Sevgili Okuyucularım Merhaba,
Problem:
Türkiye’de milyonlarca emekli, her geçen gün artan hayat pahalılığı karşısında eziliyor. Aldıkları maaş, bırakın refahı, temel ihtiyaçlarını bile karşılamıyor. Bu nedenle talep edilen 16.000 TL’lik seyyanen ödeme, artık bir beklenti değil, yaşamak için bir zorunluluk haline gelmiş durumda.
Peki, Sendikalar Nerede?
Emekçinin ve emeklinin sesi olması gereken sendikalar, ne yazık ki artık üyelerinin değil, siyasilerin sözcüsü gibi davranıyor. Bağlı oldukları siyasi partilerin söylemleriyle hareket ediyor, sanki ortada bir sorun yokmuş gibi davranıyorlar.
Oysa emekliler, herhangi bir sendikanın üyesi olmasalar da; sendikalar bazen bir avukat gibi, emeklinin hakkını savunmakla yükümlüdür. Fakat ne yapıyor sendikalar ?
- Sosyal medyada birkaç mesaj,
- Basına birkaç göstermelik açıklama...
- Sendika başkanları ise milletvekili listelerine girmek için çaba içinde.
Sonuçta emekliler istismar ediliyor. Gerçek, etkili bir mücadele yok.
Yetersiz de Olsa, Birkaç Olumlu Adım
Elbette birkaç sendika bu sorunu gündeme getirmeye çalıştı. Raporlar hazırlandı, bazı açıklamalar yapıldı. Ama bunlar yetersiz ve etkisiz kaldı. Çünkü bu girişimler güçlü bir kamuoyu baskısı oluşturamadı. Hiçbir sendika meseleyi doğrudan Meclis'e taşımadı.
Destek Değil, Şov Yapıldı
Bazı sendikalar sadece “görünmek” için sahnedeydi. 3-5 kişinin katıldığı basın açıklamaları, içi boş sloganlarla süslendi ama hiçbir sonuç getirmedi. Çünkü amaç, gerçekten hak aramak değil, sadece şov yapmaktı.
Peki, Sendikalar Ne Yapmalıydı?
- Meclis'e dosya sunmalıydılar.
- Tüm siyasi partilerle görüşmeliydiler.
- Toplu sözleşme masasında bu konuyu ısrarla dile getirmeliydiler.
- Gerekirse Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalıydılar.
Ama bunların hiçbirini yapmadılar. Çünkü:
- İktidara yakın sendikalar, koltuklarını koruma derdindeydi.
- Muhalefete yakın olanlar, kendi siyasi çevrelerine mesaj vermekle meşguldü.
Neden Meclis?
Çünkü 16.000 TL’lik seyyanen ödeme, bir yasa meselesidir. Bütçeye konması gerekir ve bu yasa Meclis kararıyla mümkün olabilir.
Sokakta bağırmakla değil, milletvekilleri üzerinde baskı kurarak sonuç alınabilir. Ama sendikalar Meclis kapısına emeklinin problemini çözmek için gitmedi.
Peki Ne Oldu?
Bazı sendikalar, üyelerine değil; hükümete veya siyasi bağlantılarına hizmet ederek milletvekili olmak için efor harcadı...
Halkın Sendikalara Bakışı
Bugün halkın gözünde sendikalar:
- Koltuk uğruna susanlar,
- Sadece vitrin açıklamaları yapanlar,
- Siyasi partilerin kapısını aşındıranlar,
- Emekliy ve emekçiyi istismar edenler,
Oysa emekçi ve emeklinin beklentisi net:
Emeklileri istismar etmeyen ve çözüm üreten sendikalar istiyoruz.
Sonuç
- Sendikalar siyasetin değil, halkın yanında olmalı.
- Koltuk için değil, adalet için mücadele etmeli.
Çünkü emekli açken, susan sendikaya sendika denmez.
Selam ve Saygılarımla,