Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

SAHTE PROFESÖRLER

FETÖ, üniversite giriş sınavları öncesi, Polis Okulları-Koleji sınavları öncesi, Askeri Okul sınavları öncesi, Kaymakamlık, Yargıçlık, Savcılık sınavları öncesi “SINAV SORULARINI ÇALDI” ve kendi militanlarına dağıttı. FETÖ okullarından mezun olan çocukların, kaliteli üniversiteleri birincilikle ve bursla kazanmalarının sebebi nihayet anlaşıldı! Onlar da hırsızlık eseriymişler! Çeşitli sınavların sorularının çalınması, basit bir hırsızlık olayı değildir. Bu hırsızlık, o sınava giren gençlerin tamamının geleceklerinin bilerek ve planlanarak çalınmasıdır. Hırsızlıkla, başkalarının hakkını çalarak üniversiteye veya polis-askeri okullara girenler, ömürleri boyunca terör örgütünün militanı olarak kalırlar. Bunlar kıdem aldıkça, kendilerinden sonra aynı yolla sınav kazandırılan militanları korumak ve onların yükselmeleri için haksızlık-hırsızlık yapmaya devam ederler. Bu çirkef çark böyle sürgit devam eder! Bu hırsızlar bulundukları yerde yükseldikçe, örgüte şartsız itaat etmeye mecburdurlar. Bunlar, darbe de yapar, yargı kararlarını da çarpıtır, evinize sahte delil de koyar, Türk Ordusu Komuta heyetine kumpas da kurar… Neymiş, FETÖ Altın Nesil yetiştiriyormuş! Cepleri altın-dolar dolu olabilir ama kafalar boş, hain bir nesil yetiştirdiler ve ülkenin geleceğini çaldılar… En feci diploma hırsızlığı AKP döneminde oldu. YÖK (Yükseköğretim Kurulu), denkliği olmayan, Türkiye’deki üniversite eğitiminden yüz yıl geride olan ülkelerdeki üniversite müsveddelerine, medreselere denklik verdi. Yani o okulların mezunlarını tanıdı! Pakistan, Suudi Arabistan, Yemen, Malezya, Mısır, Tunus, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan gibi ülkelerin sadece adı üniversite olan kurum mezunlarını YÖK kabul etti! Üniversiteye bir gün bile gitmediği halde TBMM albümüne “Kazakistan El Farabi Üniversitesi Mezunu” diye yazdıran onlarca sahtekâr milletvekili tanırım! Birleşmiş Milletler, NATO ve gelişmiş ülkeler tarafından “Radikal Terörist devşirme yerleri” olarak kabul edilen bu üniversiteler, El Kaide-El Nusra-Boko Haram gibi örgütlerin arka bahçesi olarak bilinir. YÖK, AKP iktidarının talimatıyla tüm bu batakhane üniversitelerinden mezun olmuş sahtekâr Doçent-Profesörleri tanıyınca, eline stetoskop almamış kişi bizde “Tıp Profesörü” oldu… AKP’nin yetişmiş gerçek bilim insanı kadrosu yoktur. Başlarda FETÖ elemanlarını kullanmaları da bu yokluktandır! Bu açığı kapamak için Görmez Mehmet’in Başkanı olduğu Diyanet Teşkilatı ve AKP’li Belediyeler birer atlama tahtası olarak kullanılmıştır. Herhangi bir devlet sınavını kazanmaktan aciz cahiller, bu kurumlara sınavsız alınmışlar, sonra yatay geçiş yaptırılarak devlet memuru yapılmışlardır. Özellikle 17-25 Aralık 2013’ten sonra gazetelere köşe yazısı yazan, televizyonlarda AKP savunuculuğu yapan tipsiz, cahil, hain kişilerin büyük çoğunluğu işte bu bilim hırsızı doçentler ve profesörlerdir. İlginç bir örnek verelim; Türkiye’de Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yapmış Davutoğlu adındaki kişinin Doçentliğinin denkliği yoktur. Doçentliği çakma olan Davutoğlu’nun Profesörlüğü olsa ne olur, olmasa ne olur? Şimdi anladınız mı Erdoğan’ın üniversite diploması neden tartışmalı? Ne demiş atalarımız; “Demedim mi ben size şaptan olmaz şeker, Cinsini sevdiğim cinsine çeker…” Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Mayıs 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2017 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

SAHTE PROFESÖRLER

FETÖ, üniversite giriş sınavları öncesi, Polis Okulları-Koleji sınavları öncesi, Askeri Okul sınavları öncesi, Kaymakamlık, Yargıçlık, Savcılık sınavları öncesi “SINAV SORULARINI ÇALDI” ve kendi militanlarına dağıttı. FETÖ okullarından mezun olan çocukların, kaliteli üniversiteleri birincilikle ve bursla kazanmalarının sebebi nihayet anlaşıldı! Onlar da hırsızlık eseriymişler!

