Haşim Kılıç, Balyoz kararını değerlendirdi
YEREL
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
20.06.2014 - 10:09, Güncelleme:
20.06.2014 - 10:09 2650+ kez okundu.
Haşim Kılıç, Balyoz kararını değerlendirdi
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç Balyoz davasında 'adil yargılanma hakkının ihlal edildiği' yönelik verilen kararla ilgili konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Balyoz davasında hükümlülerin haklarının ihlâl edildiğine ilişkin kararının ardından, cezaevinde tutulan hükümlü 230 kişi hakkındaki karar düştü ve yeniden yargılanmalarının yolu açıldı.
Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, Hürriyet Gazetesi’nden Taha Akyol ve Milliyet Gazetesi'nden Fikret Bila’ya mülâkat verdi ve Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz hükmünü bozmasındaki gerekçelerden bahsetti.
“Dijital delillerde çelişkiler var”
Kılıç, Balyoz ve Ergenekon davalarının en tartışmalı konulardan biri olan dijital delillerin değerlendirilme şeklinin gerekçelerinden biri olduğunu söyledi;
“Dijital deliller konusunda dosyada çok sayıda teknik rapor bulunuyor. Bunların dördü “bilirkişi raporu”, diğerleri savunmanın mahkemeye sunduğu “uzman raporları”. Aralarında önemli çelişkiler var. Mahkeme, uzman raporlarına ‘taraflı, hâkimin yetkisine müdahale niteliğinde’ diyerek itibar etmemiş. Hâlbuki çelişkileri gidermek için nihai teknik inceleme yapılması gerekirdi."
Kılıç, mahkemenin verdiği mahkûmiyet kararının gerekçesinde “delillere atıf yapılırken çelişkiler olduğunu” da belirtti.
“Tanıklar dinlenmedi”
AYM’nin dava ile ilgili tespitlerinden bir diğeri de sanıkların ısrarlı isteklerine rağmen mahkemenin çok önemli şahitleri dinlemeyi reddetmesiydi. Dinlenmeyen şahitlerden ikisi dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman. Haşim Kılıç bu tanıkların neden önemli olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Mahkeme kararında darbe teşebbüsünün yapıldığı fakat gerçekleşmesini Genelkurmay Başkanı Org. Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yalman’ın önlediği açıkça belirtiliyor. Mahkeme bu bilgiyi nereden öğrenmiş, kanıtları nedir? Dosyada bunu gösteren bir belge yok. Bu durumda Özkök ve Yalman’ı tanık olarak dinlemek, onlara sormak gerekirdi. Mahkeme kararında bu kadar önemli oldukları belirtilen Özkök ve Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi belki de davanın esasını etkileyecekti. Bu bakımdan, savunma tarafı da istediği halde bu iki önemli tanığın dinlenmemiş olmasını ihlâl kabul ettik…Tanıkların dinlenmesini ısrarla talep etmesine rağmen mahkemenin bu talebi reddederken öne sürdüğü gerekçeler bizi tatmin etmedi. Yine Yargıtay aşamasındaki aynı konudaki gerekçelerden de tatmin olmadık.”
‘Cezaevindekiler artık mahkûm değil’
Kılıç bu iki hususta yapılan hataların davanın gidişatını ve kararını temelden değiştireceğini söyledi ve kararı bozmaktan başka yollarının olmadığını şu sözlerle ifade etti:
“Adil yargılanma hakkı bu iki noktada ihlâl edilmiştir. Bunun giderilmesinin tek yolu, yargılanmanın yenilenmesidir, başka yolu yok!... Anayasa Mahkemesi hak ihlâli tespitiyle yeniden yargılama kararı vermiş oluyor. Kararın sonucu budur. Bu karardan sonra cezaevindekiler artık mahkum değil, tutuklu oluyorlar. Tahliye olurlarsa da sanık olurlar. Yeniden yargılama yapılacak.”
Karar oybirliği ile alındı
Kılıç ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), AYM’nin aldığı kararları takdirle karşıladığını ve bu konuda diğer Avrupa ülkelerine örnek gösterildiğini de açıkladı. Davanın benzeri davalara da örnek teşkil edeceğini söyledi. Kılıç kararın oybirliği ile alınmasının önemine de değindi:
“Kararın oybirliğiyle çıkması çok önemli. Bu, Anayasa Mahkemesi’nin temel hak ve özgürlükler konusunda gösterdiği hassasiyeti ifade ediyor. Hak ihlâli yapıldığı iddiasıyla bireysel başvuru konusu olan adil yargılanma hakkına gösterdiği özeni ortaya koyuyor. Bu hassasiyet özellikle tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hakkıyla uygulanmasının da bir göstergesi. Mahkemenin oybirliğiyle aldığı bu karar rafine edilmiş bir hassasiyet ifadesidir.”
AİHM’e yapılan Türkiye kaynaklı başvuruların fazla oluşu sebebiyle AİHM, tüm hukuk aşamalarını tamamlamış ya da adil yargılanmanın engellendiği davaların önce AYM’de görülmesine karar verdi.
