Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

EVET YAZIKLAR OLSUN! AMA KİME?

“Cumhurbaşkanına hakaret suçu” işlediğim gerekçesiyle Alanya Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkûm edilmiştim. Sayın mahkeme bu cezayı da ertelememişti! Antalya Bölge Adalet (İstinaf) Mahkemesine itiraz ettik. Değerli Avukat arkadaşlarım Sayın Sibel Hasdemir ve Sayın Fikret İlkiz hocamızla 13 Şubat günkü duruşmaya katıldık. Sayın mahkeme, oy çokluğu ile beraatımıza karar verdi! Bu konuda ve Türk Yargısının içinde bulunduğu içler acısı durumu sizlerle ilerde paylaşacağım! Şimdilik söyleyeceğim şudur; Sağlam durun, postu deldirmeyin, haksızlık karşısında mücadele gücünüzden asla vaz geçmeyin! Türkiye Cumhuriyeti Devleti nedir? Bir hukuk devletidir. Kaynağını anayasadan almadığı bir yetkiyi kimse kullanamaz. Kullanmaya kalkan suç işler. Bu suçun hesabı da er geç ama mutlaka sorulur. Devleti yöneten siyasetçilerin kimseye hakaret etmeye hakları yoktur. Tıynetlerinde olmasa dahi, kibar ve insanlara saygı ile hitap etmelidirler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne değildir? Türkiye bir diktatör tarafından yönetilen bir çadır devleti değildir. Bu ülkede seçilmiş kişiler makamları ne olursa olsun, anayasa ve yasalara uygun davranmak zorundadırlar. Kimse Deli İbrahim veya Çar Deli Petro gibi davranamaz. Seçimle gelenler, her eylemleri sebebiyle hesap vereceklerdir. Kullandıkları yetkinin de paranın da silahlı güçlerin sahibi de Türk Milletidir… Tablo şu; Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “Zeytin Dalı harekâtı siyasete alet edilmemelidir” diyen sözü için ne düşündüğünü soran gazeteciye aynen şu yanıtı veriyor; “Ben bunu az önce duydum ve bir Genelkurmay Başkanından, emekli olsa da böyle bir açıklamayı duymak, bizler için büyük bir talihsizliktir. Bir defa, siyasete alet edildiğini söylemek onun haddine mi? Yazıklar olsun, gereği yapılacak…” Bu tarz bir devlet yönetimi, yani kimin ne söyleyeceği ne konuşacağına ayar veren bir anlayış hiçbir demokratik yönetimde olmaz. Olsa olsa Ortadoğu’nun ilkel çadır devletlerinde olur… İlker Başbuğ ne diyor? “Mehmetçik Suriye’de savaşıyor, canını veriyor. Türk Ordusu bu mücadele içindeyken, Zeytin Dalı operasyonunu, siyasete alet etmeyin. Ordumuzun arkasında kale gibi duralım.” Paşanın dediği bu! Bunun neresi yanlış? Çocuklarını sahte çürük raporu ile askerlikten kaçıran, Vali kontrolünde 15 gün askercilik oynatan biri, Türk Ordusuna komuta etmiş bir vatansever Atatürkçüyü nasıl anlar ki? Türk Ordusunu, hayatı boyunca kendi siyasi hedefleri için bir “TEHLİKE” olarak gören, Türk Ordusuna kumpas kurulup kozmik odasına girilmesine izin veren ve bu gizli belgelerin CIA-FETÖ iş birliğinin eline geçmesine neden olan Atatürk düşmanı, FETÖ ile menzilinin aynı olduğunu söyleyen biri, Türk Ordusuna komuta etmiş bir aydını nasıl anlar ki? Soru şu; Bir Mehmetçiğin tırnağı, bin tane AKP ilçe kongresine değer mi? Bu milli mesele AKP kongrelerinin veya tükenmiş Bahçeli’nin güç kazanması için malzeme yapılacak kadar basit bir iş mi? Yanıt; Elbette ki değildir! Kim ki bu milli meseleleri siyasi çıkar aracı olarak görüyorsa, kim ki Allah’tan korkmadan, insanlardan utanmadan bu harekâtı “siyasi çıkar” aracı olarak kullanıyorsa ona gerçekten yazıklar olsun… O zaman beraberce soralım; Kime yazıklar olsun? Hiçbir siyasi hesabı olmayan İlker Başbuğ’a mı, yoksa şehit cenazelerinde Mehmetçiğimizin tabutlarına dirsek koyanlara mı? Karar senin aziz Türk Milleti! Hiç olmazsa Türk Vatanı için canlarını veren bu ana kuzuları kadar cesur olsan, bir kez olsun ayağa kalksan ve doğrunun iyinin güzelin yanında saf tutsan, inan ki gerisi çorap söküğü gibi gelir! Ha gayret… Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Şubat 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2018 - Çarşamba
Rıfat SERDAROĞLU

EVET YAZIKLAR OLSUN! AMA KİME?

