Çanakkale Haber

Rektör Adayı Prof.Dr. Muammer Karaayvaz Projelerini Açıkladı

YEREL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 14.01.2015 - 22:08, Güncelleme: 14.01.2015 - 22:08 3000+ kez okundu.
 

Rektör Adayı Prof.Dr. Muammer Karaayvaz Projelerini Açıkladı

Prof.Dr. Muammer Karaayvaz adaylığını açıklamasının ardından bugünde projelerini açıkladı. Mevcut sorunlara atıfta bulunan Karaayvaz; Üniversite olarak üstün nitelikli insan kaynağının  kendisini özgürce ifade edebildiği uygun çalışma ortamının sağlanmadığı takdirde kurumsal potansiyelin sağlanamayacağını belirterek; “Tüm projelerimizi yaşama geçirirken “insan odaklı” çalışarak bizi farklı kılacak yaklaşımımızı da geliştirmiş olacağız. Bu yaklaşımla öncelikle akademik birimlerin fiziksel mekânlarının geliştirilmesi, yenileştirilmesi, mevcut inşaatların en kısa sürede tamamlanıp sahibi olan kurumlara teslim edilmesi, ek binaların yapılması, yol ve benzeri alt yapı sorunlarının çözülmesi, hep birlikte gerçekleştireceğimiz ortak projelerimiz olacaktır” dedi.   Prof.Dr. Muammer Karaayvaz açıklamasının devamında ise seçilmeleri halinde görev yapacakları süre içerisinde insanı en önemli değer olarak göreceklerine dair söz verdi; “Bugün kamuoyuna yansıtıldığı gibi, tüm bu projelerin sadece “rektörün projesi” olamayacağı açıktır. Bu ve benzeri yatırımların üniversitenin kamusal kaynaklara dayanan genel ve rektörlük yatırımları olduğu dikkate alınıp görevi aldığımızda yatırımları, karar oluşumu süreçlerine katılımlarınızı da sağlayarak ivedilikle ve kararlılıkla yapacağız. Kolaylaştırıcı koşulları da dikkate alıp iş başındaki yönetimin yaptığı fiziksel yatırımların en az yüzde 50 fazlasını bir dönemde yapacağımıza, insanı en önemli değer bilerek koruyacağımıza söz veriyoruz.”   Prof.Dr. Muammer Karaayvaz projeleri ile ilgili olarak ise Fakülte, Yüksek Okul ve Meslek Yüksek Okulu bazında yapmayı planladıkları projeler ile buralarda yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı;   BİGA İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ   En önemli problem Biga’daki öğretim elemanlarının, öğrencilerin ve idari personelin kendilerini ötekileşmiş, üniversitenin üvey evladı gibi görmeleridir. Bu sadece mekânsal mesafe ile ilgili bir konu değildir. Özellikle, merkezde ikinci İ.İ.B.F. açılıp bu Fakülteye Biga İ.İ.B.F.’de kadro bekleyen onlarca öğretim üyesi varken, dışarıdan öğretim üyesi getirilmesi ve yönetimde olan/yönetime yakın isimlerin kadrolarının buraya kaydırılması ciddi bir problem oluşturmaktadır. Merkezde şu an için öğrenci ve ders sayısının az olması nedeniyle bu yeni gelen öğretim üyeleri de Biga’daki derslere girmektedirler.   Yönetime yakın olan kişilere kadro tahsisleri günü gününe yapılırken, uzun yıllardır Biga’da çalışan öğretim elemanları kadro yokluğu bahane edilerek başka üniversitelere geçmeye zorlanmışlardır. 4 yıl önce 80 civarında olan öğretim üyesi sayısı, şu an 40’a düşmüştür. Yaşanan sıkıntılardan dolayı başka üniversiteye geçmeye çalışanlara da çeşitli zorluklar çıkarılmaktadır. Örneğin zorunlu hizmeti olan fakat kadro verilmeyen öğretim elemanlarına geçiş için yönetim onayı verilmemektedir. Oysa kişi yönetime yakınsa ve daha iyi bir üniversiteye geçme olanağı varsa bu öğretim elemanının geçmesine kolaylık sağlandığı gibi, geçtikten sonra da Biga’daki derslere aynen devam etmesine izin verilmektedir. Yönetime yakın olmayanlara ise hiçbir idari görevi olmamasına ve birkaç saat ders yükü bulunmasına rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeden başka bir üniversitede birkaç saat derse gitmesine bile izin verilmemektedir.   Öğretim elemanlarının odalarındaki olanaklar idareye yakınlığa göre değişmektedir. İdareye yakın olan öğretim elemanlarına yazıcı, klima gibi imkânlar sunulurken, öteki olarak görülenlere bu imkânlar sunulmamaktadır. Yönetime geldiğimizde bu tip ayrımcılığa son vererek herkese eşit hizmet imkânı sunacağız. Kampüs alanı gerek öğretim elemanları gerekse öğrenciler için yeterli imkânlara sahip değildir. Kampüs içerisine başta lojman olmak üzere çeşitli sosyal aktivite mekânları yapılarak öğretim elemanlarımızın ve öğrencilerimizin bu konuyla ilgili çektikleri sıkıntılar giderilecektir.  Biga’da oturmayan öğretim elemanları için fakülteye ulaşım ciddi bir sorundur. Bu sorun da yönetim dönemimizde çözülecektir.   DENİZ BİLİMLERİ VE TEKNOLOJİSİ FAKÜLTESİ   Çanakkale Boğazı’nın dünyanın önemli suyolları üzerinde bulunması ilimizi denizcilik sektöründe önemli bir noktaya getirmiştir. Bu konum nedeniyle denizcilik ve balıkçılık sektöründe söz sahibi olması gereken ilimize her yönden destek olması gereken fakültemiz, öğrenci gelmemesi başta olmak üzere birçok sorunu bünyesinde bulundurmaktadır. Mevcut sorunların çözüm yolunu isim değişikliğinde arayan yönetim, 2013 yılında “Su Ürünleri Fakültesi” olan ismini “Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi” olarak değiştirmiş, ancak bu isim değişikliği hiç bir işe yaramamıştır. Bünyesinde oldukça fazla bölüm bulunduran fakültenin öğrenci kaydı yapılan tek bölümü Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü’dür. Bununla beraber Türkiye çapında oldukça popüler olan “Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği Bölümü”, “Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü” ile “Deniz Teknoloji Mühendisliği Bölümü” izlenen yanlış politikalar nedeniyle bir türlü faaliyete geçirilememiştir. Bir türlü çözüme kavuşturulamayan bu sorunlar ortada dururken, bunlara ilave olarak, bazı kişilerin isteği üzerine Fakülte bünyesinde Deniz Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu’nun da açılması yönetim yanlışlarının en büyük göstergesidir. Araştırma ve eğitim amacıyla kullanılan gemilerde yaşanan teknik personel sıkıntısının çözülememesi, fakülteye hangi gözle bakıldığını açıkça göstermektedir.   Yönetime geldiğimizde, Fakültenin sorunlarının çözümü ve geleceği sadece belirli kişilerle görüşülerek değil, Fakültede görev yapan tüm öğretim elemanları ile yapılacak toplantılarla karara bağlanacaktır. İlk etapta sadece tabela üzerinde var olan ve bünyesinde öğretim üyesi bulundurmayan bazı bölümler kapatılıp, fakülteyi ayağa kaldıracak olan Gemicilik Bölümlerinin derhal aktif hale geçirilmesi sağlanacaktır. Bu bölümlerin ihtiyaç duyduğu atölye ve laboratuarlar, üniversitenin benzer bölümleri ile oluşturulacak bir Merkezi Atölye Laboratuarı projesi ile çözülecektir. Şehrimizde faal olarak çalışan tersaneler ile işbirliği yapılacak ve böylelikle kaynak israfından da kaçınılmış olunacaktır. İhtiyaç duyulan öğretim üyeleri ise, üniversite içinde farklı bölümlerde görev yapan konu ile ilgili öğretim üyeleri bir araya getirilerek ve dışarıdan nitelikli öğretim elemanları takviyesi yapılarak çözülecektir. Tüm bölümlerin aktif hale getirilmesi ile öğretim üyelerinin ders verememe sorunu da çözülmüş olacaktır. Yeterli sayıda öğretim üyesine sahip olan Fakültemizin desteği ile “Deniz Bilimleri Enstitüsü” kurularak denizcilik ve balıkçılık sektöründe üniversitemizin söz sahibi olması sağlanacaktır.   EĞİTİM FAKÜLTESİ   Eğitim Fakültesine ait binalar 1970 yılında inşa edilmiştir. Binalarda bir beton yorgunluğu olduğu gibi, binaların depreme karşı dayanaksız olduğu, son depremde net bir şekilde anlaşılmıştır. İşhanı görünümlü olarak yapılan öğretim elemanı ofis binası mevcut sorunları çözmediği gibi planlama sorunlarını da içeren bir binadır. Anafartalar Kampüsü, öğrencilerle öğretim elemanları arasındaki bağlantıyı koparmayan yeni derslik binalarına ve dinlenme alanlarına ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda bir plan dâhilinde öncelikle lojman binaları yıkılarak yerine ihtiyaçları karşılayacak yeni derslik binası yapılacak, A ve C Blok oraya taşınacaktır. Bu bloklarla beraber Çamlık Cafe de ivedilikle yıkılacak, atıl durumdaki Kapalı Spor Salonu ile Süleyman Demirel Konferans Salonu yeniden inşa edilecektir. Eski binaların yıkılmasıyla kazanılacak yerler yeşil alan ve spor alanı haline dönüştürülecektir.   