AİHM’in isteği üzerine AYM’ye başvuruyu sağlamak için anayasa değişikliği ile bu mahkemeye bireysel başvuru hakkı getirildi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç Balyoz davasında 'adil yargılanma hakkının ihlal edildiği' yönelik verilen kararla ilgili konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Balyoz davasında hükümlülerin haklarının ihlâl edildiğine ilişkin kararının ardından, cezaevinde tutulan hükümlü 230 kişi hakkındaki karar düştü ve yeniden yargılanmalarının yolu açıldı.
Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, Hürriyet Gazetesi’nden Taha Akyol ve Milliyet Gazetesi'nden Fikret Bila’ya mülâkat verdi ve Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz hükmünü bozmasındaki gerekçelerden bahsetti.
“Dijital delillerde çelişkiler var”
Kılıç, Balyoz ve Ergenekon davalarının en tartışmalı konulardan biri olan dijital delillerin değerlendirilme şeklinin gerekçelerinden biri olduğunu söyledi;
“Dijital deliller konusunda dosyada çok sayıda teknik rapor bulunuyor. Bunların dördü “bilirkişi raporu”, diğerleri savunmanın mahkemeye sunduğu “uzman raporları”. Aralarında önemli çelişkiler var. Mahkeme, uzman raporlarına ‘taraflı, hâkimin yetkisine müdahale niteliğinde’ diyerek itibar etmemiş. Hâlbuki çelişkileri gidermek için nihai teknik inceleme yapılması gerekirdi."
Kılıç, mahkemenin verdiği mahkûmiyet kararının gerekçesinde “delillere atıf yapılırken çelişkiler olduğunu” da belirtti.
“Tanıklar dinlenmedi”
AYM’nin dava ile ilgili tespitlerinden bir diğeri de sanıkların ısrarlı isteklerine rağmen mahkemenin çok önemli şahitleri dinlemeyi reddetmesiydi. Dinlenmeyen şahitlerden ikisi dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman. Haşim Kılıç bu tanıkların neden önemli olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Mahkeme kararında darbe teşebbüsünün yapıldığı fakat gerçekleşmesini Genelkurmay Başkanı Org. Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yalman’ın önlediği açıkça belirtiliyor. Mahkeme bu bilgiyi nereden öğrenmiş, kanıtları nedir? Dosyada bunu gösteren bir belge yok. Bu durumda Özkök ve Yalman’ı tanık olarak dinlemek, onlara sormak gerekirdi. Mahkeme kararında bu kadar önemli oldukları belirtilen Özkök ve Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi belki de davanın esasını etkileyecekti. Bu bakımdan, savunma tarafı da istediği halde bu iki önemli tanığın dinlenmemiş olmasını ihlâl kabul ettik…Tanıkların dinlenmesini ısrarla talep etmesine rağmen mahkemenin bu talebi reddederken öne sürdüğü gerekçeler bizi tatmin etmedi. Yine Yargıtay aşamasındaki aynı konudaki gerekçelerden de tatmin olmadık.”
‘Cezaevindekiler artık mahkûm değil’
Kılıç bu iki hususta yapılan hataların davanın gidişatını ve kararını temelden değiştireceğini söyledi ve kararı bozmaktan başka yollarının olmadığını şu sözlerle ifade etti:
“Adil yargılanma hakkı bu iki noktada ihlâl edilmiştir. Bunun giderilmesinin tek yolu, yargılanmanın yenilenmesidir, başka yolu yok!... Anayasa Mahkemesi hak ihlâli tespitiyle yeniden yargılama kararı vermiş oluyor. Kararın sonucu budur. Bu karardan sonra cezaevindekiler artık mahkum değil, tutuklu oluyorlar. Tahliye olurlarsa da sanık olurlar. Yeniden yargılama yapılacak.”
Karar oybirliği ile alındı
Kılıç ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), AYM’nin aldığı kararları takdirle karşıladığını ve bu konuda diğer Avrupa ülkelerine örnek gösterildiğini de açıkladı. Davanın benzeri davalara da örnek teşkil edeceğini söyledi. Kılıç kararın oybirliği ile alınmasının önemine de değindi:
“Kararın oybirliğiyle çıkması çok önemli. Bu, Anayasa Mahkemesi’nin temel hak ve özgürlükler konusunda gösterdiği hassasiyeti ifade ediyor. Hak ihlâli yapıldığı iddiasıyla bireysel başvuru konusu olan adil yargılanma hakkına gösterdiği özeni ortaya koyuyor. Bu hassasiyet özellikle tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hakkıyla uygulanmasının da bir göstergesi. Mahkemenin oybirliğiyle aldığı bu karar rafine edilmiş bir hassasiyet ifadesidir.”
AİHM’e yapılan Türkiye kaynaklı başvuruların fazla oluşu sebebiyle AİHM, tüm hukuk aşamalarını tamamlamış ya da adil yargılanmanın engellendiği davaların önce AYM’de görülmesine karar verdi.
AİHM’in isteği üzerine AYM’ye başvuruyu sağlamak için anayasa değişikliği ile bu mahkemeye bireysel başvuru hakkı getirildi.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.