Çanakkale Haber

Bünyamin Nami Tonka
Köşe Yazarı
Bünyamin Nami Tonka
 

Türkiye'de Siyaset Gündemi Ne Olmalı?

Türkiye'de Siyaset Gündemi Ne Olmalı? Sorusuna cevabımdır. Türkiye, bir casusluk olayı ve bunun elimize yüzümüze bulaştırılması yüzünden olumsuz imaj içine sürüklenmekte. İktidar ve muhalefet yanlış bakış açıları yüzünden bence ,yanlış yapmaya devam ediyorlar. İktidar; bir iş yapacaksan bunu tam yap düsturunu unutmuş.  Kendi toprakları üzerinde bile doğru düzgün operasyon yapamıyor.  Bu, onun muktedir olmadığını gösteriyor.  Bu kabul edilemez. Muhalefet ;özgürlükler açısından bir program ortaya koyamaması çok kötü.  Gizli operasyonları faş etmesi yanlış.  Ama muktedir olamayanlara bir ders verelim,diyorsanız bu doğru.  Yine,ülkemizde öyle şeyler oldu ki bu faaliyetinizi o zaman da göstermeniz gerekirdi. Peki,neler yapabilirdi? 1-- Eğitim için yeni bir model teklifinde bulunabilirdi. Bu arada eğitimde yeni strateji ilanına bir söyleminin olmaması çok kötü. Resmi Gazeteyi bile takip etmiyorlar. Gündem geleceğimizle ilgili muhalefetin sözü yok. 2--- Asker zehirlenmeleri çok kötü. Bu konuda yeri göğü inletmeliydi. Tık yok. 3-- Adaletsizlikler konusunda ,kendi milletvekili tutuklanana kadar kılını kıpırdatma ,sonra yürüyüşe geç.  Bu yanlış. Ha! Bu yürüyüş bence ,demokrasi adına çok çok güzel bir hareket.  Katılanları tebrik ederim. 4--Zeytin meselesi şimdilik önlendi. Burada milli bir politika geliştirilmeli . Bununla ilgili çok güzel bir çalışma yapılmalı. 5-- Gelir adaletsizliği ve gelişmişlik payı dağıtımını gündeme getirmeli. Bu konuda bir söylemi yok. 6-- Kamuda çalışıp emekli olanların 2002' de aldıkları emekli maaşı ve günümüzde emekli maaşları konusunda bir çalışma yapması gerekir. Bunu da görmüyoruz. 7-- Milli bir tarım politikası yok. Bu konuda bir proje oluşturulmalı. Yapılması gerekenler konusunda ,sadece tenkit var . Çözüm yok. 8-- İşsizlik konusunda, bilhassa genç işsizlik konusunda bir söylem ve çözüm önerisi yok. 9-- Bankaların Türk Halkını soymasına bir tepkisi yok. İş Bankası onun ,bu yüzden mi? Bir sözü yok.  Anlamakta zorluk çekmekteyiz. 10-- Terör meselesi, hem PKK hem FETÖ çözüm önerileri geliştirilmeli. Burada TSK'nın hücum tarzında yeniden düzenlenmesi gündeme gelmeli. Darbe teşebbüsünden sonra masum insanların tutuklanması, işten atılması ,yeni mağdurlar yaratılması yanlış.  Daha 28 Şubat Mağdurlarının ( benim gibi ) itibarları iade edilmedi.  Bunu iktidar yapmadı ama ,hep kaşıdı. Rant ve oy devşirdi. Muhalefet bu konuda iktidarı uyarmadı.  Hak arama yolunu açmadı.  Gündeme getirmedi. 11-- Kontrollü ithalat ve ihracata geçmek gerektiğini gündeme getiremedi. Çok lüzumsuz ithalat yaptırarak döviz açığı verilmesine sebep olundu. Tüketim mallarında ihtiyaç tespit edilip üretimi buna göre yapma konusunda çalışma yapılmalıydı.  Bunlar yapılmadı. Daha çok şey söylenebilir. Mesela şeffaf ve hesap verebilir bir ihale sistemi gündeme getirilemedi. Gibi ,gibi, gibi...... Bunları iktidar yapamadığı için ,muhalefetin gündeme getirmesi gerekir,diye yazdım. Bunlar, iktidar alternatifi bir siyasi oluşumun ve Türkiye'nin gerçek gündemi olmalı. Sayın Cumhurbaşkanı da metal ve mental yorgunluğundan bahsetmekte.  Bu 15 yıllık iktidar dönemi ,siyasi yorgunluk oluşturduysa bu iktidarı dinlenmeye almak gerekir,derim. Peki,yerine kim gelecek? Fikri olmayan muhalefet mi? İşte milleti çaresizliğe iten de bu. Fikri olmayan muhalefet! Millet de kötünün iyisi ,diye son kertede yine bu siyasi oluşuma oy vermektedir. Millet çaresiz,çaresiz... Ankara - İstanbul yürüyüşünü de acaba bir umut mu ,diye görmektedir. Haydi hayırlısı... , Sokak Hayvanları Kedilerin yavrulama döneminde,Güzelyalı'da, üç tane yavrusu olan bir kedi, ya öldürüldü ya da başka yere atılmış.  