Çanakkale Haber

BASK: “MART AYI ENFLASYONU SOĞUK DUŞ GİBİ!”

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.04.2018 - 17:30, Güncelleme: 08.04.2018 - 17:30 2337+ kez okundu.
 

BASK: “MART AYI ENFLASYONU SOĞUK DUŞ GİBİ!”

BASK Genel Başkanı Bayram Zengin Mart ayı enflasyon oranının açıklanması nedeniyle yaptığı basın açıklamasında; Mart enflasyonunun memur ve emeklilerine soğuk duş etkisi yaptığını belirterek 2017 yılı enflasyon farkı ile birlikte Ocak ayında yapılan % 5,69 oranındaki artışın % 49’luk kısmının geri alındığını belirtti. Memur ve emeklilerinin büyümeden pay alamadığını da belirten BASK Genel Başkanı Bayram Zengin, basın açıklamasında şöyle dedi: “TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre Mart ayı tüketici enflasyonu (TÜFE) bir önceki aya göre % 0,99, Aralık ayına göre ise % 2,77 oranında artmıştır. İnandırıcı bulmasak da, TÜİK’in enflasyon açıklaması, yüreklere su serpmekten uzaktır. Memur ve emeklilerine 2018 Ocak ayında bir önceki 6 aylık dilimdeki enflasyon farkıyla birlikte yapılan % 5, 69 oranındaki artışın % 49’luk kısmı yılın ilk üç ayında erimiştir. Memur ve emeklilerinin aylıklarında yılın ilk 6 ayı için toplu sözleşme gereği yapılan % 4’lük artışın ise % 69’luk kısmı yılın ilk üç ayında geri alınmıştır. BASK/AR-GE Birimi tarafından yapılan araştırmaya göre; TÜİK’in açıkladığı Mart ayı enflasyon oranı, evli, eşi çalışmayan, 2 çocuklu memurlar üzerinden değerlendirildiğinde durumun özeti şudur: 12/1 derece ve kadrodaki bir hizmetlinin aylığında, Ocak ayında 2018 yılının ilk altı ayında geçerli olmak üzere toplamda % 5,69 oranındaki artışın karşılığı olarak aylık 157,82 TL artış yapılmış olmasına rağmen Mart ayı enflasyonu ile bu miktarın 81,20 TL’lik kısmı erimiştir. Aynı şekilde; 9/1 derece ve kadrodaki bir memurun aylığında Ocak ayı artışı 167,91 TL iken Mart ayı enflasyon kaybı 86,39 TL, 7/1 derece ve kadrodaki bir öğretmenin aylığında Ocak ayı artışı 188,17 TL iken Mart ayı kaybı 96,82 TL, 8/3 derece ve kadrodaki bir pratisyen doktorun aylığında Ocak ayı artışı 263,9 TL iken Mart ayı kaybı 135,78 TL, 12/3 derece ve kadrodaki bir hemşirenin aylığında Ocak ayı artışı 182,59 TL iken Mart ayı kaybı 93,95, TL ve 1/4 derece ve kadrodaki bir mühendisin (büro) aylığında Ocak ayı artışı 279,27 TL iken Mart ayı kaybı 143,69 TL olmuştur. Asgari ücret ile çalışanlarda yılın ilk üç aylık kaybı, Ocak ayında alınan artışın % 22,3’ü oranındadır. Ücretinden başka geliri olmayanlar için temel harcama kalemleri gıda, sağlık, konut ve ev eşyası harcamalarıdır. Toplam harcamanın yaklaşık yarısına karşılık gelen bu 4 kalem harcamada, % 2,77 olan yılın ilk üç aylık genel ortalama artışı; gıdada % 6,06, sağlıkta % 7,04, konutta % 3,33 ve ev eşyasında % 4,50 oranı ile genel ortalamanın üzerindedir. TÜM MEMURLAR YOKSULLUK SINIRI ALTINDA YAŞIYOR. Düzenli olarak yapılan açlık ve yoksulluk sınırı araştırmaları memurların tamamına yakınını yoksulluk sınırı altında aylık aldığını göstermektedir. Türk-İş tarafından Mart ayında yapılan araştırmaya göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.663 TL, yoksulluk sınırı