Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

DIŞ POLİTİKAMIZIN SORUMLUSU KİM?

AKP, 2002 yılından bu yana Türk Devletinin en değerli hafızası olan Dışişleri Bakanlığı yetkililerini devre dışı bıraktı, onlarla “Monşerler” diye alay etti. Ya şeriatçılara yakın ya Kürtçülere yakın kişileri görevlendirdi. Komşularla sıfır problemden, sıfır komşuya düşüşümüzün birinci sebebi budur. Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuda olduğu gibi dış politika için de sürekli konuşuyor. Bu konuşmaları incelediğinizde maalesef tutarlık, tarih bilgisi ve ciddiyetten yoksun olduğunu görüyoruz. Kendisinin hiç hatası yok, suç hep başkalarının! Ya üst aklın ya faiz lobisinin ya dış güçlerin ya terör örgütlerinin ya da muhalefetin. AK Partinin AK kaşığı sanki! Erdoğan, dün kardeş dediğine ertesi gün “hain”, dün stratejik ortak dediğine bugün “sözünü tutmayan” diyebiliyor, herkese “Eyy” diye başlayan cümlelerle yükleniyor! Üzülerek ifade etmeliyim ki bu tutum, hür dünya devlet ve hükümet başkanları tarafından artık ciddiye alınmıyor! Başbakan Binali Yıldırım ise her konuda olduğu gibi “Ben bilmem abim bilir” havasında! Dışişleri Bakanı da Erdoğan ne derse onu diyor, sahibinin sesi gibi! Fakat iki adet, siyasi sorumluluğu olmayan, seçilmemiş ve şaibeli kişi T.C Devleti adına konuşuyor! Necmettin Bilal Erdoğan ve İbrahim Kalın! Necmettin Bilal Erdoğan; Doktora vermek için gittiği İtalya’da “Kara para aklamak suçundan” yargılanmak istenen ve Gürcistan pasaportuyla vın turizm uçağıyla İtalya’dan kaçan “İlim Yayma Vakfı Başkanı” Helal Bilal oğlan Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde şunları söyledi; “Eskiden müttefikleri eleştirmeyen bir Türkiye vardı. Biz bunları aşarak büyüdük. Sizler bunları görmediniz bile!” Konuşmasını Bakanların, Vali’nin alkışladığı Helal Bilal Erdoğan’a kimse sormadı; - “Biz” dediğiniz kim? Siz kimsiniz ve hangi yetki ile geçmişin Siyasi Liderlerini eleştiriyorsunuz? - Müttefik demek, “birbiriyle anlaşmış, ittifak etmiş” kişiler demektir. Madem eleştirecektiniz niçin müttefik oldunuz? Madem müttefiksiniz, neden eleştiriyorsunuz? Hasta mısınız? - Türk Milleti, Helal Bilal Erdoğan’ın nasıl büyüdüğünü, topladığı 100 Milyon Dolarlık BAĞIŞLARDAN bilir. Siz başka neleri aştınız da büyüdünüz? -Yoksa babanız, T.C Devletinin dış politikasını sizinle mi tartışıyor? İbrahim Kalın; İlginç bir kişiliktir İbrahim Kalın! Çocuğunun okul taksidini işadamı Abdullah Tivnikli’ye ödetmekte bir mahzur görmez! Barzani’ye sıra gecesinde saz çalar! Yavuz Bingöl ile klip yapar! Türk Devletine “terörist” diyen Ahmet Kaya’nın kabrini ziyaret eder! Şivan Perver’ hayranıdır! Erdoğan’ın maaşlı danışmanı Kalın, konumunu danışman olarak değil de Bakanlar Kurulunun üstü olarak tutar. Örneğin gazetecilere “Bakanların değişmesi gündemimizde yok” der! Her derde deva Kalın, dün şunları söyledi; “Türkiye ulusal güvenliğe tehdit teşkil edecek her türlü tedbiri almıştır. Almaya da devam edecektir. Bu Afrin de olur, Münbiç de de olur. Türkiye kimseden icazet almadan yerini, zamanını, şeklini kendisi belirlemek suretiyle tedbirleri almaya devam edecektir.” Hadi soralım bakalım Kalın’a; T.C Devleti Kıbrıs Barış Harekâtını başarıyla gerçekleştirirken kimden icazet aldı? Kimseden icazet almıyor iseniz, Türk Askerinin kafasına çuval geçirilmesine niçin izin verdiniz ve niçin Eyy Amerika diye hesap sormadınız? En azından Reza Zarrab için verdiğiniz İKİ notadan birini Türk Askeri için vermediniz? Süleyman Şah Türbesini, kimseden icazet almadığınız için mi koruyamadınız? Peşmergeleri ağır silahları ve PKK bayraklarıyla Türkiye’den geçirirken size kim talimat verdi? Ülkede onlarca sözde PKK Şehitliği açılırken kimseden icazet almadınız değil mi? Değerli Okurlar; Devlet yönetimi “Vatan Sevgisi-Deneyim-Tarih Bilgisi ve Diplomatik nezaket” ister. Zart-zurt herkese bağırırsanız, herkese hakaret ederseniz kimseden saygı görmeyen diktatörlere dönersiniz! Saddam gibi, Kaddafi gibi! T.C Devleti bugünlerde tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Bu zor günlerden en az kayıpla çıkmanın yolu, Türk Milletine karşı siyasi sorumluluğu olan deneyimli kişilerle çalışmaktan geçer. Türk Milletine sürekli söylenen şudur; “Aman ha hassas zamanlardan geçiyoruz. Bu milli meseledir. Bir ve beraber olma zamanıdır. Eleştirmeyin!” İyi, tamam bir ve beraber olalım olmasına da bizi bu hallere düşürenlerden bunun hesabını sormayalım mı? Sürekli yanlış yapıp, başımızı dertten derde sokanların şimdi doğru yaptıklarını nasıl bileceğiz? Ülkeyi yönetenlerin yine kandırılmadıklarına, aldatılmadıklarına nasıl inanacağız? Bu kez tehlikede olan vatanımızın, çocuklarımızın ve Türk neslinin geleceğidir. Biz Erdoğan neslinden değiliz ki yedi soyumuzun geleceği balya-balya dolarlarla garanti altına alınmış olsun! Ha Helal Bilal Oğlan, sen bu işe ne diyon? Hele söyle bakeem… Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Ocak 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 20 Ocak 2018 - Cumartesi
Rıfat SERDAROĞLU