Biz ,yavruları sürekli ağlarken bulduk. Anneleri yoktu. Yavruların daha gözleri açılmamıştı. Çok küçüktüler.  Sürekli ağlayıp annelerini arıyorlardı. Vicdanen huzursuzluk duyduk. Yavruları aldık. Nasıl bakacağımızı da bilmiyoruz. Tecrübeli bir komşumuzdan yardım istedik. Onlara güzel bir yuva yaptık. Önce anne sütüne denk mamalarla ve sütle beslemeye başladık. Şimdi evimizim neşesi oldular. Adlarını ; Mercan,Çakıl, Dağcı koyduk. Sokak kedileri , anneleri atılmış,anne sevgisi olmadan büyüyecekler... Anne kedileri öldürmek veya çok uzaklara atmak ne kadar vahşi bir şey... Siz ,anne kediyi öldürünce aynı zamanda eğer bulunmazlarsa, yavru kedileri de öldürmüş olursunuz. Bizim yerel yönetimlerimiz bu anlamda çok gerideler. Genel yönetimler,bütçe açısından yerel yönetimleri, bu konuda desteklemeli. Veteriner bulundurma ve bakım açısından gezici araçlar olmalı. Kedi ve köpek bakanlar tespit edilerek destek olunmalı,derim. Bu modern çağın gereğidir,derim. Peki! Böyle bir uygulama olabilir mi? Bu toplum yapımızla çok zor. Kedi, köpek bakanlara toplumumuzun bir kesimi,ruh sağlığı bozuk muamelesi yapmakta... Evlerini "kedi evi "veya" köpek evi "yapanlara da bir çözüm bulunmalı, derim. İfrat ve tefrit meselesi. Bu durumla ilgili bir uzman görüşü bilgi edinmeniz dileğiyle... Kültür Politikaları Bir dostumuz(A.Yağmur Tunalı),1950 yılından bu yana;Menderes, Demirel ve Özal dönemlerinde kalıcı bir "kültür ve sanat politika sı" nın olmadığını ifade etmiş.  Bu dostumuza bir katkı... Yazı,bir iç dökme gibi olmuş. Yaş itibarıyla yaşadığı dönemin" kültür ve sanat" faaliyetine bir eleştiri yapılmış. Söylediklerine aynen katılıyorum.  Bir köşe yazısında ancak ,bu kadar yazılabilirdi. Yağmur Bey,içinde bulunduğu ve zaman zaman görüşme durumunda olduğu devlet adamlarındaki ,kültüre ve sanata duyarsız tavrı,samimi bir dille eleştirmiştir.  Her satırı doğrudur.  Çanakkale Savaşları' nın 100. Yılında,Kültür, Tarih ve Sanat bakış açısıyla hangi eserleri ortaya koyduk.  Çok az,kırıntı halinde bir çalışma. Bilinenleri tekrar. Başka bir şey yok. Mesela,Çanakkale Belediyesi'ne teklif etmiştik. Çanakkaleli yazarların,Çanakkale Savaşlarıyla ilgili kitaplarını, ben "on yazar on kitap projesi" demiştim, yayınlayalım. Aldığımız cevap,biz matbaamıyız olmuştu.  Bunu Kültür Bakanlığı yapsın,denmişti. Yani, kültür Türkiye'de üvey evlat muamelesi görüyor. Kültür değişmeleri ve aktarımı için çağa uyacağız diye yıktıklarımız yanında,şimdi yaptığımız gökdelenlerle İstanbul'un sülietini değiştirdik.  Güzelim camilerimiz bu yapıların altında kaybolmaya başladı.  İnsan faktörünü unuttuk.  Hele islam adına konuşanların ,Kabe'yi gölgesiyle boğan yapı için ,ses çıkartmaması düşündürücüdür.  Onların uzantıları da yaptığı yanlışı düzeltmek için Çamlıca'ya külliye yapma ihtiyacı duymuştur.  Her anlamda duyarsız, hedefsiz bir toplum olduk.  Kültürel aidiyette, büyük bir erozyon yaşamaktayız. Kalıcı eser bırakma konusunda çok gerilere düştük.  Çok yakın bir zamanda, Resmi Gazete'de yeni Eğitim Politikalarında uyulacak stratejik hedefler yayınlandı. Eğitimin ,kültür hedefi yok. Kültür politikalarının da eğitimi yok. Yani her şey, yarım yamalak yapılıyor. Bunlar yanlış ve noksan şeyler. Bilmiyorsunuz ! Bari, bilenlere danışın. Danışmazlar... Çünkü o zaman çapsız ve yetersizlikleri ortaya çıkar... Aman ,kültür adamlarından uzak duralım... Siz ,uzak durmaya devam edin ... Olan milletimize oluyor... Neyse... Yaptığımız yanlışları da bize hatırlattığı için Yağmur Bey'e de çok teşekkürler. Karar Gazetesi'nde, A. Yağmur Tunalı'nın yazısını bulup okumanız dileğiyle...    
Ekleme Tarihi: 24 Haziran 2017 - Cumartesi
Bünyamin Nami Tonka

