Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

KÜRTÇÜLÜK VE SİLAHLI KÜRT İSYANLARI (3)

Avrupa ve Papalığın Kürtleri ayrıştırma çalışmalarına bakmak için sizleri 257 yıl öncesine, yani 1760’lı yıllara götürmek istiyorum! Vatikan ve Papalık, Hıristiyanlığı yaymak görüntüsü altında yirmi kadar eğitilmiş misyoneri Anadolu’ya gönderir. Misyonerler Güneydoğu Anadolu’ya ve güneyine dağılırlar. 18-20 yıl kadar bölgede kalırlar ve sürekli olarak Kürtçülük ve Kürt Milliyetçiliği bilincini insanlara işlerler! Misyonerlerin en önemlilerinden biri Papaz Maurizo Garzoni ’dir. Garzoni Diyarbakır civarında 18 yıl kalmış ve Kürtçenin Kırmançi lehçesini çok iyi öğrenmiştir. Vatikan’a dönen Garzoni, ilk Kürtçe sözlüğü ve Kürtçe deyimler kitabını bastırıp yayınlamıştır. Papalık, Garzoni ’ye “Kürdolojinin Babası” unvanını vermiştir! Peki niçin Kürtler seçilmiş diye sorduğunuzda alacağınız yanıt şudur; Papalık olarak “Kaybolan Dilleri” araştırıyoruz! Halbuki o tarihlerde Vatikan’ın burnunun dibinde Bask-Katalan-Gal-Korsika-Bröton- Malta dilleri gibi kaybolmakta olan diller vardı! Papalık neden onları değil de Kürtçeyi seçti? Kürtleri ve bölgeyi çok iyi bilen, Kürtlerin tarih boyunca bir devlet kuramadıklarını fakat bu arzularını kaşıyarak onları kullanmanın ve böylelikle Türkleri Anadolu’dan sürmenin anahtarı olduğunu düşündüler. Onları defalarca kullandılar ve Kürtçü liderleri aldattılar. Vatikan’a göre Anadolu, Hıristiyan topraklarıdır! Sözde bu amaçla Haçlı Seferleri adı altında defalarca Anadolu’ya geldiler ve bölgenin tüm zenginliklerini çaldılar, yüz binlerce insanın ölümüne sebep oldular! Vatikan bu iddiasından bugün için vaz geçti mi? Hayır! Fethullah Gülen denen CIA elemanının “Dinlerarası Diyalog ve Ilımlı İslam” adı altında Papa ile görüştüğünü ve onun emrine girdiğini henüz unutmadık! Benzeri bir yanlışı da “Medeniyetler arası ittifak ve dinlerarası diyalog” aldatmacasına inanan ve orada da “Eşbaşkanlık” görevini alan ama kandırıldığını kabul eden Erdoğan yapmıştır! Yıl 2017, sahi ne oldu o Eşbaşkanlığa? Son olarak 6 Ocak 2016 da Kürt Papaz İmad’ın Vatikan’da Papa ile birlikte Kürtçe dua etmesi başka hangi amaçla açıklanabilir ki? Tarih boyunca kışkırtılan Kürtçüler, Cumhuriyet öncesi 13, Cumhuriyet sonrası ise 25 defa silahlı isyana kalkışmışlar ve Türkiye’ye ciddi zararlar vermişlerdir. Eğer bugün Musul ve Kerkük’te hak iddia edemiyorsak, sebebi İngilizler tarafından kışkırtılıp 1925 yılında isyan ettirilen Şeyh Sait’tir! AKP İktidarı zamanında bu İngiliz ajanı hainin adı Diyarbakır’da bir meydana verilmiştir! Tabelaları hala durmaktadır. Milliyetçi Erdoğan ve ortağı Bahçeli’nin milliyetçilikleri Şeyh Said’e kadardır! Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyetin başında yaşanan Kürtçü isyanlarının en önemli nedeni, bölgedeki güçlerini korumak menfaatlerini kaybetmemek için feodal yapının temsilcileri olan Kürt Beylerinin, Ağaların, Şeyhlerin, Aşiret Reislerinin yetkilerini Cumhuriyet yönetimine devretmemek için direnmeleridir. Padişah tarafından kendilerine verilen ayrıcalıkları korumak, bölgelerinde özerk olmak, askere gitmemek, halktan vergi toplamak ama devlete vermemek için silahlı isyanlar yapılmıştır. Genç Cumhuriyet, ülkemizin bir yöresinde derebeyi tipindeki feodal efendilere geçit verseydi “Devlet” olabilir miydi? Tabii gereği yapılacaktı ve yapıldı. Yani silahlı