Bürokraside Efkan Ala krizi!

Başbakanlık’tan alınıp İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Kamu Güvenliği Müsteşarı Ulvi Saran istifa etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki 62. Hükümet’te ilk kriz Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nda yaşandı. Kurumun, Başbakanlık’tan alınarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasını kabul etmeyen Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Ulvi Saran, görevinden istifa etti.   TWITTER’DAN DUYURDU   Saran istifasını dün Twitter adresinden duyurdu. Saran, istifasını şu ifadelerle açıkladı:   “İki yıldır sürdürmekte olduğum Kamu Düzeni / Güvenliği Müsteşarlığı görevinden ayrılma talebinde bulundum. Görevde bulunduğum süre içinde KDGM’deki mesai arkadaşlarımızla çözüm süreci ve demokratikleşme alanında yoğun bir çalışma dönemi geçirdik. KDGM’nin çözüm süreci ve demokratikleşme alanlarındaki koordinasyon ve strateji görevi İçişleri Bakanlığı bünyesinde de devam edecek.”   Taraf gazetesinin haberine göre; Ulvi Saran’ın, istifası ile yeniden gündeme gelen Kamu Düzeni Güvenliği Müsteşarlığı, kısa bir süre önce güvenlik birimleri arasında koordinasyonu sağlamak için kurulmuştu.   KOORDİNASYONU GERÇEKLEŞTİREMEDİ   Bu süreçte, güvenlik birimlerinin elde ettiği istihbaratları paylaşmaması nedeniyle kurum, beklenen koordinasyonu gerçekleştiremedi. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, bugüne kadar daha çok Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden (TOBB) kiraladığı bina ile gündeme geldi.   SEBEP BAKAN ALA   Muammer Güler ve Murat Özçelik’ten sonra göreve gelen Ulvi Saran, 2 Ağustos 2012’den beri bu görevdeydi. Saran’ın istifası Ankara kulislerinin hareketlenmesine yol açtı. Saran’ın, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile çalışmak istemediği ve bu yüzden istifa ettiği öğrenildi. Kamu Güvenlik Müsteşarlığı, kısa bir süre önce Başbakanlık’tan alınarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştı.   SARAN: YORUMLAR SPEKÜLASYON   Öte yandan, görevden ayrılmak istediğini sosyal medyadan duyuran Ulvi Saran, yapılan yorumlara da yine sosyal medya üzerinden cevap verdi. Saran, Twitter'den yaptığı açıklamada şunları söyledi:    "Görevden ayrılma talebime ilişkin bir kısım medyada yapılan yorum ve değerlendirmeler spekülasyondan ibaret olup gerçeği yansıtmamaktadır. Ülkemizin acil ihtiyacı olan ve  büyük bir hassasiyet taşıyan çözüm sürecine yediden yetmişe herkesin katkı vermesi temel bir sorumluluktur. Makamlar gelip geçici ve yeri geldiğinde vazgeçilmesi gereken yerler olup insanın kişiliğinin bir parçası haline gelmemelidirler. Kendi uhdemdeki nedenlere bağlı ayrılma kararımın çözüm süreciyle veya yersiz gerekçelerle ilişkilendirilmesi iyi niyetle bağdaşmamaktadır."