Eğitim Fakültesinde yönetimsel anlayış Fakültenin ulusal/uluslararası düzeyde rekabet edecek bir noktaya taşınmasına engel olmakta ve Fakültenin yerelleşmesine neden olmaktadır. Son yıllarda Erasmus Programları kapsamında Fakülteye ayrılan kontenjanların azalması buna en güzel örnektir.   Eğitim Fakültesinin, akademik anlamda yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır. Son dört yıl içerisinde Fakülteye öğretim elemanı kazandırılırken Fakültenin kendi elemanlarına kadro verilmemiş, dışarıdan öğretim elemanları getirilmiştir. Dışarıdan öğretim elemanı getirilirken de nitelikten ziyade, nicelik gözetilmiştir. Pek çok nitelikli öğretim elemanları da başka üniversitelere geçmeye zorlanmıştır. Kadro bekleyen öğretim elemanlarına kadroları ivedilikle tahsis edilecek, mevcut kadrolu öğretim elemanları üzerindeki fazla ders yükü azaltılarak bilimsel çalışma yapmalarına imkan sağlanacaktır. Bunun yanında öğretim elemanı şartını karşılama noktasında sınırda bulunan bazı programların da öğretim elemanı ihtiyacı karşılanarak öğrenci alımı yapılacaktır. Fakültede öğretim elemanlarına ihtiyaç duyulan kadroları verilerek ders yükü azaltılacaktır. Fakülteye proje üreten bir dinamizm kazandırılacaktır.   Üniversitede Eğitim Fakültesi en fazla akademik ve sosyal boyutu bulunan etkinlikler düzenleyen bir fakülte konumunda iken, son yıllarda yaşanan olumsuz yaklaşımlar nedeniyle sözü edilen etkinlikleri düzenlemeyen, içe kapanık bir fakülte haline dönüşmüştür. Şeffaf ve kucaklayıcı bir yönetim anlayışıyla fakültenin vizyonu geliştirilecektir.   Eğitim Fakültesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortak projeler üretmelidir. Fakültenin İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği arttırılacaktır. İl bünyesindeki öğretmenlerin hizmet içi eğitimden geçirilmesi, düzenlenecek akademik etkinlikler ile alan ve pedagojik ihtiyaçlarının karşılanması zemini oluşturulacaktır. Bunun yanı sıra il bünyesinde eğitim kalitesinin yükseltilmesi veya sorunlarının çözümüne yönelik ortak projelerin yapılması teşvik edilecektir.   Eğitim Fakültesi mezunlarının lisansüstü eğitim yaptığı Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde de şeffaf bir yönetim anlayışının oluşturulması ve yetkili kurullarının daha katılımcı, kapsayıcı ve etkin olması sağlanacaktır. Öğretim üyesi şartı sınırda bulunan programların öğretim üyesi ihtiyacı karşılanarak yeni lisansüstü programların açılması için gerekli girişimler yapılacaktır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yapılarak daha fazla öğretmenin lisansüstü eğitime çekilmesi çalışması yapılacaktır. Ayrıca Uzaktan Eğitim veren programların sayısı arttırılacaktır.   FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ   Gerek öğretim üyesi odaları, gerekse laboratuar veya büro gibi mekân problemleri Fakültemizin öncelikli sorunudur. Bilimde öncü olan birçok üniversitede olduğu gibi her bölümün kendine ait binasının bulunduğu yeni bir kampüs hedefimizin ilk uygulaması bu Fakültemiz için gerçekleştirilecektir. Bazı bölümleri aşırı şişmiş akademik kadrolarına karşın yılda çok az sayıda öğrencinin tercih ettiği; buna karşın bazı bölümlerin ise kısıtlı kadrolarıyla yılda 60-70 yeni öğrenciye eğitim-öğretim vermeye çalıştığı görülmektedir. Mevcut fiziki şartlar bu kadroya sağlıklı eğitim-öğretim imkânı vermemektedir. Özellikle sözel bölümlerde sıklıkla gerçekleştirilen araştırma gezileri mevcut yönetim tarafından türlü bahanelerle sonlandırılmıştır. Makul ve gerekçelendirilmiş tüm bilimsel geziler için Fakültemizin bünyesinde bir bütçe tahsis edilmesini sağlayacağız.   Fakültemiz öğretim üyelerinin başkanlığını yaptığı, bazıları dünya çapında marka olmuş kazılara imkânlar dâhilinde bir gelir kalemi ayıracağız ve bu bölümlerin alanlarında sivrilerek üniversitemizin adının duyurulmasında öncü olmasını destekleyeceğiz.   Yönetime yakın olmadıkları gerekçesiyle kadroları engellenen tüm öğretim elemanlarının kadroları en kısa sürede ve adil bir şekilde tahsis edilecektir. Bu yönetim tarafından sergilenen tarafgir duygular bizim yönetimimiz döneminde asla sergilenmeyecek, kimsenin özlük hakkı asla engellenmeyecektir.   Fen-Edebiyat Fakültesi üniversitemizin en fazla bilimsel yayını yapan fakültesidir. Bilimsel bilgi ve kültürün arttırılması amacıyla, gerek bu fakültemizde gerekse diğer fakültelerimizde çalışan öğretim üyelerimizin yurtiçi/yurtdışı sempozyum, kongre, seminer gibi bilimsel toplantılara yolluklu/yevmiyeli olarak katılımlarını ön şartsız olarak destekleyeceğiz.   GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ   Fakültemiz kuruluşundan bu yana ne yazık ki Sanat Tarihi, Müzik, Fizik, Mimar ve Uluslararası İlişkiler kökenli dekanlarla yönetilmeye çalışılmış, bu da çözüm bekleyen sorunların çözülememesine ve sorunların büyümesine neden olmuştur. Bu nedenle fakülteye uygun branşta bir dekanın atanmasını sağlamak ilk görevimiz olacaktır.   Fakültemiz; Resim, Grafik, Tekstil, Seramik, Sahne Sanatları ve Geleneksel El Sanatları olmak üzere oldukça karışık ve uygun branşlaşmanın sağlanamadığı altı bölümden oluşmaktadır. Ülkemizdeki pek çok üniversitede Konservatuar altında eğitim veren Sahne Sanatları Bölümü’nün bizde Güzel Sanatlar Fakültesi içerisinde yer alması, genel yapılanmanın ne kadar yanlış olduğunun bir göstergesidir. Oysa ki üniversitemizin kurulmuş bir Devlet Konservatuarı ve çalışan iki öğretim elemanı vardır. Konservatuarın aktif olarak kaliteli hizmet verebilmesi için bu bölümün oraya aktarılması işlemlerini yapacağız. Böylelikle Güzel Sanatlar Fakültesi’nin fiziki şartlarında ve sıkışık kadrolarda bir rahatlama sağlamış olacağız.   “Türkiye’nin En Büyük (!!!) Güzel Sanatlar Fakültesi”ne sahip olduğumuz iddiasına karşın bazı bölümlerimizin baraka ve benzeri yerlerde eğitim vermesi ayıplanacak bir durumdur. Yönetimimiz döneminde, fakültenin teknik ve fiziki yapısı eğitim-öğretime uygun hale getirilecek, atölyeler ve benzeri donanımlar yeniden uyarlanarak bu mekânların verimli bir şekilde kullanılması sağlanacaktır. Ayrıca, türlü bahanelerle özlük hakları engellenen akademik personelin kadroları derhal tahsis edilecek, yönetime yakın olma durumuna göre yapılan ders görevlendirilmeleri branşlara göre adil bir şekilde dağıtılacaktır.   Üniversitenin dışa açılan yüzü olarak düşünülen fakültenin görsel ürünlerinin sergilenmesi kapsamında yapılan çalışmalar Türkiye ortalamasının çok altındadır. Bununla beraber panel ve sempozyum gibi bilimsel etkinliklerde de yok hükmündedir. Fakültemizin 100. Yıl Etkinlikleri’ne de katkı sağlamıyor olması oldukça üzücüdür. Bünyesinde var olan ve yeni açmayı düşündüğümüz yeni bölümlerle “Heykel, Grafik Tasarım, Tekstil Tasarım, Seramik Tasarım, Sanatsal Kurgu Tasarım, Tiyatro-Sahne-Dekor-Tasarım, Endüstriyel Tasarım, Geleneksel Türk Sanatları gibi” yeniden yapılandırılacak olan fakültemizin, ulusal ve uluslararası düzeyde Sanat Çalıştayları ve Sempozyumlar yapmasına olanak sağlanacaktır. Sosyal Bilimler Enstitüsü üzerinden yürütülen yüksek lisans ve sanatta yeterlilik eğitimlerinin, projelerimiz arasında açmayı planladığımız Güzel Sanatlar Enstitüsü bünyesinde yapılmasına imkan sağlanacaktır.   MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ   Mühendislik Fakültesi toplamda 14 adet bölümü bünyesinde barındırmasına rağmen bunlardan sadece 7 tanesi Eğitim-Öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Hem Normal Öğretim hem de İkinci Öğretim faaliyetlerini sürdüren bir bölümde sadece üç tane Yardımcı Doçent olması ve hiç Araştırma Görevlisi’nin olmaması, öğretim faaliyeti yapamayan başka bir bölümde ise bölümle alakası olmayan bir tane Profesör, dört tane Yardımcı Doçent ve üç tane Araştırma Görevlisi’nin olması tarafgir yönetim biçimini gözler önüne sermektedir. Bu noktadan hareketle, Eğitim-Öğretim faaliyetini sürdüren ve sürdüremeyen bölümlerin, herhangi bir ayrımcılık gözetmeden öğretim elemanı ve altyapı eksiklikleri bilimsel kriterleri dikkate alarak çözmek ana hedefimiz olacaktır.   