kalkışmaların sebebi, bugün dillendirildiği gibi “Ana dilde Kürtçe eğitim-Kültürel haklar-özerklik-yerel yönetimlere serbestlik vs. değildir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’nin neresinde okul vardı da Said-i Kürdi anadilde eğitim eksikliğinden isyan edip yüzlerce insan öldürdü? Böyle bir komedi olabilir mi? PKK Narko-Terör örgütünün ve HDP’nin taleplerine bakınca, 10 Ağustos 1920 de imzalan Sevr Antlaşmasına “Kürdistan Bağımsızlık ve Kurtuluş Komitesi” olarak katılan Kürtçülerin taleplerinin aynı olduğunu görürsünüz! Türkiye’den Ayrılmak! Bugünkü Kürtçülerin dedeleri Sevr Antlaşmasında, ana dilde eğitim-eşit vatandaşlık olmadığı için mi ayrılmak istediler? Kürtçülük ve PKK Terörü ile ilgili bilinmeyen hiçbir şey kalmadı! 1835 yılında yani 182 sene evvel Bedirhan İsyanının liderleri kimlerse, 1919 yılında İngilizlerle beraber Atatürk’e suikast düzenleyenler de bugün PKK’ya para yardımı yapanlar da aynı ailelerdir, aynı aşiretlerdir! Bunu şunun için söylüyorum; Kürt kökenli, T.C Vatandaşlarının bu işlerle hiç ilgileri yoktur. Feodal düzeni sürdürmek ve gariban halkı sömürmek isteyen Kürt Ağaları-Beyleri, Türk Devleti ile mücadelelerine, yöre halkını kullanarak kahpece devam etmektedirler. Gerçek adı Artin Agopyan olan Öcalan isimli caninin 1984 yılından itibaren yaptıklarıyla, Şeyh Said’in yaptıkları arasında ne fark var? PKK, uyuşturucu kaçakçılığı-kuryeliği-dağıtımını Türkiye’de ve Avrupa’da yapar! PKK, her türlü organ kaçakçılığını yapar. Kürt gençlerinin organlarını alır, onları öldürür ve suçu askere atar! PKK, her türlü insan (Kadın-Kız Çocuğu) kaçakçılığı yapar! PKK; para karşılığı adam öldürme işini yani tetikçilik yapar! PKK, Kürt Kızlarına “Yoğunlaştırma Evlerinde” tecavüz ettikten sonra onları öldürtür! Tüm bu pislikleri yapan ve tek kelime Kürtçe bilmeyen uyuşturucu müptelası Öcalan mı Kürt kökenli vatandaşlarımızı bizden koparacak? Günümüzde Kürtçülük hareketinin bu hale gelmesinde 16 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP, baş sorumludur. Eline silah alıp sivil-resmi-çocuk-kadın-genç-yaşlı demeden insanları öldüren yakan yıkan korku salan terör örgütleriyle, silah bırakmadıkça hiçbir devlet müzakere etmez! AKP yıllarca etti! Ulus Devlete-Cumhuriyetin değerlerine-Türk Ordusuna açıkça karşı olan, Anayasa Mahkemesi tarafından “Lâiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu gerekçesiyle mahkûm edilen AKP ve Erdoğan’ın Türkiye’yi getirdiği yer tam da burasıdır. PKK Karadeniz bölgesine, büyük şehirlere kadar girebildiyse ve buralarda çocuk-kadın demeden can almaya devam edebiliyorsa, baştan aşağı ihanet kokan bu olayların sorumluları Erdoğan ve AKP Hükümetleridir… Türk Gençlerine şunu çok iyi anlatmamız gerekir; Yalnızca bir sınıf, bir etnik köken, bir inanç grubu için demokratik haklarda iyileştirme yapılamaz. Ülkenin dengesini bozarsınız. Demokrasimizin standartlarını yükseltmek, kişi hak ve özgürlüklerini, her türlü hürriyeti korumak ve arttırmak tüm Türk Milleti için yapılır. Kendisi Türk Milletinin saygın ve sorumlu bir bireyi kabul eden herkes bu haklardan eşit olarak yararlanır… Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2017 - Çarşamba
Rıfat SERDAROĞLU

KÜRTÇÜLÜK VE SİLAHLI KÜRT İSYANLARI (3)

Avrupa ve Papalığın Kürtleri ayrıştırma çalışmalarına bakmak için sizleri 257 yıl öncesine, yani 1760’lı yıllara götürmek istiyorum!