Türkiye'de Siyaset Gündemi Ne Olmalı?

Türkiye'de Siyaset Gündemi Ne Olmalı?
Sorusuna cevabımdır.

Türkiye, bir casusluk olayı ve bunun elimize yüzümüze bulaştırılması yüzünden olumsuz imaj içine sürüklenmekte.
İktidar ve muhalefet yanlış bakış açıları yüzünden bence ,yanlış yapmaya devam ediyorlar.
İktidar; bir iş yapacaksan bunu tam yap düsturunu unutmuş. 
Kendi toprakları üzerinde bile doğru düzgün operasyon yapamıyor. 
Bu, onun muktedir olmadığını gösteriyor. 
Bu kabul edilemez.
Muhalefet ;özgürlükler açısından bir program ortaya koyamaması çok kötü. 
Gizli operasyonları faş etmesi yanlış. 
Ama muktedir olamayanlara bir ders verelim,diyorsanız bu doğru. 
Yine,ülkemizde öyle şeyler oldu ki bu faaliyetinizi o zaman da göstermeniz gerekirdi.

Peki,neler yapabilirdi?

1-- Eğitim için yeni bir model teklifinde bulunabilirdi. Bu arada eğitimde yeni strateji ilanına bir söyleminin olmaması çok kötü. Resmi Gazeteyi bile takip etmiyorlar. Gündem geleceğimizle ilgili muhalefetin sözü yok.
2--- Asker zehirlenmeleri çok kötü. Bu konuda yeri göğü inletmeliydi. Tık yok.
3-- Adaletsizlikler konusunda ,kendi milletvekili tutuklanana kadar kılını kıpırdatma ,sonra yürüyüşe geç. 
Bu yanlış.

