Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMALIYIZ

ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMALIYIZ Yıllardır yazılarımı okuyan insanların bana en çok yönelttikleri soru şudur; “İyi, tamam ben de sizin gibi düşünüyorum ama ne yapacağız? Cumhuriyetimizin temel değerlerini ve demokrasiyi nasıl koruyacağız?” Ben de her zaman şöyle yanıt veririm; “Çaresiz değilsiniz. Her zaman çare vardır çünkü çare sizlersiniz!” Bu ne demek? Zamanı geldiği için anlatalım! Bu, her yerde örgütlenmek demek! Ailede- Okulda-Mahallede-İş Yerinde-Yerel Yönetimlerde- Sivil Toplum Örgütlerinde-Siyasi Partilerde, yani her yerde örgütlenmek demek. Hür dünyada buna “ÖRGÜTLÜ TOPLUM” denir. Eğer bir toplum örgütlü ise ister emperyalist ister yerel hiçbir güç o topluma kabul etmeyeceği bir işi yaptıramaz. Toplumun milli ve manevi değerlerine, cumhuriyetine-demokrasisine-bağımsızlığına ve kurucu liderine dokunamaz, kötü söz söyleyemez, özgürlüklerinize saldıramaz! Türk toplumunun ezici çoğunluğu demokrasiden, lâik cumhuriyetten, sosyal hukuk devletinden, Atatürk’ünden memnundur ve bu değerleri sever. Sever ama sadece sever, hepsi bu! Bu çağdaş değerlerin kendisine, ailesine ne güzellikler verdiğinin farkında bile değildir. Çünkü alışmıştır ve özgürce ve çağdaş yaşamanın bir bedeli olmadığını zanneder! Türk Devletini kurabilmek ve bu vatanı bizlere bırakabilmek için, tek varlıkları olan aziz canlarını vererek Kurtuluş Savaşımızda şehit olan dedelerimiz sanki trafik kazasında ölmüşler, bu özgürlükler sanki insanlara gökten bahşedilmiş gibi zannedilir. Korumak için bir damla ter akıtmazlar! Bazıları ise maalesef bu yolda çaba harcayanlara “deli” gözüyle bakarlar! “Baksana rahatına be kardeşim. Keyfin yerinde, durumun iyi, gez eğlen” diye akılları sıra öğüt verirler! Örgütlenelim, karşı çıkalım dersiniz, “Amaan bana ne” der! Görüşleri bize yakın “siyasi partilere destek olalım” dersiniz, “Beni siyasete bulaştırma” der. Örgütlenmeyi, siyasete katılmayı bulaşılacak bir iş olarak görür. Halbuki, doğru ve dürüst insanlar siyasetle uğraşmazlarsa, siyaset onlarla öyle bir uğraşır, size öyle bir tokat atar ki feleğiniz şaşar! Bir bakmışsınız, işinizden olmuşsunuz, tarlanızı ekememişsiniz, siftah etmeden dükkân kapatır olmuşsunuz, milli bankalarınız yabancıların olmuş, (Babacan) milletin malı olan stratejik tesisler elden gitmiş, (Babacan-Davutoğlu) Suriyelisi, Arabı, Afgan’ı ev sahibi, siz öz vatanınızda kiracı olmuşsunuz! (Davutoğlu) Evinizin önünde park ettiğiniz otonuza, sizin gözünüzün önünde biri taş atmaya başlasa, “Dur bakalım kaç taş atacak” diye bekler misiniz, yoksa polis çağırıp müdahale mi edersiniz? Peki, Cumhuriyetin-demokrasinin-lâikliğin-hukuk devletinin-Atatürk’ün-özgürlüğünüzün, otonuz kadar değeri yok mu? Türkiye’nin tüm kaynaklarının Erdoğan-Bahçeli-Perinçek-Destici tarafından harcanması, üstüne üstlük bu dörtlüye şimdi “Domuz bağı ile insanları gömen, Takarof marka tabancayla Askerlerimizi-Polislerimizi enselerinden tek kurşunla öldüren, Türk Milletinin gözbebeği evladı GAFFAR OKKAN’I kahpece şehit eden bir terör örgütünün ortak edilmesi, ülkenin her gün biraz daha fakirleşmesi ve giderek faşist bir diktaya dönüşmesi, pislik bir sapığın Atatürk’e küfretmesi ve bu meczubun AKP tarafından korunması, Cumhuriyetin Savcılarının kör ve sağır olması sizin yüreğinizi yaralamıyor mu? Çocuklarınıza ve torunlarınıza İran benzeri bir İslam Devletini mi bırakacaksınız? Değerli Okurlar; İzninizle sizlere bazı sorularım olacak. Lütfen aklınızla okuyun ve vicdanınızda yanıt verin! -Anayasamızın çizdiği çerçevede, ülkemizde Türk Milletini koruyup kollayacak bir Türk Ordusu Komuta Heyeti var mı? -Anayasamızın çizdiği çerçevede, ülkemizde Türk Milletini koruyup kollayacak bir Emniyet Genel Müdürlüğü var mı? -Anayasamızın çizdiği çerçevede, ülkemizde Türk Milletini koruyup kollayacak bir Yüksek Yargı var mı? -Tüm siyasetçiler, hırslarını akıllarının altında tutmayı başarabiliyor mu? İşte Türk Devleti ve Türk Milleti olarak getirildiğimiz nokta tam da burasıdır. DOĞRU Parti olarak bu çok zor şartlarda mücadele ediyoruz. Seçimden sonra tüm yaşadıklarımızı, Yüksek Yargının tetikçilerini sizlerle paylaşacağız. Tıpkı Büyük Atatürk’ün gençliğe seslenişinde olduğu gibi! “Bütün bu şartlardan daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve delâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, istilacıların siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Millet fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu durum ve şartlar içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur…” Türk Vatanını ve Anayasamızın ilk 6 maddesini kafasına ve gönlüne yerleştirmiş ve ortak payda olarak kabul etmiş tüm vatandaşlarımızı, etnik kökeni-inancı-kimliği ne olursa olsun, “Örgütlü Toplum” olmaya davet ediyoruz. Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Mart 2023 Rifat Serdaroğlu DOĞRU Parti Genel Başkanı
Ekleme Tarihi: 13 Mart 2023 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMALIYIZ

ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMALIYIZ

Yıllardır yazılarımı okuyan insanların bana en çok yönelttikleri soru şudur;
“İyi, tamam ben de sizin gibi düşünüyorum ama ne yapacağız? Cumhuriyetimizin temel değerlerini ve demokrasiyi nasıl koruyacağız?”

Ben de her zaman şöyle yanıt veririm;
“Çaresiz değilsiniz. Her zaman çare vardır çünkü çare sizlersiniz!”
Bu ne demek? Zamanı geldiği için anlatalım!
Bu, her yerde örgütlenmek demek!
Ailede- Okulda-Mahallede-İş Yerinde-Yerel Yönetimlerde- Sivil Toplum Örgütlerinde-Siyasi Partilerde, yani her yerde örgütlenmek demek.
Hür dünyada buna “ÖRGÜTLÜ TOPLUM” denir.

Eğer bir toplum örgütlü ise ister emperyalist ister yerel hiçbir güç o topluma kabul etmeyeceği bir işi yaptıramaz. Toplumun milli ve manevi değerlerine, cumhuriyetine-demokrasisine-bağımsızlığına ve kurucu liderine dokunamaz, kötü söz söyleyemez, özgürlüklerinize saldıramaz!

Türk toplumunun ezici çoğunluğu demokrasiden, lâik cumhuriyetten, sosyal hukuk devletinden, Atatürk’ünden memnundur ve bu değerleri sever.
Sever ama sadece sever, hepsi bu!
Bu çağdaş değerlerin kendisine, ailesine ne güzellikler verdiğinin farkında bile değildir. Çünkü alışmıştır ve özgürce ve çağdaş yaşamanın bir bedeli olmadığını zanneder!
Türk Devletini kurabilmek ve bu vatanı bizlere bırakabilmek için, tek varlıkları olan aziz canlarını vererek Kurtuluş Savaşımızda şehit olan dedelerimiz sanki trafik kazasında ölmüşler, bu özgürlükler sanki insanlara gökten bahşedilmiş gibi zannedilir.
Korumak için bir damla ter akıtmazlar! Bazıları ise maalesef bu yolda çaba harcayanlara “deli” gözüyle bakarlar! “Baksana rahatına be kardeşim. Keyfin yerinde, durumun iyi, gez eğlen” diye akılları sıra öğüt verirler!

