Çanakkale Haber

Bünyamin Nami Tonka
Köşe Yazarı
Bünyamin Nami Tonka
 

Bir Adem Müsveddesine Sözümüzdür...

Adamın biri, Ülkücüler dinsizdir,demiş. Bunu söyleyen de bir de Müftü. Din adamlarının ,toplumumuzun bir bölümüne Tekfirci bir yaklaşım göstermesi çok yanlış. Bu zat herhalde Konya'da yaşıyormuş. Eh! Biz de tarihi bir olay anlatalım! Yunan, Ankara yakınlarına gelmiş, çok zor bir mücadele veriliyor,düşman durduruluyor. Sonra ,Büyük Taarruz çalışmaları yapılıyor. Mustafa Kemal , hazırlıkları yerinde görmek için Konya'ya ve diğer yerlerdeki birlikleri denetlemeye gider. Tekrar Konya'ya döner. Bu arada ,Konya'da üst görevlilerden birisi,Paşa'ya : ----- Paşam! Hoca Efendiler,sizinle görüşmek isterler. Onlarla bir görüşseniz,der. Paşa kabul eder. Hoca Efendilerin,düşmana karşı yardım edeceğini düşünmekte ve böyle olacağını düşünerek mutlu olmaktadır. Hoca Efendiler gelir. Paşa'ya: --- Paşa Hazretleri! Biz din adamları Hoca Efendiler ve medrese talebeleri, sizin savaşınızdan muaf tutulmak istiyoruz. Halifemiz Efendimiz,biz hocaları hep muaf tutmuştu,derler. Paşa, tetik düşürecek her erkeğe ihtiyaçı olduğunu,bu işte kadınların bile gücüne muhtaç olduğumuzu söyler ve kızarda. Konuşmasına devam eder... Vatan savunması hepimizin ,der. Herkes askere gidecek, ayrımcılık olmayacak, der. Ankara' ya dönünce, herkesin savaşa dahil olacağını belirten bir kanun çıkarttırır.  Böylece savaş kaçkınlarına fırsat tanımaz. Şimdi bazı hödüklerin neden Mustafa Kemal Atatürk düşmanı olduğunu daha iyi anlıyoruz. Onlar ,dini savunduk ,deyip Cihat'tan kaçıyordu. Paşa da onlara göre dinsizdi ya ! O, Cihat Bayrağı açmış, savaşa gidiyordu. İşte bu savaş kaçkını hoca efendilerinin torunu olsa gerek,zat: Ülkücüler dinsizdir, demiş... Benim sözümde: Ülkücüler, Mustafa Kemal'in Cihat çağrısına uyan ve düşmanı İzmir'de denize dökenlerin çocuklarıdır. İslam uğruna , vatan uğruna, bayrak uğruna,devlet uğruna, namus uğruna şehit olanların torunlarıdır. Günümüzde de aynı değerler için ,şehit olmak üzere yetişmiş hazır kıtalardır. Sen de sadece" Lut Gölü "gibi bir zatsın. Ey müfti efendi! Bu duruma uygun tarihimizde de güzel söz ve şiirler var. İşte birisi: Kafir demiş bize müfti efendi. Varalum diyelüm biz ona müselman. Yarın ruz-ı cezaya varanda . Çıkaruz ikimiz de anda yalan... Demiş idi bir şair...  Konya müftisine ithaf olunur... Bilgi edinmeniz dileğiyle... Unuttuğumuz Bir Kahramanlık Olayı Çanakkale Savaşları sırasında, düşman denizaltıları Boğaz'ın altından geçerek sivil ve askeri hedeflere saldırmıştır.  Bizim nakliye gemilerimizi,yaralı taşıyan gemilerimizi, mavna, çatana ve yelkenli gemilerimizden,tespit edilebilen 216 gemimizi batırmıştır. Bu dönem içinde de acaba biz bir cevap verebilir miyiz? Bir fedai deniz hücumu yapabilir miyiz,diye karşı tedbir almaya çalıştık. Çözüm olarak biz de karşı atağa geçmek istedik. Bu görevi de Yüzbaşı Lütfü Talat Bey komutasında, Demirhisar torpido gemisine verdik. 