Mevcut durum incelendiğinde Mühendislik Fakültesinin laboratuvarları oldukça sınırlıdır. Fakülte bünyesine 2014 yılı içerisinde planlama açısından ihtiyaçları karşılayamayan, su ve elektrik sistemleri laboratuvar koşullarına uygun olmayan, üstelik de havalandırma sistemi bile bulunmayan bir adet ek bina yapılmıştır. Fakülteye yakışır bir uygulama alanının oluşturulması gerekmektedir.   Enerji çağımızın en önemli araştırma alanlarından birisidir ve ülkemizin de öncelik verdiği araştırma alanlarının başında gelmektedir. Üniversitemizde yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili çalışmalarda Mühendislik Fakültesi’nin lokomotif görevi üstlenmesi gerekmektedir. Özellikle Çanakkale bölgesi bu konudaki kaynakların (Güneş, rüzgâr, biyokütle, jeotermal, akıntı vb.) hemen hemen tamamının bol miktarda bulunduğu doğal bir laboratuar niteliğindedir. Gelecek dönemde Mühendislik Fakültesi önderliğinde bu tür araştırmaların yapılması teşvik edilecek ve ilgili alanda çalışan akademik personelin üniversitemize kazandırılması sağlanacaktır.   Bu alanda kurulacak nitelikli kadro ile fakülteyi dünya çapında araştırmaların yapıldığı bir merkez haline getirmek yönetimimizin hedefleri arasında yer almaktadır. Enerji araştırma laboratuarlarının oluşturulması ve burada yapılacak çalışmalar sonucunda pilot ölçekte kendi enerjisini üreten bir Akıllı Bina yapılması, Güneş Enerjisi ile çalışan üniversitemize ait prototip araç yapımı gibi projeler Mühendislik Fakültesi’nin ve üniversitemizin prestiji açısından büyük önem arz etmektedir ve bu konulara ağırlık verilecektir.   Bu anlamda Makine Mühendisliği ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümleri aktif duruma getirilecek aynı zamanda mevcut olan Kimya Mühendisliği ve Malzeme Mühendisliği gibi bölümler de alanında donanımlı personel ve altyapı ile geliştirilecektir. Makine Mühendisliği, Gıda Mühendisliği, Kimya Mühendisliği ve Çevre Mühendisliği Bölümlerinin disiplinler arası çalışması ile Biyokütle Enerjisi üzerine pilot bir tesisin kurulması projelerimiz arasında yer almaktadır. Fakültenin yan tarafında yer alan ve yarım kalmış inşaat gerekli izinler alınarak yıkılacak ve yeni projelerin hayata geçirilmesi için bu alana yatırımlar yapılacaktır.   Mühendislik Fakültesi’nde öğretim üyesi olabilecek niteliklere sahip doktoralı öğretim elemanı olmasına karşın dışarıdan öğretim elemanı getirilmek suretiyle pek çok kişinin özlük hakkı yönetim tarafından engellenmiştir. Ayrıca 2-3 yıldır doçent ve profesör kadrosu bekleyen çok değerli bilim insanları varken yönetime yakın olanlara bu kadrolar hemen verilmiştir. Adama göre iş politikasıyla açılan yeni bölümlere, üniversite dışından bölümle alakası olmayan akademik eleman alımları yapılmıştır. Eğitim-Öğretim yapabilmesi için ilgili branşlarda yeterli sayıda ve nitelikte öğretim üyesi olmadığı için de bu bölümlerin öğrenci alımına YÖK tarafından onay verilmemiştir. Yönetime geldiğimizde özlük hakkı engellenen akademisyenlerin hak mağduriyeti derhal giderilecek, yeni açılan bölümlerin aktif hale geçirilmesi için ilgili branşlarda nitelikli öğretim üyesi alımı yapılacaktır.   TIP FAKÜLTESİ   Tıp Fakültesinin değerli öğretim üyelerinin hangi koşullarda çalıştığını en iyi bilenlerden biriyim. Geçen altı yıl boyunca hiç düzelme olmadığı gibi, bazı şartların daha da kötüleştiği bir ortamda çalışmaktayız. Mevcut yönetimin, plansız olarak yaptığı hastane binaları mevcut sorunlarımızı mı çözecek yoksa ek sorunlar mı getirecek hep beraber göreceğiz.   Plansız bir şekilde yapımı devam etmekte olan inşaatlar, yönetimimiz döneminde ihtiyaca uygun şekilde düzenlemeler yapılarak tamamlanacak ve en kısa sürede tüm birimleriyle hizmete açılacaktır.   Temel Tıp Bilimleri’nin mevcut fiziki mekan şartları acilen düzenlenecek, öğretim elamanlarının çalışma odaları mesleğe yakışan ve kuruma aidiyet duygusu veren yerler şeklinde yeniden düzenlenecektir.   Öğrenci laboratuarları daha geniş ve iç donanımları teknolojik ve eğitim malzemeleri yönünden yeterli hale getirilecektir. Ayrıca araştırma ve geliştirme çalışmalarının yapılacağı farklı, yüksek donanımlı, her birim için ayrı laboratuarlar oluşturulacaktır. Döner sermaye gelirlerinin artırılması için her türlü girişim yapılacak, döner sermaye ödemelerinde yöneticiler ile çalışanlar arasındaki haksız uçurum kaldırılacaktır. Multidisipliner çalışan bir Onkoloji merkezi kurularak, hastalarımızın başka şehirlere gitmeleri ve mağdur olmaları önlenecektir.   Tıp Fakültesi’nin tümünde meslek içi eğitimler desteklenerek, ileri teknoloji ve girişimlerin tanınması ve öğrenilmesi için eğitim salonları oluşturulacaktır. Alanlarında oldukça başarılı olmalarına karşın hak ettikleri değeri alamayan ve özlük hakları engellenen arkadaşlarımızın kadroları ivedilikle tahsis edilecek ve mağduriyetleri giderilecektir.   ZİRAAT FAKÜLTESİ   Dünya nüfusunun artışıyla birlikte, yoksulluk da artmaktadır. Dünya küresel düzeyde önemli sorunlarla boğuşmaktadır. Bu sorunların başında dünya nüfusunun doyurulması konusu vardır. Bu nedenle tarımsal araştırmalar ve çözümler, üniversitelerin en önemli çalışma alanlarından biri olmalıdır.   Çanakkale’nin ekonomisinde, tarım ve tarımsal ürünler çok büyük bir yer kaplamaktadır. Bu ekonomik göstergeler ışığında Ziraat Fakültesi’nin Çanakkale için ne kadar önemli olduğu görülmektedir. Üretken bir akademik kadroya sahip olan Ziraat Fakültesi Bölge tarımının gelişmesine büyük katkılar sunabilecek potansiyeldedir.   Ziraat Fakültesi’nin Çanakkale tarımının sorunlarını saptamak yönünde önemli gayretleri olmuş, özellikle yöre tarımına yönelik birçok konuda önemli başarılara imza atmıştır. Sorunların birçoğuna çözüm üretilmiş ve bu üretilen bilgi Çanakkale çiftçisinin kullanımına sunulmuştur. Geçmiş dönemlerde Ziraat Fakültesi’nin bu başarısında özverili, çalışkan ve dinamik akademik kadrosunun ve bünyesinde iç huzuru barındıran kurumsal bir kimliğe sahip olması etkili olmuştur. Ancak son yıllarda bu yapının bozulduğu, çeşitli nedenlerle personelin huzurunun kaçtığı ve çalışma motivasyonunu yitirdiği görülmüştür. Başta akademik personel olmak üzere tüm üniversite personelinin yeni bir motivasyona sahip olmaları konusunda, gerekenler yapılacaktır.   Ziraat Fakültesi, Çanakkale tarımının tüm paydaşlarının desteği ve ortaklığı ile kuracağı Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi çerçevesinde üreteceği AR-GE projelerinin desteklenmesi ve sonuçlarının uygulamaya geçirilmesi için üniversitemizce desteklenecektir. Kurulacak Merkez, Çanakkale’nin tarımsal STK’ları ile birlikte çiftçiyi eğitebilecek, yayım faaliyetlerini de koordine edecek bir yapıya kavuşturulacaktır. Ziraat Fakültesi’nin potansiyeli, bu merkezin ülkemizin önde gelen tarımsal AR-GE ve eğitim kurumu olarak faaliyet göstermesini sağlayacak niteliktedir. Üniversitemizin, ihmal edilen tarımsal araştırma ve eğitim-öğretim altyapısının güçlendirilmesi için gerekli altyapı desteği sağlanacaktır. Hiçbir gerekçe belirtilmeksizin kadro atamaları yapılmayan öğretim elemanlarımızın mağduriyetleri derhal giderilecek ve yönetimimizde hiç kimsenin özlük hakkı engellenmeyecektir.   BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU   Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde, Antrenörlük Eğitimi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği ve Spor Yöneticiliği Bölümleri aktif olarak yer almaktadır. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde yer alan bölümlerde verilen eğitimlerin amacına uygun bir şekilde yürütebilmek, alan bilgisine sahip tam donanımlı öğrenci yetiştirmek, kaliteli eğitim ve bilimsel çalışmalar yapabilmek için uygulama alanlarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Yönetime geldiğimizde öğrencilerin eğitimleri yapabildikleri bir mekan olmasının yanı sıra, Türk Sporuna katkı vermek adına Çanakkale ilinde aktif olan spor kulüplerindeki sporcu ve antrenörlere de fayda sağlayacak, öğrencilerimiz ve üniversitemiz çalışanlarına hizmet verebilecek tam donanımlı bir “Fitnes Salonu” kurulacaktır.   