Çanakkale Haber

10 kadından 9ʹu çocuk bakımı ve ev işlerini eşiyle paylaşmak istiyor

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 28.01.2019 - 08:58, Güncelleme: 28.01.2019 - 08:58 3216+ kez okundu.
 

10 kadından 9ʹu çocuk bakımı ve ev işlerini eşiyle paylaşmak istiyor

Türkiyeʹnin 52 ilinden toplam 3032 kadının katıldığı Kadın Yaşam Kalitesi Endeksiʹnin sonuçları açıklandı. Ankete katılan kadınların yüzde 47ʹsi “psikolojik destek almam gereken zamanlar oldu” diyor. Yüzde 34ʹü, önce eğitim konusunda kalıcı bir çözüm üretilmesini bekliyor. Yüzde 60ʹı erkeklerin kadınlara göre daha fazla para kazanmasının normal olmadığını söylüyor. On kadından dokuzu ise ev işleri ve çocuk bakımının sadece kadınların görevi olmadığını belirtiyor. Araştırma sonuçlarını yorumlayan Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, ev bütçesinde söz hakkı olmayan kadınların hayatlarından daha az memnun olduğunu vurguladı.    Türkiyeʹnin en yaygın spor zinciri b-fitʹin düzenlediği Kadın Yaşam Kalitesi Endeksi, kadınların yaşam koşullarını gelir düzeyinden çalışma durumuna, sağlıklı beslenmeden toplumsal hayata katılım derecesine kadar pek çok dinamik üzerinden ortaya koyuyor. Endeksin verilerini analiz eden Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu sonuçları psikolojik bir perspektiften değerlendirdi.    Ekonomik sıkıntılar liste başında Araştırmaya katılanlara “Sizce Türkiyeʹdeki kadınların en büyük sorunu nedir?” diye sorulduğunda her üç kadından biri “ekonomik sıkıntılar” diyor. Benzer şekilde, “Acil çözüm üretilmesi gereken sorun nedir?” diye sorulduğunda da kadınların yarısı “gelir adaletsizliği” cevabını veriyor.    Endeksin ekonomiye ilişkin sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, “Evli kadınlar araştırmaya katılanların yüzde 52ʹsini oluşturuyor. Bu kadınların yüzde 48ʹi kazandığı paranın tamamının kendisinde kaldığını, yüzde 38ʹi bir kısmını ev bütçesine katkı olarak verdiğini, yüzde 14ʹü ise tamamını eşine ya da ailesine verdiğini ifade ediyor. Diğer yandan, bekar-dul ya da boşanmış olan kadınların yüzde 65ʹi kazandığı paranın tamamının kendisinde kaldığını, yüzde 32ʹsi bir kısmını, yüzde 5ʹi tamamını verdiğini söylüyor. Evli olan kadınların bekâr kadınlara göre hane içindeki bütçe idaresinde daha etkin olduğu görülüyor. İlginç olarak ev bütçesinin idaresinde söz hakkı olmayan kadınların hayatlarından daha az memnun olduğunu görüyoruz. Gelirin nasıl kullanıldığı ile ilgili söz hakkı sahibi olmamak kadınların yaşamları üzerindeki genel kontrol algısını olumsuz etkilediği için yaşam doyumlarını olumsuz etkiliyor” dedi.    Kadınların yüzde 31ʹi genel olarak maddi durumlarından memnun olmadıklarını ifade ediyor. Yüzde 21ʹi “Ne memnunum ne değilim” derken, “memnun” olanların oranı ise yüzde 48. Bulgular, düşük aylık gelir düzeyinin ve maddi durumdan memnun olmamanın kadınların genel anlamda hayat memnuniyetlerini olumsuz etkilediğini gösteriyor.    Yüzde 65ʹi iş hayatında erkeklerden daha az değer gördüğünü düşünüyor Araştırmaya katılan kadınların yüzde 65ʹi kadınların iş hayatında erkeklere göre daha az değer gördüğünü, yüzde 60ʹı erkeklerin kadınlara göre daha fazla para kazanmasının normal olmadığını düşünüyor. On kadından dokuzu ev işlerinin ve çocuk bakımının sadece kadınların görevi olmadığını söylüyor.    