Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

İHANET DEĞİLSE NE?

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi görevlileri, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın izni ve emriyle 2008 yılından itibaren Oslo’da, PKK Narko-Terör örgütünün Avrupa Baronları ile İngiltere temsilcisinin denetiminde (!) tam BEŞ toplantı yaptılar! Her toplantıdan sonra dönemin Başbakan’ı Erdoğan’a doğal olarak hem bilgi verildi, hem de toplantıların tutanakları kendisine teslim edildi! Dönemin Başbakan’ı Erdoğan’ın da, Cumhurbaşkanı Gül’ün Başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kuruluna, devlet olmanın gereği olarak bilgi verdiğini kabul ediyoruz… Oslo’da ki görüşme zincirinin beşincisinde, dönemin Başbakan Müsteşar Yardımcısı, şimdinin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın önünde şu görüşme gerçekleşiyor; Sabri Ok. (PKK); Bizim güçler (PKK) her tarafta var onu söyleyelim. Türkiye’nin her tarafında var. Karadeniz’de de var, Toroslarda da var. A.G (TC MİT Müsteşar Yardımcısı); Biliyoruz, metropolleri de doldurdunuz. Bu arada patlayıcılarla (!) doldurdunuz! Sabri Ok. (PKK); Yok canım. (Gülerek) A.G (TC MİT Müsteşar Yardımcısı); Hepsini biliyoruz! Sabri Ok. (PKK); Onlar bir tarafa! Biz şimdi bu süreci ilerletelim, önemli olan o… Bu konuşmalar, noktası virgülüne kadar doğru ve gerçektir. Yalan olsa dönemin Başbakanı niçin bu elemanları korumak için 24 saatte yasa çıkarmak zorunda kalsın ki? Devlet olmanın gereği olarak tüm bu konuşmaların Milli Güvenlik Kurulunda ve Bakanlar Kurulunda tartışılması şarttır. Eğer MGK ve Bakanlar Kurulu, herhangi bir köy kahvesi değilse, Türkiye demokratik parlamenter rejimle yönetilen bir ülke ise, böyle olması şarttır. Olmuyor ve bu iki kurula bilgi verilmiyor ise, ülke faşist kafalı tek adam tarafından yönetiliyor demektir ki, bu facianın sorumluları da bu iki kurulun üyeleridir. Şimdi, yüreğinde bir parça olsun vatan sevgisi ve insan sevgisi bulunanlara soruyorum; Devletin görevlileri, ülkenin Büyükşehirlerinin PKK Narko-Terör örgütü tarafından PATLAYICI DEPOSU haline getirilmesini biliyor ve siyasi irade bu kişileri yasal koruma altına alıyorsa, o günden bu yana öldürülen-yakılan-sakat bırakılan insanlarımızın ve maddi kayıplarımızın sorumlusu kimdir? Bu hükümet değil midir? Bu ağır suç vatana ihanet değilse, nedir? Erdoğan Ailesinin Sabah Gazetesinin 11 Temmuz’da verdiği habere göre; MGK Genel Sekreterliği tarafından MGK ve Bakanlar Kuruluna sunulan raporda, PKK Narko-Terör örgütünün “Yurtdışına çekiliyoruz” dediği dönemde silahlanmaya devam ettiği yazıldı. Şehir savaşına hazırlanan örgüt kentlerdeki evleri mühimmat deposuna çevirip 80 BİN UZUN NAMLULU silahı buralarda sakladı, denildi! -80 Bin uzun namlulu silah! Ne için ve kime karşı kullanmak üzere depolanır? -Sözüm ona BARIŞ isteyen hangi örgüt elindeki yüz binlerce silaha ilaveten YEDEK olarak 80 Bin ağır silahı depolar? -Bu kadar büyük çapta ağır silah nasıl, hangi yolla ve kimlerin görevlerini yapmayıp göz yumması ile ülkeye sokulup, depolanabilir? -Devlet koruması olmasa, bu iş yapılabilir mi? 80 Bin tavuğu, kamyonlara doldurup Hakkâri’den İstanbul’a götürmeye kalkın, başınıza neler gelir, şaşırırsınız! Bu ağır suç, vatana ihanet değilse nedir? Bu ihanetten, Milli Güvenlik Kurulunun Asker-Sivil-Bürokrat tüm üyeleri, Bakanlar Kurulu Üyeleri ve tüm güvenlik birimlerinin başındaki bürokratlar Türk Milletine karşı sorumludurlar. Milli hassasiyetleri olan, kafasını ve gönlünü BOP Projesine-IŞİD-PKK gibi aşağılık örgütlere değil de, Türk Milletine-Türk Devletine ve Türk Tarihine veren bir iktidar bu kişilerin tamamını vatana ihanetten yargılamalıdır… İhanet içindeki bu kafalara, oylarıyla veya susarak-korkarak destek verenleri de, eğer kaldıysa kendi vicdanlarına havale ediyorum. Eyy Türk Milleti! Tüm bunlar gerçeği görmene yetmedi mi? İlla 80 Bin uzun namlulu silahın, çocuklarının canını almasını mı bekliyorsun? Senin elindeki tek silahın OY dur. Lütfen artık silaha-kana-ölüme ve bunların sırtından iktidarlarını sürdürmeye çalışan hainlere oy verme! Allah aşkına verme be kardeşim? Kime verelim diyorsan, defalarca söyledik ama yarın son bir kez daha söyleyelim…   Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Ağustos 2015 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2015 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

İHANET DEĞİLSE NE?