97 ton ağırlığında ve 27 deniz mili sürate sahip bu gemide, 6 subay, 20 astsubay ve er olmak üzere 26 Türk ;2' si subay ve diğerleri astsubay olmak üzere 7' si Alman toplam 33 mürettebat bulunuyordu. Boğaz'dan ilk çıkış denemesi 25 Şubat1915 tarihinde yapılmış fakat Boğaz çıkışında iki zırhlı düşman gemisi görülünce geri dönülmüştür. 7 Mart 1915 tarihinde,ikinci defa çıkış denemesi yapılmış bunda başarılı olunmuş ve İmroz Adası'nın kuzeyinden , düşmana görünmeden ,9 Mart 1915 tarihinde izmir limanı ' na girilmiştir. Demirhisar,İzmir Körfezi' nden ilk çıkış denemesini 11 Mart 1915 tarihinde yapmış ve Anna Rickmus adlı tayyare gemisine 300 metreden torpil atılmış ve ağır bir yara alması sağlanmıştır. Düşman bu gemiyi daha sonra tamir etmek suretiyle kurtarmıştır. Demirhisar, bu tarihten sonra kömür almak ve dümen tertibatındaki arızayı gidermek amacıyla 15 Nisan1915 tarihine kadar İzmir Körfezi'nde kalmış ve daha sonra tekrar hücuma geçmiştir. 16 Nisan1915 tarihinde çıkılan seferde, İngiliz 29 . TÜMEN Askerleri'nden 650 kadarını, Limni'ye taşıyan Manitou adlı gemiyi yakalamış ve 10 dakika içinde geminin tahliye edilmesini sonra gemiyi batıracağını İngilizlere bildirmiştir. Manitou gemisinde kargaşa çıkmış ve 51 asker denize atlamış ,denize atlayan bu askerler boğulmuşlardır. İşte tam bu sırada bir kruvazörün geldiği görülmüş ve iki torpil atılmış ,atılan bu torpiller arıza göstermiş hedefini bulmamıştır... Bu arada bir savaş gemisinin daha geldiği tespit edilmiş bunun üzerine İzmir'e dönmek mümkün olmayınca bir manevra yapılarak Sakız Adası'nın kuzeyinden , güneyine geçilmiş ve Kalamati Koyu'na sığınılmıştır. Düşman gemilerinin geldiği görülmüş,kurtuluşun mümkün olmadığı tespit edilince gemi bizimkilerce batırılarak düşman eline geçmesi önlenmiştir. Askerlerimiz daha sonra, o zaman tarafsız olan Yunanistan'ın Sakız Adası kıyısına çıkmışlardır. Yunanlılar , Kurtuluş Savaşı bitene kadar bizimkileri esir olarak tutmuş ,savaş bitince de serbest bırakmıştır.  Alman askerleri ise Almanların girişimiyle hemen kurtulmuşlardır. Tarihimizde büyük bir cesaret isteyen bu mücadele, ne yazıkki unutulmuştur. Bir denizcilik mücadelesi olan bu hücum sonucu, İngiliz nakliye gemilerinin Akdeniz ve Ege Denizinde ,savaş gemileri refakatinde hareket etmesi tedbirini İngilizler almak zorunda kalmıştır. Savaş gemilerinin boğazı zorlamada noksan kalmasına vesile olmuştur. İngilizlerin büyük bir serbestlik içinde hareket etmesini önlemiştir. Alman denizaltı hücumları da,daha önce çok etkili olmuş fakat alınan tedbirlerle tesiri azalmış ve daha başka harekât düzenlenmesi de yapılamamıştır. Bu hücuma katılan Yüzbaşı Lütfü Talat Bey ve arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum. Durakları cennet olsun. Bize düşen de bu kahramanları unutmamak ve gönüllerde yaşamasını sağlamaktır. Bilgi edinmeniz dileğiyle...  
Ekleme Tarihi: 18 Haziran 2017 - Pazar
Bünyamin Nami Tonka

Bir Adem Müsveddesine Sözümüzdür...