Öğrencilerin uygulamalı eğitimlerinin yanı sıra, Sporcu Performans testlerinin ve takiplerinin yapılabildiği Sporcu Performans Laboratuvarı ve Biyomekanik Laboratuvarı ile Kaya Tırmanma ve Mücadele Sporları gibi özel alan ve araç-gereç gerektiren Materyal Geliştirme Atölyesi yapılacaktır.   MESLEK YÜKSEKOKULLARI   Meslek Yüksekokulları’nda görev yapan öğretim elemanlarımız büyük zorluklar altında ve büyük fedakârlıklarla Eğitim-Öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Öğretim elemanlarımızın en önemli problemlerinin başında bilimsel araştırmalarını yapacak laboratuar, yardımcı personel, alet ve ekipman gibi gerekli olan donanımların okullarında bulunmaması gelmektedir. Bununla beraber bu okullarda görev yapan öğretim üyesi arkadaşlarımıza kendi alanlarında lisansüstü eğitim yaptırmalarının engellenmesi büyük bir problem oluşturmaktadır. Bilindiği gibi enstitülere bağlı Anabilim Dalları ve fakültelere bağlı Bölümler birbirinden tamamen bağımsızdır. Bundan dolayı da Meslek Yüksekokulları’nda görev yapan öğretim üyeleri branşlarıyla ilgili Anabilim Dallarında lisansüstü ders verebilme ve lisansüstü öğrencisi alabilme hakkına sahiptir. Yönetimimiz döneminde Meslek Yüksekokulları’nda görev yapan öğretim üyelerinin ilgili alanlarda lisansüstü ders açabilme ve lisansüstü öğrenci alabilme hakkı kendilerine sağlanacaktır. Ayrıca görev yaptıkları okullarda araştırmalarını yapabilecekleri laboratuarlar açılacak, araştırma yapmalarına engel teşkil eden tüm unsurlar ortadan kaldırılacaktır. Tüm Meslek Yüksek Okullarımıza, hem personelimizin hem de öğrencilerimizin vakitlerini geçirebilecekleri sosyal mekânlar yapılacaktır.   NASIL BİR ÜNİVERSİTE?   Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde “Bologna Süreci”, Üniversite üst yönetiminin “derhal tamamlanması” direktifi sonucu, akademisyenlerin uzun ve karmaşık bürokratik işlemleri, sürekli sorun çıkaran bir elektronik sistemde kayda geçirmesine indirgenmiş durumdadır. Bu sürece esas olan ilkeler, öze ilişkin temel normlar her gün ve her fırsatta ihlal edilirken akademisyenler sadece özün üzerindeki kabukla meşgul edilmektedir. Bu nedenle de Bologna Süreci’ne temel olan anlayış ve ilkeler üzerinde gerçekçi bir anlayışla bir kez daha durulacaktır.   1988’de, Avrupa’nın en eski Üniversitesi olan Bologna Üniversitesi’nin 900. kuruluş yıldönümü kutlama törenine katılan Avrupa Üniversiteleri Rektörlerinin imzaladığı, daha sonra  Magna Charta Universitatum  adıyla anılan Bologna Deklarasyonu’nun da  Üniversitelerin  Temel İlkeleri içerisinde ifade edilen konular kapsamında Özerk ve Demokratik Üniversite hedefimizi somutlayacak olan ilkeler ve yöntemler şunlardır:   1. Aşağıdan yukarıya doğru demokratik bir karar ve irade oluşumunu sağlayacak kurumsal yenilenmeyi gerçekleştirmek: Düşünce özgürlüğünün; yalnızca öğretim üyelerinin değil, üniversitenin tüm çalışanlarının düşüncelerini, görüşlerini özgürce dile getirebilme hakkının dokunulmazlığının garanti altında olması ön koşuldur. Bu bizim olmazsa olmazımızdır.   2. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi  Etik Kurulu’nun ve Yönergesi’nin Yeniden Oluşturulması Etik Kurulun oluşumu, görev alanı, kapsamı ve çalışma biçimi, akademik ve kurumsal özerkliğin yeşermesine katkıda bulunmak üzere; Üniversite üst yönetiminin denetimini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenip işlevsel kılınacaktır.   3. Özerk ve Demokratik Üniversite Hedefini Somutlayan İlkeleri ve Yöntemleri Birlikte Belirleyip Zenginleştirmek Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin özerk,  demokratik ve bilim üreten bir Üniversite olma yönünde gelişimini ve bu hedefi somutlayacak ilkeleri ile yöntemleri birlikte belirleyip uygulayacağız. Gerek adaylık sürecindeki görüşmelerimizde, gerekse seçildiğim ve atandığım takdirde yeni dönemin yalnızca başında değil, periyodik olarak yapacağımız toplantılarda bu konuyu sürekli tartışıp geliştireceğiz.   Üniversite Akademik Genel Kurulları ve Birim Akademik Kurulları saatler boyunca sadece yönetimin konuştuğu yer olmaktan çıkarılıp, üniversite içi karar ve irade oluşumu süreçlerinin tüm akademik personel tarafından gözden geçirilip değerlendirildiği, eleştirildiği, iyileştirilmesi için önlemlerin alındığı zeminler olacaktır. Bununla beraber, yerleşke içinde şu ana kadar yanlış yapılan alt ve üst yapı inşaatlarını da içine alan çevreyi ve doğal dokuyu koruyarak, yeni dinlenme alanları yapacağız.   ÖZLÜK HAKLARI   Değerli Öğretim üyelerimizin özlük haklarına saygı gösterilecek, başta atama ve yükseltmeler olmak üzere hiçbir konuda ve hiçbir nedenle özlük hakları ihlal edilmeyecektir. Ayrıca hükümet nezdinde ve her platformda gerekli girişimlerde bulunularak, öğretim üyelerinin geçim kaygısı çekmeden tüm enerjilerini eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarına vermelerini sağlamak üzere gelir düzeylerini sürekli olarak iyileştirmek amacıyla planlı ve üst düzeyde çalışmalar yapılacaktır.   Neleri Yapmayacağız?   1- Başta atama ve yükseltmeler olmak üzere, hiçbir konuda, hiçbir öğretim üyesinin özlük haklarını ihlal etmeyeceğiz. Atama ve yükseltmelerde “bizden” veya “bizden değil” ayrımı yapmayacağız. 50d kadrosunda bulunan Araştırma Görevlilerinin bölümün ihtiyaçları gözetilerek yaşadıkları mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda elimizden gelen gayreti göstereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. İdari personelin özlük haklarını da keyfi olarak ve kişisel ön yargılarla ihlal etmeyecek; çalışanlarımızın son dönemde tavan yapmış olan özlük hakkı kaygılarını adaletli uygulamalarla ortadan kaldıracağız. Hak eden herkes hakkını sonuna kadar alacaktır. Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir tasarrufun içine girmeyecek, yaptığımız her işin hesabını da alnımız açık olarak verecek şeffaflıkta olacağız.   2- Öğretim üyelerinin özgür düşüncesini kısıtlayan, temel hak ve özgürlükleri ihlal eden uygulamalara hiçbir şekilde ve hiçbir düzeyde izin vermeyecek; bireylerin özgür iradesini kısıtlamayı hedefleyen hukuksuz, yıldırma ve korkutma amaçlı soruşturmalar açmayacağız. Hukuka uymayan hiçbir yönetimsel uygulamanın yanında olmayacağız. Duyumlar üzerine, dedikodu kabilinden sözlere dayanarak kişileri hedef alan, haksız mağduriyetleri de beraberinde getiren tüm uygulamalara derhal son verilecektir.   3- Öğretim üyelerinin bilimsel ve ekonomik kazanımları yasal çerçevede eşit bir şekilde desteklenecektir. Bugüne kadar yapılmış olan, öğretim üyelerinin yurt içi ve dışı akademik etkinliklere katılabilmelerinin keyfi olarak önünün kesilmesi gibi üniversite kavramıyla bağdaşmayan uygulamalar sonlandırılacak; öğretim üyeleri bilimsel çalışmalara ve etkinliklere katılmaya teşvik edilecektir.   4- Üniversite Radyosunu ve web sayfasını “yönetimin sesi ve icraatın içinden programı” olarak kullanmayacağız.   5- Makamı temsilen verilen özel yemekler hariç, üniversite personelini dışlayan özel mekânlar ve özel hizmet alanları yaratılmayacaktır.   6- Kurumun araçları ve alt yapısı görev dışında kesinlikle kullandırılmayacak, hafta sonu özel gezi ve yemeklerde her türlü hizmet ve giderler kişisel imkânlarla karşılanacaktır.   7- Sistem değişiklikleri ani geçişlerle yapılmayacak; denenmemiş, pilot çalışması tamamlanmamış sistemler uygulamaya konulmayacak; öğrenci otomasyon programında yaşanan sorunlar dönemimizde yaşanmayacaktır.   8- Özel güvenlik personelinin, üniversitenin hiçbir bireyine fiziksel müdahalede bulunmasına izin vermeyeceğiz. Özel güvenlik personelinin görevi, dışarıdan yönlendirme ile kampüste huzuru ve güvenliği bozacak olayları yasal çerçevede engellemektir.   9- Üniversitemizde son dönemde sıkça karşılaşır olduğumuz ve üniversite sözüyle niteliksel olarak hiç de örtüşmeyen MOBBİNG’in hiçbir düzeyde ve türde, akademik ile idari personele uygulanmasına izin vermeyeceğiz. Varlık nedeni kampüs güvenliğini sağlamak olan kameraları, çalışanları taciz etmek veya korku imparatorluğu yaratmak amacıyla kullanmayacağız.   Değerli Meslektaşlarıma; gördüğümüz ve yaşadığımız haksız ve yanlış uygulamaların dönemimizde yaşanmayacağına dair söz veriyorum. Kapımın her zaman ve her kişiye açık olacağını taahhüt ediyorum.
