Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

KÜRTÇÜLÜK VE SİLAHLI KÜRT İSYANLARI (2)

Herkesin etnik kökeni-inancı-kültürü ve dili kendi onurudur ve hiç şüphesiz ki çok saygındır. Bir kişiyi etnik kökeninden-inancından-kültüründen-dilinden dolayı eleştirmek insanlık suçudur. İnsanlar inancını-etnik kökenini-kültürünü-dilini özgürce yaşamalıdırlar… Bu genel kabuller, insan olmanın ve bir arada yaşamayı becerebilmenin temel ilkeleridir. Türkler, tarih boyunca dünyanın dört bir tarafındaki kültür ve medeniyetlerinde sırasıyla “Beylik-İmparatorluk ve Modern Devlet” denilen oluşumlar kurdular. Yani bir otorite “Disiplinli bir birliktelik” içinde yaşadılar. Türkler, Müslümanlığı kabul ettikten sonra da kendi kurdukları “Devlet” etrafında yaşamayı sürdürdüler. Zaten Nisa Suresi 59. Ayette “Allah’a itaat ediniz, Peygambere itaat ediniz ve içinizden çıkardığınız emanet sahibine (devlet) itaat ediniz” denmektedir. (Kur’an da tarikat şeyhine, cemaat önderine itaat edin diye bir emir yoktur!) Bugün bu devlet Türk Devletidir. Bu devletin milletine de Türk Milleti denir. Türk Devleti ve Türk Milleti kavramlarının altında birleşen herkes öncelikle “Türk Milletinin Kürdü” veya “Türk Milletinin Gürcüsü-Arnavutu-Boşnağıdır!” Büyük Atatürk “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü bilerek söylemiştir. “Ne Mutlu Türk Olana” dememiştir! Atatürk’ün isteği de hepimizi bir arada tutacak ve sonsuza kadar birlikte yaşatacak Türk Milletine sahip çıkılmasıdır… Türk Devletini- Türk Milletini kabul etmeyenler de vardır. Başımıza ne zaman bir çorap örülmeye karar verilse içimizde, emperyalist devletlerin emirlerine amade iki kesim her zaman hazırdır; -Türk Milletini ve Türk Milletinin Kürdü olmayı kabul etmeyen Kürtçüler, -Türk Milleti kavramına karşı çıkıp bizleri bu devirde “Ümmet” olarak görmek isteyen Şeriatçılar! Bunların hedefleri aynıdır; Türk Milletini- Ulus Devleti- Lâik Cumhuriyeti yıkmak ve Türk Vatanını parçalamak! Asırlardır Türk Milletinin kavgası, birlikte yaşama hakkımıza saldıran, emperyalist devletlerin satın aldığı bu alçak kesimlerledir. Zaman içinde bu kavganın adı-ideolojisi-görüntüsü değiştirilir ve her defasında uşak karakterli bu iki kesim kullanılır. Neden Türk Milleti ve Türk Vatanı hep hedeftedir? Yoksa bizler mi paranoya içindeyiz? Yaşadığımız bu coğrafya, dünya kurulduğundan beri insanlığa yaşam vermeye, onları beslemeye hiç ara vermemiş bir bölgedir. Hiçbir doğal afet veya savaşlar bu bölgedeki yaşamı yok edememiştir. 4 Hak Din (Tek Allah’a imanı esas alan ve yalnızca O’na kulluk ve ibadeti emreden) 4 kutsal kitap (Tevrat-Zebur-İncil-Kur’an) bu bölgede indirilmiştir. Niçin tüm Hak Dinleri bu bölgeye indirilmiş de hiç olmazsa biri Avrupa’ya veya Asya’ya indirilmemiştir? Hz. Nuh yaşamı yeniden başlatacak gemisini niçin bu topraklara getirmiştir de Amerika-Asya veya Avrupa’ya götürmemiştir? Yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, dünyanın en eski ve en zengin tohum ambarları, insanlığı bilim-medeniyet ve gelişme ile tanıştıran ilk bilim insanları hep bu bölgedendir! Emperyal Devletlerin bölgemize ilgisi hiçbir zaman eksilmemiş, tersine giderek artmıştır. 1918 yılında ABD Başkanı Wilson’un ABD Kongresinde okuduğu (Wilson Prensiplerinin) 12. Maddesinde, “Osmanlı parçalanmalıdır” denmektedir. İngiltere Başbakanı Gindsome, Fransız Başbakanı Clemanceau “Türkiye Türklere bırakılmayacak değerlidir. Barbar Türkler geldikleri yere yani Orta Asya’ya sürülmelidirler” sözlerini defalarca söylemişlerdir! Tüm bunların üstüne, Eski Ahit’te yazan (Tahrif edilmemiş Tevrat) Fırat nehrinden Nil nehrine kadar olan bölge “Arz-ı Mev’ud” yani (Yahudilere vadedilmiş) topraklardır, ifadesini koyarsanız, Türk Milleti olarak neden hedefte olduğumuz daha net olarak anlaşılacaktır. Türk Vatanına ve Türk Milletinin birliğine saldırının öncüleri kimlerdir? -Vatikan ve Papalık Anadolu’nun Türklere bırakılmaması için 100 adet proje hazırlamıştır. Bu projeler zaman içinde Vatikan tarafından defalarca uygulanmış ve Türk Milletine çok büyük zararlar verilmiştir! -Amerika Birleşik Devletleri Lozan’ı hala tanımayan ve kongresinde onaylatmayan tek ülkedir. -Rusya Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra, Osmanlı topraklarında yaşayan azınlıkları koruma hakkı elde etmiş ve sürekli olarak içimizi karıştırmıştır. -Türk Milleti aleyhine alınan her kararın gerçek planlayıcısı İngilizlerdir. Örnekleyelim; İngilizlerinin meşhur ansiklopedisi Britannica’ya göre, Kürtler “Turani” ırkındandır, yani Türk’türler! Bu iddialarını bilim adamlarının görüşleriyle desteklerler. Fakat Britannica’nın 1911 yılından sonra bu tezinden vazgeçtiğini, eski kayıtları sildiğini görebilirsiniz. Neden? Eee 1. Paylaşım Savaşı başlayacak ve bu savaşta Araplardan sonra Kürtçüler, İngilizler tarafından kullanılacaktır! -İsrail Müslüman ülkelerle çevrilidir. Bu coğrafyada yaşamasının etrafındaki devletlerin bir araya gelmemelerine ve kendi içlerinde parçalanmalarına bağlı olduğunu çok iyi bilmektedir. Bölgede kurulacak ve ikinci bir İsrail olarak görev yapacak Kürt Devletinin oluşmasına ABD ile birlikte en yoğun desteği vermektedir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 14 Ağustos’ta yani dün “Kürtler, bizimle aynı değerleri paylaşan bir halktır” diye beyanat verdi. İsrail’de yaşayan, kendilerine “Mızrahi” denilen 150 binden fazla Kürt Yahudisi vardır! Yarın devam edeceğiz… Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 15 Ağustos 2017 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

