Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

SİS DAĞILMAYA BAŞLADI

15 Temmuz’un üzerinden 10 gün geçti. OHAL testeresi önüne geleni doğramaya başladı! Nerede ve ne zaman duracağını, Erdoğan dâhil kimse bilmiyor. Ben zaten Erdoğan “Allah Bir” dese, bunun yine ne hesabı var diye merak eder ve araştırırım! 15 Temmuz gösterdi ki, Türk Milleti kendisine yapılan darbeyi eniştesinden öğrenen, burnunun dibindeki yaver tarafından ihanete uğrayan, ölüm korkusundan meydanlara barkovizyonlarla seslenebilen, kendini dahi korumaktan aciz bir faniyi Cumhur’un Başına seçmiş! Bilgi, hikâye/ eğitim, diploma kayıp/ yönetim, Allaha emanet/ doğru insan seçme, sıfır/ aldatılma-kandırılma, mebzul miktarda/ saflık, 24 ayar/ uzak görüşlülük, Kasımpaşa’ya kadar/ ekonomi, vin-vin ve Si an Pi (S&P) sen bize karışamazsın yahu/ dış politika, Arap Ülkeleri ile vizeleri kaldırmak sonra yine koymak/ Yürek, Selanik… Bu Badem Yönetimi Türkiye’nin başına gelecek en büyük tehlikeden daha büyüktür. Ebola virüsü mü Badem mi, HIV virüsü mü Badem mi, Kuduz virüsü mü Badem mi diye sorsalar, hiç düşünmeden birincileri seçerdim. Çünkü bazılarının aşıları var, olmayanlar da bir gün bulunacak nasılsa! Badem Virüsü ise hemen öldürmüyor ama yıllarca süründürüp öldürmekten beter ediyor… Erdoğan en çok neyle övünürdü? “Biiiz her şehre bir üniversite diktiiik! Bizden önce var mıydı? Biz yaptık biz.” Doğrudur sen yaptın ama sen, bir günde en çok üniversite kapatan adam olarak da tarihe geçtin. Bundan haberin var değil mi? Değerli Okurlar; Dünyanın en zor işlerinden biri Üniversite açmaktır. Özellikle Vakıf Üniversitesi! Çok paranız olabilir, en son teknolojiye sahip ve yeni ürünler yapacak büyük bir işletmeyi, sanayi tesisini uzmanlara danışarak derhal kurabilirsiniz. Fakat Üniversite kurmak için TBMM de kabul edilecek kanun gerekir. Öncelikle YÖK’e müracaat edilir. YÖK, işin mali yönünü araştırır. Bir Vakıf Üniversitesi kurmak için en az 50 Milyon TL, bir Meslek Yüksek Okulu kurmak için en az 25 Milyon TL gerekir. YÖK, bu incelemeyi yaptıktan sonra, içinde yüzden fazla Profesör Beyefendinin bulunduğu kurula sunar. Buradan olumlu karar çıkarsa, konu Milli Eğitim Bakanlığına gönderilir. Bu aşamada Üniversite kurmak isteyenlerin kişisel bilgileri Emniyet ve İstihbarat tarafından incelenir. Değil mi, ya Kemalist birileri üniversite kurmaya kalkarsa! Allah korusun! MEB Olumlu görüş verirse, konu Bakanlar Kurulu kararıyla TBMM’ye gelir. Önce TBMM MEB Komisyonunda ve Bütçe-Plan Komisyonunda görüşülür. Buralarda aylarca incelendikten sonra, TBMM Genel Kuruluna iner ve sırasını bekler. Genel Kurul kabul ederse, tasarı Cumhurbaşkanına gönderilir. O da inceler ve onaylarsa kanun resmi gazetede yayınlanır ve üniversite kurulmuş olur. Şimdi anladınız mı, bir üniversite kurmak ne kadar zormuş! Dikkat edin daha, eğitim ve öğretim kadrosunu kurmak var. Türkiye’nin yeterli sayıda üniversite hocası olmadığı bir gerçek. O zaman bilimsel yönden bunlara üniversite değil, “Lise üstü” az buçuk eğitim veren kuruluşlar diyebiliriz. 