Her iki kadından biri psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor “Modern yaşamın insanların psikolojik sorunlarını artırdığı, araştırmalarda ortaya konan bir gerçek” diyen Şalcıoğlu, kadınların psikolojik durumlarına ilişkin çıkan sonuçları şu şekilde bildiriyor:    “Kadınların yüzde 47ʹsi ‘psikolojik destek almam gereken zamanlar olduʹ diyor. Geçtiğimiz ay içinde mutsuz veya canı sıkkın hissedip hissetmedikleri sorusuna kadınların yüzde 84ʹü ‘evetʹ cevabını veriyor. Benzer şekilde, iki kadından biri kendine olan güvenini yitirdiğini, sorunlarının üstesinden gelemeyeceğini düşündüğünü ve geleceğe karşı umutsuz hissettiğini ifade ediyor. Kadınların hayatlarından memnun olmamasına katkıda bulunan faktörler arasında ise; ileri yaş, evli ya da bir birlikteliği olma, sağlığından ve maddi durumundan memnun olmama ve kendine zaman ayıramama faktörleri bulunuyor.”   Spor yapmayan kadınlar kendilerini daha mutsuz hissediyor Kadınların spor alışkanlıklarını da inceleyen araştırmada, spor yapma nedeni olarak sağlık faktörü öne çıkıyor. Kadınların yüzde 44ʹü sağlıklı olmak, yüzde 18ʹi kendini iyi hissetmek, yüzde 17ʹsi ise kilo vermek için spor yaptığını belirtiyor. Kaliteli yaşamak, güzel görünmek, kendine zaman ayırmak ve sosyalleşmek de öne çıkan diğer cevaplar arasında yer alıyor.  Spor yapma sıklığı artıkça kadınların dış görünümlerinden, sağlık durumlarından ve genel olarak hayatlarından memnuniyetlerinin de yükseldiği görülüyor. Spor yapan kadınların beslenmelerine de dikkat ettiğini söyleyen Şalcıoğlu, aynı olumlu etkinin bağımlılık yaratan zararlı alışkanlıklarda görülmediğini şu şekilde belirtti:   “Spor yapma sıklığıyla birlikte düzenli kahvaltı etme, daha fazla meyve tüketme, fast food ve gazlı içecekler gibi sağlıksız gıdaları tüketmeme gibi olumlu alışkanlıklarda artış olduğu görülüyor. Öte yandan maalesef, spor yapmanın sigara ve alkol tüketimini azaltmak üzerinde hiçbir etkisi olmadığını gözlemliyoruz. Yani kadınlar daha sağlıklı olmak için spor yapıp beslenmelerine dikkat ederken, bir yandan da bağımlılık yaratan zararlı alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar.”   Araştırma genel kanının aksine kadınların evlendikten sonra kendilerine bakmayı bırakmadıklarını da gösteriyor. Evli ve bekâr olan kadınların spor yapma sıklıkları arasında herhangi bir fark bulunmuyor. Spor yapmanın etkilerini inceleyen Şalcıoğlu son bir ay içinde mutsuz veya canı sıkkın, kendine güvenini yitirmiş, geleceğe dair umudunu yitirmiş hissettiğini söyleyen kadınların daha az spor yaptığını vurguluyor. Psikolojik destek alması gerektiği zamanlar olduğunu söyleyen kadınların da hayatında spor daha az yer alıyor. Bu bulgular spor yapmanın ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkisini destekliyor.   Kadınlar için en önemli konular eğitim ve insan hakları “Sizce hangi konuda köklü bir çözüm üretilirse, tüm sorunların çözümüne katkı sağlar?” sorusuna kadınların yüzde 34ʹü “herkes için iyi eğitim”, yüzde 24ʹü ise “insan hakları ve hukuk” diyor.    Kadınların yarısından fazlası (yüzde 54) toplumda ihtiyaç sahibi kesimlerden en fazla çocukları öncelikli buluyor. Bunu engelliler (yüzde 17), sağlık sorunu yaşayanlar (yüzde 12) ve yoksullar (yüzde 11) takip ediyor. “İlginç bir şekilde kadınların sadece yüzde 3ʹü kadınların sorunlarını öncelikli buluyor” diyen Şalcıoğlu, bu sonuçların kadınların başkalarına yönelik duyarlılığını gösterdiğini belirtti. Kadınların duyarlılığını gösteren bir diğer önemli bulgu da 3 kadından birinin daha önce ücret almadan gönüllü olarak bir sivil toplum kuruluşunda ya da işte çalışmış olması.