ise 5.415 TL’dir. Bu durumda daire başkanı ve üzeri üst düzey yöneticiler çok az sayıdaki memurlar hariç tüm memurlar yoksulluk sınırı altında aylık almaktadır. İşin ibret verici yanı ise; Hükümet ile toplu sözleşme imzalayan ve mevcut utanç tablosunun sorumlusu olan Memur-Sen’in Şubat ayı araştırmalarında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 1.831 TL ve yoksulluk sınırının 5.168 TL olarak hesap edilmesidir. Büyümeden pay alamayan ve açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasındaki bir aylığa mahkum edilen memurlar, yetkili sendikaların başta kendi üyeleri olmak üzere kamu görevlilerini peşkeş çekmeleri nedeniyle toplu sözleşme düzeninin kurbanları haline gelmiştir. 4688 sayılı Yasanın açık hükmüne rağmen 1 kuruşluk bir ikramiye bile alamayan memurlar, geçici işçilikten kadroya geçecek olan taşeron işçilerinin bile her yıl alacağı 52 günlük ikramiyeye imrenir hale gelmişlerdir. Türkiye’nin büyüme oranlarında rekor kırması ile övünenlerin, o oranların yaratılmasında emeği olanlara, hakları olan refah payı vermemelerinin de, refah payı için yetkili sendikaların vurdumduymazlığının da izahı yoktur. EMEKLİLER İLE DUL VE YETİMLERİN DURUMU DAHA VAHİM Mart ayı itibariyle en düşük memur emeklisi aylığı 1.978 TL, en düşük SSK emekli aylığı 1.570 TL ve en düşük Bağ-Kur emekli aylığı ise 1.405 TL’dir. Ömrünü ülke kalkınmasına adamış ve artık köşesinde dinlenmeye çekilmesi gereken emeklilerimizin açlık sınırı civarında bir ücrete mahkum edilmeleri, torunlarına birer çikolata alamayacak hale getirilmeleri insafla bağdaşmamaktadır. Dul ve yetimler ise açlık sınırının altında kıvranmaktadır.”  
BASK Genel Başkanı Bayram Zengin Mart ayı enflasyon oranının açıklanması nedeniyle yaptığı basın açıklamasında; Mart enflasyonunun memur ve emeklilerine soğuk duş etkisi yaptığını belirterek 2017 yılı enflasyon farkı ile birlikte Ocak ayında yapılan % 5,69 oranındaki artışın % 49’luk kısmının geri alındığını belirtti. Memur ve emeklilerinin büyümeden pay alamadığını da belirten BASK Genel Başkanı Bayram Zengin, basın açıklamasında şöyle dedi: “TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre Mart ayı tüketici enflasyonu (TÜFE) bir önceki aya göre % 0,99, Aralık ayına göre ise % 2,77 oranında artmıştır. İnandırıcı bulmasak da, TÜİK’in enflasyon açıklaması, yüreklere su serpmekten uzaktır. Memur ve emeklilerine 2018 Ocak ayında bir önceki 6 aylık dilimdeki enflasyon farkıyla birlikte yapılan % 5, 69 oranındaki artışın % 49’luk kısmı yılın ilk üç ayında erimiştir. Memur ve emeklilerinin aylıklarında yılın ilk 6 ayı için toplu sözleşme gereği yapılan % 4’lük artışın ise % 69’luk kısmı yılın ilk üç ayında geri alınmıştır. BASK/AR-GE Birimi tarafından yapılan araştırmaya göre; TÜİK’in açıkladığı Mart ayı enflasyon oranı, evli, eşi çalışmayan, 2 çocuklu memurlar üzerinden değerlendirildiğinde durumun özeti şudur: 12/1 derece ve kadrodaki bir hizmetlinin aylığında, Ocak ayında 2018 yılının ilk altı ayında geçerli olmak üzere toplamda % 5,69 oranındaki artışın karşılığı olarak aylık 157,82 TL artış yapılmış olmasına rağmen Mart ayı enflasyonu