Ha! Bu yürüyüş bence ,demokrasi adına çok çok güzel bir hareket. 
Katılanları tebrik ederim.
4--Zeytin meselesi şimdilik önlendi. Burada milli bir politika geliştirilmeli . Bununla ilgili çok güzel bir çalışma yapılmalı.
5-- Gelir adaletsizliği ve gelişmişlik payı dağıtımını gündeme getirmeli. Bu konuda bir söylemi yok.
6-- Kamuda çalışıp emekli olanların 2002' de aldıkları emekli maaşı ve günümüzde emekli maaşları konusunda bir çalışma yapması gerekir. Bunu da görmüyoruz.
7-- Milli bir tarım politikası yok. Bu konuda bir proje oluşturulmalı. Yapılması gerekenler konusunda ,sadece tenkit var . Çözüm yok.
8-- İşsizlik konusunda, bilhassa genç işsizlik konusunda bir söylem ve çözüm önerisi yok.
9-- Bankaların Türk Halkını soymasına bir tepkisi yok. İş Bankası onun ,bu yüzden mi? Bir sözü yok. 
Anlamakta zorluk çekmekteyiz.
10-- Terör meselesi, hem PKK hem FETÖ çözüm önerileri geliştirilmeli. Burada TSK'nın hücum tarzında yeniden düzenlenmesi gündeme gelmeli.
Darbe teşebbüsünden sonra masum insanların tutuklanması, işten atılması ,yeni mağdurlar yaratılması yanlış. 
Daha 28 Şubat Mağdurlarının ( benim gibi ) itibarları iade edilmedi. 
Bunu iktidar yapmadı ama ,hep kaşıdı.
Rant ve oy devşirdi.
Muhalefet bu konuda iktidarı uyarmadı. 
Hak arama yolunu açmadı. 
Gündeme getirmedi.
11-- Kontrollü ithalat ve ihracata geçmek gerektiğini gündeme getiremedi. Çok lüzumsuz ithalat yaptırarak döviz açığı verilmesine sebep olundu. Tüketim mallarında ihtiyaç tespit edilip üretimi buna göre yapma konusunda çalışma yapılmalıydı. 
Bunlar yapılmadı.
Daha çok şey söylenebilir.
Mesela şeffaf ve hesap verebilir bir ihale sistemi gündeme getirilemedi.
Gibi ,gibi, gibi......

Bunları iktidar yapamadığı için ,muhalefetin gündeme getirmesi gerekir,diye yazdım.

Bunlar, iktidar alternatifi bir siyasi oluşumun ve Türkiye'nin gerçek gündemi olmalı.

Sayın Cumhurbaşkanı da metal ve mental yorgunluğundan bahsetmekte. 
Bu 15 yıllık iktidar dönemi ,siyasi yorgunluk oluşturduysa bu iktidarı dinlenmeye almak gerekir,derim.
Peki,yerine kim gelecek?
Fikri olmayan muhalefet mi?
İşte milleti çaresizliğe iten de bu.
Fikri olmayan muhalefet!
Millet de kötünün iyisi ,diye son kertede yine bu siyasi oluşuma oy vermektedir.
Millet çaresiz,çaresiz...
Ankara - İstanbul yürüyüşünü de acaba bir umut mu ,diye görmektedir.
Haydi hayırlısı...

,

Sokak Hayvanları

Kedilerin yavrulama döneminde,Güzelyalı'da, üç tane yavrusu olan bir kedi, ya öldürüldü ya da başka yere atılmış. 
Biz ,yavruları sürekli ağlarken bulduk.
Anneleri yoktu.
Yavruların daha gözleri açılmamıştı.
Çok küçüktüler. 
Sürekli ağlayıp annelerini arıyorlardı.
Vicdanen huzursuzluk duyduk.
Yavruları aldık.
Nasıl bakacağımızı da bilmiyoruz.
Tecrübeli bir komşumuzdan yardım istedik.
Onlara güzel bir yuva yaptık.