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi görevlileri, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın izni ve emriyle 2008 yılından itibaren Oslo’da, PKK Narko-Terör örgütünün Avrupa Baronları ile İngiltere temsilcisinin denetiminde (!) tam BEŞ toplantı yaptılar!

Her toplantıdan sonra dönemin Başbakan’ı Erdoğan’a doğal olarak hem bilgi verildi, hem de toplantıların tutanakları kendisine teslim edildi!
Dönemin Başbakan’ı Erdoğan’ın da, Cumhurbaşkanı Gül’ün Başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kuruluna, devlet olmanın gereği olarak bilgi verdiğini kabul ediyoruz…

Oslo’da ki görüşme zincirinin beşincisinde, dönemin Başbakan Müsteşar Yardımcısı, şimdinin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın önünde şu görüşme gerçekleşiyor;

Sabri Ok. (PKK);
Bizim güçler (PKK) her tarafta var onu söyleyelim. Türkiye’nin her tarafında var. Karadeniz’de de var, Toroslarda da var.
A.G (TC MİT Müsteşar Yardımcısı);
Biliyoruz, metropolleri de doldurdunuz. Bu arada patlayıcılarla (!) doldurdunuz!
Sabri Ok. (PKK);
Yok canım. (Gülerek)
A.G (TC MİT Müsteşar Yardımcısı);
Hepsini biliyoruz!
Sabri Ok. (PKK);
Onlar bir tarafa! Biz şimdi bu süreci ilerletelim, önemli olan o…

Bu konuşmalar, noktası virgülüne kadar doğru ve gerçektir. Yalan olsa dönemin Başbakanı niçin bu elemanları korumak için 24 saatte yasa çıkarmak zorunda kalsın ki?
Devlet olmanın gereği olarak tüm bu konuşmaların Milli Güvenlik Kurulunda ve Bakanlar Kurulunda tartışılması şarttır.
Eğer MGK ve Bakanlar Kurulu, herhangi bir köy kahvesi değilse, Türkiye demokratik parlamenter rejimle yönetilen bir ülke ise, böyle olması şarttır. Olmuyor ve bu iki kurula bilgi verilmiyor ise, ülke faşist kafalı tek adam tarafından yönetiliyor demektir ki, bu facianın sorumluları da bu iki kurulun üyeleridir.

Şimdi, yüreğinde bir parça olsun vatan sevgisi ve insan sevgisi bulunanlara soruyorum;
Devletin görevlileri, ülkenin Büyükşehirlerinin PKK Narko-Terör örgütü tarafından PATLAYICI DEPOSU haline getirilmesini biliyor ve siyasi irade bu kişileri yasal koruma altına alıyorsa, o günden bu yana öldürülen-yakılan-sakat bırakılan insanlarımızın ve maddi kayıplarımızın sorumlusu kimdir?
Bu hükümet değil midir?
Bu ağır suç vatana ihanet değilse, nedir?

Erdoğan Ailesinin Sabah Gazetesinin 11 Temmuz’da verdiği habere göre;
MGK Genel Sekreterliği tarafından MGK ve Bakanlar Kuruluna sunulan raporda, PKK Narko-Terör örgütünün “Yurtdışına çekiliyoruz” dediği dönemde silahlanmaya devam ettiği yazıldı. Şehir savaşına hazırlanan örgüt kentlerdeki evleri mühimmat deposuna çevirip 80 BİN UZUN NAMLULU silahı buralarda sakladı, denildi!

-80 Bin uzun namlulu silah! Ne için ve kime karşı kullanmak üzere depolanır?
-Sözüm ona BARIŞ isteyen hangi örgüt elindeki yüz binlerce silaha ilaveten YEDEK olarak 80 Bin ağır silahı depolar?
-Bu kadar büyük çapta ağır silah nasıl, hangi yolla ve kimlerin görevlerini yapmayıp göz yumması ile ülkeye sokulup, depolanabilir?
-Devlet koruması olmasa, bu iş yapılabilir mi? 80 Bin tavuğu, kamyonlara doldurup Hakkâri’den İstanbul’a götürmeye kalkın, başınıza neler gelir, şaşırırsınız!

Bu ağır suç, vatana ihanet değilse nedir?

Bu ihanetten, Milli Güvenlik Kurulunun Asker-Sivil-Bürokrat tüm üyeleri, Bakanlar Kurulu Üyeleri ve tüm güvenlik birimlerinin başındaki bürokratlar
Türk Milletine karşı sorumludurlar.
Milli hassasiyetleri olan, kafasını ve gönlünü BOP Projesine-IŞİD-PKK gibi aşağılık örgütlere değil de, Türk Milletine-Türk Devletine ve Türk Tarihine veren bir iktidar bu kişilerin tamamını vatana ihanetten yargılamalıdır…

İhanet içindeki bu kafalara, oylarıyla veya susarak-korkarak destek verenleri de, eğer kaldıysa kendi vicdanlarına havale ediyorum.

Eyy Türk Milleti!
Tüm bunlar gerçeği görmene yetmedi mi?
İlla 80 Bin uzun namlulu silahın, çocuklarının canını almasını mı bekliyorsun?
Senin elindeki tek silahın OY dur. Lütfen artık silaha-kana-ölüme ve bunların sırtından iktidarlarını sürdürmeye çalışan hainlere oy verme!
Allah aşkına verme be kardeşim? Kime verelim diyorsan, defalarca söyledik ama
yarın son bir kez daha söyleyelim…

 

Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Ağustos 2015
Rifat Serdaroğlu



Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.