Çeşitli sınavların sorularının çalınması, basit bir hırsızlık olayı değildir. Bu hırsızlık, o sınava giren gençlerin tamamının geleceklerinin bilerek ve planlanarak çalınmasıdır. Hırsızlıkla, başkalarının hakkını çalarak üniversiteye veya polis-askeri okullara girenler, ömürleri boyunca terör örgütünün militanı olarak kalırlar. Bunlar kıdem aldıkça, kendilerinden sonra aynı yolla sınav kazandırılan militanları korumak ve onların yükselmeleri için haksızlık-hırsızlık yapmaya devam ederler. Bu çirkef çark böyle sürgit devam eder! Bu hırsızlar bulundukları yerde yükseldikçe, örgüte şartsız itaat etmeye mecburdurlar. Bunlar, darbe de yapar, yargı kararlarını da çarpıtır, evinize sahte delil de koyar, Türk Ordusu Komuta heyetine kumpas da kurar… Neymiş, FETÖ Altın Nesil yetiştiriyormuş! Cepleri altın-dolar dolu olabilir ama kafalar boş, hain bir nesil yetiştirdiler ve ülkenin geleceğini çaldılar…

En feci diploma hırsızlığı AKP döneminde oldu. YÖK (Yükseköğretim Kurulu), denkliği olmayan, Türkiye’deki üniversite eğitiminden yüz yıl geride olan ülkelerdeki üniversite müsveddelerine, medreselere denklik verdi. Yani o okulların mezunlarını tanıdı! Pakistan, Suudi Arabistan, Yemen, Malezya, Mısır, Tunus, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan gibi ülkelerin sadece adı üniversite olan kurum mezunlarını YÖK kabul etti!

Üniversiteye bir gün bile gitmediği halde TBMM albümüne “Kazakistan El Farabi Üniversitesi Mezunu” diye yazdıran onlarca sahtekâr milletvekili tanırım!

Birleşmiş Milletler, NATO ve gelişmiş ülkeler tarafından “Radikal Terörist devşirme yerleri” olarak kabul edilen bu üniversiteler, El Kaide-El Nusra-Boko Haram gibi örgütlerin arka bahçesi olarak bilinir. YÖK, AKP iktidarının talimatıyla tüm bu batakhane üniversitelerinden mezun

olmuş sahtekâr Doçent-Profesörleri tanıyınca, eline stetoskop almamış kişi bizde “Tıp Profesörü” oldu…

AKP’nin yetişmiş gerçek bilim insanı kadrosu yoktur. Başlarda FETÖ elemanlarını kullanmaları da bu yokluktandır! Bu açığı kapamak için Görmez Mehmet’in Başkanı olduğu Diyanet Teşkilatı ve AKP’li Belediyeler birer atlama tahtası olarak kullanılmıştır. Herhangi bir devlet sınavını kazanmaktan aciz cahiller, bu kurumlara sınavsız alınmışlar, sonra yatay geçiş yaptırılarak devlet memuru yapılmışlardır. Özellikle 17-25 Aralık 2013’ten sonra gazetelere köşe yazısı yazan, televizyonlarda AKP savunuculuğu yapan tipsiz, cahil, hain kişilerin büyük çoğunluğu işte bu bilim hırsızı doçentler ve profesörlerdir.

İlginç bir örnek verelim; Türkiye’de Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yapmış Davutoğlu adındaki kişinin Doçentliğinin denkliği yoktur. Doçentliği çakma olan Davutoğlu’nun Profesörlüğü olsa ne olur, olmasa ne olur?

Şimdi anladınız mı Erdoğan’ın üniversite diploması neden tartışmalı? Ne demiş atalarımız; “Demedim mi ben size şaptan olmaz şeker, Cinsini sevdiğim cinsine çeker…”

Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Mayıs 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.