Önce anne sütüne denk mamalarla ve sütle beslemeye başladık.
Şimdi evimizim neşesi oldular.
Adlarını ; Mercan,Çakıl, Dağcı koyduk.
Sokak kedileri , anneleri atılmış,anne sevgisi olmadan büyüyecekler...
Anne kedileri öldürmek veya çok uzaklara atmak ne kadar vahşi bir şey...
Siz ,anne kediyi öldürünce aynı zamanda eğer bulunmazlarsa, yavru kedileri de öldürmüş olursunuz.
Bizim yerel yönetimlerimiz bu anlamda çok gerideler.
Genel yönetimler,bütçe açısından yerel yönetimleri, bu konuda desteklemeli.
Veteriner bulundurma ve bakım açısından gezici araçlar olmalı.
Kedi ve köpek bakanlar tespit edilerek destek olunmalı,derim.
Bu modern çağın gereğidir,derim.
Peki! Böyle bir uygulama olabilir mi?
Bu toplum yapımızla çok zor.
Kedi, köpek bakanlara toplumumuzun bir kesimi,ruh sağlığı bozuk muamelesi yapmakta...
Evlerini "kedi evi "veya" köpek evi "yapanlara da bir çözüm bulunmalı, derim.
İfrat ve tefrit meselesi.
Bu durumla ilgili bir uzman görüşü bilgi edinmeniz dileğiyle...

Kültür Politikaları

Bir dostumuz(A.Yağmur Tunalı),1950 yılından bu yana;Menderes, Demirel ve Özal dönemlerinde kalıcı bir "kültür ve sanat politika sı" nın olmadığını ifade etmiş. 
Bu dostumuza bir katkı...

Yazı,bir iç dökme gibi olmuş.
Yaş itibarıyla yaşadığı dönemin" kültür ve sanat" faaliyetine bir eleştiri yapılmış. Söylediklerine aynen katılıyorum. 
Bir köşe yazısında ancak ,bu kadar yazılabilirdi.
Yağmur Bey,içinde bulunduğu ve zaman zaman görüşme durumunda olduğu devlet adamlarındaki ,kültüre ve sanata duyarsız tavrı,samimi bir dille eleştirmiştir. 
Her satırı doğrudur. 
Çanakkale Savaşları' nın 100. Yılında,Kültür, Tarih ve Sanat bakış açısıyla hangi eserleri ortaya koyduk. 
Çok az,kırıntı halinde bir çalışma.
Bilinenleri tekrar.
Başka bir şey yok.
Mesela,Çanakkale Belediyesi'ne teklif etmiştik. Çanakkaleli yazarların,Çanakkale Savaşlarıyla ilgili kitaplarını, ben "on yazar on kitap projesi" demiştim, yayınlayalım.
Aldığımız cevap,biz matbaamıyız olmuştu. 
Bunu Kültür Bakanlığı yapsın,denmişti.
Yani, kültür Türkiye'de üvey evlat muamelesi görüyor.
Kültür değişmeleri ve aktarımı için çağa uyacağız diye yıktıklarımız yanında,şimdi yaptığımız gökdelenlerle İstanbul'un sülietini değiştirdik. 
Güzelim camilerimiz bu yapıların altında kaybolmaya başladı. 
İnsan faktörünü unuttuk. 
Hele islam adına konuşanların ,Kabe'yi gölgesiyle boğan yapı için ,ses çıkartmaması düşündürücüdür. 
Onların uzantıları da yaptığı yanlışı düzeltmek için Çamlıca'ya külliye yapma ihtiyacı duymuştur. 
Her anlamda duyarsız, hedefsiz bir toplum olduk. 
Kültürel aidiyette, büyük bir erozyon yaşamaktayız.
Kalıcı eser bırakma konusunda çok gerilere düştük. 
Çok yakın bir zamanda, Resmi Gazete'de yeni Eğitim Politikalarında uyulacak stratejik hedefler yayınlandı.
Eğitimin ,kültür hedefi yok.
Kültür politikalarının da eğitimi yok.
Yani her şey, yarım yamalak yapılıyor.
Bunlar yanlış ve noksan şeyler.
Bilmiyorsunuz !
Bari, bilenlere danışın.
Danışmazlar...
Çünkü o zaman çapsız ve yetersizlikleri ortaya çıkar...
Aman ,kültür adamlarından uzak duralım...
Siz ,uzak durmaya devam edin ...
Olan milletimize oluyor...
Neyse...
Yaptığımız yanlışları da bize hatırlattığı için Yağmur Bey'e de çok teşekkürler.

Karar Gazetesi'nde, A. Yağmur Tunalı'nın yazısını bulup okumanız dileğiyle...

 

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.