Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

İSTİHBARATIN BAŞI!

MİT Müsteşarlığının KHK ile Cumhurbaşkanına bağlanması konusunda AKP Genel Başkanı Erdoğan şunları söyledi; “İstihbaratın Başı, Devletin Başına bağlanmıştır. Doğrusu budur!” Reis’in dediğinin doğru olup olmadığına aşağıda bakacağız ama bence esas problem Cumhurbaşkanlığı makamında oturan AKP Genel Başkanının “olması gereken yere” bağlanmasıdır! Demokratik Hukuk Devletlerinde “olması gereken yer” Anayasa’dır! Erdoğan kendisini “Anayasal sınırlar içine” çekebilse Türkiye’nin hem içte hem de dıştaki çok sayıda problemi kendiliğinden çözülecek. Çekebilir mi? Mümkün değil! Kendisi öylesine büyük bir korku içinde ki, öylesine büyük suçlar işledi ki, Emniyet Müdürlüğüne bir tören için gittiğinde bile, tüm polislerin ya tabancaları toplanıyor ya da şarjörleri çıkartılıyor! AKP Genel Başkanı bu saatten sonra ne anayasa ne yasa ne de hukuk dinler! Kendi partisi AKP’yi ve kaldıysa kendi eski siyaset arkadaşlarını da dinlemez! Kendisini, ailesini, servetini garantiye alacak hangi siyasi konum varsa, hangi rejim varsa ona doğru gitmek isteyecektir. Bu rejimin adı da yıllardır söylediğimiz, bir bölümü (ABD ve İsrail’in “tarihsel talebi”) Kürt Devleti olacak olan Federe İslam Devletidir. Eğer 2019’da veya daha erken bir zamanda yapılacak seçimlerden başarılı çıkarsa rejimi bir gecede değiştirmek ve Türkiye’yi, dikta yönetiminde bir Ortadoğu ülkesi haline getirmek isteyecektir. Yapabilecek mi, yoksa sonu diğer tek adamlar gibi mi olacak, göreceğiz… AKP Genel Başkanının devlet yönetimindeki yanlışını, halen tutuklu olan İstanbul eski Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın mahkemedeki ifadesinde farkında olmadan açıklamıştı; “Biz 4,5 sene Cumhurbaşkanımızla yan yana çalıştık. Benim FETÖ’cu olup olmadığımı ona sorun” demişti. Erdoğan’ın yönetim yanlışı işte bu cümlede yazılı! Normal düzende bir İl’in Emniyet Müdürünün, Cumhurbaşkanı-Başbakan ile görüşmesi çok ender ve çok acil durumlarda olur. Cumhurbaşkan-Başbakan, İl Emniyet Müdürü ile doğrudan temas kurarsa o İl’in Valisini, Emniyet Genel Müdürlüğü Daire Başkanlarını, Teftiş Kurulunu, Em. Gn. Md. Yardımcılarını, Em. Genel Müdürünü, İçişleri Bakanını “yok saymış” olur. Bu devlet görevlileri niçin var ki? Cumhurbaşkanı, İstanbul’daki bir esrar kaçakçılığı olayını doğrudan takip eder ve İl Emniyet Müdürü gibi ilgilenirse, devletin ciddi işlerini yönetmek için zaman bulamaz! MİT olayında da aynı tutum var! AKP Genel Başkanı, MİT Müsteşarını sadece kendine bağlamıyor! O, MİT Müsteşarının da işini üstleniyor! Yanlış ve eksik bilgiye sahip Cumhurbaşkanının verdiği emirlerden dolayı hem devlet zarar görüyor hem MİT Başkanı sorumluluk altına giriyor! Yoksa Hakan Fidan, niçin görevi bırakıp Milletvekili olacağım diye kaçmak istesin ki? Her işi ben yaparım diye düşünen kişi hiçbir işi doğru düzgün yapamaz! AKP Genel Başkanı Erdoğan da aynen öyle değil mi? İstanbul Belediyesinin kupon arazileri hakkında son kararı kim verir? Bakanlıkların yaptıkları ihalelerde, moda tabirle racon kesen kim? Başbakan sorumluluğunda olan “Örtülü Ödenek” kimin emrinde? Kimin kaç çocuğu olacağına karar veren kim? Jinekolog gibi, doğumun normal mi sezeryanla mı yapılacağına kim karar veriyor? Kadınların nasıl giyineceğine kim karar verebiliyor? Gezi olaylarında “Camide içki içtiler, görüntüleri var” diyen kim? CHP’nin Adalet Kurultayında” Mezarlıkta votka-şarap-bira içtiler” diyen kim? AKP Genel Başkanı aynen Pembe Panter filmindeki Dedektif Kluzo (Closeau) gibi mübarek! Her iş o koşturuyor, yapayım derken bozuyor! Demokratik rejimlerde devlet yönetimi en ufak ayrıntısına kadar incelenmiş, defalarca denenmiş ve bir sonuca bağlanmıştır. “Kuvvetler Ayrılığı” denen kurumun, demokrasinin temel taşı olmasının gerekçesi budur. Herkes anayasal çerçevede, yasaların kendilerine verdiği yetkiyi kullanacak. Başkasının işine karışmayacak. Ama siz “Kuvvetler ayrılığı bize ayak bağı oluyor” diyorsanız, istediğiniz kurumu veya kişiyi ister kendinize ister ailenize bağlayın size demokrasi liginde yer yoktur… Not; 5 Eylül Salı günü görüşmek üzere, tüm dostlarıma mutlu ve huzurlu bayramlar dilerim… Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2017 - Perşembe
Rıfat SERDAROĞLU

İSTİHBARATIN BAŞI!

