Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

HAYIRLI TÜRKİYE’YE 2 GÜN KALDI

AKP’nin hedefi, İran benzeri ve bir eyaleti “Kürdistan” olan “Federe İslam Devletine” geçmektir. Yıllardır her fırsatta vurguladığım bu iddiamın gerekçeleri şunlardır. Siyaset ile uğraşan kişinin hedefini, doğru ve gerçek olarak anlamak için o kişinin yıllar içinde verdiği, kamuya açık beyanlarını dikkatle izlemek gerekir! AKP üst yöneticilerinin, Cumhuriyet dönemine “Zulüm Dönemi”, “Baskı Dönemi”, “Müslümanların ezildiği dönem” dedikleri, Lâiklik ve pozitif Hukuk sistemi karşıtı olan yüzlerce beyanatları arşivlerde mevcuttur. Yurtiçi ve yurtdışında bu beyanlar sürekli olarak tekrar edilmiştir. Yakın siyasi tarih, istihbarat kayıtları ve mahkeme zabıtları iyi incelenirse, AKP üst yöneticilerinin çoğunluğunun, gençlik yıllarından bu yana İran’ın ve Humeyni’nin Türkiye’ye “rejim ihracı” için görevlendirdiği İranlı ajanlarla beraber çalıştıkları, belli aralıklarla İran’a gidip eğitim aldıkları isim-isim belirlenmiştir. Bazı AKP yöneticilerinin “İki Ayyaşın devri” diye özetledikleri Cumhuriyet dönemine şimdilik sahip çıkıyor görünmeleri takiyeden ve hedef saptırmaktan başka bir şey değildir… Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşları ve başdanışmanlarını incelediğinizde çoğu ile olan birlikteliğinin 1990’lı yıllara dayandığını, Erdoğan’ın siyaseten her yükselişinde bu adamlarını da yanında taşıdığını görebilirsiniz. Hayati Yazıcı’dan Mehdi Eker’e, M. Ali Şahin’den Metin Külünk’e, İsmail Kahraman’dan Ekrem Erdem’e, Mehmet Metiner’den Binali Yıldırım’a çok sayıda örnek vermek mümkündür. Bu ekip, her fırsatta Cumhuriyet ve Lâiklik karşıtı beyanlar vermiş ve Erdoğan’ın her yükselişinde onunla beraber hem yükselmiş hem de süper zenginleşmiştir! Erdoğan’ın her biri “Baş” olan danışmanları da aynı kafadadır. 1994 yılında Kayseri Belediye Başkanı olan Şükrü Karatepe, “Her 10 Kasım’da Mustafa Kemal için zorla SAP GİBİ DURUYORUZ” diyen adamdır. Mehmet Ata Uçum adlı diğer Başdanışmanı ise önce adındaki “Ata” adını mahkeme kararıyla çıkartmış ve “Atatürk adını anayasadan sileceğiz” demiştir. Karatepe ve Uçum adlı Erdoğan’ın adamları “Çözüm Süreci” denen ihanet sürecinde de “Akil İnsanlar Heyetinde” zehir saçmaya devam ettiler. Şimdi de Cumhurbaşkanı Başdanışmanları olarak, eğer evet kazanırsa biri “Eyalet Sistemini” diğeri ise yeni bir devlet kuracaklarını açıkladılar! Dikkatinizi çekerim, Başdanışmanlar bu fikirlerini yazıyla ifade ettiler. Yani “yanlış anlaşıldım, sözlerim çarpıtıldı” yalanını bu kez söyleyemeyecekler. Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak ve ülkeyi eyaletlere bölme suçlamalarına muhatap olan Erdoğan, bu iki Başdanışmanının işlerine son verdi mi? Güldürmeyin lütfen… Başdanışmanların “Rejim Değişikliği” talep eden sözlerini gerçekleştirmek için Anayasal yetki şarttır. İşte zurnanın zart dediği yer de burasıdır. 16 Nisan’da evet çıktığı takdirde Erdoğan çıkaracağı bir kararname ile ülkeyi eyaletlere bölebilir, bir gecede tüm üst düzey devlet yöneticilerini görevden alabilir ve orduyu Türk Milletine karşı kullanabilir! Ama bu kadar da olmaz, bu bir komplo teorisi, paranoya diyenlere şunu sorabilirsiniz; Madem eyalet kurma yetkisini kullanmayacak, niçin Anayasa değişiklik metninin içine gizleyerek koydurdu? Eğer; Türkiye’mizin bölünmesini, Cumhuriyet’imizin çökmesini, Kürdistan Devletinin kurulmasını istemiyorsak, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan sapkınların, Cumhurbaşkanı Vekili olmalarını istemiyorsak, HAYIR oyu vereceğiz ve son ana kadar HAYIR oyu verdirmek için çok ama çok çalışacağız. Türk Milleti bu emperyalist oyunu ve piyonlarını mutlaka yenecektir… Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Nisan 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 13 Nisan 2017 - Perşembe
Rıfat SERDAROĞLU

HAYIRLI TÜRKİYE’YE 2 GÜN KALDI

AKP’nin hedefi, İran benzeri ve bir eyaleti “Kürdistan” olan “Federe İslam Devletine” geçmektir. Yıllardır her fırsatta vurguladığım bu iddiamın gerekçeleri şunlardır.