Prof.Dr. Muammer Karaayvaz adaylığını açıklamasının ardından bugünde projelerini açıkladı. Mevcut sorunlara atıfta bulunan Karaayvaz; Üniversite olarak üstün nitelikli insan kaynağının  kendisini özgürce ifade edebildiği uygun çalışma ortamının sağlanmadığı takdirde kurumsal potansiyelin sağlanamayacağını belirterek; “Tüm projelerimizi yaşama geçirirken “insan odaklı” çalışarak bizi farklı kılacak yaklaşımımızı da geliştirmiş olacağız. Bu yaklaşımla öncelikle akademik birimlerin fiziksel mekânlarının geliştirilmesi, yenileştirilmesi, mevcut inşaatların en kısa sürede tamamlanıp sahibi olan kurumlara teslim edilmesi, ek binaların yapılması, yol ve benzeri alt yapı sorunlarının çözülmesi, hep birlikte gerçekleştireceğimiz ortak projelerimiz olacaktır” dedi.   Prof.Dr. Muammer Karaayvaz açıklamasının devamında ise seçilmeleri halinde görev yapacakları süre içerisinde insanı en önemli değer olarak göreceklerine dair söz verdi; “Bugün kamuoyuna yansıtıldığı gibi, tüm bu projelerin sadece “rektörün projesi” olamayacağı açıktır. Bu ve benzeri yatırımların üniversitenin kamusal kaynaklara dayanan genel ve rektörlük yatırımları olduğu dikkate alınıp görevi aldığımızda yatırımları, karar oluşumu süreçlerine katılımlarınızı da sağlayarak ivedilikle ve kararlılıkla yapacağız. Kolaylaştırıcı koşulları da dikkate alıp iş başındaki yönetimin yaptığı fiziksel yatırımların en az yüzde 50 fazlasını bir dönemde yapacağımıza, insanı en önemli değer bilerek koruyacağımıza söz veriyoruz.”   Prof.Dr. Muammer Karaayvaz projeleri ile ilgili olarak ise Fakülte, Yüksek Okul ve Meslek Yüksek Okulu bazında yapmayı planladıkları projeler ile buralarda yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı;   BİGA İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ   En önemli problem Biga’daki öğretim elemanlarının, öğrencilerin ve idari personelin kendilerini ötekileşmiş, üniversitenin üvey evladı gibi görmeleridir. Bu sadece mekânsal mesafe ile ilgili bir konu değildir. Özellikle, merkezde ikinci İ.İ.B.F. açılıp bu Fakülteye Biga İ.İ.B.F.’de kadro bekleyen onlarca öğretim üyesi varken, dışarıdan öğretim üyesi getirilmesi ve yönetimde olan/yönetime yakın isimlerin kadrolarının buraya kaydırılması ciddi bir problem oluşturmaktadır. Merkezde şu an için öğrenci ve ders sayısının az olması nedeniyle bu yeni gelen öğretim üyeleri de Biga’daki derslere girmektedirler.   Yönetime yakın olan kişilere kadro tahsisleri günü gününe yapılırken, uzun yıllardır Biga’da çalışan öğretim elemanları kadro yokluğu bahane edilerek başka üniversitelere geçmeye zorlanmışlardır. 4 yıl önce 80 civarında olan öğretim üyesi sayısı, şu an 40’a düşmüştür. Yaşanan sıkıntılardan dolayı başka üniversiteye geçmeye çalışanlara da çeşitli zorluklar çıkarılmaktadır. Örneğin zorunlu hizmeti olan fakat kadro verilmeyen öğretim elemanlarına geçiş için yönetim onayı verilmemektedir. Oysa kişi yönetime yakınsa ve daha iyi bir üniversiteye geçme olanağı varsa bu öğretim elemanının geçmesine kolaylık sağlandığı gibi, geçtikten sonra da Biga’daki derslere aynen devam etmesine izin verilmektedir. Yönetime yakın olmayanlara ise hiçbir idari görevi olmamasına ve birkaç saat ders yükü bulunmasına rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeden başka bir üniversitede birkaç saat derse gitmesine bile izin verilmemektedir.   Öğretim elemanlarının odalarındaki olanaklar idareye yakınlığa göre değişmektedir. İdareye yakın olan öğretim elemanlarına yazıcı, klima gibi imkânlar sunulurken, öteki olarak görülenlere bu imkânlar sunulmamaktadır. Yönetime geldiğimizde bu tip ayrımcılığa son vererek herkese eşit hizmet imkânı sunacağız. Kampüs alanı gerek öğretim elemanları gerekse öğrenciler için yeterli imkânlara sahip değildir. Kampüs içerisine başta lojman olmak üzere çeşitli sosyal aktivite mekânları yapılarak öğretim elemanlarımızın ve öğrencilerimizin bu konuyla ilgili çektikleri sıkıntılar giderilecektir.  Biga’da oturmayan öğretim elemanları için fakülteye ulaşım ciddi bir sorundur. Bu sorun da yönetim dönemimizde çözülecektir.   DENİZ BİLİMLERİ VE TEKNOLOJİSİ FAKÜLTESİ   Çanakkale Boğazı’nın dünyanın önemli suyolları üzerinde bulunması ilimizi denizcilik sektöründe önemli bir noktaya getirmiştir. Bu konum nedeniyle denizcilik ve balıkçılık sektöründe söz sahibi olması gereken ilimize her yönden destek olması gereken fakültemiz, öğrenci gelmemesi başta olmak üzere birçok sorunu bünyesinde bulundurmaktadır. Mevcut sorunların çözüm yolunu isim değişikliğinde arayan yönetim, 2013 yılında “Su Ürünleri Fakültesi” olan ismini “Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi” olarak değiştirmiş, ancak bu isim değişikliği hiç bir işe yaramamıştır. Bünyesinde oldukça fazla bölüm bulunduran fakültenin öğrenci kaydı yapılan tek bölümü Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü’dür. Bununla beraber Türkiye çapında oldukça popüler olan “Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği Bölümü”, “Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü” ile “Deniz Teknoloji Mühendisliği Bölümü” izlenen yanlış politikalar nedeniyle bir türlü faaliyete geçirilememiştir. Bir türlü çözüme kavuşturulamayan bu sorunlar ortada dururken, bunlara ilave olarak, bazı kişilerin isteği üzerine Fakülte bünyesinde Deniz Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu’nun da açılması yönetim yanlışlarının en büyük göstergesidir. Araştırma ve eğitim amacıyla kullanılan gemilerde yaşanan teknik personel sıkıntısının çözülememesi, fakülteye hangi gözle bakıldığını açıkça göstermektedir.   Yönetime geldiğimizde, Fakültenin sorunlarının çözümü ve geleceği sadece belirli kişilerle görüşülerek değil, Fakültede görev yapan tüm öğretim elemanları ile yapılacak toplantılarla karara bağlanacaktır. İlk etapta sadece tabela üzerinde var olan ve bünyesinde öğretim üyesi bulundurmayan bazı bölümler kapatılıp, fakülteyi ayağa kaldıracak olan Gemicilik Bölümlerinin derhal aktif hale geçirilmesi sağlanacaktır. Bu bölümlerin ihtiyaç duyduğu atölye ve laboratuarlar, üniversitenin benzer bölümleri ile oluşturulacak bir Merkezi Atölye Laboratuarı projesi ile çözülecektir. Şehrimizde faal olarak çalışan tersaneler ile işbirliği yapılacak ve böylelikle kaynak israfından da kaçınılmış olunacaktır. İhtiyaç duyulan öğretim üyeleri ise, üniversite içinde farklı bölümlerde görev yapan konu ile ilgili öğretim üyeleri bir araya getirilerek ve dışarıdan nitelikli öğretim elemanları takviyesi yapılarak çözülecektir. Tüm bölümlerin aktif hale getirilmesi ile öğretim üyelerinin ders verememe sorunu da çözülmüş olacaktır. Yeterli sayıda öğretim üyesine sahip olan Fakültemizin desteği ile “Deniz Bilimleri Enstitüsü” kurularak denizcilik ve balıkçılık sektöründe üniversitemizin söz sahibi olması sağlanacaktır.   EĞİTİM FAKÜLTESİ   Eğitim Fakültesine ait binalar 1970 yılında inşa edilmiştir. Binalarda bir beton yorgunluğu olduğu gibi, binaların depreme karşı dayanaksız olduğu, son depremde net bir şekilde anlaşılmıştır. İşhanı görünümlü olarak yapılan öğretim elemanı ofis binası mevcut sorunları çözmediği gibi planlama sorunlarını da içeren bir binadır. Anafartalar Kampüsü, öğrencilerle öğretim elemanları arasındaki bağlantıyı koparmayan yeni derslik binalarına ve dinlenme alanlarına ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda bir plan dâhilinde öncelikle lojman binaları yıkılarak yerine ihtiyaçları karşılayacak yeni derslik binası yapılacak, A ve C Blok oraya taşınacaktır. Bu bloklarla beraber Çamlık Cafe de ivedilikle yıkılacak, atıl durumdaki Kapalı Spor Salonu ile Süleyman Demirel Konferans Salonu yeniden inşa edilecektir. Eski binaların yıkılmasıyla kazanılacak yerler yeşil alan ve spor alanı haline dönüştürülecektir.   Eğitim Fakültesinde yönetimsel anlayış Fakültenin ulusal/uluslararası düzeyde rekabet edecek bir noktaya taşınmasına engel olmakta ve Fakültenin yerelleşmesine neden olmaktadır. Son yıllarda Erasmus Programları kapsamında Fakülteye ayrılan kontenjanların azalması buna en güzel örnektir.   