Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

HER YERDE SEN

Bestekâr Ekrem Güyer’in Nihavent eseri; Her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem! Neş’em de sen, hüznüm de sen, bilmem ki nasıl söylesem… Ülkenin birinde 17 senedir hükmeden bir kral varmış! Elinden gelse, Azrail ile anlaşabilse, sürekli kalacakmış tahtta. Bir gün Papaz elbisesi giyip halkın arasına karışmış ve önüne gelene sormuş; Nasıl, Kralınızdan memnun musunuz? Demişler ki, şu karşıdaki ihtiyar semerci var ya, ona sor. Bizim semerimizi o yapar, biz de her şeyi ona sorarız! Sormuş ihtiyara, Kraldan memnun musunuz? Devam etsin mi, bıraksın mı? İhtiyar; Bıraksın. Yetti artık! Her yerde kralın resmi var, direklerde, ağaçlarda, paralarda bile! İnan evlat, onun resmini görmekten bıktık, bıktık… Çoban Ateşi Hareketi çalışmaları nedeniyle farklı yörelere gidiyoruz. Yerel seçim mi, genel seçim mi yapacağız belli değil. Her yerde bol-bol onun resimleri, arada bir de adayın resmi! Belediye Başkan Adayı Reyiz mi yoksa başka biri mi belli değil! Utanmasalar, adayların resimlerini de koymayacaklar. Adaylara soruyorsunuz; Reyiz’in resmi oy getirir mi? Yanıt; Nerde be abi! O eskidendi. Şimdi onu gören kaçıyor! Korkudan bir şey diyemiyoruz. Reyiz’in uğruna biz kurban olacağız… Adayları geri plana atıp, kendi adını öne çıkarmak ne demek? Şu demek; Siz hiçbiriniz bir bok değilsiniz! Ben olmazsam siz bir hiçsiniz! Sizi ben aday yaparım, sizi gene ben seçtiririm. Sizin işiniz sadece şartsız-şurtsuz itaat etmek. Belediyecilik Gönül işidir. Gönüllere girmesini biz biliriz. O iş bende! Adaylardan acemi biri parmak kaldırıp sormuş; İyi de Reyiz’im, demokrasi var. Ben seçilince yapacağım projelerim var. Projelerimi anlatamıyorum ki! Onlar ne olacak? Reyiz hışımla; Yemişim senin demokrasini de projeni de! Anandan projeyle mi doğdun? Demokrasi demek ben demek. O projeyi kıvırıp senin münasip bir yerine iliştiririm, görürsün gününü! Şışşt, bana bakın! Değiştirin bu tosunu, yerine daha uysal birini koyun… Reyiz, Beka-Bay Kemal- Kibariye- Katrilyon- Vay Pi Ci- Pi Vay- Di diye nutka devam ederken, deneyimli bir müteahhit Başkan Adayı, arkadaşlarıyla arkada fısıldaşıyordu; Ya Hacı, bizim Reyiz’e gerçekleri kim anlatacak yahu? Bizim ki ülkenin her yerini Saray sanıyor herhal? Milletin gönlüne gireceğimize, milletin cebine girip anasını ağlattık be! İnsanlar aç! Mahalle bakkalı bile dükkanı kapattı. Kimsenin cebinde beş kuruş kalmadı. Dün kasabadaki Küçük Sanayi sitesine gittim. Tüm esnaf kapı önünde karşılıklı tavla oynuyordu. Ne lan bu hal dedim, ekzozcu Bilal’e? Ne edelim abey ,ne gelen var ne giden! Alan yok, satanı eşekler öpsün. Seninkiler batırdı bizi, batırdı! Size oy moy yok! Selam da yok bundan böyle, bitirdiniz esnafı, bitirdiniz! Tam bu sırada, son beş yılda kasabanın en zengini oluveren Binlik Ali; Ne kaynatıyonuz lan? Dedikodu mu yapıyonuz? Deyim mi Reyiz’e? Diye diklendi. Yok be Başkan, mezbahanın arkasındaki tarla da doğal gaz varmış dedi bizim caminin imamı! O doğal gazı biz çıkarırsak, torbeş Yıldırım gazımızı alır mı, diye konuşuyorduk! Sence alır mı? Bin Ali; Anında alır. Hele Ağzıbozuk Cengiz ile Arap Ethem duyarlarsa, ayağınızdaki donu bile alırlar, cıscıbıl kalırsınız ülen… Siyasetin çarıklıları olan uyanıklar, mırıldanmaya başladılar; Al partini, koy çuvala, Salla salla vur duvara, vur duvara… Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Mart 2019 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 06 Mart 2019 - Çarşamba
Rıfat SERDAROĞLU