Adamın biri, Ülkücüler dinsizdir,demiş.
Bunu söyleyen de bir de Müftü.
Din adamlarının ,toplumumuzun bir bölümüne Tekfirci bir yaklaşım göstermesi çok yanlış.
Bu zat herhalde Konya'da yaşıyormuş.
Eh! Biz de tarihi bir olay anlatalım!
Yunan, Ankara yakınlarına gelmiş, çok zor bir mücadele veriliyor,düşman durduruluyor.
Sonra ,Büyük Taarruz çalışmaları yapılıyor.
Mustafa Kemal , hazırlıkları yerinde görmek için Konya'ya ve diğer yerlerdeki birlikleri denetlemeye gider.
Tekrar Konya'ya döner.
Bu arada ,Konya'da üst görevlilerden birisi,Paşa'ya :
----- Paşam! Hoca Efendiler,sizinle görüşmek isterler. Onlarla bir görüşseniz,der.
Paşa kabul eder.
Hoca Efendilerin,düşmana karşı yardım edeceğini düşünmekte ve böyle olacağını düşünerek mutlu olmaktadır.
Hoca Efendiler gelir.
Paşa'ya:
--- Paşa Hazretleri! Biz din adamları Hoca Efendiler ve medrese talebeleri, sizin savaşınızdan muaf tutulmak istiyoruz. Halifemiz Efendimiz,biz hocaları hep muaf tutmuştu,derler.
Paşa, tetik düşürecek her erkeğe ihtiyaçı olduğunu,bu işte kadınların bile gücüne muhtaç olduğumuzu söyler ve kızarda.
Konuşmasına devam eder...
Vatan savunması hepimizin ,der.
Herkes askere gidecek, ayrımcılık olmayacak, der.
Ankara' ya dönünce, herkesin savaşa dahil olacağını belirten bir kanun çıkarttırır. 
Böylece savaş kaçkınlarına fırsat tanımaz.
Şimdi bazı hödüklerin neden Mustafa Kemal Atatürk düşmanı olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Onlar ,dini savunduk ,deyip Cihat'tan kaçıyordu.
Paşa da onlara göre dinsizdi ya ! O, Cihat Bayrağı açmış, savaşa gidiyordu.
İşte bu savaş kaçkını hoca efendilerinin torunu olsa gerek,zat:
Ülkücüler dinsizdir, demiş...
Benim sözümde:
Ülkücüler, Mustafa Kemal'in Cihat çağrısına uyan ve düşmanı İzmir'de denize dökenlerin çocuklarıdır.
İslam uğruna , vatan uğruna, bayrak uğruna,devlet uğruna, namus uğruna şehit olanların torunlarıdır.
Günümüzde de aynı değerler için ,şehit olmak üzere yetişmiş hazır kıtalardır.
Sen de sadece" Lut Gölü "gibi bir zatsın.
Ey müfti efendi!
Bu duruma uygun tarihimizde de güzel söz ve şiirler var.
İşte birisi:
Kafir demiş bize müfti efendi.
Varalum diyelüm biz ona müselman.
Yarın ruz-ı cezaya varanda .
Çıkaruz ikimiz de anda yalan...
Demiş idi bir şair... 
Konya müftisine ithaf olunur...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...