Eğitim Fakültesinin, akademik anlamda yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır. Son dört yıl içerisinde Fakülteye öğretim elemanı kazandırılırken Fakültenin kendi elemanlarına kadro verilmemiş, dışarıdan öğretim elemanları getirilmiştir. Dışarıdan öğretim elemanı getirilirken de nitelikten ziyade, nicelik gözetilmiştir. Pek çok nitelikli öğretim elemanları da başka üniversitelere geçmeye zorlanmıştır. Kadro bekleyen öğretim elemanlarına kadroları ivedilikle tahsis edilecek, mevcut kadrolu öğretim elemanları üzerindeki fazla ders yükü azaltılarak bilimsel çalışma yapmalarına imkan sağlanacaktır. Bunun yanında öğretim elemanı şartını karşılama noktasında sınırda bulunan bazı programların da öğretim elemanı ihtiyacı karşılanarak öğrenci alımı yapılacaktır. Fakültede öğretim elemanlarına ihtiyaç duyulan kadroları verilerek ders yükü azaltılacaktır. Fakülteye proje üreten bir dinamizm kazandırılacaktır.   Üniversitede Eğitim Fakültesi en fazla akademik ve sosyal boyutu bulunan etkinlikler düzenleyen bir fakülte konumunda iken, son yıllarda yaşanan olumsuz yaklaşımlar nedeniyle sözü edilen etkinlikleri düzenlemeyen, içe kapanık bir fakülte haline dönüşmüştür. Şeffaf ve kucaklayıcı bir yönetim anlayışıyla fakültenin vizyonu geliştirilecektir.   Eğitim Fakültesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortak projeler üretmelidir. Fakültenin İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği arttırılacaktır. İl bünyesindeki öğretmenlerin hizmet içi eğitimden geçirilmesi, düzenlenecek akademik etkinlikler ile alan ve pedagojik ihtiyaçlarının karşılanması zemini oluşturulacaktır. Bunun yanı sıra il bünyesinde eğitim kalitesinin yükseltilmesi veya sorunlarının çözümüne yönelik ortak projelerin yapılması teşvik edilecektir.   Eğitim Fakültesi mezunlarının lisansüstü eğitim yaptığı Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde de şeffaf bir yönetim anlayışının oluşturulması ve yetkili kurullarının daha katılımcı, kapsayıcı ve etkin olması sağlanacaktır. Öğretim üyesi şartı sınırda bulunan programların öğretim üyesi ihtiyacı karşılanarak yeni lisansüstü programların açılması için gerekli girişimler yapılacaktır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yapılarak daha fazla öğretmenin lisansüstü eğitime çekilmesi çalışması yapılacaktır. Ayrıca Uzaktan Eğitim veren programların sayısı arttırılacaktır.   FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ   Gerek öğretim üyesi odaları, gerekse laboratuar veya büro gibi mekân problemleri Fakültemizin öncelikli sorunudur. Bilimde öncü olan birçok üniversitede olduğu gibi her bölümün kendine ait binasının bulunduğu yeni bir kampüs hedefimizin ilk uygulaması bu Fakültemiz için gerçekleştirilecektir. Bazı bölümleri aşırı şişmiş akademik kadrolarına karşın yılda çok az sayıda öğrencinin tercih ettiği; buna karşın bazı bölümlerin ise kısıtlı kadrolarıyla yılda 60-70 yeni öğrenciye eğitim-öğretim vermeye çalıştığı görülmektedir. Mevcut fiziki şartlar bu kadroya sağlıklı eğitim-öğretim imkânı vermemektedir. Özellikle sözel bölümlerde sıklıkla gerçekleştirilen araştırma gezileri mevcut yönetim tarafından türlü bahanelerle sonlandırılmıştır. Makul ve gerekçelendirilmiş tüm bilimsel geziler için Fakültemizin bünyesinde bir bütçe tahsis edilmesini sağlayacağız.   Fakültemiz öğretim üyelerinin başkanlığını yaptığı, bazıları dünya çapında marka olmuş kazılara imkânlar dâhilinde bir gelir kalemi ayıracağız ve bu bölümlerin alanlarında sivrilerek üniversitemizin adının duyurulmasında öncü olmasını destekleyeceğiz.   Yönetime yakın olmadıkları gerekçesiyle kadroları engellenen tüm öğretim elemanlarının kadroları en kısa sürede ve adil bir şekilde tahsis edilecektir. Bu yönetim tarafından sergilenen tarafgir duygular bizim yönetimimiz döneminde asla sergilenmeyecek, kimsenin özlük hakkı asla engellenmeyecektir.   Fen-Edebiyat Fakültesi üniversitemizin en fazla bilimsel yayını yapan fakültesidir. Bilimsel bilgi ve kültürün arttırılması amacıyla, gerek bu fakültemizde gerekse diğer fakültelerimizde çalışan öğretim üyelerimizin yurtiçi/yurtdışı sempozyum, kongre, seminer gibi bilimsel toplantılara yolluklu/yevmiyeli olarak katılımlarını ön şartsız olarak destekleyeceğiz.   GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ   Fakültemiz kuruluşundan bu yana ne yazık ki Sanat Tarihi, Müzik, Fizik, Mimar ve Uluslararası İlişkiler kökenli dekanlarla yönetilmeye çalışılmış, bu da çözüm bekleyen sorunların çözülememesine ve sorunların büyümesine neden olmuştur. Bu nedenle fakülteye uygun branşta bir dekanın atanmasını sağlamak ilk görevimiz olacaktır.   Fakültemiz; Resim, Grafik, Tekstil, Seramik, Sahne Sanatları ve Geleneksel El Sanatları olmak üzere oldukça karışık ve uygun branşlaşmanın sağlanamadığı altı bölümden oluşmaktadır. Ülkemizdeki pek çok üniversitede Konservatuar altında eğitim veren Sahne Sanatları Bölümü’nün bizde Güzel Sanatlar Fakültesi içerisinde yer alması, genel yapılanmanın ne kadar yanlış olduğunun bir göstergesidir. Oysa ki üniversitemizin kurulmuş bir Devlet Konservatuarı ve çalışan iki öğretim elemanı vardır. Konservatuarın aktif olarak kaliteli hizmet verebilmesi için bu bölümün oraya aktarılması işlemlerini yapacağız. Böylelikle Güzel Sanatlar Fakültesi’nin fiziki şartlarında ve sıkışık kadrolarda bir rahatlama sağlamış olacağız.   “Türkiye’nin En Büyük (!!!) Güzel Sanatlar Fakültesi”ne sahip olduğumuz iddiasına karşın bazı bölümlerimizin baraka ve benzeri yerlerde eğitim vermesi ayıplanacak bir durumdur. Yönetimimiz döneminde, fakültenin teknik ve fiziki yapısı eğitim-öğretime uygun hale getirilecek, atölyeler ve benzeri donanımlar yeniden uyarlanarak bu mekânların verimli bir şekilde kullanılması sağlanacaktır. Ayrıca, türlü bahanelerle özlük hakları engellenen akademik personelin kadroları derhal tahsis edilecek, yönetime yakın olma durumuna göre yapılan ders görevlendirilmeleri branşlara göre adil bir şekilde dağıtılacaktır.   Üniversitenin dışa açılan yüzü olarak düşünülen fakültenin görsel ürünlerinin sergilenmesi kapsamında yapılan çalışmalar Türkiye ortalamasının çok altındadır. Bununla beraber panel ve sempozyum gibi bilimsel etkinliklerde de yok hükmündedir. Fakültemizin 100. Yıl Etkinlikleri’ne de katkı sağlamıyor olması oldukça üzücüdür. Bünyesinde var olan ve yeni açmayı düşündüğümüz yeni bölümlerle “Heykel, Grafik Tasarım, Tekstil Tasarım, Seramik Tasarım, Sanatsal Kurgu Tasarım, Tiyatro-Sahne-Dekor-Tasarım, Endüstriyel Tasarım, Geleneksel Türk Sanatları gibi” yeniden yapılandırılacak olan fakültemizin, ulusal ve uluslararası düzeyde Sanat Çalıştayları ve Sempozyumlar yapmasına olanak sağlanacaktır. Sosyal Bilimler Enstitüsü üzerinden yürütülen yüksek lisans ve sanatta yeterlilik eğitimlerinin, projelerimiz arasında açmayı planladığımız Güzel Sanatlar Enstitüsü bünyesinde yapılmasına imkan sağlanacaktır.   MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ   Mühendislik Fakültesi toplamda 14 adet bölümü bünyesinde barındırmasına rağmen bunlardan sadece 7 tanesi Eğitim-Öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Hem Normal Öğretim hem de İkinci Öğretim faaliyetlerini sürdüren bir bölümde sadece üç tane Yardımcı Doçent olması ve hiç Araştırma Görevlisi’nin olmaması, öğretim faaliyeti yapamayan başka bir bölümde ise bölümle alakası olmayan bir tane Profesör, dört tane Yardımcı Doçent ve üç tane Araştırma Görevlisi’nin olması tarafgir yönetim biçimini gözler önüne sermektedir. Bu noktadan hareketle, Eğitim-Öğretim faaliyetini sürdüren ve sürdüremeyen bölümlerin, herhangi bir ayrımcılık gözetmeden öğretim elemanı ve altyapı eksiklikleri bilimsel kriterleri dikkate alarak çözmek ana hedefimiz olacaktır.   Mevcut durum incelendiğinde Mühendislik Fakültesinin laboratuvarları oldukça sınırlıdır. Fakülte bünyesine 2014 yılı içerisinde planlama açısından ihtiyaçları karşılayamayan, su ve elektrik sistemleri laboratuvar koşullarına uygun olmayan, üstelik de havalandırma sistemi bile bulunmayan bir adet ek bina yapılmıştır. Fakülteye yakışır bir uygulama alanının oluşturulması gerekmektedir.   