MİT Müsteşarlığının KHK ile Cumhurbaşkanına bağlanması konusunda AKP Genel Başkanı Erdoğan şunları söyledi; “İstihbaratın Başı, Devletin Başına bağlanmıştır. Doğrusu budur!”

Reis’in dediğinin doğru olup olmadığına aşağıda bakacağız ama bence esas problem Cumhurbaşkanlığı makamında oturan AKP Genel Başkanının “olması gereken yere” bağlanmasıdır! Demokratik Hukuk Devletlerinde “olması gereken yer” Anayasa’dır! Erdoğan kendisini “Anayasal sınırlar içine” çekebilse Türkiye’nin hem içte hem de dıştaki çok sayıda problemi kendiliğinden çözülecek. Çekebilir mi? Mümkün değil! Kendisi öylesine büyük bir korku içinde ki, öylesine büyük suçlar işledi ki, Emniyet Müdürlüğüne bir tören için gittiğinde bile, tüm polislerin ya tabancaları toplanıyor ya da şarjörleri çıkartılıyor! AKP Genel Başkanı bu saatten sonra ne anayasa ne yasa ne de hukuk dinler! Kendi partisi AKP’yi ve kaldıysa kendi eski siyaset arkadaşlarını da dinlemez! Kendisini, ailesini, servetini garantiye alacak hangi siyasi konum varsa, hangi rejim varsa ona doğru gitmek isteyecektir. Bu rejimin adı da yıllardır söylediğimiz, bir bölümü (ABD ve İsrail’in “tarihsel talebi”) Kürt Devleti olacak olan Federe İslam Devletidir. Eğer 2019’da veya daha erken bir zamanda yapılacak seçimlerden başarılı çıkarsa rejimi bir gecede değiştirmek ve Türkiye’yi, dikta yönetiminde bir Ortadoğu ülkesi haline getirmek isteyecektir. Yapabilecek mi, yoksa sonu diğer tek adamlar gibi mi olacak, göreceğiz…

AKP Genel Başkanının devlet yönetimindeki yanlışını, halen tutuklu olan İstanbul eski Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın mahkemedeki ifadesinde farkında olmadan açıklamıştı; “Biz 4,5 sene Cumhurbaşkanımızla yan yana çalıştık. Benim FETÖ’cu olup olmadığımı ona sorun” demişti. Erdoğan’ın yönetim yanlışı işte bu cümlede yazılı! Normal düzende bir İl’in Emniyet Müdürünün, Cumhurbaşkanı-Başbakan ile görüşmesi çok ender ve çok acil durumlarda olur. Cumhurbaşkan-Başbakan, İl Emniyet Müdürü ile doğrudan temas kurarsa o İl’in Valisini, Emniyet Genel Müdürlüğü Daire Başkanlarını, Teftiş Kurulunu, Em. Gn.

Md. Yardımcılarını, Em. Genel Müdürünü, İçişleri Bakanını “yok saymış” olur. Bu devlet görevlileri niçin var ki? Cumhurbaşkanı, İstanbul’daki bir esrar kaçakçılığı olayını doğrudan takip eder ve İl Emniyet Müdürü gibi ilgilenirse, devletin ciddi işlerini yönetmek için zaman bulamaz!

MİT olayında da aynı tutum var! AKP Genel Başkanı, MİT Müsteşarını sadece kendine bağlamıyor! O, MİT Müsteşarının da işini üstleniyor! Yanlış ve eksik bilgiye sahip Cumhurbaşkanının verdiği emirlerden dolayı hem devlet zarar görüyor hem MİT Başkanı sorumluluk altına giriyor! Yoksa Hakan Fidan, niçin görevi bırakıp Milletvekili olacağım diye kaçmak istesin ki?

Her işi ben yaparım diye düşünen kişi hiçbir işi doğru düzgün yapamaz! AKP Genel Başkanı Erdoğan da aynen öyle değil mi? İstanbul Belediyesinin kupon arazileri hakkında son kararı kim verir? Bakanlıkların yaptıkları ihalelerde, moda tabirle racon kesen kim? Başbakan sorumluluğunda olan “Örtülü Ödenek” kimin emrinde? Kimin kaç çocuğu olacağına karar veren kim? Jinekolog gibi, doğumun normal mi sezeryanla mı yapılacağına kim karar veriyor? Kadınların nasıl giyineceğine kim karar verebiliyor? Gezi olaylarında “Camide içki içtiler, görüntüleri var” diyen kim? CHP’nin Adalet Kurultayında” Mezarlıkta votka-şarap-bira içtiler” diyen kim? AKP Genel Başkanı aynen Pembe Panter filmindeki Dedektif Kluzo (Closeau) gibi mübarek! Her iş o koşturuyor, yapayım derken bozuyor!

Demokratik rejimlerde devlet yönetimi en ufak ayrıntısına kadar incelenmiş, defalarca denenmiş ve bir sonuca bağlanmıştır. “Kuvvetler Ayrılığı” denen kurumun, demokrasinin temel taşı olmasının gerekçesi budur. Herkes anayasal çerçevede, yasaların kendilerine verdiği yetkiyi kullanacak. Başkasının işine karışmayacak. Ama siz “Kuvvetler ayrılığı bize ayak bağı oluyor” diyorsanız, istediğiniz kurumu veya kişiyi ister kendinize ister ailenize bağlayın size demokrasi liginde yer yoktur…

Not; 5 Eylül Salı günü görüşmek üzere, tüm dostlarıma mutlu ve huzurlu bayramlar dilerim…

Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.