Siyaset ile uğraşan kişinin hedefini, doğru ve gerçek olarak anlamak için o kişinin yıllar içinde verdiği, kamuya açık beyanlarını dikkatle izlemek gerekir! AKP üst yöneticilerinin, Cumhuriyet dönemine “Zulüm Dönemi”, “Baskı Dönemi”, “Müslümanların ezildiği dönem” dedikleri, Lâiklik ve pozitif Hukuk sistemi karşıtı olan yüzlerce beyanatları arşivlerde mevcuttur. Yurtiçi ve yurtdışında bu beyanlar sürekli olarak tekrar edilmiştir. Yakın siyasi tarih, istihbarat kayıtları ve mahkeme zabıtları iyi incelenirse, AKP üst yöneticilerinin çoğunluğunun, gençlik yıllarından bu yana İran’ın ve Humeyni’nin Türkiye’ye “rejim ihracı” için görevlendirdiği İranlı ajanlarla beraber çalıştıkları, belli aralıklarla İran’a gidip eğitim aldıkları isim-isim belirlenmiştir. Bazı AKP yöneticilerinin “İki Ayyaşın devri” diye özetledikleri Cumhuriyet dönemine şimdilik sahip çıkıyor görünmeleri takiyeden ve hedef saptırmaktan başka bir şey değildir…

Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşları ve başdanışmanlarını incelediğinizde çoğu ile olan birlikteliğinin 1990’lı yıllara dayandığını, Erdoğan’ın siyaseten her yükselişinde bu adamlarını da yanında taşıdığını görebilirsiniz. Hayati Yazıcı’dan Mehdi Eker’e, M. Ali Şahin’den Metin Külünk’e, İsmail Kahraman’dan Ekrem Erdem’e, Mehmet Metiner’den Binali Yıldırım’a çok sayıda örnek vermek mümkündür. Bu ekip, her fırsatta Cumhuriyet ve Lâiklik karşıtı beyanlar vermiş ve Erdoğan’ın her yükselişinde onunla beraber hem yükselmiş hem de süper zenginleşmiştir!

Erdoğan’ın her biri “Baş” olan danışmanları da aynı kafadadır. 1994 yılında Kayseri Belediye Başkanı olan Şükrü Karatepe, “Her 10 Kasım’da Mustafa Kemal için zorla SAP GİBİ DURUYORUZ” diyen adamdır. Mehmet Ata Uçum adlı diğer Başdanışmanı ise önce adındaki “Ata” adını mahkeme kararıyla çıkartmış ve “Atatürk adını anayasadan sileceğiz” demiştir.

Karatepe ve Uçum adlı Erdoğan’ın adamları “Çözüm Süreci” denen ihanet sürecinde de “Akil İnsanlar Heyetinde” zehir saçmaya devam ettiler.

Şimdi de Cumhurbaşkanı Başdanışmanları olarak, eğer evet kazanırsa biri “Eyalet Sistemini” diğeri ise yeni bir devlet kuracaklarını açıkladılar! Dikkatinizi çekerim, Başdanışmanlar bu fikirlerini yazıyla ifade ettiler. Yani “yanlış anlaşıldım, sözlerim çarpıtıldı” yalanını bu kez söyleyemeyecekler. Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak ve ülkeyi eyaletlere bölme suçlamalarına muhatap olan Erdoğan, bu iki Başdanışmanının işlerine son verdi mi? Güldürmeyin lütfen…

Başdanışmanların “Rejim Değişikliği” talep eden sözlerini gerçekleştirmek için Anayasal yetki şarttır. İşte zurnanın zart dediği yer de burasıdır. 16 Nisan’da evet çıktığı takdirde Erdoğan çıkaracağı bir kararname ile ülkeyi eyaletlere bölebilir, bir gecede tüm üst düzey devlet yöneticilerini görevden alabilir ve orduyu Türk Milletine karşı kullanabilir!

Ama bu kadar da olmaz, bu bir komplo teorisi, paranoya diyenlere şunu sorabilirsiniz; Madem eyalet kurma yetkisini kullanmayacak, niçin Anayasa değişiklik metninin içine gizleyerek koydurdu?

Eğer; Türkiye’mizin bölünmesini, Cumhuriyet’imizin çökmesini, Kürdistan Devletinin kurulmasını istemiyorsak, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan sapkınların, Cumhurbaşkanı Vekili olmalarını istemiyorsak, HAYIR oyu vereceğiz ve son ana kadar HAYIR oyu verdirmek için çok ama çok çalışacağız. Türk Milleti bu emperyalist oyunu ve piyonlarını mutlaka yenecektir…

Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Nisan 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.