HER YERDE SEN

Bestekâr Ekrem Güyer’in Nihavent eseri; Her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem! Neş’em de sen, hüznüm de sen, bilmem ki nasıl söylesem…

Ülkenin birinde 17 senedir hükmeden bir kral varmış! Elinden gelse, Azrail ile anlaşabilse, sürekli kalacakmış tahtta. Bir gün Papaz elbisesi giyip halkın arasına karışmış ve önüne gelene sormuş; Nasıl, Kralınızdan memnun musunuz? Demişler ki, şu karşıdaki ihtiyar semerci var ya, ona sor. Bizim semerimizi o yapar, biz de her şeyi ona sorarız! Sormuş ihtiyara, Kraldan memnun musunuz? Devam etsin mi, bıraksın mı? İhtiyar; Bıraksın. Yetti artık! Her yerde kralın resmi var, direklerde, ağaçlarda, paralarda bile! İnan evlat, onun resmini görmekten bıktık, bıktık…

Çoban Ateşi Hareketi çalışmaları nedeniyle farklı yörelere gidiyoruz. Yerel seçim mi, genel seçim mi yapacağız belli değil. Her yerde bol-bol onun resimleri, arada bir de adayın resmi! Belediye Başkan Adayı Reyiz mi yoksa başka biri mi belli değil! Utanmasalar, adayların resimlerini de koymayacaklar. Adaylara soruyorsunuz; Reyiz’in resmi oy getirir mi? Yanıt; Nerde be abi! O eskidendi. Şimdi onu gören kaçıyor! Korkudan bir şey diyemiyoruz. Reyiz’in uğruna biz kurban olacağız…

Adayları geri plana atıp, kendi adını öne çıkarmak ne demek? Şu demek; Siz hiçbiriniz bir bok değilsiniz! Ben olmazsam siz bir hiçsiniz! Sizi ben aday yaparım, sizi gene ben seçtiririm. Sizin işiniz sadece şartsız-şurtsuz itaat etmek. Belediyecilik Gönül işidir. Gönüllere girmesini biz biliriz. O iş bende!

Adaylardan acemi biri parmak kaldırıp sormuş; İyi de Reyiz’im, demokrasi var. Ben seçilince yapacağım projelerim var. Projelerimi anlatamıyorum ki! Onlar ne olacak? Reyiz hışımla; Yemişim senin demokrasini de projeni de! Anandan projeyle mi doğdun? Demokrasi demek ben demek. O projeyi kıvırıp senin münasip bir yerine iliştiririm, görürsün gününü! Şışşt, bana bakın! Değiştirin bu tosunu, yerine daha uysal birini koyun…

Reyiz, Beka-Bay Kemal- Kibariye- Katrilyon- Vay Pi Ci- Pi Vay- Di diye nutka devam ederken, deneyimli bir müteahhit Başkan Adayı, arkadaşlarıyla arkada fısıldaşıyordu; Ya Hacı, bizim Reyiz’e gerçekleri kim anlatacak yahu? Bizim ki ülkenin her yerini Saray sanıyor herhal? Milletin gönlüne gireceğimize, milletin cebine girip anasını ağlattık be! İnsanlar aç! Mahalle bakkalı bile dükkanı kapattı. Kimsenin cebinde beş kuruş kalmadı. Dün kasabadaki Küçük Sanayi sitesine gittim. Tüm esnaf kapı önünde karşılıklı tavla oynuyordu. Ne lan bu hal dedim, ekzozcu Bilal’e? Ne edelim abey ,ne gelen var ne giden! Alan yok, satanı eşekler öpsün. Seninkiler batırdı bizi, batırdı! Size oy moy yok! Selam da yok bundan böyle, bitirdiniz esnafı, bitirdiniz!

Tam bu sırada, son beş yılda kasabanın en zengini oluveren Binlik Ali; Ne kaynatıyonuz lan? Dedikodu mu yapıyonuz? Deyim mi Reyiz’e? Diye diklendi. Yok be Başkan, mezbahanın arkasındaki tarla da doğal gaz varmış dedi bizim caminin imamı! O doğal gazı biz çıkarırsak, torbeş Yıldırım gazımızı alır mı, diye konuşuyorduk! Sence alır mı? Bin Ali; Anında alır. Hele Ağzıbozuk Cengiz ile Arap Ethem duyarlarsa, ayağınızdaki donu bile alırlar, cıscıbıl kalırsınız ülen…

Siyasetin çarıklıları olan uyanıklar, mırıldanmaya başladılar; Al partini, koy çuvala, Salla salla vur duvara, vur duvara…

Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Mart 2019 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.