Vatikan ve Papalık, Hıristiyanlığı yaymak görüntüsü altında yirmi kadar eğitilmiş misyoneri Anadolu’ya gönderir. Misyonerler Güneydoğu Anadolu’ya ve güneyine dağılırlar. 18-20 yıl kadar bölgede kalırlar ve sürekli olarak Kürtçülük ve Kürt Milliyetçiliği bilincini insanlara işlerler! Misyonerlerin en önemlilerinden biri Papaz Maurizo Garzoni ’dir. Garzoni Diyarbakır civarında 18 yıl kalmış ve Kürtçenin Kırmançi lehçesini çok iyi öğrenmiştir. Vatikan’a dönen Garzoni, ilk Kürtçe sözlüğü ve Kürtçe deyimler kitabını bastırıp yayınlamıştır. Papalık, Garzoni ’ye “Kürdolojinin Babası” unvanını vermiştir!

Peki niçin Kürtler seçilmiş diye sorduğunuzda alacağınız yanıt şudur; Papalık olarak “Kaybolan Dilleri” araştırıyoruz! Halbuki o tarihlerde Vatikan’ın burnunun dibinde Bask-Katalan-Gal-Korsika-Bröton- Malta dilleri gibi kaybolmakta olan diller vardı! Papalık neden onları değil de Kürtçeyi seçti?

Kürtleri ve bölgeyi çok iyi bilen, Kürtlerin tarih boyunca bir devlet kuramadıklarını fakat bu arzularını kaşıyarak onları kullanmanın ve böylelikle Türkleri Anadolu’dan sürmenin anahtarı olduğunu düşündüler. Onları defalarca kullandılar ve Kürtçü liderleri aldattılar. Vatikan’a göre Anadolu, Hıristiyan topraklarıdır! Sözde bu amaçla Haçlı Seferleri adı altında defalarca Anadolu’ya geldiler ve bölgenin tüm zenginliklerini çaldılar, yüz binlerce insanın ölümüne sebep oldular! Vatikan bu iddiasından bugün için vaz geçti mi? Hayır! Fethullah Gülen denen CIA elemanının “Dinlerarası Diyalog ve Ilımlı İslam” adı altında Papa ile görüştüğünü ve onun emrine girdiğini henüz unutmadık! Benzeri bir yanlışı da “Medeniyetler arası ittifak ve dinlerarası diyalog” aldatmacasına inanan ve orada da “Eşbaşkanlık” görevini alan ama kandırıldığını kabul eden Erdoğan yapmıştır! Yıl 2017, sahi ne oldu o Eşbaşkanlığa? Son olarak 6 Ocak 2016 da Kürt Papaz İmad’ın Vatikan’da Papa ile birlikte Kürtçe dua etmesi başka hangi amaçla açıklanabilir ki?

Tarih boyunca kışkırtılan Kürtçüler, Cumhuriyet öncesi 13, Cumhuriyet sonrası ise 25 defa silahlı isyana kalkışmışlar ve Türkiye’ye ciddi zararlar vermişlerdir. Eğer bugün Musul ve Kerkük’te hak iddia edemiyorsak, sebebi İngilizler tarafından kışkırtılıp 1925 yılında isyan ettirilen Şeyh Sait’tir! AKP İktidarı zamanında bu İngiliz ajanı hainin adı Diyarbakır’da bir meydana verilmiştir! Tabelaları hala durmaktadır. Milliyetçi Erdoğan ve ortağı Bahçeli’nin milliyetçilikleri Şeyh Said’e kadardır!

Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyetin başında yaşanan Kürtçü isyanlarının en önemli nedeni, bölgedeki güçlerini korumak menfaatlerini kaybetmemek için feodal yapının temsilcileri olan Kürt Beylerinin, Ağaların, Şeyhlerin, Aşiret Reislerinin yetkilerini Cumhuriyet yönetimine devretmemek için direnmeleridir. Padişah tarafından kendilerine verilen ayrıcalıkları korumak, bölgelerinde özerk olmak, askere gitmemek, halktan vergi toplamak ama devlete vermemek için silahlı isyanlar yapılmıştır. Genç Cumhuriyet, ülkemizin bir yöresinde derebeyi tipindeki feodal efendilere geçit verseydi “Devlet” olabilir miydi? Tabii gereği yapılacaktı ve yapıldı.