Unuttuğumuz Bir Kahramanlık Olayı

Çanakkale Savaşları sırasında, düşman denizaltıları Boğaz'ın altından geçerek sivil ve askeri hedeflere saldırmıştır. 
Bizim nakliye gemilerimizi,yaralı taşıyan gemilerimizi, mavna, çatana ve yelkenli gemilerimizden,tespit edilebilen 216 gemimizi batırmıştır.
Bu dönem içinde de acaba biz bir cevap verebilir miyiz? Bir fedai deniz hücumu yapabilir miyiz,diye karşı tedbir almaya çalıştık.
Çözüm olarak biz de karşı atağa geçmek istedik.
Bu görevi de Yüzbaşı Lütfü Talat Bey komutasında, Demirhisar torpido gemisine verdik.
97 ton ağırlığında ve 27 deniz mili sürate sahip bu gemide, 6 subay, 20 astsubay ve er olmak üzere 26 Türk ;2' si subay ve diğerleri astsubay olmak üzere 7' si Alman toplam 33 mürettebat bulunuyordu.
Boğaz'dan ilk çıkış denemesi 25 Şubat1915 tarihinde yapılmış fakat Boğaz çıkışında iki zırhlı düşman gemisi görülünce geri dönülmüştür.
7 Mart 1915 tarihinde,ikinci defa çıkış denemesi yapılmış bunda başarılı olunmuş ve İmroz Adası'nın kuzeyinden , düşmana görünmeden ,9 Mart 1915 tarihinde izmir limanı ' na girilmiştir.
Demirhisar,İzmir Körfezi' nden ilk çıkış denemesini 11 Mart 1915 tarihinde yapmış ve Anna Rickmus adlı tayyare gemisine 300 metreden torpil atılmış ve ağır bir yara alması sağlanmıştır. Düşman bu gemiyi daha sonra tamir etmek suretiyle kurtarmıştır.
Demirhisar, bu tarihten sonra kömür almak ve dümen tertibatındaki arızayı gidermek amacıyla 15 Nisan1915 tarihine kadar İzmir Körfezi'nde kalmış ve daha sonra tekrar hücuma geçmiştir.
16 Nisan1915 tarihinde çıkılan seferde, İngiliz 29 . TÜMEN Askerleri'nden 650 kadarını, Limni'ye taşıyan Manitou adlı gemiyi yakalamış ve 10 dakika içinde geminin tahliye edilmesini sonra gemiyi batıracağını İngilizlere bildirmiştir.
Manitou gemisinde kargaşa çıkmış ve 51 asker denize atlamış ,denize atlayan bu askerler boğulmuşlardır. İşte tam bu sırada bir kruvazörün geldiği görülmüş ve iki torpil atılmış ,atılan bu torpiller arıza göstermiş hedefini bulmamıştır...
Bu arada bir savaş gemisinin daha geldiği tespit edilmiş bunun üzerine İzmir'e dönmek mümkün olmayınca bir manevra yapılarak Sakız Adası'nın kuzeyinden , güneyine geçilmiş ve Kalamati Koyu'na sığınılmıştır.
Düşman gemilerinin geldiği görülmüş,kurtuluşun mümkün olmadığı tespit edilince gemi bizimkilerce batırılarak düşman eline geçmesi önlenmiştir.
Askerlerimiz daha sonra, o zaman tarafsız olan Yunanistan'ın Sakız Adası kıyısına çıkmışlardır.
Yunanlılar , Kurtuluş Savaşı bitene kadar bizimkileri esir olarak tutmuş ,savaş bitince de serbest bırakmıştır. 
Alman askerleri ise Almanların girişimiyle hemen kurtulmuşlardır.
Tarihimizde büyük bir cesaret isteyen bu mücadele, ne yazıkki unutulmuştur.
Bir denizcilik mücadelesi olan bu hücum sonucu, İngiliz nakliye gemilerinin Akdeniz ve Ege Denizinde ,savaş gemileri refakatinde hareket etmesi tedbirini İngilizler almak zorunda kalmıştır.
Savaş gemilerinin boğazı zorlamada noksan kalmasına vesile olmuştur.
İngilizlerin büyük bir serbestlik içinde hareket etmesini önlemiştir.
Alman denizaltı hücumları da,daha önce çok etkili olmuş fakat alınan tedbirlerle tesiri azalmış ve daha başka harekât düzenlenmesi de yapılamamıştır.
Bu hücuma katılan Yüzbaşı Lütfü Talat Bey ve arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum.
Durakları cennet olsun.
Bize düşen de bu kahramanları unutmamak ve gönüllerde yaşamasını sağlamaktır.
Bilgi edinmeniz dileğiyle...

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.