Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

İLKESİZLİĞİ İLKE EDİNENLER

Gerçek bağımsızlık, gerçek demokratlık çok zordur. Fırsatçılık, insanları istismar edip onları kullanmaya kalkmak ise kolaydır! Bir defa ilkesizliğe, fırsatçılığa, dostlarınızı kullanma hastalığına yakalandınız mı, yanar dönerlik kaçınılmaz olur! İlkesiz, kendisi için istediği özgürlüğü başkası için istemez. İlkesiz, kendisi için istediği demokrasiyi başkası için istemez. İlkesizliği ilke edinenlerin en çok girmek istedikleri alan “Siyasettir.” Çünkü bunlar için “Siyaset” kısa yoldan itibar kazanma ve zengin olma yoludur! İlkesizliği ilke edinen soysuzların, namusla-ahlâkla-dürüstlükle ilgileri yoktur. Birilerinin sırtına basarak yaşamaya alışmış asalak tipler, paraya taptıkları, parayı tek güç saydıkları için devlet malını çalmaktan korkmazlar… Türk Demokrasisi, 1950 yılında çok partili siyasi hayata geçtiği günden bu güne kadar çok sıkıntılar çekti. İlkesizliği ilke edinmiş fırsatçılar, kimi zaman askerimizi darbe yapması için kışkırttılar. Kimi zaman İslam Dinini siyasi çıkarlarına alet ettiler. Türk Milletini Alevi-Sünni diye, Türkçü-Kürtçü diye bölmeye çalıştılar. Siyasette güç kazanan ilkesizler, dürüst insanların siyasette yükselmelerini önlediler. Kendileri gibi olanların sayısı her yıl daha da arttı! Türk Siyasetine paranın girmesi, paranın ön plana çıkması Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” anlayışı ve yetkisiz yakınlarının devlet yönetimine karışması ile başlamıştır. Geldiğimiz nokta, siyasetçinin bir adet 14 ayar nişan yüzüğünden, dünyanın en zengin siyasetçileri arasına girmesi ve bundan hiç utanmaması, yüzünün kızarmamasıdır… İlkesiz siyaseti meslek edinen hırsızlar, siyaseti de bir iş, bir meslek olarak görürler! Siyaset bir iş, bir meslek değildir. Asla olmamalıdır. Bir ülke için en büyük tehlike, ülke yönetiminin “İlkesiz siyasetçilerin” eline geçmesidir. Bunların satacakları ilk şey “Vatandır!” Siyaset, kelimenin tam anlamıyla sadece gelecek nesiller ve ülke için yapılan özel-çoklu fedakârlıktır. Zamanınızdan, sağlığınızdan, ailenizden, işinizden, servetinizden kaybetmeyi belli bir zaman için kabul edeceksiniz. Sizi yolunuzdan saptırmak için çalışan ilkesizlerin tuzağına düşmeyeceksiniz. Görev süreniz bitince, köşenize çekilmesini bileceksiniz. Takdir, aferin, bravo, teşekkür ederiz gibi övgü dolu sözleri hiç beklemeyeceksiniz. Çünkü bulamayacaksınız. Gittiğiniz yerlerde “Saygı” görüyorsanız ve başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uyuyacak kadar vicdanınız rahatsa, kendinizi ödülünü almış biri olarak sayacaksınız. Tüm bu gerçeklerden yola çıkarak, Bu ülkenin geleceği olan gençlerimize, kadınlarımıza, iş ve işçi dünyasının liderlerine, bilim insanlarına, ülkeyi besleyen çiftçilere, toplumun temel direği olan esnaflara yani dürüst-çalışkan-akıllı-fedakâr kişilere siyasetin yolunu açmak, onlara eşit şartlarda ve demokratik ortamda yarışma hakkı tanımak için gerekli olan yasal çalışmaları tamamlayıp TBMM’ye sunmamız gerekmektedir. Devletin yeniden yapılanması- Sistem Sorunu-Anayasa- Seçim Kanunu- Siyasi Partiler Kanunu-TBMM İçtüzüğü gibi öncelikli konularda oluşturulacak “Ortak Akıl” ile çalışmalar yapılmalıdır. Biz, bu konudaki çalışmalarımızı “Millet İttifakı” zaferinden sonra oluşacak TBMM’ye vermeye amade olacağız. Bunu yapmak zorundayız. Aksi halde ilkesizliği ilke edinmiş bu yobaz hırsızlar tüm toplumu zehirli sarmaşık gibi saracaktır… Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Mayıs 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 30 Mayıs 2018 - Çarşamba
Rıfat SERDAROĞLU

İLKESİZLİĞİ İLKE EDİNENLER

Gerçek bağımsızlık, gerçek demokratlık çok zordur. Fırsatçılık, insanları istismar edip onları kullanmaya kalkmak ise kolaydır!