“Cumhurbaşkanına hakaret suçu” işlediğim gerekçesiyle Alanya Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkûm edilmiştim. Sayın mahkeme bu cezayı da ertelememişti! Antalya Bölge Adalet (İstinaf) Mahkemesine itiraz ettik. Değerli Avukat arkadaşlarım Sayın Sibel Hasdemir ve Sayın Fikret İlkiz hocamızla 13 Şubat günkü duruşmaya katıldık. Sayın mahkeme, oy çokluğu ile beraatımıza karar verdi! Bu konuda ve Türk Yargısının içinde bulunduğu içler acısı durumu sizlerle ilerde paylaşacağım! Şimdilik söyleyeceğim şudur; Sağlam durun, postu deldirmeyin, haksızlık karşısında mücadele gücünüzden asla vaz geçmeyin!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti nedir? Bir hukuk devletidir. Kaynağını anayasadan almadığı bir yetkiyi kimse kullanamaz. Kullanmaya kalkan suç işler. Bu suçun hesabı da er geç ama mutlaka sorulur. Devleti yöneten siyasetçilerin kimseye hakaret etmeye hakları yoktur. Tıynetlerinde olmasa dahi, kibar ve insanlara saygı ile hitap etmelidirler.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne değildir? Türkiye bir diktatör tarafından yönetilen bir çadır devleti değildir. Bu ülkede seçilmiş kişiler makamları ne olursa olsun, anayasa ve yasalara uygun davranmak zorundadırlar. Kimse Deli İbrahim veya Çar Deli Petro gibi davranamaz. Seçimle gelenler, her eylemleri sebebiyle hesap vereceklerdir. Kullandıkları yetkinin de paranın da silahlı güçlerin sahibi de Türk Milletidir…

Tablo şu; Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “Zeytin Dalı harekâtı siyasete alet edilmemelidir” diyen sözü için ne düşündüğünü soran gazeteciye aynen şu yanıtı veriyor; “Ben bunu az önce duydum ve bir Genelkurmay Başkanından, emekli olsa da böyle bir açıklamayı duymak, bizler için büyük bir talihsizliktir. Bir defa, siyasete alet edildiğini söylemek onun haddine mi? Yazıklar olsun, gereği yapılacak…”

Bu tarz bir devlet yönetimi, yani kimin ne söyleyeceği ne konuşacağına ayar veren bir anlayış hiçbir demokratik yönetimde olmaz. Olsa olsa Ortadoğu’nun ilkel çadır devletlerinde olur…

İlker Başbuğ ne diyor? “Mehmetçik Suriye’de savaşıyor, canını veriyor. Türk Ordusu bu mücadele içindeyken, Zeytin Dalı operasyonunu, siyasete alet etmeyin. Ordumuzun arkasında kale gibi duralım.” Paşanın dediği bu! Bunun neresi yanlış?

Çocuklarını sahte çürük raporu ile askerlikten kaçıran, Vali kontrolünde 15 gün askercilik oynatan biri, Türk Ordusuna komuta etmiş bir vatansever Atatürkçüyü nasıl anlar ki?

Türk Ordusunu, hayatı boyunca kendi siyasi hedefleri için bir “TEHLİKE” olarak gören, Türk Ordusuna kumpas kurulup kozmik odasına girilmesine izin veren ve bu gizli belgelerin CIA-FETÖ iş birliğinin eline geçmesine neden olan Atatürk düşmanı, FETÖ ile menzilinin aynı olduğunu söyleyen biri, Türk Ordusuna komuta etmiş bir aydını nasıl anlar ki?

Soru şu; Bir Mehmetçiğin tırnağı, bin tane AKP ilçe kongresine değer mi? Bu milli mesele AKP kongrelerinin veya tükenmiş Bahçeli’nin güç kazanması için malzeme yapılacak kadar basit bir iş mi?

Yanıt; Elbette ki değildir! Kim ki bu milli meseleleri siyasi çıkar aracı olarak görüyorsa, kim ki Allah’tan korkmadan, insanlardan utanmadan bu harekâtı “siyasi çıkar” aracı olarak kullanıyorsa ona gerçekten yazıklar olsun…

O zaman beraberce soralım; Kime yazıklar olsun? Hiçbir siyasi hesabı olmayan İlker Başbuğ’a mı, yoksa şehit cenazelerinde Mehmetçiğimizin tabutlarına dirsek koyanlara mı? Karar senin aziz Türk Milleti! Hiç olmazsa Türk Vatanı için canlarını veren bu ana kuzuları kadar cesur olsan, bir kez olsun ayağa kalksan ve doğrunun iyinin güzelin yanında saf tutsan, inan ki gerisi çorap söküğü gibi gelir! Ha gayret…

Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Şubat 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.