Enerji çağımızın en önemli araştırma alanlarından birisidir ve ülkemizin de öncelik verdiği araştırma alanlarının başında gelmektedir. Üniversitemizde yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili çalışmalarda Mühendislik Fakültesi’nin lokomotif görevi üstlenmesi gerekmektedir. Özellikle Çanakkale bölgesi bu konudaki kaynakların (Güneş, rüzgâr, biyokütle, jeotermal, akıntı vb.) hemen hemen tamamının bol miktarda bulunduğu doğal bir laboratuar niteliğindedir. Gelecek dönemde Mühendislik Fakültesi önderliğinde bu tür araştırmaların yapılması teşvik edilecek ve ilgili alanda çalışan akademik personelin üniversitemize kazandırılması sağlanacaktır.   Bu alanda kurulacak nitelikli kadro ile fakülteyi dünya çapında araştırmaların yapıldığı bir merkez haline getirmek yönetimimizin hedefleri arasında yer almaktadır. Enerji araştırma laboratuarlarının oluşturulması ve burada yapılacak çalışmalar sonucunda pilot ölçekte kendi enerjisini üreten bir Akıllı Bina yapılması, Güneş Enerjisi ile çalışan üniversitemize ait prototip araç yapımı gibi projeler Mühendislik Fakültesi’nin ve üniversitemizin prestiji açısından büyük önem arz etmektedir ve bu konulara ağırlık verilecektir.   Bu anlamda Makine Mühendisliği ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümleri aktif duruma getirilecek aynı zamanda mevcut olan Kimya Mühendisliği ve Malzeme Mühendisliği gibi bölümler de alanında donanımlı personel ve altyapı ile geliştirilecektir. Makine Mühendisliği, Gıda Mühendisliği, Kimya Mühendisliği ve Çevre Mühendisliği Bölümlerinin disiplinler arası çalışması ile Biyokütle Enerjisi üzerine pilot bir tesisin kurulması projelerimiz arasında yer almaktadır. Fakültenin yan tarafında yer alan ve yarım kalmış inşaat gerekli izinler alınarak yıkılacak ve yeni projelerin hayata geçirilmesi için bu alana yatırımlar yapılacaktır.   Mühendislik Fakültesi’nde öğretim üyesi olabilecek niteliklere sahip doktoralı öğretim elemanı olmasına karşın dışarıdan öğretim elemanı getirilmek suretiyle pek çok kişinin özlük hakkı yönetim tarafından engellenmiştir. Ayrıca 2-3 yıldır doçent ve profesör kadrosu bekleyen çok değerli bilim insanları varken yönetime yakın olanlara bu kadrolar hemen verilmiştir. Adama göre iş politikasıyla açılan yeni bölümlere, üniversite dışından bölümle alakası olmayan akademik eleman alımları yapılmıştır. Eğitim-Öğretim yapabilmesi için ilgili branşlarda yeterli sayıda ve nitelikte öğretim üyesi olmadığı için de bu bölümlerin öğrenci alımına YÖK tarafından onay verilmemiştir. Yönetime geldiğimizde özlük hakkı engellenen akademisyenlerin hak mağduriyeti derhal giderilecek, yeni açılan bölümlerin aktif hale geçirilmesi için ilgili branşlarda nitelikli öğretim üyesi alımı yapılacaktır.   TIP FAKÜLTESİ   Tıp Fakültesinin değerli öğretim üyelerinin hangi koşullarda çalıştığını en iyi bilenlerden biriyim. Geçen altı yıl boyunca hiç düzelme olmadığı gibi, bazı şartların daha da kötüleştiği bir ortamda çalışmaktayız. Mevcut yönetimin, plansız olarak yaptığı hastane binaları mevcut sorunlarımızı mı çözecek yoksa ek sorunlar mı getirecek hep beraber göreceğiz.   Plansız bir şekilde yapımı devam etmekte olan inşaatlar, yönetimimiz döneminde ihtiyaca uygun şekilde düzenlemeler yapılarak tamamlanacak ve en kısa sürede tüm birimleriyle hizmete açılacaktır.   Temel Tıp Bilimleri’nin mevcut fiziki mekan şartları acilen düzenlenecek, öğretim elamanlarının çalışma odaları mesleğe yakışan ve kuruma aidiyet duygusu veren yerler şeklinde yeniden düzenlenecektir.   Öğrenci laboratuarları daha geniş ve iç donanımları teknolojik ve eğitim malzemeleri yönünden yeterli hale getirilecektir. Ayrıca araştırma ve geliştirme çalışmalarının yapılacağı farklı, yüksek donanımlı, her birim için ayrı laboratuarlar oluşturulacaktır. Döner sermaye gelirlerinin artırılması için her türlü girişim yapılacak, döner sermaye ödemelerinde yöneticiler ile çalışanlar arasındaki haksız uçurum kaldırılacaktır. Multidisipliner çalışan bir Onkoloji merkezi kurularak, hastalarımızın başka şehirlere gitmeleri ve mağdur olmaları önlenecektir.   Tıp Fakültesi’nin tümünde meslek içi eğitimler desteklenerek, ileri teknoloji ve girişimlerin tanınması ve öğrenilmesi için eğitim salonları oluşturulacaktır. Alanlarında oldukça başarılı olmalarına karşın hak ettikleri değeri alamayan ve özlük hakları engellenen arkadaşlarımızın kadroları ivedilikle tahsis edilecek ve mağduriyetleri giderilecektir.   ZİRAAT FAKÜLTESİ   Dünya nüfusunun artışıyla birlikte, yoksulluk da artmaktadır. Dünya küresel düzeyde önemli sorunlarla boğuşmaktadır. Bu sorunların başında dünya nüfusunun doyurulması konusu vardır. Bu nedenle tarımsal araştırmalar ve çözümler, üniversitelerin en önemli çalışma alanlarından biri olmalıdır.   Çanakkale’nin ekonomisinde, tarım ve tarımsal ürünler çok büyük bir yer kaplamaktadır. Bu ekonomik göstergeler ışığında Ziraat Fakültesi’nin Çanakkale için ne kadar önemli olduğu görülmektedir. Üretken bir akademik kadroya sahip olan Ziraat Fakültesi Bölge tarımının gelişmesine büyük katkılar sunabilecek potansiyeldedir.   Ziraat Fakültesi’nin Çanakkale tarımının sorunlarını saptamak yönünde önemli gayretleri olmuş, özellikle yöre tarımına yönelik birçok konuda önemli başarılara imza atmıştır. Sorunların birçoğuna çözüm üretilmiş ve bu üretilen bilgi Çanakkale çiftçisinin kullanımına sunulmuştur. Geçmiş dönemlerde Ziraat Fakültesi’nin bu başarısında özverili, çalışkan ve dinamik akademik kadrosunun ve bünyesinde iç huzuru barındıran kurumsal bir kimliğe sahip olması etkili olmuştur. Ancak son yıllarda bu yapının bozulduğu, çeşitli nedenlerle personelin huzurunun kaçtığı ve çalışma motivasyonunu yitirdiği görülmüştür. Başta akademik personel olmak üzere tüm üniversite personelinin yeni bir motivasyona sahip olmaları konusunda, gerekenler yapılacaktır.   Ziraat Fakültesi, Çanakkale tarımının tüm paydaşlarının desteği ve ortaklığı ile kuracağı Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi çerçevesinde üreteceği AR-GE projelerinin desteklenmesi ve sonuçlarının uygulamaya geçirilmesi için üniversitemizce desteklenecektir. Kurulacak Merkez, Çanakkale’nin tarımsal STK’ları ile birlikte çiftçiyi eğitebilecek, yayım faaliyetlerini de koordine edecek bir yapıya kavuşturulacaktır. Ziraat Fakültesi’nin potansiyeli, bu merkezin ülkemizin önde gelen tarımsal AR-GE ve eğitim kurumu olarak faaliyet göstermesini sağlayacak niteliktedir. Üniversitemizin, ihmal edilen tarımsal araştırma ve eğitim-öğretim altyapısının güçlendirilmesi için gerekli altyapı desteği sağlanacaktır. Hiçbir gerekçe belirtilmeksizin kadro atamaları yapılmayan öğretim elemanlarımızın mağduriyetleri derhal giderilecek ve yönetimimizde hiç kimsenin özlük hakkı engellenmeyecektir.   BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU   Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde, Antrenörlük Eğitimi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği ve Spor Yöneticiliği Bölümleri aktif olarak yer almaktadır. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde yer alan bölümlerde verilen eğitimlerin amacına uygun bir şekilde yürütebilmek, alan bilgisine sahip tam donanımlı öğrenci yetiştirmek, kaliteli eğitim ve bilimsel çalışmalar yapabilmek için uygulama alanlarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Yönetime geldiğimizde öğrencilerin eğitimleri yapabildikleri bir mekan olmasının yanı sıra, Türk Sporuna katkı vermek adına Çanakkale ilinde aktif olan spor kulüplerindeki sporcu ve antrenörlere de fayda sağlayacak, öğrencilerimiz ve üniversitemiz çalışanlarına hizmet verebilecek tam donanımlı bir “Fitnes Salonu” kurulacaktır.   Öğrencilerin uygulamalı eğitimlerinin yanı sıra, Sporcu Performans testlerinin ve takiplerinin yapılabildiği Sporcu Performans Laboratuvarı ve Biyomekanik Laboratuvarı ile Kaya Tırmanma ve Mücadele Sporları gibi özel alan ve araç-gereç gerektiren Materyal Geliştirme Atölyesi yapılacaktır.   