1,5 köfte ekmek gibi yani! Köfte sayısı aynıdır ama ekmeği fazladır… Erdoğan’ın kapattırdığı 15 üniversiteye bakın. Bunların tamamı AKP ve Erdoğan zamanında açılmışlardır. Madem kapatacaktınız, niye açtırdınız? İzin verirken bu üniversitelerin Cemaat Üniversitesi olduklarını, sokaktaki gençler bile biliyordu! O zaman geriye tek bir gerçek kalıyor; Erdoğan ve Cemaat o zamanlar ortak idiler. Ne zamanki (17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet-Sıfırlama-Tamam Babacığım ama 30 Milyon Avro daha kaldı) olayları meydana çıktı, ortaklık bozuldu… Bu yüzden sürekli söylüyoruz; Devlette saklı-gizli iş yapılmaz. Yapılırsa bu tip örgütler türer. Bir terör örgütünü, diğer terör örgütünü kullanarak yok edemezsiniz. Her şey Hukuk Devleti ve şeffaflık ilkesi içinde yasal devlet güçleri tarafından yapılmalıdır. İti-kopuğu- Osmanlı Ocaklarını-Belediyelerin taşeron işçilerini “Demokrasi Bayramı” diye meydanlara salarsanız, hiçbir iş yapamazsınız. FETÖ gider, yeni SPTÖ ler gelir… Evet, FETÖ Türk Devletinin düşmanıdır. Hukuk Devleti içinde yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Burası tamam, fakaaat; Bu terör örgütüne yardım eden kim varsa, Cumhurbaşkanından kışladaki rütbesiz er’e kadar hepsi de, yardım-yataklık ve suç ortaklığından yargılanmalıdır. Erdoğan’ın ve AKP Hükümetlerinin FETÖ/PDY Terör örgütü ile hiç alakaları yoktur diyecek bir geri zekâlı kaldı mı? Sadece Türkiye’de değil, dünyada böyle biri var mıdır? Gariban bir eri, zavallı bir ilkokul öğretmenini FETÖ/PDY terör örgütüne yardım etmekten hapse atacaksınız, örgüte TC Devletini altın tepside ikram eden Erdoğan’ı ve AKP Hükümetlerini “Demokrasi Kahramanı” olarak alkışlatacaksınız! O zaman Cumhuriyet Savcıları-Yargıçlar görevinizi yapın. Yoksa yarın sizlerde birer Zekeriya Öz olursunuz. Demedi demeyin… Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Temmuz 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 25 Temmuz 2016 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

SİS DAĞILMAYA BAŞLADI

15 Temmuz’un üzerinden 10 gün geçti. OHAL testeresi önüne geleni doğramaya başladı! Nerede ve ne zaman duracağını, Erdoğan dâhil kimse bilmiyor.
Ben zaten Erdoğan “Allah Bir” dese, bunun yine ne hesabı var diye merak eder ve araştırırım!
15 Temmuz gösterdi ki, Türk Milleti kendisine yapılan darbeyi eniştesinden öğrenen, burnunun dibindeki yaver tarafından ihanete uğrayan, ölüm korkusundan meydanlara barkovizyonlarla seslenebilen, kendini dahi korumaktan aciz bir faniyi Cumhur’un Başına seçmiş!
Bilgi, hikâye/ eğitim, diploma kayıp/ yönetim, Allaha emanet/ doğru insan seçme, sıfır/ aldatılma-kandırılma, mebzul miktarda/ saflık, 24 ayar/ uzak görüşlülük, Kasımpaşa’ya kadar/ ekonomi, vin-vin ve Si an Pi (S&P) sen bize karışamazsın yahu/ dış politika, Arap Ülkeleri ile vizeleri kaldırmak sonra yine koymak/ Yürek, Selanik…
Bu Badem Yönetimi Türkiye’nin başına gelecek en büyük tehlikeden daha büyüktür. Ebola virüsü mü Badem mi, HIV virüsü mü Badem mi, Kuduz virüsü mü Badem mi diye sorsalar, hiç düşünmeden birincileri seçerdim.
Çünkü bazılarının aşıları var, olmayanlar da bir gün bulunacak nasılsa!
Badem Virüsü ise hemen öldürmüyor ama yıllarca süründürüp öldürmekten beter ediyor…
Erdoğan en çok neyle övünürdü?
“Biiiz her şehre bir üniversite diktiiik! Bizden önce var mıydı? Biz yaptık biz.”
Doğrudur sen yaptın ama sen, bir günde en çok üniversite kapatan adam olarak da tarihe geçtin. Bundan haberin var değil mi?
Değerli Okurlar;
Dünyanın en zor işlerinden biri Üniversite açmaktır. Özellikle Vakıf Üniversitesi!