Türkiyeʹnin 52 ilinden toplam 3032 kadının katıldığı Kadın Yaşam Kalitesi Endeksiʹnin sonuçları açıklandı. Ankete katılan kadınların yüzde 47ʹsi “psikolojik destek almam gereken zamanlar oldu” diyor. Yüzde 34ʹü, önce eğitim konusunda kalıcı bir çözüm üretilmesini bekliyor. Yüzde 60ʹı erkeklerin kadınlara göre daha fazla para kazanmasının normal olmadığını söylüyor. On kadından dokuzu ise ev işleri ve çocuk bakımının sadece kadınların görevi olmadığını belirtiyor. Araştırma sonuçlarını yorumlayan Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, ev bütçesinde söz hakkı olmayan kadınların hayatlarından daha az memnun olduğunu vurguladı.    Türkiyeʹnin en yaygın spor zinciri b-fitʹin düzenlediği Kadın Yaşam Kalitesi Endeksi, kadınların yaşam koşullarını gelir düzeyinden çalışma durumuna, sağlıklı beslenmeden toplumsal hayata katılım derecesine kadar pek çok dinamik üzerinden ortaya koyuyor. Endeksin verilerini analiz eden Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu sonuçları psikolojik bir perspektiften değerlendirdi.    Ekonomik sıkıntılar liste başında Araştırmaya katılanlara “Sizce Türkiyeʹdeki kadınların en büyük sorunu nedir?” diye sorulduğunda her üç kadından biri “ekonomik sıkıntılar” diyor. Benzer şekilde, “Acil çözüm üretilmesi gereken sorun nedir?” diye sorulduğunda da kadınların yarısı “gelir adaletsizliği” cevabını veriyor.    Endeksin ekonomiye ilişkin sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, “Evli kadınlar araştırmaya katılanların yüzde 52ʹsini oluşturuyor. Bu kadınların yüzde 48ʹi kazandığı paranın tamamının kendisinde kaldığını, yüzde 38ʹi bir kısmını ev bütçesine katkı olarak verdiğini, yüzde 14ʹü ise tamamını eşine ya da ailesine verdiğini ifade ediyor. Diğer yandan, bekar-dul ya da boşanmış olan kadınların yüzde 65ʹi kazandığı paranın tamamının kendisinde kaldığını, yüzde 32ʹsi bir kısmını, yüzde 5ʹi tamamını verdiğini söylüyor. Evli olan kadınların bekâr kadınlara göre hane içindeki bütçe idaresinde daha etkin olduğu görülüyor. İlginç olarak ev bütçesinin idaresinde söz hakkı olmayan kadınların hayatlarından daha az memnun olduğunu görüyoruz. Gelirin nasıl kullanıldığı ile ilgili söz hakkı sahibi olmamak kadınların yaşamları üzerindeki genel kontrol algısını olumsuz etkilediği için yaşam doyumlarını olumsuz etkiliyor” dedi.    Kadınların yüzde 31ʹi genel olarak maddi durumlarından memnun olmadıklarını ifade ediyor. Yüzde 21ʹi “Ne memnunum ne değilim” derken, “memnun” olanların oranı ise yüzde 48. Bulgular, düşük aylık gelir düzeyinin ve maddi durumdan memnun olmamanın kadınların genel anlamda hayat memnuniyetlerini olumsuz etkilediğini gösteriyor.    Yüzde 65ʹi iş hayatında erkeklerden daha az değer gördüğünü düşünüyor Araştırmaya katılan kadınların yüzde 65ʹi kadınların iş hayatında erkeklere göre daha az değer gördüğünü, yüzde 60ʹı erkeklerin kadınlara göre daha fazla para kazanmasının normal olmadığını düşünüyor. On kadından dokuzu ev işlerinin ve çocuk bakımının sadece kadınların görevi olmadığını söylüyor.    