ile bu miktarın 81,20 TL’lik kısmı erimiştir. Aynı şekilde; 9/1 derece ve kadrodaki bir memurun aylığında Ocak ayı artışı 167,91 TL iken Mart ayı enflasyon kaybı 86,39 TL, 7/1 derece ve kadrodaki bir öğretmenin aylığında Ocak ayı artışı 188,17 TL iken Mart ayı kaybı 96,82 TL, 8/3 derece ve kadrodaki bir pratisyen doktorun aylığında Ocak ayı artışı 263,9 TL iken Mart ayı kaybı 135,78 TL, 12/3 derece ve kadrodaki bir hemşirenin aylığında Ocak ayı artışı 182,59 TL iken Mart ayı kaybı 93,95, TL ve 1/4 derece ve kadrodaki bir mühendisin (büro) aylığında Ocak ayı artışı 279,27 TL iken Mart ayı kaybı 143,69 TL olmuştur. Asgari ücret ile çalışanlarda yılın ilk üç aylık kaybı, Ocak ayında alınan artışın % 22,3’ü oranındadır. Ücretinden başka geliri olmayanlar için temel harcama kalemleri gıda, sağlık, konut ve ev eşyası harcamalarıdır. Toplam harcamanın yaklaşık yarısına karşılık gelen bu 4 kalem harcamada, % 2,77 olan yılın ilk üç aylık genel ortalama artışı; gıdada % 6,06, sağlıkta % 7,04, konutta % 3,33 ve ev eşyasında % 4,50 oranı ile genel ortalamanın üzerindedir. TÜM MEMURLAR YOKSULLUK SINIRI ALTINDA YAŞIYOR. Düzenli olarak yapılan açlık ve yoksulluk sınırı araştırmaları memurların tamamına yakınını yoksulluk sınırı altında aylık aldığını göstermektedir. Türk-İş tarafından Mart ayında yapılan araştırmaya göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.663 TL, yoksulluk sınırı ise 5.415 TL’dir. Bu durumda daire başkanı ve üzeri üst düzey yöneticiler çok az sayıdaki memurlar hariç tüm memurlar yoksulluk sınırı altında aylık almaktadır. İşin ibret verici yanı ise; Hükümet ile toplu sözleşme imzalayan ve mevcut utanç tablosunun sorumlusu olan Memur-Sen’in Şubat ayı araştırmalarında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 1.831 TL ve yoksulluk sınırının 5.168 TL olarak hesap edilmesidir. Büyümeden pay alamayan ve açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasındaki bir aylığa mahkum edilen memurlar, yetkili sendikaların başta kendi üyeleri olmak üzere kamu görevlilerini peşkeş çekmeleri nedeniyle toplu sözleşme düzeninin kurbanları haline gelmiştir. 4688 sayılı Yasanın açık hükmüne rağmen 1 kuruşluk bir ikramiye bile alamayan memurlar, geçici işçilikten kadroya geçecek olan taşeron işçilerinin bile her yıl alacağı 52 günlük ikramiyeye imrenir hale gelmişlerdir. Türkiye’nin büyüme oranlarında rekor kırması ile övünenlerin, o oranların yaratılmasında emeği olanlara, hakları olan refah payı vermemelerinin de, refah payı için yetkili sendikaların vurdumduymazlığının da izahı yoktur. EMEKLİLER İLE DUL VE YETİMLERİN DURUMU DAHA VAHİM Mart ayı itibariyle en düşük memur emeklisi aylığı 1.978 TL, en düşük SSK emekli aylığı 1.570 TL ve en düşük Bağ-Kur emekli aylığı ise 1.405 TL’dir. Ömrünü ülke kalkınmasına adamış ve artık köşesinde dinlenmeye çekilmesi gereken emeklilerimizin açlık sınırı civarında bir ücrete mahkum edilmeleri, torunlarına birer çikolata alamayacak hale getirilmeleri insafla bağdaşmamaktadır. Dul ve yetimler ise açlık sınırının altında kıvranmaktadır.”  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.