Çok paranız olabilir, en son teknolojiye sahip ve yeni ürünler yapacak büyük bir işletmeyi, sanayi tesisini uzmanlara danışarak derhal kurabilirsiniz.
Fakat Üniversite kurmak için TBMM de kabul edilecek kanun gerekir.
Öncelikle YÖK’e müracaat edilir. YÖK, işin mali yönünü araştırır. Bir Vakıf Üniversitesi kurmak için en az 50 Milyon TL, bir Meslek Yüksek Okulu kurmak için en az 25 Milyon TL gerekir.
YÖK, bu incelemeyi yaptıktan sonra, içinde yüzden fazla Profesör Beyefendinin bulunduğu kurula sunar. Buradan olumlu karar çıkarsa, konu Milli Eğitim Bakanlığına gönderilir. Bu aşamada Üniversite kurmak isteyenlerin kişisel bilgileri Emniyet ve İstihbarat tarafından incelenir. Değil mi, ya Kemalist birileri üniversite kurmaya kalkarsa! Allah korusun!
MEB Olumlu görüş verirse, konu Bakanlar Kurulu kararıyla TBMM’ye gelir.
Önce TBMM MEB Komisyonunda ve Bütçe-Plan Komisyonunda görüşülür. Buralarda aylarca incelendikten sonra, TBMM Genel Kuruluna iner ve sırasını bekler. Genel Kurul kabul ederse, tasarı Cumhurbaşkanına gönderilir.
O da inceler ve onaylarsa kanun resmi gazetede yayınlanır ve üniversite kurulmuş olur. Şimdi anladınız mı, bir üniversite kurmak ne kadar zormuş!
Dikkat edin daha, eğitim ve öğretim kadrosunu kurmak var. Türkiye’nin yeterli sayıda üniversite hocası olmadığı bir gerçek. O zaman bilimsel yönden bunlara üniversite değil, “Lise üstü” az buçuk eğitim veren kuruluşlar diyebiliriz.
1,5 köfte ekmek gibi yani! Köfte sayısı aynıdır ama ekmeği fazladır…
Erdoğan’ın kapattırdığı 15 üniversiteye bakın. Bunların tamamı AKP ve Erdoğan zamanında açılmışlardır. Madem kapatacaktınız, niye açtırdınız?
İzin verirken bu üniversitelerin Cemaat Üniversitesi olduklarını, sokaktaki gençler bile biliyordu! O zaman geriye tek bir gerçek kalıyor;
Erdoğan ve Cemaat o zamanlar ortak idiler. Ne zamanki (17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet-Sıfırlama-Tamam Babacığım ama 30 Milyon Avro daha kaldı) olayları meydana çıktı, ortaklık bozuldu…
Bu yüzden sürekli söylüyoruz; Devlette saklı-gizli iş yapılmaz. Yapılırsa bu tip örgütler türer. Bir terör örgütünü, diğer terör örgütünü kullanarak yok edemezsiniz. Her şey Hukuk Devleti ve şeffaflık ilkesi içinde yasal devlet güçleri tarafından yapılmalıdır.
İti-kopuğu- Osmanlı Ocaklarını-Belediyelerin taşeron işçilerini “Demokrasi Bayramı” diye meydanlara salarsanız, hiçbir iş yapamazsınız. FETÖ gider, yeni SPTÖ ler gelir…
Evet, FETÖ Türk Devletinin düşmanıdır. Hukuk Devleti içinde yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Burası tamam, fakaaat;
Bu terör örgütüne yardım eden kim varsa, Cumhurbaşkanından kışladaki rütbesiz er’e kadar hepsi de, yardım-yataklık ve suç ortaklığından yargılanmalıdır.
Erdoğan’ın ve AKP Hükümetlerinin FETÖ/PDY Terör örgütü ile hiç alakaları yoktur diyecek bir geri zekâlı kaldı mı? Sadece Türkiye’de değil, dünyada böyle biri var mıdır? Gariban bir eri, zavallı bir ilkokul öğretmenini FETÖ/PDY terör örgütüne yardım etmekten hapse atacaksınız, örgüte TC Devletini altın tepside ikram eden Erdoğan’ı ve AKP Hükümetlerini “Demokrasi Kahramanı” olarak alkışlatacaksınız!
O zaman Cumhuriyet Savcıları-Yargıçlar görevinizi yapın. Yoksa yarın sizlerde birer Zekeriya Öz olursunuz. Demedi demeyin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Temmuz 2016
Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.