Her iki kadından biri psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor “Modern yaşamın insanların psikolojik sorunlarını artırdığı, araştırmalarda ortaya konan bir gerçek” diyen Şalcıoğlu, kadınların psikolojik durumlarına ilişkin çıkan sonuçları şu şekilde bildiriyor:    “Kadınların yüzde 47ʹsi ‘psikolojik destek almam gereken zamanlar olduʹ diyor. Geçtiğimiz ay içinde mutsuz veya canı sıkkın hissedip hissetmedikleri sorusuna kadınların yüzde 84ʹü ‘evetʹ cevabını veriyor. Benzer şekilde, iki kadından biri kendine olan güvenini yitirdiğini, sorunlarının üstesinden gelemeyeceğini düşündüğünü ve geleceğe karşı umutsuz hissettiğini ifade ediyor. Kadınların hayatlarından memnun olmamasına katkıda bulunan faktörler arasında ise; ileri yaş, evli ya da bir birlikteliği olma, sağlığından ve maddi durumundan memnun olmama ve kendine zaman ayıramama faktörleri bulunuyor.”   Spor yapmayan kadınlar kendilerini daha mutsuz hissediyor Kadınların spor alışkanlıklarını da inceleyen araştırmada, spor yapma nedeni olarak sağlık faktörü öne çıkıyor. Kadınların yüzde 44ʹü sağlıklı olmak, yüzde 18ʹi kendini iyi hissetmek, yüzde 17ʹsi ise kilo vermek için spor yaptığını belirtiyor. Kaliteli yaşamak, güzel görünmek, kendine zaman ayırmak ve sosyalleşmek de öne çıkan diğer cevaplar arasında yer alıyor.  Spor yapma sıklığı artıkça kadınların dış görünümlerinden, sağlık durumlarından ve genel olarak hayatlarından memnuniyetlerinin de yükseldiği görülüyor. Spor yapan kadınların beslenmelerine de dikkat ettiğini söyleyen Şalcıoğlu, aynı olumlu etkinin bağımlılık yaratan zararlı alışkanlıklarda görülmediğini şu şekilde belirtti:   “Spor yapma sıklığıyla birlikte düzenli kahvaltı etme, daha fazla meyve tüketme, fast food ve gazlı içecekler gibi sağlıksız gıdaları tüketmeme gibi olumlu alışkanlıklarda artış olduğu görülüyor. Öte yandan maalesef, spor yapmanın sigara ve alkol tüketimini azaltmak üzerinde hiçbir etkisi olmadığını gözlemliyoruz. Yani kadınlar daha sağlıklı olmak için spor yapıp beslenmelerine dikkat ederken, bir yandan da bağımlılık yaratan zararlı alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar.”   Araştırma genel kanının aksine kadınların evlendikten sonra kendilerine bakmayı bırakmadıklarını da gösteriyor. Evli ve bekâr olan kadınların spor yapma sıklıkları arasında herhangi bir fark bulunmuyor. Spor yapmanın etkilerini inceleyen Şalcıoğlu son bir ay içinde mutsuz veya canı sıkkın, kendine güvenini yitirmiş, geleceğe dair umudunu yitirmiş hissettiğini söyleyen kadınların daha az spor yaptığını vurguluyor. Psikolojik destek alması gerektiği zamanlar olduğunu söyleyen kadınların da hayatında spor daha az yer alıyor. Bu bulgular spor yapmanın ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkisini destekliyor.   Kadınlar için en önemli konular eğitim ve insan hakları “Sizce hangi konuda köklü bir çözüm üretilirse, tüm sorunların çözümüne katkı sağlar?” sorusuna kadınların yüzde 34ʹü “herkes için iyi eğitim”, yüzde 24ʹü ise “insan hakları ve hukuk” diyor.    Kadınların yarısından fazlası (yüzde 54) toplumda ihtiyaç sahibi kesimlerden en fazla çocukları öncelikli buluyor. Bunu engelliler (yüzde 17), sağlık sorunu yaşayanlar (yüzde 12) ve yoksullar (yüzde 11) takip ediyor. “İlginç bir şekilde kadınların sadece yüzde 3ʹü kadınların sorunlarını öncelikli buluyor” diyen Şalcıoğlu, bu sonuçların kadınların başkalarına yönelik duyarlılığını gösterdiğini belirtti. Kadınların duyarlılığını gösteren bir diğer önemli bulgu da 3 kadından birinin daha önce ücret almadan gönüllü olarak bir sivil toplum kuruluşunda ya da işte çalışmış olması.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.