DIŞ POLİTİKAMIZIN SORUMLUSU KİM?

AKP, 2002 yılından bu yana Türk Devletinin en değerli hafızası olan Dışişleri Bakanlığı yetkililerini devre dışı bıraktı, onlarla “Monşerler” diye alay etti. Ya şeriatçılara yakın ya Kürtçülere yakın kişileri görevlendirdi. Komşularla sıfır problemden, sıfır komşuya düşüşümüzün birinci sebebi budur. Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuda olduğu gibi dış politika için de sürekli konuşuyor. Bu konuşmaları incelediğinizde maalesef tutarlık, tarih bilgisi ve ciddiyetten yoksun olduğunu görüyoruz. Kendisinin hiç hatası yok, suç hep başkalarının! Ya üst aklın ya faiz lobisinin ya dış güçlerin ya terör örgütlerinin ya da muhalefetin. AK Partinin AK kaşığı sanki! Erdoğan, dün kardeş dediğine ertesi gün “hain”, dün stratejik ortak dediğine bugün “sözünü tutmayan” diyebiliyor, herkese “Eyy” diye başlayan cümlelerle yükleniyor! Üzülerek ifade etmeliyim ki bu tutum, hür dünya devlet ve hükümet başkanları tarafından artık ciddiye alınmıyor!

Başbakan Binali Yıldırım ise her konuda olduğu gibi “Ben bilmem abim bilir” havasında! Dışişleri Bakanı da Erdoğan ne derse onu diyor, sahibinin sesi gibi! Fakat iki adet, siyasi sorumluluğu olmayan, seçilmemiş ve şaibeli kişi T.C Devleti adına konuşuyor! Necmettin Bilal Erdoğan ve İbrahim Kalın!

Necmettin Bilal Erdoğan; Doktora vermek için gittiği İtalya’da “Kara para aklamak suçundan” yargılanmak istenen ve Gürcistan pasaportuyla vın turizm uçağıyla İtalya’dan kaçan “İlim Yayma Vakfı Başkanı” Helal Bilal oğlan Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde şunları söyledi; “Eskiden müttefikleri eleştirmeyen bir Türkiye vardı. Biz bunları aşarak büyüdük. Sizler bunları görmediniz bile!”