KÜRTÇÜLÜK VE SİLAHLI KÜRT İSYANLARI (2)

Herkesin etnik kökeni-inancı-kültürü ve dili kendi onurudur ve hiç şüphesiz ki çok saygındır. Bir kişiyi etnik kökeninden-inancından-kültüründen-dilinden dolayı eleştirmek insanlık suçudur. İnsanlar inancını-etnik kökenini-kültürünü-dilini özgürce yaşamalıdırlar…

Bu genel kabuller, insan olmanın ve bir arada yaşamayı becerebilmenin temel ilkeleridir. Türkler, tarih boyunca dünyanın dört bir tarafındaki kültür ve medeniyetlerinde sırasıyla “Beylik-İmparatorluk ve Modern Devlet” denilen oluşumlar kurdular. Yani bir otorite “Disiplinli bir birliktelik” içinde yaşadılar. Türkler, Müslümanlığı kabul ettikten sonra da kendi kurdukları “Devlet” etrafında yaşamayı sürdürdüler. Zaten Nisa Suresi 59. Ayette “Allah’a itaat ediniz, Peygambere itaat ediniz ve içinizden çıkardığınız emanet sahibine (devlet) itaat ediniz” denmektedir. (Kur’an da tarikat şeyhine, cemaat önderine itaat edin diye bir emir yoktur!)

Bugün bu devlet Türk Devletidir. Bu devletin milletine de Türk Milleti denir. Türk Devleti ve Türk Milleti kavramlarının altında birleşen herkes öncelikle “Türk Milletinin Kürdü” veya “Türk Milletinin Gürcüsü-Arnavutu-Boşnağıdır!”

Büyük Atatürk “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü bilerek söylemiştir. “Ne Mutlu Türk Olana” dememiştir! Atatürk’ün isteği de hepimizi bir arada tutacak ve sonsuza kadar birlikte yaşatacak Türk Milletine sahip çıkılmasıdır…

Türk Devletini- Türk Milletini kabul etmeyenler de vardır. Başımıza ne zaman bir çorap örülmeye karar verilse içimizde, emperyalist devletlerin emirlerine amade iki kesim her zaman hazırdır; -Türk Milletini ve Türk Milletinin Kürdü olmayı kabul etmeyen Kürtçüler, -Türk Milleti kavramına karşı çıkıp bizleri bu devirde “Ümmet” olarak görmek isteyen Şeriatçılar! Bunların hedefleri aynıdır; Türk Milletini- Ulus Devleti- Lâik Cumhuriyeti yıkmak ve Türk Vatanını parçalamak! Asırlardır Türk Milletinin kavgası, birlikte yaşama hakkımıza saldıran, emperyalist devletlerin satın aldığı bu alçak kesimlerledir. Zaman içinde bu kavganın adı-ideolojisi-görüntüsü değiştirilir ve her defasında uşak karakterli bu iki kesim kullanılır.