MESLEK YÜKSEKOKULLARI   Meslek Yüksekokulları’nda görev yapan öğretim elemanlarımız büyük zorluklar altında ve büyük fedakârlıklarla Eğitim-Öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Öğretim elemanlarımızın en önemli problemlerinin başında bilimsel araştırmalarını yapacak laboratuar, yardımcı personel, alet ve ekipman gibi gerekli olan donanımların okullarında bulunmaması gelmektedir. Bununla beraber bu okullarda görev yapan öğretim üyesi arkadaşlarımıza kendi alanlarında lisansüstü eğitim yaptırmalarının engellenmesi büyük bir problem oluşturmaktadır. Bilindiği gibi enstitülere bağlı Anabilim Dalları ve fakültelere bağlı Bölümler birbirinden tamamen bağımsızdır. Bundan dolayı da Meslek Yüksekokulları’nda görev yapan öğretim üyeleri branşlarıyla ilgili Anabilim Dallarında lisansüstü ders verebilme ve lisansüstü öğrencisi alabilme hakkına sahiptir. Yönetimimiz döneminde Meslek Yüksekokulları’nda görev yapan öğretim üyelerinin ilgili alanlarda lisansüstü ders açabilme ve lisansüstü öğrenci alabilme hakkı kendilerine sağlanacaktır. Ayrıca görev yaptıkları okullarda araştırmalarını yapabilecekleri laboratuarlar açılacak, araştırma yapmalarına engel teşkil eden tüm unsurlar ortadan kaldırılacaktır. Tüm Meslek Yüksek Okullarımıza, hem personelimizin hem de öğrencilerimizin vakitlerini geçirebilecekleri sosyal mekânlar yapılacaktır.   NASIL BİR ÜNİVERSİTE?   Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde “Bologna Süreci”, Üniversite üst yönetiminin “derhal tamamlanması” direktifi sonucu, akademisyenlerin uzun ve karmaşık bürokratik işlemleri, sürekli sorun çıkaran bir elektronik sistemde kayda geçirmesine indirgenmiş durumdadır. Bu sürece esas olan ilkeler, öze ilişkin temel normlar her gün ve her fırsatta ihlal edilirken akademisyenler sadece özün üzerindeki kabukla meşgul edilmektedir. Bu nedenle de Bologna Süreci’ne temel olan anlayış ve ilkeler üzerinde gerçekçi bir anlayışla bir kez daha durulacaktır.   1988’de, Avrupa’nın en eski Üniversitesi olan Bologna Üniversitesi’nin 900. kuruluş yıldönümü kutlama törenine katılan Avrupa Üniversiteleri Rektörlerinin imzaladığı, daha sonra  Magna Charta Universitatum  adıyla anılan Bologna Deklarasyonu’nun da  Üniversitelerin  Temel İlkeleri içerisinde ifade edilen konular kapsamında Özerk ve Demokratik Üniversite hedefimizi somutlayacak olan ilkeler ve yöntemler şunlardır:   1. Aşağıdan yukarıya doğru demokratik bir karar ve irade oluşumunu sağlayacak kurumsal yenilenmeyi gerçekleştirmek: Düşünce özgürlüğünün; yalnızca öğretim üyelerinin değil, üniversitenin tüm çalışanlarının düşüncelerini, görüşlerini özgürce dile getirebilme hakkının dokunulmazlığının garanti altında olması ön koşuldur. Bu bizim olmazsa olmazımızdır.   2. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi  Etik Kurulu’nun ve Yönergesi’nin Yeniden Oluşturulması Etik Kurulun oluşumu, görev alanı, kapsamı ve çalışma biçimi, akademik ve kurumsal özerkliğin yeşermesine katkıda bulunmak üzere; Üniversite üst yönetiminin denetimini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenip işlevsel kılınacaktır.   3. Özerk ve Demokratik Üniversite Hedefini Somutlayan İlkeleri ve Yöntemleri Birlikte Belirleyip Zenginleştirmek Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin özerk,  demokratik ve bilim üreten bir Üniversite olma yönünde gelişimini ve bu hedefi somutlayacak ilkeleri ile yöntemleri birlikte belirleyip uygulayacağız. Gerek adaylık sürecindeki görüşmelerimizde, gerekse seçildiğim ve atandığım takdirde yeni dönemin yalnızca başında değil, periyodik olarak yapacağımız toplantılarda bu konuyu sürekli tartışıp geliştireceğiz.   Üniversite Akademik Genel Kurulları ve Birim Akademik Kurulları saatler boyunca sadece yönetimin konuştuğu yer olmaktan çıkarılıp, üniversite içi karar ve irade oluşumu süreçlerinin tüm akademik personel tarafından gözden geçirilip değerlendirildiği, eleştirildiği, iyileştirilmesi için önlemlerin alındığı zeminler olacaktır. Bununla beraber, yerleşke içinde şu ana kadar yanlış yapılan alt ve üst yapı inşaatlarını da içine alan çevreyi ve doğal dokuyu koruyarak, yeni dinlenme alanları yapacağız.   ÖZLÜK HAKLARI   Değerli Öğretim üyelerimizin özlük haklarına saygı gösterilecek, başta atama ve yükseltmeler olmak üzere hiçbir konuda ve hiçbir nedenle özlük hakları ihlal edilmeyecektir. Ayrıca hükümet nezdinde ve her platformda gerekli girişimlerde bulunularak, öğretim üyelerinin geçim kaygısı çekmeden tüm enerjilerini eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarına vermelerini sağlamak üzere gelir düzeylerini sürekli olarak iyileştirmek amacıyla planlı ve üst düzeyde çalışmalar yapılacaktır.   Neleri Yapmayacağız?   1- Başta atama ve yükseltmeler olmak üzere, hiçbir konuda, hiçbir öğretim üyesinin özlük haklarını ihlal etmeyeceğiz. Atama ve yükseltmelerde “bizden” veya “bizden değil” ayrımı yapmayacağız. 50d kadrosunda bulunan Araştırma Görevlilerinin bölümün ihtiyaçları gözetilerek yaşadıkları mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda elimizden gelen gayreti göstereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. İdari personelin özlük haklarını da keyfi olarak ve kişisel ön yargılarla ihlal etmeyecek; çalışanlarımızın son dönemde tavan yapmış olan özlük hakkı kaygılarını adaletli uygulamalarla ortadan kaldıracağız. Hak eden herkes hakkını sonuna kadar alacaktır. Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir tasarrufun içine girmeyecek, yaptığımız her işin hesabını da alnımız açık olarak verecek şeffaflıkta olacağız.   2- Öğretim üyelerinin özgür düşüncesini kısıtlayan, temel hak ve özgürlükleri ihlal eden uygulamalara hiçbir şekilde ve hiçbir düzeyde izin vermeyecek; bireylerin özgür iradesini kısıtlamayı hedefleyen hukuksuz, yıldırma ve korkutma amaçlı soruşturmalar açmayacağız. Hukuka uymayan hiçbir yönetimsel uygulamanın yanında olmayacağız. Duyumlar üzerine, dedikodu kabilinden sözlere dayanarak kişileri hedef alan, haksız mağduriyetleri de beraberinde getiren tüm uygulamalara derhal son verilecektir.   3- Öğretim üyelerinin bilimsel ve ekonomik kazanımları yasal çerçevede eşit bir şekilde desteklenecektir. Bugüne kadar yapılmış olan, öğretim üyelerinin yurt içi ve dışı akademik etkinliklere katılabilmelerinin keyfi olarak önünün kesilmesi gibi üniversite kavramıyla bağdaşmayan uygulamalar sonlandırılacak; öğretim üyeleri bilimsel çalışmalara ve etkinliklere katılmaya teşvik edilecektir.   4- Üniversite Radyosunu ve web sayfasını “yönetimin sesi ve icraatın içinden programı” olarak kullanmayacağız.   5- Makamı temsilen verilen özel yemekler hariç, üniversite personelini dışlayan özel mekânlar ve özel hizmet alanları yaratılmayacaktır.   6- Kurumun araçları ve alt yapısı görev dışında kesinlikle kullandırılmayacak, hafta sonu özel gezi ve yemeklerde her türlü hizmet ve giderler kişisel imkânlarla karşılanacaktır.   7- Sistem değişiklikleri ani geçişlerle yapılmayacak; denenmemiş, pilot çalışması tamamlanmamış sistemler uygulamaya konulmayacak; öğrenci otomasyon programında yaşanan sorunlar dönemimizde yaşanmayacaktır.   8- Özel güvenlik personelinin, üniversitenin hiçbir bireyine fiziksel müdahalede bulunmasına izin vermeyeceğiz. Özel güvenlik personelinin görevi, dışarıdan yönlendirme ile kampüste huzuru ve güvenliği bozacak olayları yasal çerçevede engellemektir.   9- Üniversitemizde son dönemde sıkça karşılaşır olduğumuz ve üniversite sözüyle niteliksel olarak hiç de örtüşmeyen MOBBİNG’in hiçbir düzeyde ve türde, akademik ile idari personele uygulanmasına izin vermeyeceğiz. Varlık nedeni kampüs güvenliğini sağlamak olan kameraları, çalışanları taciz etmek veya korku imparatorluğu yaratmak amacıyla kullanmayacağız.   Değerli Meslektaşlarıma; gördüğümüz ve yaşadığımız haksız ve yanlış uygulamaların dönemimizde yaşanmayacağına dair söz veriyorum. Kapımın her zaman ve her kişiye açık olacağını taahhüt ediyorum.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.