Konuşmasını Bakanların, Vali’nin alkışladığı Helal Bilal Erdoğan’a kimse sormadı; - “Biz” dediğiniz kim? Siz kimsiniz ve hangi yetki ile geçmişin Siyasi Liderlerini eleştiriyorsunuz? - Müttefik demek, “birbiriyle anlaşmış, ittifak etmiş” kişiler demektir. Madem eleştirecektiniz niçin müttefik oldunuz? Madem müttefiksiniz, neden eleştiriyorsunuz? Hasta mısınız? - Türk Milleti, Helal Bilal Erdoğan’ın nasıl büyüdüğünü, topladığı 100 Milyon

Dolarlık BAĞIŞLARDAN bilir. Siz başka neleri aştınız da büyüdünüz? -Yoksa babanız, T.C Devletinin dış politikasını sizinle mi tartışıyor?

İbrahim Kalın; İlginç bir kişiliktir İbrahim Kalın! Çocuğunun okul taksidini işadamı Abdullah Tivnikli’ye ödetmekte bir mahzur görmez! Barzani’ye sıra gecesinde saz çalar! Yavuz Bingöl ile klip yapar! Türk Devletine “terörist” diyen Ahmet Kaya’nın kabrini ziyaret eder! Şivan Perver’ hayranıdır! Erdoğan’ın maaşlı danışmanı Kalın, konumunu danışman olarak değil de Bakanlar Kurulunun üstü olarak tutar. Örneğin gazetecilere “Bakanların değişmesi gündemimizde yok” der! Her derde deva Kalın, dün şunları söyledi; “Türkiye ulusal güvenliğe tehdit teşkil edecek her türlü tedbiri almıştır. Almaya da devam edecektir. Bu Afrin de olur, Münbiç de de olur. Türkiye kimseden icazet almadan yerini, zamanını, şeklini kendisi belirlemek suretiyle tedbirleri almaya devam edecektir.”

Hadi soralım bakalım Kalın’a; T.C Devleti Kıbrıs Barış Harekâtını başarıyla gerçekleştirirken kimden icazet aldı? Kimseden icazet almıyor iseniz, Türk Askerinin kafasına çuval geçirilmesine niçin izin verdiniz ve niçin Eyy Amerika diye hesap sormadınız? En azından Reza Zarrab için verdiğiniz İKİ notadan birini Türk Askeri için vermediniz? Süleyman Şah Türbesini, kimseden icazet almadığınız için mi koruyamadınız? Peşmergeleri ağır silahları ve PKK bayraklarıyla Türkiye’den geçirirken size kim talimat verdi? Ülkede onlarca sözde PKK Şehitliği açılırken kimseden icazet almadınız değil mi?

Değerli Okurlar; Devlet yönetimi “Vatan Sevgisi-Deneyim-Tarih Bilgisi ve Diplomatik nezaket” ister. Zart-zurt herkese bağırırsanız, herkese hakaret ederseniz kimseden saygı görmeyen diktatörlere dönersiniz! Saddam gibi, Kaddafi gibi! T.C Devleti bugünlerde tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Bu zor günlerden en az kayıpla çıkmanın yolu, Türk Milletine karşı siyasi sorumluluğu olan deneyimli kişilerle çalışmaktan geçer.

Türk Milletine sürekli söylenen şudur; “Aman ha hassas zamanlardan geçiyoruz. Bu milli meseledir. Bir ve beraber olma zamanıdır. Eleştirmeyin!” İyi, tamam bir ve beraber olalım olmasına da bizi bu hallere düşürenlerden bunun hesabını sormayalım mı? Sürekli yanlış yapıp, başımızı dertten derde sokanların şimdi doğru yaptıklarını nasıl bileceğiz? Ülkeyi yönetenlerin yine kandırılmadıklarına, aldatılmadıklarına nasıl inanacağız? Bu kez tehlikede olan vatanımızın, çocuklarımızın ve Türk neslinin geleceğidir. Biz Erdoğan neslinden değiliz ki yedi soyumuzun geleceği balya-balya dolarlarla garanti altına alınmış olsun! Ha Helal Bilal Oğlan, sen bu işe ne diyon? Hele söyle bakeem…

Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Ocak 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.