları uygulamaya davet ediyoruz. Ancak daha şimdiden en az 20 yönetici ve memurun en az 3 yılla yargılanmak üzere kendilerini mahkemelerde bulması kesin görünüyor. Ortada mobingi aşan Anayasal suçlar var. Yargılamaların sadece İdare Mahkemeleri ile sınırlı kalmayacağı kesin. Ayrıca kanuni olmayan emirleri yerine getiren memurlar da suç işlemiş sayılacaklarından, üstlerinden emir almaları yeterli olmayacaktır.”   Haber Kaynağı:demokratcanakkale
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde hukuk skandalları bir türlü son bulmuyor. Yücel Acer, atanmasından bugüne kadar aynı kişilerle uğraşmaya devam ediyor. Mahkeme kararıyla Biga’ya görevlendirmelerini durduran öğretim üyelerine bir kez daha Biga görevlendirmesi yapıldı.   Hatırlanacağı üzere ÇOMÜ Rektörü Yücel Acer, Dekan Vekili olduğu Çanakkale İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden 4 öğretim üyesini (biri eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner), yine Dekan Vekili olduğu Biga’daki fakülteye haksız yere görevlendirmişti. Orada kendilerine ders dahi verilmeyen, sözde kariyer geliştirme işi verilen öğretim üyeleri İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma talebinde bulundular.   “HUKUK ARKADAN DOLANILIYOR”   Geçmişte Danıştay ve İdare Mahkemesi kararlarında örnekleri sıkça görülen bu hukuksuzluğa mahkeme ‘dur’ dedi ve Yücel Acer yönetiminin hukuksuz eylemini durdurdu. Buna rağmen Yücel Acer, mahkeme kararını uygulamakta yavaş davrandı ve öğretim üyelerini haftalarca Biga’ya gidip gelmek zorunda bıraktı.   En kötüsü ise mahkemenin yürütmeyi durdurmasına rağmen Yücel Acer bu kez de yasaları arkadan dolanarak bu öğretim üyelerine Biga’da ders yazdırttı. Oysa ki Biga’daki fakültenin öğretim üyeleri olmadığı için bu öğretim üyelerini ancak rektörün kendisi Biga’ya görevlendirebilir.    Rektörlüüğün yeniden bir görevlendirme yapması mahkeme kararlarıyla çelişeceği için Yücel Acer aynı zamanda dekan vekili olduğu Biga’daki fakültenin dekanı imzasıyla görevlendirme yapmaya kalktı. Böylece Türkiye tarihinde belki de bir ilk gerçekleştirilerek bir fakültenin dekanlığı bir diğer fakültenin öğretim üyelerini zorla kendi fakültesine getirtmeye kalktı. Hukukçular uygulamanın tamamen yasalara ve her türlü mevzuata aykırı olduğunu, Yücel Acer’in mobbing ve ayrımcılık niyetinin çok açık bir şekilde görüldüğünü belirtiyorlar.   DEKANLIK DA RAHATSIZ   Yaşananlardan Çanakkale merkezdeki İİBF Dekanlığı’nın da çok rahatsız olduğu belirtiliyor. Rahatsızlığın nedeni ise başta Dekan olmak üzere birçok memur ve yöneticinin suça ortak edilmeye çalışılması. Yücel Acer’in rektör imzasıyla yapmadığı işlem Biga’daki Dekan yardımcılarına ve Çanakkale merkezdeki Dekan’a imza attırılarak yapılmaya çalışılıyor. Hukukçulara göre bunun anlamı işlenen eylemin suç olduğunu bilerek sorumluluğu başkalarına atmak. Yücel Acer, geçmişte de tartışmalı bir çok eyleminde Rektör Yardımcılarını veya diğer yöneticileri imza attırarak sorumluluk almamıştı.   Mağdurların mahkemede yeniden dava açtığı belirtiliyor. Mağdurlara yaşananı açık bir hak ihlali olarak görüyorlar ve ayrıca Biga’ya ikinci görevlendirmenin ‘yasal olmayan emir’ olarak uygulanamayacağını belirtiyorlar.   BU MOBİNG DEĞİLSE MOBİNG NEDİR?   Yücel Acer, rektör atandıktan sonraki ilk gün eski rektör hakkında çok ağır ifadeler kullandı. Bir tek somut suçlaması olmayan Acer, muğlak cümlelerle iftiralarda bulunduğu görüldü. Eski rektör Laçiner’in bu ifadeleri yargıya taşımaya hazırlandığı, bunun için bazı avukatlarla çalıştığı ve kapsamlı bir dosyayı Ankara’da mahkemeye sunacağı öğrenildi.   “YÜCEL ACER’İ PEK ÇOK KİŞİ KINADI”   Yücel Acer, daha sonrasında eski rektörün fakültedeki odasına adamlarını göndererek birkaç yıldır kullandığı bilgisayarını zorla söktürdü. Yücel Acer’in bu davranışını tüm Türkiye kınadı. Soldan sağa bir çok aydın Yücel Acer’i bu eylemi nedeniyle kınadı.   Bu da yetmedi, Yücel Acer eski rektör Laçiner’e, ailesine ve arkadaşlarına Üniversite hastanesindne sağlık raporu verilmesini yasakladı. Şifahi talep tüm Hastane’ce biliniyor. Bu emirin de anayasal suç olduğu, hatta İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ndeki hakların bile ihlali olduğu söyleniyor. Eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’in bu konuda da kapsamlı bir dosya hazırlattığı ve konuyu yargıya taşımaya hazırlandığı öğrenildi.   Anayasal suçlar bununla da bitmedi, Yücel Acer’in talimatıyla Prof. Dr. Sedat Laçiner’in ve lojmandaki diğer arkadaşlarının evlerine bakan güvenlik kameralarının görüntüleri yasalara aykırı olarak ve bir gece yarısı operasyonuyla kopyalanarak Yücel Acer’in masasına konuldu. Yücel Acer bu görüntüleri kendisinin aldırdığını gazetelerde ilan etmekten çekinmedi. Konu Savcılığa, oradan da Yükseköğretim Denetleme Kurulu’na gitti. Eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’in, görüntüleri aldıran diğer memurlar ve işçiler açısından da yargıya taşıyacağı öğrenildi.   DOKTORLAR SİNDİRİLDİ Mİ?   Baskı konusunda hızını alamayan Yücel Acer, Prof. Dr. Sedat Laçiner’e sağlık raporu veren Tıp Fakültesi’ndeki öğretim üyelerini görevden aldırdı, konu ile ilişkili memureyi de görevinden uzaklaştırdı.   TAHA AKYOL BİLE YÜCEL ACER’İ AYIPLADI   Hızını alamayan Yücel Acer, göreve gelmesinin üzerinden bir ay bile geçmeden Prof. Dr. Sedat Laçiner ve 3 öğretim üyesini 90 km uzaktaki Biga İİBF’ye görevlendirdi. Ancak görevlendirme gerekçesinin bu öğretim üyelerinin uzmanlık alanları ile hiçbir ilgisi yoktu. Yücel Acer’in görevlendirme işlemi yine tüm Türkiye tarafından kınandı. Başta Hürriyet gazetesi köşe yazarı ve CNNTürk programcısı Taha Akyol olmak üzere birçok isim Yücel Acer’i ayıpladı. Taha Akyol, Yücel Acer’in yaptıklarının gelişmiş bir ülkede görülemeyeceğini söyledi.   YILLIK İZNİNİ BİLE KULLANDIRMADILAR   Eski rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner yıllık izninden 1 gününü kullanmak istedi. Ancak yine Yücel Acer’in talimatıyla 1 gün izin kullanmasına izin verilmedi, o gün kimseye izin verilmediği iddia edildi. Oysa ki aynı gün Laçiner’in bölümünde dahi yıllık izninden kullanan kişiler vardı. İlginç olan ise izin vermeme kâğıdını fakültenin Dekan Vekili görünen Yücel Acer değil, bir dekan yardımcısı imzaladı. Böylece Yücel Acer sorumluluktan kaçmak istedi. İmzayı atan dekan yardımcısı ise iznin bizzat rektör ve dekan vekili olan Yücel Acer tarafından verilmediğini herkese söyledi.   Biga’ya adeta sürgün edilen öğretim üyelerinin yasal hakları olan yollukları da taraflarına ödenmedi. Yazılı taleplerine çeşitli bahanelerle ve çok geç cevaplar verildi. Yücel Acer’in yollukların verilmemesini istediği iddia edildi.   ESKİ YÖNETİCİLERDEN HUKUK TOKADI   Eski rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner ile çalışmış olan tüm başarılı bürokratların görev yerleri değiştirildi, bazılarına onur kırıcı davranışlarda bulunuldu. İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Ziraat Fakültesi’ne usulsüz olarak sürüldü. Dava açtı, davayı kazanarak görevine geri döndü.   Laçiner’in başarılı Genel Sekreteri Mustafa Yollu, yine usulsüz olarak Eğitim Fakültesi’ne sürüldü, o da dava açtı ve o da davayı kazanarak eski görevine geri döndü. Böylece Yücel Acer’in işlemlerinde ne kadar hukuksuz davrandığı bir kez daha doğrulanmış oldu.   