Yani silahlı kalkışmaların sebebi, bugün dillendirildiği gibi “Ana dilde Kürtçe eğitim-Kültürel haklar-özerklik-yerel yönetimlere serbestlik vs. değildir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’nin neresinde okul vardı da Said-i Kürdi anadilde eğitim eksikliğinden isyan edip yüzlerce insan öldürdü? Böyle bir komedi olabilir mi? PKK Narko-Terör örgütünün ve HDP’nin taleplerine bakınca, 10 Ağustos 1920 de imzalan Sevr Antlaşmasına “Kürdistan Bağımsızlık ve Kurtuluş Komitesi” olarak katılan Kürtçülerin taleplerinin aynı olduğunu görürsünüz! Türkiye’den Ayrılmak! Bugünkü Kürtçülerin dedeleri Sevr Antlaşmasında, ana dilde eğitim-eşit vatandaşlık olmadığı için mi ayrılmak istediler?

Kürtçülük ve PKK Terörü ile ilgili bilinmeyen hiçbir şey kalmadı! 1835 yılında yani 182 sene evvel Bedirhan İsyanının liderleri kimlerse, 1919 yılında İngilizlerle beraber Atatürk’e suikast düzenleyenler de bugün PKK’ya para yardımı yapanlar da aynı ailelerdir, aynı aşiretlerdir! Bunu şunun için söylüyorum; Kürt kökenli, T.C Vatandaşlarının bu işlerle hiç ilgileri yoktur. Feodal düzeni

sürdürmek ve gariban halkı sömürmek isteyen Kürt Ağaları-Beyleri, Türk Devleti ile mücadelelerine, yöre halkını kullanarak kahpece devam etmektedirler.

Gerçek adı Artin Agopyan olan Öcalan isimli caninin 1984 yılından itibaren yaptıklarıyla, Şeyh Said’in yaptıkları arasında ne fark var? PKK, uyuşturucu kaçakçılığı-kuryeliği-dağıtımını Türkiye’de ve Avrupa’da yapar! PKK, her türlü organ kaçakçılığını yapar. Kürt gençlerinin organlarını alır, onları öldürür ve suçu askere atar! PKK, her türlü insan (Kadın-Kız Çocuğu) kaçakçılığı yapar! PKK; para karşılığı adam öldürme işini yani tetikçilik yapar! PKK, Kürt Kızlarına “Yoğunlaştırma Evlerinde” tecavüz ettikten sonra onları öldürtür!

Tüm bu pislikleri yapan ve tek kelime Kürtçe bilmeyen uyuşturucu müptelası Öcalan mı Kürt kökenli vatandaşlarımızı bizden koparacak?

Günümüzde Kürtçülük hareketinin bu hale gelmesinde 16 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP, baş sorumludur. Eline silah alıp sivil-resmi-çocuk-kadın-genç-yaşlı demeden insanları öldüren yakan yıkan korku salan terör örgütleriyle, silah bırakmadıkça hiçbir devlet müzakere etmez! AKP yıllarca etti! Ulus Devlete-Cumhuriyetin değerlerine-Türk Ordusuna açıkça karşı olan, Anayasa Mahkemesi tarafından “Lâiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu gerekçesiyle mahkûm edilen AKP ve Erdoğan’ın Türkiye’yi getirdiği yer tam da burasıdır. PKK Karadeniz bölgesine, büyük şehirlere kadar girebildiyse ve buralarda çocuk-kadın demeden can almaya devam edebiliyorsa, baştan aşağı ihanet kokan bu olayların sorumluları Erdoğan ve AKP Hükümetleridir…

Türk Gençlerine şunu çok iyi anlatmamız gerekir; Yalnızca bir sınıf, bir etnik köken, bir inanç grubu için demokratik haklarda iyileştirme yapılamaz. Ülkenin dengesini bozarsınız. Demokrasimizin standartlarını yükseltmek, kişi hak ve özgürlüklerini, her türlü hürriyeti korumak ve arttırmak tüm Türk Milleti için yapılır. Kendisi Türk Milletinin saygın ve sorumlu bir bireyi kabul eden herkes bu haklardan eşit olarak yararlanır…

Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.