Bir defa ilkesizliğe, fırsatçılığa, dostlarınızı kullanma hastalığına yakalandınız mı, yanar dönerlik kaçınılmaz olur!

İlkesiz, kendisi için istediği özgürlüğü başkası için istemez. İlkesiz, kendisi için istediği demokrasiyi başkası için istemez.

İlkesizliği ilke edinenlerin en çok girmek istedikleri alan “Siyasettir.” Çünkü bunlar için “Siyaset” kısa yoldan itibar kazanma ve zengin olma yoludur! İlkesizliği ilke edinen soysuzların, namusla-ahlâkla-dürüstlükle ilgileri yoktur. Birilerinin sırtına basarak yaşamaya alışmış asalak tipler, paraya taptıkları, parayı tek güç saydıkları için devlet malını çalmaktan korkmazlar…

Türk Demokrasisi, 1950 yılında çok partili siyasi hayata geçtiği günden bu güne kadar çok sıkıntılar çekti. İlkesizliği ilke edinmiş fırsatçılar, kimi zaman askerimizi darbe yapması için kışkırttılar. Kimi zaman İslam Dinini siyasi çıkarlarına alet ettiler. Türk Milletini Alevi-Sünni diye, Türkçü-Kürtçü diye bölmeye çalıştılar.

Siyasette güç kazanan ilkesizler, dürüst insanların siyasette yükselmelerini önlediler. Kendileri gibi olanların sayısı her yıl daha da arttı!

Türk Siyasetine paranın girmesi, paranın ön plana çıkması Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” anlayışı ve yetkisiz yakınlarının devlet yönetimine karışması ile başlamıştır. Geldiğimiz nokta, siyasetçinin bir adet 14 ayar nişan yüzüğünden, dünyanın en zengin siyasetçileri arasına girmesi ve bundan hiç utanmaması, yüzünün kızarmamasıdır… İlkesiz siyaseti meslek edinen hırsızlar, siyaseti de bir iş, bir meslek olarak görürler!

Siyaset bir iş, bir meslek değildir. Asla olmamalıdır. Bir ülke için en büyük tehlike, ülke yönetiminin “İlkesiz siyasetçilerin” eline geçmesidir. Bunların satacakları ilk şey “Vatandır!”

Siyaset, kelimenin tam anlamıyla sadece gelecek nesiller ve ülke için yapılan özel-çoklu fedakârlıktır. Zamanınızdan, sağlığınızdan, ailenizden, işinizden, servetinizden kaybetmeyi

belli bir zaman için kabul edeceksiniz. Sizi yolunuzdan saptırmak için çalışan ilkesizlerin tuzağına düşmeyeceksiniz.

Görev süreniz bitince, köşenize çekilmesini bileceksiniz. Takdir, aferin, bravo, teşekkür ederiz gibi övgü dolu sözleri hiç beklemeyeceksiniz. Çünkü bulamayacaksınız. Gittiğiniz yerlerde “Saygı” görüyorsanız ve başınızı yastığa koyduğunuz zaman rahatça uyuyacak kadar vicdanınız rahatsa, kendinizi ödülünü almış biri olarak sayacaksınız.

Tüm bu gerçeklerden yola çıkarak, Bu ülkenin geleceği olan gençlerimize, kadınlarımıza, iş ve işçi dünyasının liderlerine, bilim insanlarına, ülkeyi besleyen çiftçilere, toplumun temel direği olan esnaflara yani dürüst-çalışkan-akıllı-fedakâr kişilere siyasetin yolunu açmak, onlara eşit şartlarda ve demokratik ortamda yarışma hakkı tanımak için gerekli olan yasal çalışmaları tamamlayıp TBMM’ye sunmamız gerekmektedir.

Devletin yeniden yapılanması- Sistem Sorunu-Anayasa- Seçim Kanunu- Siyasi Partiler Kanunu-TBMM İçtüzüğü gibi öncelikli konularda oluşturulacak “Ortak Akıl” ile çalışmalar yapılmalıdır.

Biz, bu konudaki çalışmalarımızı “Millet İttifakı” zaferinden sonra oluşacak TBMM’ye vermeye amade olacağız.

Bunu yapmak zorundayız. Aksi halde ilkesizliği ilke edinmiş bu yobaz hırsızlar tüm toplumu zehirli sarmaşık gibi saracaktır…

Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Mayıs 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.