ÇOMÜ Kütüphanesi’ni adeta uçuran Kütüphane Daire Başkanı İsmail İşleyen de Çan ilçesine sürülmüştü. İşleyen dava açtı ve o da Yücel Acer’in kararını hukukla alt ederek görevine geri döndü.   Yücel Acer, başarılı Personel Dairesi Başkanı Abdurrahman Elçi’yi de görevinden aldı ve kızağa çekti. O da dava açtı ve hukuk bir kez daha Yücel Acer yönetimini haksız-hukuksuz buldu.   Yetmedi, Yücel Acer idaresi, Genel Sekreter Yardımcısı ve başarılı genç yönetici Saygın Güngör’ü tüm mevzuata aykırı olarak Biga ilçesine görevlendirdi. Güngör Türkiye’de ilçedeki bir fakülteye görevlendirilmiş ilk Genel Sekreter Yardımcısı oldu. O da hukuka sığındı ve kazanarak görevine geri döndü.   DÜĞÜN GÜNÜ GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ   Buna benzer pek çok örnek yaşandı. Başarılı insanlar oradan oraya gönderildi. Görev yeri birkaç kez değiştirilenler oldu. Bunlardan bazıları dava açtı, kazandı veya sonuçlanmasını bekliyor. Bir kısmı ise gördükleri baskılar sonucunda haklarını bile aramaktan çekindiler. Düğün günü görev yeri değiştirilen ve bu nedenle okuluna ahh eden memurlar dahi oldu.   Yücel Acer, kurumun en başarılı birimlerinden ÇOMÜ Kreş’i de dağıttı, yöneticisini hiçbir ilgisi olmayan bir birime verdi.   Çanakkale İİBF’nin fakülte sekreteri Ziraat Fakültesi’ne, Ziraat Fakültesi’nin fakülte sekreteri ise Çanakkale İİBF’ye görevlendirildi. 20 metre mesafedeki iki fakültenin sekreterleri böylece değiş tokuş yapılmış oldu. Maksat ise, yine Laçiner döneminde gelmiş olan fakülte sekreterinin yerini değiştirmekti. O fakülte sekreteri de Yücel Acer yönetimini mahkemeye şikayet etti, sonucunu bekliyor.   Liste böyle uzayıp gidiyor. Burada listenemeyen pek çok baskı ve mobing iddiası da mevcut. Sadece 6 ay içinde Yücel Acer pek çok mobing iddiasına konu oldu. Örneğin Eğitim Fakültesi Dekanını görevinden istifa ettirebilmek için kendisine adamlar gönderildi, hatta bizzat kendisi hasta hasta makama çağrılarak istifa etmesi istendi. Bununla da kalınmadı, istifa etmeyen Dekan’dan bazı öğretim üyelerine baskı yapması istendi. Kendisine “biz bu adamı bitirmek istiyoruz, sen onu koruyor musun?” dendi.   Eğitim Fakültesi’nde bir profesör ortada hiçbir makul gerekçe yokken Fen Edebiyat Fakültesi’ne görevlendirildi. Bundan gaye ise Eğitim Fakültesi yönetiminde Dekan’ı yalnız bırakmak, kurullardan istedikleri kararları çıkartabilmekti.   Yine bir profesörün bilgisayarı odasından söküldü alındı. Aynı profesörün İlahiyat Fakültesi’nde kullandığı bilgisayar da o kullanıyor diye o odadan söküldü.   Bilgisayar sökmek veya elinden notebook almak bu yönetimin adetlerinden oldu. Bazı öğretim üyelerinin elinden bilgisayarlarını alan idare, Üniversite’de hiç kimseye bilgisayar temin etmedi.   Etik kurulları dağıtılmaya, bu kurulların üyeleri istifa ettirilmeye çalışıldı. Böylesine gayri etik bir davranışın etik kurullarında yaşanması ise tam bir ironiydi ve ancak ülkemizde yaşanabilecek örneklerdendi.   Bölüm başkanlarından, dekanlardan ve müdürlerden istifa etmeleri istendi. İstifa etmeyenler tehdit edildi, istifa etmezlerse farklı bir uygulama ile karşılaşacakları iddia edildi.   Zorla istifa ettirilen bir dekanın sağlık durumu bozuldu. İddialara göre o dekan şu sıralar hastanede tedavi görüyor.   Baskılar zulüm noktasına gelince eski Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner ücretsiz izin istedi. Yasada bu izni kullanmak için hiçbir şart aranmazken Yücel Acer, Laçiner’e bu izni kullandırmak için yazılı, belgeli gerekçeler talep etti. Yine hukuka tamamen aykırı bu talep de hukuk ihlalleri tarihine geçecek cinstendi.   