Neden Türk Milleti ve Türk Vatanı hep hedeftedir? Yoksa bizler mi paranoya içindeyiz? Yaşadığımız bu coğrafya, dünya kurulduğundan beri insanlığa yaşam vermeye, onları beslemeye hiç ara vermemiş bir bölgedir. Hiçbir doğal afet veya savaşlar bu bölgedeki yaşamı yok edememiştir. 4 Hak Din (Tek Allah’a imanı esas alan ve yalnızca O’na kulluk ve ibadeti emreden) 4 kutsal kitap (Tevrat-Zebur-İncil-Kur’an) bu bölgede indirilmiştir. Niçin tüm Hak Dinleri bu bölgeye indirilmiş de hiç olmazsa biri Avrupa’ya veya Asya’ya indirilmemiştir? Hz. Nuh yaşamı yeniden başlatacak gemisini niçin bu topraklara getirmiştir de Amerika-Asya veya Avrupa’ya götürmemiştir? Yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, dünyanın en eski ve en zengin tohum ambarları, insanlığı bilim-medeniyet ve gelişme ile tanıştıran ilk bilim insanları hep bu bölgedendir!

Emperyal Devletlerin bölgemize ilgisi hiçbir zaman eksilmemiş, tersine giderek artmıştır. 1918 yılında ABD Başkanı Wilson’un ABD Kongresinde okuduğu (Wilson Prensiplerinin) 12. Maddesinde, “Osmanlı parçalanmalıdır” denmektedir. İngiltere Başbakanı Gindsome, Fransız Başbakanı Clemanceau “Türkiye Türklere bırakılmayacak değerlidir. Barbar Türkler geldikleri yere yani Orta Asya’ya sürülmelidirler” sözlerini defalarca söylemişlerdir! Tüm bunların üstüne, Eski Ahit’te yazan (Tahrif edilmemiş Tevrat) Fırat nehrinden Nil nehrine kadar olan bölge “Arz-ı Mev’ud” yani (Yahudilere vadedilmiş) topraklardır, ifadesini koyarsanız, Türk Milleti olarak neden hedefte olduğumuz daha net olarak anlaşılacaktır.

Türk Vatanına ve Türk Milletinin birliğine saldırının öncüleri kimlerdir? -Vatikan ve Papalık Anadolu’nun Türklere bırakılmaması için 100 adet proje hazırlamıştır. Bu projeler zaman içinde Vatikan tarafından defalarca uygulanmış ve Türk Milletine çok büyük zararlar verilmiştir! -Amerika Birleşik Devletleri Lozan’ı hala tanımayan ve kongresinde onaylatmayan tek ülkedir. -Rusya Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra, Osmanlı topraklarında yaşayan azınlıkları koruma hakkı elde etmiş ve sürekli olarak içimizi karıştırmıştır. -Türk Milleti aleyhine alınan her kararın gerçek planlayıcısı İngilizlerdir.

Örnekleyelim; İngilizlerinin meşhur ansiklopedisi Britannica’ya göre, Kürtler “Turani” ırkındandır, yani Türk’türler! Bu iddialarını bilim adamlarının görüşleriyle desteklerler. Fakat Britannica’nın 1911 yılından sonra bu tezinden vazgeçtiğini, eski kayıtları sildiğini görebilirsiniz. Neden? Eee 1. Paylaşım Savaşı başlayacak ve bu savaşta Araplardan sonra Kürtçüler, İngilizler tarafından kullanılacaktır! -İsrail Müslüman ülkelerle çevrilidir. Bu coğrafyada yaşamasının etrafındaki devletlerin bir araya gelmemelerine ve kendi içlerinde parçalanmalarına bağlı olduğunu çok iyi bilmektedir. Bölgede kurulacak ve ikinci bir İsrail olarak görev yapacak Kürt Devletinin oluşmasına ABD ile birlikte en yoğun desteği vermektedir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 14 Ağustos’ta yani dün “Kürtler, bizimle aynı değerleri paylaşan bir halktır” diye beyanat verdi. İsrail’de yaşayan, kendilerine “Mızrahi” denilen 150 binden fazla Kürt Yahudisi vardır!

Yarın devam edeceğiz…

Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.