Örgütlenelim, karşı çıkalım dersiniz, “Amaan bana ne” der!
Görüşleri bize yakın “siyasi partilere destek olalım” dersiniz, “Beni siyasete bulaştırma” der.
Örgütlenmeyi, siyasete katılmayı bulaşılacak bir iş olarak görür.
Halbuki, doğru ve dürüst insanlar siyasetle uğraşmazlarsa, siyaset onlarla öyle bir uğraşır, size öyle bir tokat atar ki feleğiniz şaşar!

Bir bakmışsınız, işinizden olmuşsunuz, tarlanızı ekememişsiniz, siftah etmeden dükkân kapatır olmuşsunuz, milli bankalarınız yabancıların olmuş, (Babacan) milletin malı olan stratejik tesisler elden gitmiş, (Babacan-Davutoğlu) Suriyelisi, Arabı, Afgan’ı ev sahibi, siz öz vatanınızda kiracı olmuşsunuz! (Davutoğlu)

Evinizin önünde park ettiğiniz otonuza, sizin gözünüzün önünde biri taş atmaya başlasa, “Dur bakalım kaç taş atacak” diye bekler misiniz, yoksa polis çağırıp müdahale mi edersiniz?
Peki, Cumhuriyetin-demokrasinin-lâikliğin-hukuk devletinin-Atatürk’ün-özgürlüğünüzün, otonuz kadar değeri yok mu?
Türkiye’nin tüm kaynaklarının Erdoğan-Bahçeli-Perinçek-Destici tarafından harcanması, üstüne üstlük bu dörtlüye şimdi “Domuz bağı ile insanları gömen, Takarof marka tabancayla Askerlerimizi-Polislerimizi enselerinden tek kurşunla öldüren, Türk Milletinin gözbebeği evladı GAFFAR OKKAN’I kahpece şehit eden bir terör örgütünün ortak edilmesi, ülkenin her gün biraz daha fakirleşmesi ve giderek faşist bir diktaya dönüşmesi, pislik bir sapığın Atatürk’e küfretmesi ve bu meczubun AKP tarafından korunması, Cumhuriyetin Savcılarının kör ve sağır olması sizin yüreğinizi yaralamıyor mu? Çocuklarınıza ve torunlarınıza İran benzeri bir İslam Devletini mi bırakacaksınız?

Değerli Okurlar;
İzninizle sizlere bazı sorularım olacak. Lütfen aklınızla okuyun ve vicdanınızda yanıt verin!
-Anayasamızın çizdiği çerçevede, ülkemizde Türk Milletini koruyup kollayacak bir Türk Ordusu Komuta Heyeti var mı?
-Anayasamızın çizdiği çerçevede, ülkemizde Türk Milletini koruyup kollayacak bir Emniyet Genel Müdürlüğü var mı?
-Anayasamızın çizdiği çerçevede, ülkemizde Türk Milletini koruyup kollayacak bir Yüksek Yargı var mı?
-Tüm siyasetçiler, hırslarını akıllarının altında tutmayı başarabiliyor mu?

İşte Türk Devleti ve Türk Milleti olarak getirildiğimiz nokta tam da burasıdır.
DOĞRU Parti olarak bu çok zor şartlarda mücadele ediyoruz. Seçimden sonra tüm yaşadıklarımızı, Yüksek Yargının tetikçilerini sizlerle paylaşacağız.

Tıpkı Büyük Atatürk’ün gençliğe seslenişinde olduğu gibi!
“Bütün bu şartlardan daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve delâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, istilacıların siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Millet fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu durum ve şartlar içinde dahi, vazifen;
Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur…”

Türk Vatanını ve Anayasamızın ilk 6 maddesini kafasına ve gönlüne yerleştirmiş ve ortak payda olarak kabul etmiş tüm vatandaşlarımızı, etnik kökeni-inancı-kimliği ne olursa olsun, “Örgütlü Toplum” olmaya davet ediyoruz.

Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Mart 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.