Yetmedi, eski rektöre “neden sağlık raporu aldın” diye soruşturma açıldı. Sağlık raporu soruşturması onca doktor Üniversite’de var iken bir İngilizce eğitmenine verildi.   BEBEĞİN HAMAĞINI BİLE KESTİRDİ İDDİASI   Hukuksuz yere daire başkanlarının ve genel sekreterin görevlerine son veren Yücel Acer rektörlüğü hukuksuz kararlarını dayanak yaparak bu insanları lojmanlardan çıkmaya zorladı. Mahkeme Yücel Acer yönetimini haksız, daire başkanlarını haklı buldu, ama nafile. İnsanlar huzursuz edildi, ailelerin tadı tuzu kaçtı. Bu aileleri lojmandan çıkarabilmek için lojmanlara gelen misafirlerin lojman bölgesine girişleri bile yasaklandı. İddialara göre bunun da talimatını Yücel Acer verdi. Acer’in eski yönetime olan kini ve öfkesi lojmanın önünde 2,5 yaşındaki bir bebeğin uyuması için kullanılan hamağı bile kestirmeye vardı. Rektör Yücel Acer’in karısı Aysun Acer, güvenlik görevlilerine sözlü talimat vererek bizzat bebeğin hamağını kestirtti. Özel güvenlik görevlileri tereddüt edince azarlanmaları da başka bir mobing örneğiydi.   Üniversitede memure olan Aysun Acer’in ÖSEM’de temizlikçilere olan baskısı ve bu baskıya dayanamayan diyetisyenin Eğitim Fakültesi’ne sürüldüğü iddiası da aydınlatılması gereken bir başka örnektir.   HASTANE ÇÖKTÜ!   Rektörlüğe geldiği ilk günden itibaren ÇOMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin hızla çöküşe uğramasının tek nedeni de personel uygulanan baskı ve yıldırma oldu. Kısa sürede Başhekim değiştirildi, başhekim yardımcıları azarlanarak ve kalpleri kırılarak kovuldular. Yerlerine gelen Başhekim de kısa sürede Yücel Acer’le tartışarak görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu dönemde Tıp Fakültesi’nde bir araştırma görevlisi sırf görüşlerini açıkladığı için soruşturmaya uğradı. Bir başka fakültede ise yönetime yakın olduğu söylenen bir araştırma görevlisi bölüm kurulunu bastı, eski dönemin profesörleri diye bilinen kişilere posta koydu. Böylece akademik hiyerarşinin yerle bir olduğunu, ifade özgürlüğünün bile kalmadığını herkes görmüş oldu.   Tıp Fakültesi’nde kaybolan motivasyon ve huzur Hastane’nin batışıyla sonuçlandı. Gelinen noktada Hastane ameliyat malzemesi bile alamayacak hale getirildi.   “EN AZ 3 YILLA YARGILANIRLAR”   Burada sayamadığımız pek çok iddia bulunuyor. Ancak mağdurların önemli bir kısmı yaşadıklarını belgelendirdiler ve kayıt altına aldırdılar. Bugün hukuku yerle bir edenlerin, kişisel hırs ve kinleri nedeniyle mevzuatı uygulamayanların mahkemede hesap vermeleri muhakkak görünüyor. Gözlemciler bu sürecin zaten başladığını, ancak önümüzdeki günlerde yargı sürecinin şiddetlenerek ilerleyeceğini belirtiyorlar.    Konuyla ilgili olarak mağdurlardan birinin avukatı ise şunları söyledi:   “Siyasilere dayanılarak Çanakkale’de hukukun çiğnendiğini görüyoruz. Ama hukuk unutmaz. Mahkemeye bugün yapılan başvurular en az 5 yıllık bir süreye sahip. Bu süre içerisinde pek çok kararın alınacağını görüyoruz. Bugün hoyratça imza atan bazı yetkililer de korkarım yarın suçlu konumuna düşecekler. Bu nedenle herkesi kanunları uygulamaya davet ediyoruz. Ancak daha şimdiden en az 20 yönetici ve memurun en az 3 yılla yargılanmak üzere kendilerini mahkemelerde bulması kesin görünüyor. Ortada mobingi aşan Anayasal suçlar var. Yargılamaların sadece İdare Mahkemeleri ile sınırlı kalmayacağı kesin. Ayrıca kanuni olmayan emirleri yerine getiren memurlar da suç işlemiş sayılacaklarından, üstlerinden emir almaları yeterli olmayacaktır.”   Haber Kaynağı:demokratcanakkale
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.